Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yarim Haziran
Yarim Haziran

Yarim Haziran

Can Dündar

Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay… “Sana samanyolu getirdim” dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne…

Katran karası bir geceyi haziran bulutlarının arasından yırtarak, avuçlarında kıpır kıpır yıldızlarla odamın penceresini tıklattı dolunay… “Sana samanyolu getirdim” dedi ve bütün gökkubbeyi yeryüzüne indirmiş gibi mağrur, gülümsedi koltuğumun başucunda…

Ayla yıkanmanın keyfini sürdüm bir müddet…

Sonra penceremi açıp onu içeri aldım.

Dolunay, samanyolundan ışıklarla eteklerinde; “Haydi” diyordu penceremin dibinde; “Haydi… ebedi baharın ülkesine…”

Lakin dolunaya inat; öylesine bitkin ve naçar ki hayat… kopamadım akşam haberlerden, dünyevi kederlerden… Açıp penceremi, salıverdim dolunayımı, Cahit Külebi’den bir şiir fısıldayarak kulağına: “Bir gün geleceğim / alıp şu başımı / bir gün geleceğim / belki de Haziran / bulacak naaşımı / belki de Haziran…” Haziran, bir ozanın naaşını kaldırırken, dolunay samanyolu boyunca efsunlu yıldızlar saçarak uzaklaştı.

Bakakaldım peşinden…

Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim.

13. Baskıya Önsöz
Bazen imza günlerinde “En sevdiğiniz kitabınız” hangisi diye sorarlar; “…bari ilkin onu okuyalım” dercesine…
Nedense hep “Yarim Haziran”a gider elim…
Bu kitapta toplandı “en sevdiklerim”…
Baktım böyle bir toplanma hali var, “Haziran”dan önce yayımlanan kitaplarda kalmış “Haziran duygulu” yazıları da oralardan alıp bu kitapta buluşturmaya karar verdim.
O yazıları başka kitaplarımda okumuş olanları şaşırtma pahasına, söküp onları bulundukları sayfalardan, “Yarim”e getirdim.
İnternette fazlaca dolaşan ve televizyonda, radyoda okundukça “istek alan” birkaç sevgililer günü yazısını da yeni ekledim.
Buradaki birkaç “sinema”, “gençlik”, “seyahat” yazısı ise ilgili kitaplara tayin oldu.
Kitabı yeni okuyacakların, bu halini daha çok beğeneceklerini umuyorum.

Can Dündar Temmuz 2005

Önsöz
Pek konuşkan değilimdir, hele kendime karşı hiç…
Ne zaman kendimle baş başa kalsam, susar dilim; ama durmaz kalemim…
Kalemim tercümanıdır dilimin; o bilir hissettiklerimi ve koyu bir mürekkebe bulayarak der diyemediklerimi…
Âlem söver kızınca; ben yazarım.
Alem söyler sevince; ben yazarım.
Âlem cayar bıkınca; ben yazarım.
Ne kızdığıma sövebildim ne sevdiğimi diyebildim ne bıktığımdan cayabildim, bu huyum yüzünden…
Lakin bir torba dolusu yazım oldu.
Ben de son birkaç yılda sövdüklerimi, sevdiklerimi, caydıklarımı, saydıklarımı toplayıp bir kitapçığa, getirdim önünüze…
Kâh bir haziran telaşında, kâh kış güneşi altında; ya bir nehir kenarında ya dolunay sağanağında gazete ve dergilerde karalanmış satırlar bunlar…
… kiminde eski bir resim, kiminde gizli bir hüzün, çoğunda içten bir söz, ama hepsinde benden bir iz var; içimi ısıtan aşklar, özlediğim telaşlar, kaybettiğim yoldaşlar, yitirdiklerimin ardından dökülmüş yaşlar var.
Biliyorum bir tür duygusal teşhircilik bu yaptığım; lakin yine biliyorum ki, paylaşıldıkça güzelleşir anılar; ve hafifler acılar…
Bu yüzden, Yarim Haziran’ı transparan bir elbise gibi giyiyorum üstüme.,, içimi görenler, içini açabilsinler diye…
… sevgiyle…
Can Dündar Haziran 1998

Yarim Haziran!
Kim bilir kaç bahan birlikle uğurladık seninle… Kim bilir kaç yazı karşıladık kan ter içinde…
ilhamısın ergenlik şiirlerimin, o ilk Haziran’dan beri… Yaş günlerimin fener alayı, ilkyaz günahlarımın tanığısın…
Tanığısın yüzüme düsen gözlerin, tenime değen ellerin…
Senle başlayıp sende bitirdim bunca yılı…
Sendin hararetli yıl sonu muhasebelerimin değişmez takvim yaprağı…
Tutkunum sana… Sadık, itaatkâr ve hayran…
… Yarim Haziran!…
Hasretle bekleyip iple çektim gelişlerini çoğu zaman…
Sen hep iki bahar arasında, hazlar zamanı çıkageldin; eteklerinde ilkyaz coşkuları ve isyanlarla…
Haziranlarda âşık, haziranlarda pişman, haziranlarda ergen oldum.
işte burada yıllar yılı getirip ladesiz taahhütsüz önüme atıverdiğin eski yaşlar… Kimi hakkınca yaşanmış, kimi belki hiç yaşanmamış… Kimi çocuk, kimi genç, kimi olgun…
Her serin baharın ardından yaz kokulu, yıldızlı müjdeler taşıdın bana… Hararetli ve çıplak temmuz akşamları vaat ettin… peşi sıra hazan geldiğini h isse t ti rai eksizin bir süre…
Gün oldu tomurcuk olup çiçek çiçek boy verdin; gün oldu şiddet yüklü bir öfke bulutuna tutunup seller yağdırdın gecikmiş bahar dallarının üzerine… hazırlıksız… insafsız.
Öncesiz ve sonrasız aşklarda oyaladın beni… … kimi gerçek, çoğu yalan…
Zamanla, ibadet eder gibi sevmeyi öğrettin; üzerine kırağı düşmüş beyaz bir gül kadar taze… bir o kadar kusur
Anladım ki, Haziran’da sevmek yaman… Yarim Haziran!…

Ocaklar kurdum sıcacık… Aşım, eşim, işim oldu katıksız, riyasız… Oğullar ve gecikmiş heyecanlar verdin bana…
Gidemediğimiz uzak denizleri çocuklarımıza isim yaptık… onlar yüzsün diye yüzemediklerimizi…
Geride kırık dökük onlarca Haziran bırakarak karşıladık yarınları… Ve sen bağışladın hatalarımı yıl sonu bilançolarında… Sorguda ele vermedin beni… Tanıyamadılar kimlik tespitinde bedenimi, kalbimi…
Kim bilir kaç sırrı sakladın… Kaçını ele verdin o gecikmiş hesaplaşmalarda…
Sen ilkyazdan alıp güze açarken kapılarını… ben yazın sarhoşluğundan sonbahar serinliğinde aydım.
Seni beklerken kendime vardım.
Yadsıyamam: Sevildim ve sevdim çoğu zaman…
Müsebbibi sensin… Yarim Haziran!…

Yaşım büyüse de bûyümedi içimdeki çocuk…
… ama zamanla olgunlaştı Haziranlarım…
Yeni gelenler sonbahara daha yakın şimdi…
Eski mektuplar ve sepya renkli fotoğraflarla dolu bir albümde hayatım… Haziran doğumlu…
Kulağımda bir şiir Hasan Hüseyin’den artakalan:
“Sokaktayım / gece leylak ve tomurcuk kokuyor / yaralı bir şahin olmuş yüreğim /uy anam anam… /Haziran’da ölmek zor”…
Lakin doğmak da zor Haziran’da…
Yaz kapıyı çalsa da;
… biliyoruz sonu hazan…
Yine de seviyorum seni…
Yarim Haziran!…

İkizler
Oburum.
Akşam oturayım televizyon karsısına… Bir kanalı izlerken, ille öbüründe ne olduğunu merak ediyorum; orada da aşağı yukarı aynı şeyi göreceğimi adım gibi bilmeme
Bir şehirde yaşarken diğerinde aklım; o şehirler ki çok da farkı yok birbirinden…
Doymak bilmez bir çocuk gibiyim; yetinemiyorum.
Islığım, bütün sarkıları aynı anda çalmak istiyor; uçurtmam, kâinatın tüm semalarında birden kanat çırpmak…
Gemlenmez bir merak duygusu, “her yemeği tat”, “her çiçeği kokla” diye ha babam kamçılıyor beni… telaştan ne tadını ayırt edebiliyorum yemeklerin ne kokusunu çiçeklerin…

Eklendi: Yayım tarihi

“Yarim Haziran” için 2 yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Ecevit ve Gizli Arşivi ~ Can Dündar,Rıdvan AkarEcevit ve Gizli Arşivi

    Ecevit ve Gizli Arşivi

    Can Dündar,Rıdvan Akar

    Oran’daki büro-evin salonunun hemen arkasındaki odanın dört duvarı kütüphaneyle çevriliydi. Kütüphanede raflar… Raflarda dosyalar… Dosyalarda mektuplar, yazılar, raporlar… Kapağını kaldırdığımız her dosya, yakın tarihin...

  2. Aşka Veda ~ Can DündarAşka Veda

    Aşka Veda

    Can Dündar

    Aşk devrimcidir. Otorite, düzen, nizam tanımaz. Coşkuyla çarpan iki kalbin yarattığı etkiye hiçbir direnç dayanmaz. Sınırlar, harp içindir; aşk sınırdan anlamaz. Yaş, sosyal statü, renk, ırk, cins, dil, mezhep, milliyet farkı, tutkuya mâni olamaz.

  3. Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor ~ Can DündarYaveri Atatürk’ü Anlatıyor

    Yaveri Atatürk’ü Anlatıyor

    Can Dündar

    “Atatürk’le birlikte yaptığım seyahetlere dair bazı defterde notlarım olduğu gibi, Atatürk’ün bana gönderdiği çok kıymetli mektupları vardır. Bunları neşretmek için benden satın almak isteyenler...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Karanlık Vardiya ~ Ali YılmazKaranlık Vardiya

    Karanlık Vardiya

    Ali Yılmaz

    90’lı yılların politik arşivi… 90’lı yıllar Türkiyesi’ne yargısız infazlar, faili meçhuller, kayıplar, cezaevi direnişleri, köy yakmalar, açlık grevleri ve ölüm oruçları damgasını vurdu. Bu dönemde 12 Mart ve 12 Eylül’ün yol açtığı şiddetten hem nitelik hem nicelik olarak çok daha fazlası uygulandı. Karartılmış kanıtların koyu gölgesinde hak ihlallerinin ve mağdurlarının sayısını bilmek ise neredeyse imkânsız.

  2. Cinnet Müstatili (kod2) ~ Necip Fazıl KısakürekCinnet Müstatili (kod2)

    Cinnet Müstatili (kod2)

    Necip Fazıl Kısakürek

    Muamele Hareketimden bir gün evvel Üsküdar Savcılığında ifademi aldılar. Bu savcının yanında oturdum ve Sulh Ceza Mahkemesi beni görmeden kararını verdi: Tevkifi ve Malatya’ya...

  3. Bülbülün Kırk Şarkısı ~ İskender PalaBülbülün Kırk Şarkısı

    Bülbülün Kırk Şarkısı

    İskender Pala

    Gönüllere Şifa Bir Hayat Hikâyesi: Hazret-i Muhammed… Selamlar ki, şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır. Hasretler ki, âşıkların avazı kadar yanıktır, elbette onadır....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur