Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kama Sutra
Kama Sutra

Kama Sutra

Vatsyayana

Batı, cinselliğin yaşamımızdaki önemini ancak Freud’la fark etmesine karşın Hindular eski zamanlarda da bunu biliyorlardı. Yazılı belgelerden 1. ile 4. yüzyıl arasında yazıldığı anlaşılan…

Batı, cinselliğin yaşamımızdaki önemini ancak Freud’la fark etmesine karşın Hindular eski zamanlarda da bunu biliyorlardı.
Yazılı belgelerden 1. ile 4. yüzyıl arasında yazıldığı anlaşılan Vatsayayana’nın Kama Sutra’sı ardındaki giz dolayısıyla her zaman ilgi çekmiştir. Kitapta önerilen bazı pozisyonların uygulanması hatta düşünülmesi çok güç olsa da, gençler bugün bile Kama Sutra’yı öğrenir ve uygularlar. Yaşlılar eserde kendilerince önceden denenmiş gerçekleri bulurken gençler, belki bazılarının hiç öğrenemeyeceği ya da çok geç öğrenecekleri şeyleri şimdiden öğrenme üstünlüğüne sahip olacaklardır.
Cinselliğe adanmış Kama Sutra, yaşlı genç, herkes tarafından okunması gereken bir eserdir.

ÖNSÖZ
Vatsyayana’nın Kama Sutra’sı edebi bir eser olmaktan çok bilimsel bir eser sayılır. Kesin tarihi ve yazarı, ardındaki giz dolayısıyla her zaman ilgi çekmiştir. Yazar, ders verdiği zengin yurttaşlardan biri miydi? Yoksa bu yurttaşların kadınlarına ve yaşamlarına gıpta eden zayıf bir entelektüel mi? Tüm bildiğimiz Vatsyayana kabilesinden olup isminin Mallanga olduğudur.
Yazılı belgelerden eseri, birinci ile dördüncü yüzyıl arasında bir zamanda yazdığını anlıyoruz. Bu pek de kesin bir tarih sayılmaz: dört yüz yıl uzun bir süredir. Kesin bilinen şey Kama Sutra’nın, yazıldığı tarihten itibaren binlerce Hintli tarafından önemle okunduğudur.
Kama Sutra’daki dünya ne Avrupa’nın bildiği gibi ne de bugünkü modern Hindistan’daki gibidir. Kitaptaki ideal insan yaşamı renklendiren insandır. Gündüzleri arkadaşlarıyla tavuskuşları eşliğinde bahçelerde gezer, geceleri mis kokulu yatağında kadınıyla birlikte vücutlarını cinsel doruğa ulaştırır. Sanatseverdir; iyi yer ve içer; sosyal bilinci olduğu söylenemezse de bahtsız kişilere karşı kendine sorumlu hisseder. Yaşamı, bu dünyanın duvarları arasında çiçek açan bir ağaç gibi açar. Kama Sutra bu çiçeklenmeyi anlatır. Bahçeleri anlattığı kadar yatağı anlatsa da cinsellik üzerine bir eser olarak nitelenemez.
Eski Hindular yaşamı üç bölüme ayırmışlardır. Darma, Arta ve Kama. Darma dinsel erdem, Kama zenginlik kazanılmasıdır. Kama’ya ise aşk ya da zevk denir. Vatsyayana işte bunu öğretir: Bu dünyada nasıl davranılacağını. Anlattığı dünya biçimlendirilmiş ve artık varolmayan bir dünyadır. Bu, kitabın büyük ve uygar bir dünyayı bize aktarmasını engellemez.
Burton ve Arbuthnot Kama Sutra’yı ilk çevirdiklerine Viktoryan İngiltere’sinin çirkin edebiyatı, kitaba pornografi diye yaklaşıp yasaklanmasına yol açtı. Kama Sutra pornografi değildir. Erotik teknik tarifleri bir yemek kitabındaki tarifler kadar heyecanlandırıcıdır. Kama Sutra cinsellik üzerine bir kitap olmaktan çok davranışlar üzerine bir kitaptır.
Tabii ki, Kama Sutra’nın çoğu cinselliğe adanmıştır. Bunun nedeni Hindistan’da taşlardan fışkırmaktadır. Tapınaklardaki erotik oymalar Vatsyayana’nın bildiği toplumun göstergeleridir. Eski Hindular, cinselliğin yaşamımızdaki öneminin, aynı bizim Sigmund Freud’dan bu yana olduğumuz kadar farkındaydılar. Her ne kadar Vatsayayana’nın önerdiği pozisyonlardan bazılarının uygulanması hatta düşünülmesi bile zor olsa da, genç gelinler bugün bile düğünlerinden önce Kama Sutra’yı öğrenirler. Vatsyayana’nın eserinin kalıcı olduğu ortadadır.

1. bölüm
VATSYAYANA SUTRA
I DARMA, ARTA VE KAMA’YA SELAM OLSUN

Başlangıçta Varlıkların Efendisi erkekleri ve kadınları yarattı. Yüz bin bölümlük emirler biçiminde, bu varlıkları Darma, Arta ve Kama’ya göre düzenlemek için kurallar koydu. Bu emirlerden Darma’ya nasıl uygun davranılacağını esas alan bazıları ayrıca Svayambu Manu tarafından yazılmaştır; Arta’ya ilişkin olanlar Brihaspati tarafından toplanıp sıraya konmuştur; Kama’dan bahsedenler ise Mahadeva’nm izleyicisi Nandi tarafından bin bölümde yorumlanmıştır.
Şimdi, Nandi tarafından bin bölümde yazılmış olan bu ‘Kama Sutra’ (Aşk Üzerine Özlü Sözler) Uddvalaka’nın oğlu Şvetaketu tarafından beş yüz bölüme indirilmiş olarak yeniden yazılmıştır. Ve yine benzer biçimde Punçala (Güney Delhi) ülkesinin bir mirasçısı olan Babravya tarafından kısaltılarak yüz elli bölüm halinde yeniden yazılmıştır. Bu yüz elli bölüm ayrı ayrı adlandırılan yedi başlık ya da bölüm altında toplanmıştır—
1. Sadarana (genel konular.)
2. Samprayogika (kucaklaşmalar vs…)
3. Kanya Samprayuktaka (dişi ve erkeklerin birleşmesi.)
4. Baryadhikarika (kişinin kendi karısına dair.)
5. Paradika (başka kişilerin karılarına dair.)
6. Vaysika (zevk kadınlarına dair.)
7.   Opamişadika (baştan çıkarma sanatlarına, kuvvetlendirici ilaçlara vs.ye dair.)
Bu kitabın altıncı bölümü, Pataliputralı (Patnalı) genel kadınların ricasıyla, Dattaka tarafından ayrıca yazılmıştır. Aynı biçimde Çarayana da birinci bölümü açıklamıştır. Kalan bölümler yani ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci ve yedinci bölümler ayrı ayrı yorumlanmıştır.
Suvarnanaba (2. bölüm),
Gotakamuka (3. bölüm),
Gonardiya (4. bölüm),
Gonikaptura (5. bölüm),
Kuçumora (7. bölüm),

Böylece farklı yazarlarca parça parça yazılmış olan kitap elde edilememiş ve Dattaka ve diğerlerince yazılmış bölümler yalnızca her bölümün konuyla ilgili olan taraflarını incelemektedir. Üstelik uzunluğu özümsenmesini güçleştirdiğinden dolayı Babravya’nın özgün yapısı, Vatsyayana tarafından yukarıda anılan yazarların yapıtlarının tamamının özeti olarak küçük bir kitapta toplanmıştır.

II DARMA, ARTA VE KAMA’NIN KAZANDIRDIKLARINA DAİR

Bütün yaşamı yüz yıl olan farklı zamanlarda Darma, Arta ve Kama’yı bir şekilde, birbirleriyle çakışmadan uygulayabilmelidir. Çocukluğunda eğitim alması, gençliğinde ve orta yaşlılığında Arta ve Kama’yı uygulaması ve yaşlılığında Darma’ya göre davranması gerekir. Böylece Mokşa’yı kazanmaya çalışarak ilerdeki ruh göçünden kurtulmalıdır. Ya da yaşamın belirsizlikleri zamanlarda uygulamalıdır. Yalnız, eğitimini bitirene dek yaşamını bir din öğrencisi gibi sürdürmeye dikkat etmelidir.
Darma, Şastra yani Hinduların Kutsal Kitabının kurban adama ve et yememe gibi emirlerinin yerine getirilmesidir. Kurban adamak genelde yapılmaz, çünkü bu dünyaya ilişkin değildir ve görünür etkisi yoktur; et yememek genelde uygulanır çünkü bu dünyaya aittir ve görünür sonuçları vardır.
Darma’nın Şruti’den (Kutsal Kitap) ve Şrutiyi bilen kişilerden öğrenilmesi gerekir.
Arta, sanatların, toprağın, altının, sığır sürülerinin, zenginlik, mal mülk ve arkadaşların kazanılmasıdır. Bu, ayrıca, kazanılanın korunması ve korunanın çoğaltılması demektir.
Arta, kralın adamlarından ve ticaret yoluyla deneyim kazanmış olan tacirlerden öğrenilmelidir.
Kama, ruhla birlikte aklın yardımıyla, beş duyu aracılığıyla, işitme, hissetme, görme, tat alma ve koklamayla uygun nesnelerden zevk almadır. Buradaki temel şey, duyum organı ve onun nesnesi arasındaki kendine has bağlantıdır ve bu bağlantıdan ortaya çıkan zevk bilincine Kama denir.
Kama, Kama Sutra’dan (Aşk Üzerine Özlü Sözler) ve yurttaşların uygulamalarından öğrenilir.
Bu üçü, yani Darma, Arta ve Kama bir araya geldiğinde, önem sıraları yazılıştaki sıraya göredir; yani Darma Arta’dan daha iyidir, Arta da Kama’dan. Ancak, erkek canlılıklarını Arta’dan kazandıkları için, Arta’mn her zaman önce kralca uygulanması gerekir. Ayrıca, genel kadınlar Kama doğrudan işler olduğundan dolayı, Kama’yi diğer ikisine tercih etmelidirler. Genel kurala istisnalar bunlardır.
ı. İtiraz
Bazı bilgili insanlar derler ki Darma bu dünyaya ait olmayan şeylerle ilgili olduğu için ancak bir kitaptan öğrenilebilir. Arta da böyledir, çünkü yalnızca uygun yollarla ulaşılır ve bu yollar yalnızca çalışmayla ve kitaplardan öğrenilebilir. Oysa Kama, vahşi yaratılar tarafından bile uygulanan ve her yerde bulunur bir şey olduğundan, elde etmek için hiçbir çaba gerekmez. Yanıt
Bu doğru değildir. Kadın ve erkeğe bağlı bir şey olan cinsel ilişki, onların uygun yolları kullanmalarını gerektirir ve bu yollar da Kama Şastra’dan öğrenilir. Vahşi yaratıklarda uygun yolların kullanılmaması, onların zapt edilmemişlikleri, dişilerin yalnızca belirli mevsimlerde cinsel ilişkiye uygun olması ve hiçbir düşüncenin sonucu olmayan cinsel ilişkilerinden dolayıdır. 2. İtiraz
Lokayatikalar derler ki: — Dinsel emirler, ileride kazandıracakları şeyler için izlenmemelidir, ayrıca bir şey kazandıracakları da şüphelidir. Hangi aptal kişi, kendi elindekini başkasının eline aktarır? Üstelik bugünkü bir güvercin, yarınki bir tavustan; elde edildiği kesin olan bakır para elde edileceği kuşkulu olan altın paradan daha iyidir. Yanıt
Bu doğru değildir.
Birincisi; Darma’nın uygulanmasını emreden Kutsal Kitap şüpheye izin vermez.
İkincisi; düşmanların yıkımı ya da yağmurun yağması için yapılan adakların yararlı olduğu görülmektedir.
Üçüncüsü; güneş, ay, yıldızlar, gezegenler ve diğer göksel cisimler, özellikle dünyanın iyiliği için çalışıyor gözükmektedirler.
Dördüncüsü; bu dünyanın varlığı, insanların dört sınıfı* ve yaşamın dört aşamasıyla ilgili kuralların yerine getirilmesinin sonucudur.
Beşincisi; tohumun gelecekteki ürünlerin umuduyla toprağa atıldığını görmekteyiz.
Vatsyayana’ya göre bu yüzden dinsel emirlere boyun eğmeliyiz.
3. itiraz Yazgının her şeyin ana kuvveti olduğuna inananlar derler ki: Zenginliğe ulaşmak için çaba harcamamız gerekir. Bazen denediğimiz halde elde edemesek de bazen hiç çaba göstermediğimiz halde kendiliğinden gelir. Böylece her şey kazanmanın ve kaybetmenin, başarmanın ve yenilmenin, zevkin ve acının efendisi olan yazgımn gücündedir. Böylece Bali’nin [Bali, İndra’yı yenen ve tahtını kazanan cindir, ancak sonradan beşinci yeniden doğuşu sırasında Vişnu tarafından yenilgiye uğratılmıştır.] İndra’nın saltanatına geçmesi ve yine aynı güce indirilmesinde gördüğümüz gibi yalnızca yazgı onu eksi mevkiine getirebilmiştir.
Yanıt Böyle söylemek doğru değildir. Her çeşit olayda bir şeyin kazanımı biraz çaba gerektirdiği için amaçlarımıza ulaşmamızın biraz çaba gerektirdiği için amaçlarımıza ulaşmamızın uygun yollara bağlı olduğu söylenebilir. Uygun yolların uygulanması böylece zorunludur (olmaya yazgılı bir şey söz konusu olduğunda bile), bundan da hiçbir şey yapmayan kimsenin mutlu olmayacağı ortaya çıkar…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur