Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Türk Ordusunun PKK Operasyonları
Türk Ordusunun PKK Operasyonları

Türk Ordusunun PKK Operasyonları

Ümit Özdağ

Türkiyenin en önemli sorunu bölücü terör örgütü PKK hakkında tüm gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Binlerce Mehmetçiğin şehit verildiği PKK terör örgütüyle mücadelenin perde arkası…PKK…

Türkiyenin en önemli sorunu bölücü terör örgütü PKK hakkında tüm gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Binlerce Mehmetçiğin şehit verildiği PKK terör örgütüyle mücadelenin perde arkası…PKK arkasındaki gizli güçler,Barzani,Talabani ve Kuzey Irak…

Bölücü PKK terör örgütünün stratejisini Düşük Yoğunluklu Savaş konseptine göre anlatan ve bir çırpıda okunabilecek bir kitap. Bir yandan adım adım terör örgütünün faaliyetlerinin arkasındaki politikalar ortaya konurken diğer yandan devletin önlemlerini ve yetersizliklerini açık seçik ortaya çıkaran bir kitap. PKK terörünü anlamak için muhakkak okumalı.
E. Tümgeneral Alaettin Parmaksız,
Hakkari Dağ Komando Tugayı Komutanı
“Burası Hakkari-Ankara’dan Göründüğü Gibi Değil” kitabının yazarı.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, araştırma ve değerlendirme yeteneğini çok iyi bildiği PKK konusunda ortaya koymuş.
Kitap çok önemli bir kaynak..
E. Tümgeneral Yaşar Karagöz
8. Kolordu Komutan Yardımcısı ve Tunceli İl Güvenlik Komutanı (97/99)

Fevkalede önemli, büyük bir özenle konuya derinlemesine nüfuz ederek hazırlanmış, her Türk aydınını ve bürokratlarının, özellikle siyasetçilerin ve büroklratların okuması gereken bir başvuru eseri.
İsmet Metin,
1982-83 Bingöl, 1991-93 Ağrı Valisi

Geçen 30 yılda Türkiye’ye büyük kayıplar verdiren PKK terör örgütünün oluşumunu, hedef ve stratejilerini, çalışma metotlarını ve bu örgütle mücadele yöntemlerini açıklayan bu dev eser terörle mücadelede bundan sonraki yol haritamızı belirlerken kullanacağımız temel doküman niteliğindedir.
Dr. Tahir Tamer Kumkale, Tarihçi- Yazar

İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ
PKK saldırılarının yoğunlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Nisan 2007’de 51. tabur yani 13000 bin asker Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde PKK’ya karşı kapsamlı bir operasyon başlatmıştı. M ay ıs ve Haziran başında Türk ordusunun Güneydoğu Anadolu’da yaptığı yığınak devam ederken, bir yandan PKK’nın Ankara’da yaptığı bombalama diğer yandan İstanbul ve İzmir başta olmak üzere diğer illerimizde yaptığı bombalama girişimleri devam etti. PKK’nın terörist saldırılarının kaynaklandığı Kuzey Irak ve bu coğrafyaya destek ve koruma veren ABD ile Türkiye arasındaki gerilimde her geçen gün artıyor. Türkiye önümüzdeki yıllarda muhtemelen ağırlaşan bir PKKKürtçülük ve Kuzey Irak sorunu İle yaşayacak. Kuzey Irak’ın Türkiye için anlamım önümüzdeki aylarda yine Pegasus yayınlarından çıkacak olan TürkiyrKuzey Irak İlişkileri Tarihi19182007″ adlı kitabımda ortaya koyacağım.
PKK’nın İlk eylemlerini başlatmasından buyana 30 sene geçti. 30 sene içinde PKK’nın eylemleri neticesinde içinde PKK’lıların büyük bir bölümünü oluşturduğu 35 bin İnsan sadece Türkiye sınırlan içinde hayatını kaybetti. PKK teröründen dolayı Ortadoğu’nun başka bölgelerinde hayatlarını kaybedenleri buna eklediğimiz zaman sayı 40 bin civarında insan PKK terörizminin sonucunda hayatını kaybetti. Bu otuz yıl içinde yaralanan, sakat kalan, hapse girdiği İçin hayatı dağılanların sayıları ise iyimser bir rakam ile 200 binin üzerindedir.
Aynı süre içinde Türkiye kalkınmasına, insanının refahına, mutluluğuna harcayacağı milyarlarca YTL’nin üstünde bir parayı PKK ile mücadele etmek için silaha, havada binlerce saat kalan savaş helikopterlerine ve onların yakıtlarına, kendi topraklarımıza düşen bombalara harcamak zorunda kalmıştır. Oysa terör ile mücadele için harcanan paralar ile yüzlerce fabrika, binlerce hastane, okul, ev yapmak mümkündü.
PKK terör örgütü, Dünya terör tarihinin en büyük ve üzerinde en az bilimsel çalışma yapılmış olanıdır. PKK’yı bu kadar etkili ve uzun yaşam kabiliyetine sahip kılan faktörlerin başında PKK’nın olaylara hızla intibak ederek, kendisini Türkiye’ye karşı ‘kiralama yeteneği” ve kiralandığı ülke adına Türkiye’ye karşı vekaleten savaş sürdürme kabiliyetinin yüksek olması gelmektedir.
Bundan çıkarılması gereken sonuç olarak, PKK’nın sadece başka ülkelerin emellerine hizmet eden bir Örgüt olduğu akıla gelmemelidir. PKK, kendisini kiraladığı ülkelerin emelleri için terör sürecini devanı ettirirken, kendi emellerine ulaşma doğrultusunda da ne yazık ki, çok Önemli bir mesafe kaydetmiştir.
Türk halkına 1984’de Eruh ve Şemdinli baskınından bu yana politikacılar tarafından söylenen en büyük yalan “terörle bir yere varılamayacağıdır.” PKK, terör, propaganda, siyaset, psikolojik operasyon ve dış destek beşlisini aradan geçen otuz sene içinde çok etkili kullanarak çok önemli bir mesafe kaydetmeyi başarmıştır.
Öte yandan Türkiye, PKK’nın gayet bilinçli uyguladığı siyasal şiddet konseptine karşı, uzun süre uygun bir siyasi ve askeri konsept geliştirememiştir. 1990’lann başında ise sadece PKK’yı askeri olarak tasfiye edecek antiterörist önlemler uygulamaya konulmuş ve 199498 senelerinde büyük bir basan ile sonuçlandırılmıştır.
Fakat, PKK gibi örgütlerle mücadelede tek boyutlu askeri yöntemlerle sonuç alınması mümkün değildir. Kaçınılmaz ve zorunlu askeri yöntem, istihbar/ati ve polisiye önlemlerle desteklenerek sürdürülürken, politik, bürokratik, toplumsal, kültürel, hukuki, diplomatik ve ekonomik önlemler siyasal iktidarlar tarafından uygulanmalıdır. Bu konu ile ilgili kapsamlı bir öneriyi Ağustos 2006’da Bilgi Yayınevi tarafından yayınlanan “Kürtçülük Sorunu ve Çözüm Stratejileri” adlı kitabımda ortaya koydum.
Bölücülü karsı kapsamlı bir çözüm stratejisi uygulanmaz ise asker ve polis başarılı olarak mümkün olduğunca fazla teröristi etkili hale getirecektir ancak terörist üreten zemin varlığını sürdürdüğü için yeni teröristler üremeye devam edecektir. Bugün İçinden geçtiğimi/ süreç budur. Türk halkı “PKK neden bitmedi” sorusunun cevabı olarak bilmelidir ki, cevap, “asker ve polis bitiremedi” değil, politikacılar bataklığı kurulamadıkları İçin bitenlerin yerine yenileri gelmiştir.
Bu kitap, 1970lerin sonundan bugüne değin, Türkiye’nin terörle mücadelede en etkin olduğu sürecin yani askeri boyutun düşük yoğunluklu çatışma teorisi açısından tahlilidir. Kitabın ikinci baskısını hazırlarken, daha önce kitaba eklemediğim Türkçe kaynaklan eklediğim gibi 20(>0’li yıllara da kısaca eğildim.
Dileğim Türkiye’nin PKK adlı terör çetesinin neden olduğu kan, gözyaşı ve acıdan kurtulduğu, bilim, birlik ve barışın hakim olduğu bir Türkiye’nin toplumsal refahın arttığı, kalkınmanın hızlandığı ve demokrasinin güçlendiği bir ülke olarak 21. Yüzyıla ilerlemesidir. Şehitlerimi/i rahmetle anarken, genç yaşta kullarını, bacaklarını, gözlerini Türkiye Cumhuriyeti’nin İstiklali ve bölünmezliği için kaybeden gazilerimizin önümle saygı ile eğiliyorum.

Haziran 2007 Prof.Dr. Ümit Özdağ

BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ
PKK’nın terörist eylem girişimleri 1982’den bu yana Türkiye’nin gündemindedir. Kürdistan İşçi Partisi (PKK) u/rafından İ 5 Ağustos i 984 tarihinde Eruh ve Şemdinli ‘deki jandarma karakollarına düzenlenen saldırılarla beraber, Türkiye için önemli ve zor bîr dönem başlamıştır. Bu zor dönemin temel vasfı, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik olarak. Cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar ciddi bir şekilde meydan okunmuş olmasıdır. PKK’nın Türkiye’deki 12 Eylül 1980 anken darbesi öncesi dönemde toplam 334 kişi öldürmüş ve 360 kişiyi yaralamış olmakla kabarık bir suç listesi olmakla birlikte, bu yeni aşama başka bir terör tarzını temsil etmekteydi. Türkiye terörizme 1968’den beri alışıktır; ancak bu yeni terör süreci, Türkiye’nin 1980 öncesinde tecrübe etmiş olduğu süreçlerden farklı bir yapıya sahipti. Türkiye, 1984 sonrası ilk dönemde. PKK tarzı kırsal merkezli terörizmin üstesinden gelmekteki deneyimsizliğinin sıkıntılarını yaşadı. Ayna örgüt üyelerinin sınırlı sayısına bîr de deneyimsiz oluşlarınım eklenmesi PKK için de büyük güçlük yaratıyordu.
PKK, 197378 devresini ideolojik oluşum ve Öncü grubun oluşturulması, 197880 devresini politik ideolojinin sınanması zamanı ve 198084 devresini de bir geri çekilme ve hazırlıklar zamanı olarak nitelendirmiştir. Örgüt, gerilla savaşı teorisi ve uygulaması üzerinde geniş deneyimi olan Çinli lider Mao Ze Dung ta rafından formüle edilmiş olan konsept temelinde, mücadelesi için geliştirilmiş olan stratejiye uygun olarak. 1984’ten itibaren uzunsüreli bir halk savaşı” başlatılması kararı  almıştır. Bu savaşın üç temel aşaması olacaktı: stratejik savunma, stratejik denge ve stratejik saldırı.
PKK’nın Kuzey Irak’a üslenmesini müteakiben başlamış olan stratejik savunma aşaması, üç merhaleden oluşuyordu. Bunlardan ilki, Emli ve Şemdinli baskınları ile sona eren “silâhlı propaganda”, bir sonraki merhale İse, “gerilla faaliyeti” idi. Ve son olarak da 1990 da tıkışılmış olan ve stratejik savunma aşamasının sonu ve “stratejik denge” aşamasına doğru ilk hareketler olma anlamını taşıyan “hareketli savaş” merhalesi geliyordu.
Silâhlı propaganda merhalesi süresince, PKK mensupları, örgütün “gücünü” halka ispat etme maksadı eylemler üzerinde odaklanarak, güvenlik güçleri ile çarpışmalardan mümkün mertebe kaçındı. Hedef, askeri etkinlikten çok siyasa bir etkinlik kazanmaktı. “Halk Kurtuluş Ordusu “nun çekirdeği, ikinci; yani gerilla faaliyeti merhalesinde oluşturulacaktı. Sayıları geçen müddet zarfında önemli ölçüde artmış olan PKK lılar, bu aşama süresizce, büyük gruplar halinde, askerî hedefleri “İmha etmeyi” amaçlayan saldırılar sahnelemeye başlamıştır.
Bütün bu aşamalarda. Kuzey Irak, PKK İçin. tıpkı Suriye hin de olduğu gibi, bir geri çekilme sığmağı olmuştur. Örgüt, hemen her stratejik saldırısını Kuzey Irak’tan başlatmış, ne zaman Türkiye içinde bir darbe yese, kendisini Kuzey Irak’ta “âdeta yeniden üretmiştir.” Türkiye, Körfez Savaşından önce, Irak’la 1983 te varılmış olan bir anlaşma çerçevesinde Kuzey Irak’a girerek Barzani kuvvetlerini Türkiye sınırından güneye sürmüş. PKK yi vurmuştur; ancak Körfez Savaşı sonrasında Türkiye Barzani ve Talabani güçleri ile birlikte PKK ya karşı operasyonlar düzenlemeye başlamıştır. Türkiye, o zamandan PKK’nın lideri Abdullah Öcalan’ı 1999da yakalanıp Türkiye’ye geri getirilmesine dek, asker sayısı 50.000’i aşan hava kuvvetleri ve zırhlı birlik destekli birlikleriyle Kuzey Irak’ta daha da büyük operasyon lar gerçekleştirmeye başlamıştır.
1990’lı yıllar boyunca DYÇ’de (Düşük Yoğunluklu Çatışma) büyük deneyim kazanan. DYÇ için daha fazla mali ve askerî kaynak ayıran Türkiye bu mücadele sonucunda PKK ‘yi askerî olarak yenmiştir. PKK’nın  yenilgisi örgütün lideri A. Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması ve nihayet yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi ile somutlaşmıştır. DYÇ tarhileri incelendiğinde terör …………..

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Aktüel Siyaset
  • Kitap AdıTürk Ordusunun PKK Operasyonları
  • Sayfa Sayısı184
  • YazarÜmit Özdağ
  • ISBN9944326889
  • Boyutlar, Kapak 13,5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviPegasus / 2007

Yazarın Diğer Kitapları

Beriahome Harf Kupa

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur