Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Mahrem ve Münzevi
Mahrem ve Münzevi

Mahrem ve Münzevi

Nurullah Genç

Peygamber efendimize yazdığı ödüllü naatı Yağmur ile gönüllere taht kuran şair Nurullah Gençin tüm şiirleri tek bir kitapta toplandı: Mahrem ve Münzevi. Usta şairin…

Peygamber efendimize yazdığı ödüllü naatı Yağmur ile gönüllere taht kuran şair Nurullah Gençin tüm şiirleri tek bir kitapta toplandı: Mahrem ve Münzevi. Usta şairin kaleminden hayata armağan ettiği kelimelerle Allah ve Peygamber sevgisini yaşatan, aşkla tanıştıran, ayrılık acısını tattıran, hasret çektiren ve yalnızlığa merhem olan şiirlerinin bulunduğu bu özel eser, okura Nurullah Genç hissiyatından oluşan bir hayat serüvenine tanık olma fırsatı sunuyor: Ömür denilen nehre lirik bir akıntı oluyor Yağmurla gelen şair… Mahrem ve Münzevi, şairin kendi çektiği fotoğraflar ve şiir severlerin göz zevkine hitap edecek ciltli baskısıyla edebiyatımızdaki güzide yerini alıyor.

***

İÇİNDEKİLER

çiçekler üşümesin / 11

nuyageva / 41

yankı ve hüzün / 75

aşkım isyandır benim / 123

siyah gözlerine beni de götür / 161

yanılgı saatleri / 201

denizin son martıları / 233

aşk ölümcül bir hülyadır / 273

yürüyelim seninle İstanbul’da / 327

müpteladır gemiler benim denizlerime / 391

sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim / 443

birkaç deli güvercin / 535

ateş semazenleri / 589

harflerin simyası / 689

Mahrem

I

Köy pınarında hicran damıtan güvercinler Muamma bir çocuğun dudaklarında inler Düşleri bin bir gece ateşiyle uyanık Gözleri kâh gündüzdür; kâh rüyada ve yanık Kar fırtınası, tenha bir kafesin perisi Görmüyor; hangi eller tutuyor bu kafesi Bu kafes, dağ başının son dumanında mahrem Bu kafes, anayurdun asumanında mahrem

II

Korkular ki, kırmızı bakışlıdır her akşam Irmak köprüye feda; hasret ocağında gam Geceleyin yıldızlar gülümser Gün Değer’de Tahir Hoca o ürkek endamını sever de Cesur bir yalnızlığın ardında büyür çocuk Ne dalgın bir uçurtma, ne de bir mavi boncuk Yollar kıvılcım dolu; iki yanında mahrem Yollar yol bilmeyenin âşiyanında mahrem

Bir gurbet yürüyüşü; caddeler koyu sarı Köye selam götürün Kars’ın beyaz kuşları İstasyon hayalinde Çin güzeli bir bahar Her bulutun ardında üryan olur turnalar Horasan erenleri kuşatır dört yanını Susturur yüreğinde yokluğun isyanını Bu isyan hainlerin kirli kanında mahrem Bu isyan destanların doğum anında mahrem

IV

Tanyerinde öteyi arıyorsa bir okul Erzurum’un gözleri kayıptır; kalbinde bul Şimdi her mevsimde aşk üzredir gülkurusu Abdurrahman Gazi’den çeşmelere akan su Yeşertir tohumları külliye toprağında Güneş bir kardelendir Palandöken dağında Kardelenler bir şehrin aynalarında mahrem Hem yaslı bozkırında, hem baharında mahrem

Nerde, avuçlarımda kararan tozlu yollar Nerde siyah ve keskin, yorgun ve buzlu yollar Işığa varmak için bin ayak, bir merdiven Tereddütler burcunda yed-i beyzayı seven Heceler ülkesinin karanlık evlerinde Şöhret mumuyla yanan ürkek avcılar nerde Avcılar, ölüm günü can pazarında mahrem Avcılar, tutkuların kin mezarında mahrem

VI

Ve İstanbul, Süleyman tahtında bir münzevi Saba Melikesi’nden kalan muştular evi Gecenin en karanlık tenhasında çoğalan Kalbe siyah benekler bırakıp gizli kalan Yedi başlı ejderha yedi tepeyi tutmuş Bu şehirde kapılar pencereyi unutmuş Kapılar odaların inkisarında mahrem Kapılar aynaların âh ü zarında mahrem

İstanbul, gemilerin rüyalarında mahpus İstanbul ki, deryalar gülü; sultana mahsus Solmadan, o nazenin yurduna varmalıyım Onu bir saat gibi yeniden kurmalıyım Göğünde gece gündüz ışıldarken izlerim Esrarıyla yeniden buluşmalı gözlerim Gözlerim; İstanbul’un ufuklarında mahrem Gözlerim ki, bu gün de mahrem, yarın da mahrem

çiçekler üşümesin 1980-1986

ÖZLEM

Masmavi bir denizin ortasında ve kırgın İçiyorum çöllerin bütün susuzluğunu Damla damla kuruttu bu sevda ve bu yangın Mendillerin gözümde arayıp bulduğunu

Şafakla kapanacak içimdeki yaralar İklimleri ruhumun yaprağında gizledim Issızlık ülkesinde çürürken hatıralar Arşın hiç değişmeyen iklimini özledim

BİR SARAY

Bir rüyadan uyandım; uyudu kan ve korku Gölgesiz bir vadiye şimdi ummandır uyku İçindeki her damla denizden bile derin Uzaktan tebessümü hülyalı beldelerin Efkârlı bir âleme sonsuzluğu veren hû Ufuklarda toy, düğün, öteye giden âhu Hicransız bir ülkeye yürüyorum, durmadan Mutluluk bekliyorum, bıkmadan, yorulmadan Bir aynanın ardında nice yüz bin kelime Ruhuma sığmayanlar sığıyor hayalime Bir kalbin destanını aşkla yazıyor kalem Tam bir huzur içinde burda koskoca âlem Burda menekşe, sümbül, ötenin dikenleri Burda yıldız yanağı denizin yelkenleri Bir saray, altın leğen sunulan alın terim Bir saray, gece gündüz parlayan son makberim

GÖZLER

Sende Mecnun’dur zaman ve Leyla’dır denizler Gülümse, tükenmeyen ah ü zarıma gözler Ey dikenli yolları gökyüzüne bağlayan Bir hayali dilberin çehresinde parlayan Mehtâbım, nazar eyle, kalbimde gül büyüsün Ne özge bir muamma, ne de mağrur büyüsün Güneş gibi, ufkumda doğup da yanan gözler Ruhumun yağmurunu içip de kanan gözler

Geceye mi çırpınış, gurbete mi bu hasret Bitmeyen bir susuzluk ve sönmeyen hararet Ortasında kalmışsın; saçların darmadağın Gülşenim, yıkılmadan saray gibi otağın Hayatın sonbaharı kuşatmadan rengini Yitirmeden şu billur ve masmavi engini Beni al kollarına, uyut sonsuza değin Yüzümde dalgalansın o simsiyah eteğin Göreyim elmas gibi parlayan nakışları Gönlümü çiçek çiçek sırlayan nakışları

Papatya bir simada sana taht kurmuş Allah Uzaktayım, yalnızım; çektiğim her derin ah İçimden bir parçayı koparıp götürüyor Ve ayrılık dumanı her yanımı bürüyor Mehtâbım, yıldız gibi süsle kâküllerini Koklayayım kalbimde yeşeren güllerini Islanmış sinesine çekiver bir baharın Uyandır hicabınla beni bugün ve yarın Duaya kalksın elim, başım şükre uzansın Sesim dudaklarıma mahpus iken uyansın Ve matem kuyusundan çekeyim ellerimi Toplayayım yerlere düşmüş hayallerimi Kapkaranlık dünyama bir ışık yakan gözler Bana, benimmiş gibi hasretle bakan gözler

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yollar Dönüşe Gider ~ Nurullah GençYollar Dönüşe Gider

    Yollar Dönüşe Gider

    Nurullah Genç

    Erzurum’da hikâyelerin, masalların, destanların anlatıldığı, şiirlerin okunduğu, ilim dolu sohbetlerin edildiği mütevazı ama mutlu bir köy: Pinaduz…

  2. Omuzlarımda Dünya ~ Nurullah GençOmuzlarımda Dünya

    Omuzlarımda Dünya

    Nurullah Genç

    Sibirya gazisi, bilge ve lider bir adam olan Bekir’in erdem ve iyilik timsali oğlu Seyfullah… Yolu ve okulu olmayan uzak bir dağ köyünde bir...

  3. Başarı Bedel İster ~ Nurullah GençBaşarı Bedel İster

    Başarı Bedel İster

    Nurullah Genç

    İşte ekonomik hayatın üç önemli anahtar kavramı: İşletme, yönetim, organizasyon!… İşletme nedir ve hangi unsurlardan meydana gelmektedir? İşletme demek başarı mı demektir? Başarı için...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Cam Irmağı Taş Gemi ~ Nazan BekiroğluCam Irmağı Taş Gemi

    Cam Irmağı Taş Gemi

    Nazan Bekiroğlu

    Taşın boyanmasıydı âdet olan, sıra boyamalara geldi. Yontucunun, kullandığı boyalara güveni sonsuzdu. Asırlarca dayanacaklarını, solmayacaklarını, bambaşka renklere dönüşmeyeceklerini biliyordu. Kimi bir deniz kabuğunun, kimi...

  2. Altın Işık; Tam Metin ~ Ziya GökalpAltın Işık; Tam Metin

    Altın Işık; Tam Metin

    Ziya Gökalp

    Altın Işık, düşünce adamı olmasının yanı sıra verimli bir halkbilim araştırmacısı da olan Ziya Gökalp’ın Türk masallarının, halk öykülerinin ve destanlarının bir bölümünü, nazım...

  3. Anka ~ Sadık YalsızuçanlarAnka

    Anka

    Sadık Yalsızuçanlar

    ‘İlkin gezginliğe çıkmak gerek; ancak sonra yurduna dönebilir, o zaman ötekileri anlayabilirsin…’ der Wittgenstein. Anka, bu gezginlerden birinin, bilgeler bilgesi Niyazi Mısri’nin Aspuzu’da başlayıp...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur