Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Acı Kahve
Acı Kahve

Acı Kahve

Agatha Christie

Yazarın ilk tiyatro oyunu olan kitap, 1930 yılında ilk kez sahneye konulmuş ve ertesi yıl sinemaya uyarlanmıştır. Ölümünden yirmi bir yıl sonra roman halinde…

Yazarın ilk tiyatro oyunu olan kitap, 1930 yılında ilk kez sahneye konulmuş ve ertesi yıl sinemaya uyarlanmıştır. Ölümünden yirmi bir yıl sonra roman halinde yayınlanmıştır.

BİRİNCİ BÖLÜM

Hercule Poirot, Whilehall Mansions’daki küçük fakat insanı dinlendiren dairesinde kahvaltı ediyordu. Tatlı çörekle kakao nefisti. Alışkanlıklarından çoğu zaman şaşmazdı; fakat o sabah uşağı George’dan bir fincan kakao daha istedi. Bir yandan da kahvaltı masasındaki gazeteye göz atıyordu.

Her zamanki titizliğiyle, işi biten zarfları düzgünce üst üste koydu. Hepsi, dostu Hastings’in yıllar önce doğum gününde verdiği kılıç biçimindeki mektup açacağıyla muntazam olarak açılmıştı, ikinci bir zarf yığını, George’dan atmasını isteyeceği, gereksiz şeylerden oluşmaktaydı. Üçüncü desteyse, cevap vermesi gereken, en azından aldığını bildireceği mektupları içeriyordu. Bunlarla kahvaltıdan sonra ilgilenecekti, ancak kesinlikle saat ondan önce değil. Poirot işlere sabahın daha erken vaktinde başlamanın profesyonelliğe aykırı olduğuna inanırdı. Oysa bir davayla ilgilendiğinde… O zaman durum değişirdi tabii. Bir seferinde Hastings’le şafaktan önce… Hayır, geçmişe dalmanın sırası değildi.  o mutlu günler. “Muhteşem Dörtlü” diye bilinen uluslararası bir suç örgütünü başarıyla çözdükleri son işlerinin ardından Hastings Arjantin’deki çiftliğine ve karısına dönmüştü. Eski dostu Hastings çiftlikle ilgili bir iş için geçici olarak Londra’daydı. Gel gör ki, bir olayı çözmek için yeniden beraber çalışmaları olası görünmüyordu. Hercule Poirot’nun 1934 Mayısı’nın o güzelim bahar sabahında yaşadığı huzursuzluğun nedeni bu muydu yoksa? Emekliydi gerçi ama karşısına ilginç bir dava geldiğinde, ara sıra bu emekliliği bir yana bıraktığı olurdu. Keşke, fikirlerini ve teorilerini sınayacak Hastings’le birlikte yine iz peşinde olabilseydi. Ne var ki. son birkaç aydır mesleki ilgisini çekecek bir olaya rastlamamıştı. Artık hayal güçleri geniş suçlular kalmamış mıydı ne? Hercule Poirot çözmeye tenezzül etmeyeceği, alçakça, vahşice işlenmiş cinayetlerle hırsızlık vakaları mı duyacaktı sadece?

George’un sessizce yanına gelip kakao vermesiyle düşünceleri yanda kesildi. Buna sevindi ama yalnızca nefis tadına bayıldığı için değil. Parkta gezintinin ardından Mayfair’i takiben tek başına öğle yemeği yiyeceği Soho’daki restorana kadar yapacağı yürüyüş dışında ilginç bir şey gözükmeyen günü bir süre daha ertelemesini sağladığı için de memnun olmuştu. Yemeğe pateyle başlar, ardından sade bir bonne femme, sonra da…

George’un çekilmeyip ona bir şeyler söylediğini farketti. Kusursuz bir uşak ve tipik İngiliz olan George uzun zamandır yanında çalışıyordu. Poirot’nun bir uşakta aradığı tüm özelliklere sahipti. Meraklı değildi ve fikirlerini nadiren dile getirirdi. Aynı zamanda İngiliz aristokrasisi hakkında bilgi küpüydü. Dahası, ünlü dedektifin kendisi gibi tam bir düzen hastasıydı, Poirot bir defasında ona. “Pantolonlarımı çok iyi ütülüyorsun, George,” demişti. “Fakat hayal gücün sıfır.” Nasıl olsa hayal gücü Hercule Poirot’da fazlasıyla mevcutlu. İyi pantolon ütülemek ise ender bulunan bir meziyetli Evet, yanında George olduğu için gerçekten şanslıydı.

“e bu sabah onu arayacağınızı söyledim, efendim,” diyordu George.

_Bağışla, sevgili George. Aklım başka yerdeydi. Birisi telefon mu etti, dedin?”

‘Evet, efendim Siz dün gece Bayan Oliver’la tiyatrodayken. Dönüşünüzden önce yattım ve o saatte not bırakmayı uygun görmedim.”

“Arayan kimdi?” diye sordu Poirot.

_Beyefendi adının Sir Claud Amory olduğunu söyledi, efendim. Bıraktığı telefon numarası Surrey’de bir yere ait olmalı Çok hassas bir konuymuş. Karşınıza çıkan kişiye adınızı vermemenizi Sir Claud’un kendisiyle konuşmakta ısrar etmenizi istedi.”

Teşekkür ederim, George. Numarayı çalışma masama bırak. Bu sabahki Times’ı okuduktan sonra Sir Claud’u arayacağım. Konu ne kadar hassas da olsa. telefon etmek için henüz

George eğilip selam vererek yanından ayrıldı. Poirot kakaosunu yavaş yavaş bitirdikten sonra, gazetesini alıp balkona çık

Birkaç dakika sonra, gazete bir kenara bırakılmıştı. Uluslararası haberler her zamanki gibi iç sıkıcıydı. Hitler denen o korkunç adam Alman mahkemelerini Nazi partisinin kuklalarına çevirmiş. faşistler Bulgaristan’da iktidarı ele geçirmiş ve en kötüsü de, Poirot’nun ülkesi Belçika’da, Mons yakınlarında bir madendeki patlamada kırk iki işçi ölmüştü. Yurt haberleri kısmen dalıa iyiydi. Yetkililerin karşı çıkmasına rağmen, kadın tenisçilerin VVimbledon’da o yaz şortla maçlara çıkmalarına izin verilmişti. Poirot’nun yaşıtları, hatta dalıa gençler ölme çağına dayandıklarından, ölüm ilanlarını okumak da ruhunu karartıyordu.

Poirot şezlongda arkasına yaslanıp ayaklarını pufa koydu Sir Claııd Amory? Bu isim ona hiç de yabancı gelmiyordu. Mutlaka bir yerde duymuştu. Evet, bu Sir Claud Amory bir alanda oldukça tanınmış birisiydi. Ama hangi alanda? Politikacı mıydı? Avukat mı? Devlet görevlisi mi? Sir Claud Amory. Amory.

Balkon sabah güneşini cepheden alıyordu. Poirot için şimdiden çok sıcaktı hava. Güneşten çok hoşlanmadığı için, birazdan daha da rahatsız olacaktı. Daha fazla dayanamayacağımı hissedince, içeri girip Kim Kimdir kitabına bir bakayım, diye düşündü. Sir Claud tahmin ettiği gibi tanınmış bir simaysa. o kitapta adı geçiyordu mutlaka. Değilse.. Ufak tefek dedektif kendi kendine omuz silkti. Hercule Poirot’nun kendini beğenmişliği iflah olmazlık düzeyindeydi. Sir Claud’a ancak önemli bir unvanı varsa ilgi göstermeyi peşinen kafasına koymuştu. Sir Claud’un adı, kendi özgeçmişinin de yer aldığı Kim Kimdir’de geçiyorsa, ilgisine belki o zaman şayan olabilirdi.

Poirot aniden çıkan esinti yüzünden ve merakının da etkisiyle içeri girince ilk işi kütüphaneye koşup, sırtında altın harflerle Kim Kimdir yazan, kalın, kırmızı ciltli kitabı almak oldu. Aradığı ismi bulup yüksek sesle okudu.

AMORY, Sir Claud (Herbett): 1927de şövalye ilan edildi. 24 Kasım 1878’de doğdu. 1907’de Helen Graham (1929’da öldü) ile evlendi. Eğitimi: WeymoLith Lisesi; King’s College, Londra. Fizik Araştırma Uzmanı, GEC Laboratuarları. 1905; RAE Farnborough (Radyo Bölümü), 1916; Hava Araştırmaları Kurumu, Swanage. 1921; partiküllerin hızlarını artırmak ve doğrusal ilerleyen dalga hızlandırıcı konularında yeni prensipler ortaya koydu, 1924. Fizik Cemiyetinin Monroe Madalyası’yla onurlandırıldı Yayınları: Bilim dergilerinde makaleleri yayınlandı Adres: Abbot’s Cleve, Market Cleve kasabası, Surrey. Tel: Market Cleve 314. Kulüp: Athenaeum.

“Ah, evet,” diye mırıldandı Poirot. “Şu ünlü fizikçi.” Birkaç ay önce, ortalığa dökülmeleri hükümet ağısından sakıncalı bazı kayıp belgeleri bulduğunda. Majesteleri Kral’ın kabinesinden bir bakanla sohbet ediyordu. Bakan güvenlik önlemlerinin genel olarak yetersizliğinden yakınmıştı. “Mesela. Sir Claud Amory’nin üzerinde çalıştığı şey, gelecekteki savaşlar için büyük önem taşıyor. Ne yazık ki. kendisinin ve buluşunun emniyet altında olacağı laboratuvar ortamında çalışmayı reddederek, şehir dışındaki evinde çalışmakta ısrar ediyor. Korkunç.”

Poirot Kim Kimdin rafa koydu. “Yoksa Sir Claud, Hercule Poirot’nun yorgun, yaşlı bir bekçi köpeği olmasını mı isteyecek? Savaşla ilgili icatlar, gizli silahlar… Hayır, bunlar bana göre değil. Eğer Sir Claud…”

George’un yan odada çalan telefonu açtığını işitti. Bir dakika sonra uşak kapıdaydı. “Yine Sir Claud Amory arıyor, efendim.”

Eklendi: Yayım tarihi

“Acı Kahve” için bir yanıt

  1. Çocukluğum Agatha Christie’nin kitaplarını okumakla geçti diyebilirim. İlk okuduğum romanı Acı Kahveydi. İlkokul 5. sınıftaydım o zaman. Nasıl hoşuma gitmişti, nasıl da beni içine çekmişti. Daha sonraları diğer kitaplarını da okumaya başlayınca anladım ki polisiye romanların hakikaten de kraliçesi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıAcı Kahve
  • Sayfa Sayısı159
  • Yazar Agatha Christie
  • ÇevirmenDilek Akari
  • ISBN9754058784
  • Boyutlar, Kapak13,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviAltın Kitaplar / 1999

Yazarın Diğer Kitapları

  1. N veya M ? ~ Agatha ChristieN veya M ?

    N veya M ?

    Agatha Christie

    İkinci Dünya Savaşı'nda Kraliyet Hava Kuvvetleri, Luftwaffe savaş uçaklarını İngiltere sınırlarının dışında tutmaya çalışırken düşman içeride sinsi bir tehdit oluşturmaktadır. Nazi casusları sıradan vatandaş maskesi altında amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadırlar. Artan baskı nedeniyle gizli haber alma servisi sıradışı iki casusa görev verir. Tommy ve Tuppence Beresford adındaki karıkocanın görevi deniz kenarındaki Sans Souci Pansiyonu'ndaki renkli kişiler arasında gizlenen iki haini bulup ortaya çıkarmaktır. Bu görev deniz kenarındaki gezilerden ibaret değildir. N ve M İngiltere'nin en iyi ajanının yaşamına son vermişlerdir..

  2. Işıklar Sönünce ~ Agatha ChristieIşıklar Sönünce

    Işıklar Sönünce

    Agatha Christie

    Bu, John Seagrave'in mutsuz yaşamının, kötü biten aşkının, düşlerinin ve ölümünün hikayesidir. Düşlerinde ve ölümünde ilk ikisinde elde edemediklerini bulduysa, yaşamı başarılı sayılır. Bunu kim bilebilir?

  3. Büyük Dörtler ~ Agatha ChristieBüyük Dörtler

    Büyük Dörtler

    Agatha Christie

    Poirot’nun yatak odasının kapısında toza toprağa bulanmış bir adam durmaktadır. Zavallı adam Poirot’ya boş boş bakıp yere yığılır. Bir anda neye uğradığını anlamayan yaşlı...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Lost / Nesli Tükenen Tür ~ Cathy HapkaLost / Nesli Tükenen Tür

    Lost / Nesli Tükenen Tür

    Cathy Hapka

    Oceanic Havayolları’nın 815 no.lu uçağının düşmesiyle her şeylerini yitiren 48 yolcu, kendilerini ıssız, tropik bir adada bulurlar. Dostlar, düşmanlar, aileler ve yabancılardan oluşan bu...

  2. Bir Geyşanın Anıları ~ Arthur GoldenBir Geyşanın Anıları

    Bir Geyşanın Anıları

    Arthur Golden

    Japonya’nın en ünlü geyşasının gerçek anılarının kusursuz bir içtenlik verince bir lirizmle anlatıldığı bu romanda, bakire kızların açık artırmalarda en yüksek fiyatı veren alıcıya...

  3. Direnişin Melankolisi ~ Laszlo KrasznahorkaiDirenişin Melankolisi

    Direnişin Melankolisi

    Laszlo Krasznahorkai

    Yaşayan en önemli Macar yazarlardan Krasznahorkai, yapıtlarındaki biçem özelliğiyle öne çıkıyor. Yazarın “kıyamet güldürüsü” diye nitelendirilen Direnişin Melankolisi adlı yapıtı, bir taşra kasabasına gelen...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur