Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kıyametin Üç Büyük Habercisi – Deccal, Mehdi ve Mesih
Kıyametin Üç Büyük Habercisi – Deccal, Mehdi ve Mesih

Kıyametin Üç Büyük Habercisi – Deccal, Mehdi ve Mesih

Dr. Arif Arslan

Kıyametin üç büyük habercisi ile ilgili bilinmeyen ve ilginç tespitleri bu kitapta bulacaksınız. *** ÖNSÖZ Kıyamet öncesi üç büyük haberci gelecek ve bir süre…

Kıyametin üç büyük habercisi ile ilgili bilinmeyen ve ilginç tespitleri bu kitapta bulacaksınız.

***

ÖNSÖZ

Kıyamet öncesi üç büyük haberci gelecek ve bir süre yeryüzünde birbirleriyle mücadele edecekler. İlk önce deccâl gelecek… Devleti ele geçirip ortalığı karıştıracak, şeytanla işbirliği yapacak ve bir virüs gibi girmediği yer kalmayacak; sistemi çökertecek. Zulüm, haksızlık ve ahlaksızlık oldukça yaygınlaşacak… İnananlar zulüm görecek ve hayatından bezecek duruma gelecek. İşte tam ümitlerin tükenmek üzere olduğu, mumun yanıp tahtaya dayanacağı sırada müminlere ümit verip haksızlığa ve zulme “dur!” demek üzere Mehdî gelecek. Deccâlin bozduğu her yeri, her şeyi temizleyecek. Virüs bulaşmış olan bütün sistemi yeniden kurup korumak için bir antivirüs gibi çalışacak. Çok takdir toplayacak ve insanlar yeniden bir bahar yaşayacaklar. Sistem toparlanıp kendine gelmeye uğraşırken Mehdiye yardım etmek üzere Mesîh (Hz. İsa) gelecek ve deccâli öldürüp sistemi yenileyecek, insanlar bolluk ve bereket içinde yıllar yaşayacak, yıllardır hasretini çektikleri huzura kavuşacaklar…

Bu esnada ortaya çıkacak olaylar ve bu olaylarla birlikte gelişecek hadiseler de kıyametin açıkça yaklaştığının habercisi olacak ve âdeta bir güneş tutulması veya bir günbatımı olayı yaşanacak…

Kıyametin kopmasına doğru yaklaştıkça önce Deccâl çıkacak, insanlığı kandırıp cebren ve hile ile peşinden sürükleyecek; dinsizliği ve ahlaksızlığı yaymaya çalışacak. Böylece insanları kamplara ayırıp ortalığı karıştıracak; insanlara “özgürlük” adı altında nefsânî ve şeytânî bir hayat sürmeyi telkin edecek. Özel güçlerini de kullanarak insanları dinden, imandan uzaklaştırmaya çalışacak…

Deccâlin bu icraatları devam ederken onunla mücadele etmek için Mehdî gelecek. Mehdi, kendisine yardım eden fedakâr iman ehli birtakım insanlarla deccâlin yıktıklarını tamire çalışacak. Kısa bir sürede gönüllere yerleşip kabul görecek ve adeta kurumuş zemini sulayıp yeşermesi için nadas yapar gibi imana susamış gönülleri sürüp ekecek ve bire bin veren başaklar yetiştirip kısa zamanda yetiştirdiği ateşin gençlerle yeryüzünün her yerinde inanılmaz bir şekilde yerleşip teşkilatlanacak. Daha sonra ise Hz. İsa (a.s), yani Mesîh gelecek…

Hz. Mesîh yani Hz. İsa (a.s) da onun yaptığı bu güzel hizmetlerin devamını sağlayıp Hıristiyanlık âlemindeki fütuhatını yapıp iman esaslarını yerleştirerek şirki ve putperestliği ortadan kaldırıp İslam’ı yeryüzüne hâkim kılacak…

Deccâl yalancı olduğu için başta imanı yalanlayacak. Sonra Kur’an’ın hükümlerini ve dine ait esasları. Helali haram, haramı helal sayacak. Haramları, koyduğu kanun ve kurallarla helal sayacak, helalleri de yasaklayarak veya hafife alarak haram sayacak. İbadet etmeyi suç işlemiş gibi bir hale getirecek.

Mehdî, deccâl ve fikriyatını hükümsüz kılarak öldürecek, kendisi de deccâlden sonra daha uzun yıllar yaşayıp sonra ölecek.

İşte bu kıyamet habercileri, kıyamet öncesi birtakım olayların yaşanmasına sebep olacak ve onlar arasındaki mücadele belki de insanlık tarihinin en çetin imtihan dönemlerinden birini yaşatacak. Buna bir iman-küfür hasat mevsimi diyebiliriz. Çünkü deccâl de mehdî de ektiklerini biçecekler. Çünkü deccâl ve deccâlin icraatları birkısım insanlar tarafından benimsenip kabul edilecek. Bu da onların felaketini hazırlayacak. Bunun nedeni az da olsa içlerinde var olan iman kırıntısını silip süpürüp götürecek ve onları cehennemin odunları ve yakıtı haline getirecektir. Bir tarafta bunlar olurken, diğer tarafta deccâl ve deccâliyete taraftar olmayıp karşı olanlar da onlarla mücadele edecek. Bu kısa süreli ama etkili mücadele de onları cennete hazırlayıp oraya ehil hale getirecektir.

İşte bu çalışmamızda, bu üç habercinin Kuran ve Sünnet ışığında tanınmasını sağlayarak, safımızın belli olmasına zemin hazırlayacak, kimin tarafında olmamız gerektiğini belirlemeye çalışacağız. Eğer ki kim tarafında olduğumuzu bilirsek, kurtulmamız için bir adım daha atmış olacağız. Çünkü âhir zaman fitnesi oldukça cazip ve çekici olacak, özendiğimiz şeylerin çoğu ile de ateşe bir adım daha atmış, biraz daha yaklaşmış olabiliriz. Bu müthiş ve cazip fitne karşısında kendimizi ve yerimizi bilirsek, kurtulmamız için ileri adımlarda atabiliriz. Aksi halde biz de aynı fitne ateşiyle yanıp cehenneme doğru yol alabiliriz…

İşte bu çalışmamızla, içinde iman kırıntısı bulunan bütün dostlarımızı, ahbap ve arkadaşlarımızı, aile ve akrabalarımızı cehennemden kurtulmaları için ellerinden tutup çekip kurtarmaya çalışmayı hedefledik. İnşallah el uzattığımız bütün dostlarımız ve sevdiklerimiz de bizim kendilerini düşündüğümüzün farkına varıp alınganlık göstermeden bu uzanan şefkatli eli itelemek yerine tutup kurtulmak için biraz çaba da onlar sarf ederler…

Dr. Arif ARSLAN
Sarıyer, Nisan 2011

KIYAMET BİLGİLERİMİZ

Kıyamet konusu öteden beri insanları ilgilendiren, bazen de çok meşgul edip endişelendiren bir konudur. Bazen büyük olayları bile hayra yoran insanoğlu sıradışı bir olayla karşılaştığı zaman bunun ardından kıyameti düşünmeden edememiştir. Bu bir anlamda derlenip toparlanma, kendimize çekidüzen verme ve dine, imana, topluma sahip çıkma, aileyi ve insanı koruyup gözetme açısından iyi olsa da insan psikolojisi açısından rahatsız edici olabiliyor. İşin aslı insanın görevi ve dünyaya bakışı açısından doğru ve gerekli olan bu davranış ve kıyamete bakış, insan açısından çok da gerekli değildir. Çünkü insan öldüğü zaman kendi kıyameti kopar ve gerisi de onu çok ilgilendirmez. Ancak dini bir görev olarak sorumluluk açısından da hafife alınmayacak kadar dddi bir önem taşımaktadır. Bu nedenle bu konudaki bilgilerimizi tazelemekte yarar var…

Kıyamet, kıyam kökünden gelmektedir. Kıyam ise, kalkma, ayağa kalkma, başkaldırma, isyan etme, öldükten sonra dirilip ayağa kalkma gibi anlamlara gelmektedir. Yine kıyamet, saat ve hesap saati anlamlarına da gelmektedir. Özellikle Kur’an-ı Kerim’de kıyamet vakti çok defa “saat“ olarak ifade edilmektedir. Mesela:

*..

“Saat (kıyamet) yaklaştı ve ay yarıldı.” (Kamer, 54:1) ve

*..

“Şüphesiz saat (kıyamet) depremi çok büyük bir şeydir.” (Hac, 22:1) ayetlerinde olduğu gibi.

Kur’an-ı Kerim’in 75. suresinin adı Kıyamet Suresidir. Kıyamet suresi, Mekke’de inmiş ve kırk (40) ayettir. Sure, kıyamet gününe ve o günü görüp dehşetine kapılarak pişman olmuş ve kaçırdığı fırsatlardan dolayı kendini kötüleyen nefse yemin ederek başlar:

*..

“Kıyamet gününe ve pişmanlık duyup kendini kötüleyen nefse yemin olsun ki…” der ve şöyle devam eder:

*..

“İnsan, öldükten sonra onun kemiklerini bir oraya getiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

Aslında insan, önündeki gelecekte suç işlemeye devam etmek ister de, “kıyamet günü ne zamanmış?” diye sorar. Fakat göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay bir oraya getirildiği zaman da insan, “kaçacak yer neresi?” der. Hayır, hiçbir sığınak yoktur. O gün herkesin varıp duracağı yer Rabbinin huzurudur…” (Kıyamet, 75:1-15)

Sure, devamında insanın hesap günü sayıp döktüğü mazeretlerle Hz, Peygamber (s.a.v)’in vahiy sırasındaki durumunu, insanın dünyayı ahirete tercih ettiğini, hesap günü kararan veya ağaran yüzleri anlatıp, korku ve dehşetten bacakların birbirine nasıl dolaşacağını ve hesabın şiddetini anlatarak, insanın nasıl yaratıldığına dikkat çeker. Bütün “bunları yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi hiç?“ (Kıyamet, 75: 40) diye de biter. Bu yüzden sureye “Kıyamet” suresi adı verilmiştir.

Ancak kıyametten bahseden sure sadece bu sure değildir. Vâkıa, Hakka, Tekvir, İnfitar, İnşikâk, Kâria, Zilzâl Sureleri de adları ile kıyameti çağrıştırdığı gibi, konuları ile de kıyameti anlatmaktadır.

Vâkıa, olay, hadise, kıyametin kopması olayıdır. Kıyamet, kâinatın tamamını ilgilendiren büyük bir olaydır. Bütün dünyanın ve dünyayı kuşatan evrenin ölümünden daha büyük bir olay olabilir mi?

Hâkka, büyük hakikat ve gerçek demektir. Kıyamet ve ölüm ise en büyük hakikattir. Hayat yalan, ölüm gerçek tabiri meşhurdur.

Tekvir güneşin dürülüp ışığının sönmesinden bahseder ve yıldızların dökülmesinden, denizlerin buharlaştırılıp, suların taşmasından, kıyametin dehşetinden bahseder.

İnfitar ve İnşikak sureleri de kelime anlamları ile kıyameti anlatarak olaya başlarlar ve bu yüzden de bu adları alırlar.

Kâria, ansızın kapımızı çalacak olan birinin haberi ile başlar. Kıyametin yakın bir gelecekte kapımızı çalıp âdeta bir gece bizi basacağı ve insanların hallaç pamuğu gibi atılıp yerlerin göklerin dağların taşların savrulacağını haber verir.

Zilzâl zaten açıktır. Zelzele demektir. Zelzele de deprem demektir. Ama nasıl bir deprem? Korkunç, müthiş ve taş üstünde taş bırakmayan bir deprem…! 7.4’üne dayanamadık da evler, barklar heba oldu, ocaklar söndü, yurtlar, yuvalar yandı kül oldu. Ya bunun 12 veya daha yukarı şiddetinde olanına ne demeli? işte Zilzâl suresinde böyle bir deprem anlatılır…

Bu kadar da değil; daha birçok sure ve ayette kıyamet, ahiret, cennet ve cehennem konu edilir. Çünkü Kur’an’ın bahsettiği, Tevhit, Nübüvvet, Haşir, Adalet gibi, dört ana esastan biri de görüldüğü gibi haşir konusudur. Haşir, öldükten sonra dirilme olduğuna göre, ölüm sadece insana ait bir özellik değildir. Hayvanların bitkilerin ve topyekûn evrenin de bir eceli ve ölümü vardır. İnsanın ömrünün sona ermesine onun eceli deriz ve ölünce insanın hayatıyla ilgili fonksiyonlar bittiği için onun kıyameti kopmuştur. Onun yaşadığı dünya ve dünyayı da

Eklendi: Yayım tarihi

“Kıyametin Üç Büyük Habercisi – Deccal, Mehdi ve Mesih” için 6 yanıt

  1. işimiz cok kötü allah tüm müslimanlara yardım etsin ahiret gününde bizleri hz.muhammed(s.a.v) sancagı altın da olmamızı nsaip etsın bıze dunyada ve ahirette ıyılık versın cehennem azabından korusun amin ….

  2. Ne yazık ki şu zamanda müslümanlar gerçek dinini yaşamıyor bizim örnekle baktığımız arabistanda bile her yıl yüzbinlerce kurban kesilip toprağa gömülüyor. Din bunu emretmiyor dinimiz fakirlere muhtaçlara yardım edin diyor ama bize yol gösterecek olan araplar para pul ve şöhret sarhoşu olmuş. Allah oradaki insanlara akıl verir inşallahda biran evvel tüm dünyaya iyiliği güzelliği doğruyu yayabiliriz.

  3. HZ Google girip arama bölümüne “büyük deccal google” yazıp karşınıza çıkan 1.siteye girerseniz birşeyler öğrenirsiniz. Deccal Google’un ta kendisidir. Bilmemek ayıp değildir, öğrenmemek ayıp diyenlere gelsin.

    Şuanda Google’un Deccal olduğunu öğrendiğiniz ve bu mesajı okuduysanız, artık Allah size bu yazıyı okumayı nasip etti demektir.

    Ceremesini çekecek olan, yine bizleriz, ancak tek doğrunun Allah olduğunu düşünürseniz hepimizi toplasak bir adam etmeyeceğimizi de düşünürseniz, kıyamet’in koptuğunu görebilirsiniz. Kıyamet koptu, şuan okey’e dönüyoruz.
    Kıyamet’in 10 büyük alametinin 9 gerçekleşti. Tek güneş’in batmadan doğuşuna çok az kaldığını bilmenizi isterim.
    Sizden ricam yazıyı okurken, lütfen yaratanımızın adıyla okuyun. Çünkü biliyorsunuz ki bu dünyada bir insan’dan veya insan’ın yarattığından Allah olmaz.

    Allah bir insan olmayacağı için gözlerinizi açarak okumayın, yavaş yavaş okuyun ki anlayın. Google büyük deccal’dir. Allah en büyüktür, şuanda dünyanın en çok para kazanan ve en çok ziyaret edilen sitesi Google’dur. Sizler bilmeyebilirsiniz ama Google tanrı olduğunu bile söylemişken, hala neden anlamsızca haberler yapılıyor.

    Acaba Google Adsense kullandığınız için mi dikkate almıyorsunuz? Google’a tabi olanların içerisinde olmanız birşeyi değiştirmez. Yol yakınken Google kodlarınızı kaldırın. Google dan kazanacağınıza kendi reklam biriminizi oluşturun ve kendiniz satın. Dünyayı esir alan Googledan para kazanan din tüccarlarının içerisinde olmanızı istemem. Hadi benden bu kadar. Selametle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Kavram-Kurum
  • Kitap AdıKıyametin Üç Büyük Habercisi - Deccal, Mehdi ve Mesih
  • Sayfa Sayısı221
  • YazarDr. Arif Arslan
  • ISBN6054447442
  • Boyutlar, Kapak14x21, Karton Kapak
  • YayıneviANATOLİA KİTAP / 2012

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Şeytan, Cinler, Büyü ve Nazardan Dua ile Korunma ~ Dr. Arif ArslanŞeytan, Cinler, Büyü ve Nazardan Dua ile Korunma

    Şeytan, Cinler, Büyü ve Nazardan Dua ile Korunma

    Dr. Arif Arslan

    Sadece O’na dua etmek gerekiyor! Hem de içten ve yürekten… Bütün istek ve ihtiyaçlarımız için yalnız ve ancak ona dua etmek çözüm olabilir. İhtiyaç...

  2. İslam’a Göre Ailevi Problemler – Doğum Kontrolü ve Kürtaj ~ Dr. Arif Arslanİslam’a Göre Ailevi Problemler – Doğum Kontrolü ve Kürtaj

    İslam’a Göre Ailevi Problemler – Doğum Kontrolü ve Kürtaj

    Dr. Arif Arslan

    Doğum kontrolü, sezaryen, kürtaj gibi konular ülkemizin gündemini zaman zaman meşgul ediyor. Elinizdeki kitap, bu konuları bağımsız ele alarak veya başka etkenlerle olan ilişkisine...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur