Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yorum ve Aşırı Yorum
Yorum ve Aşırı Yorum

Yorum ve Aşırı Yorum

Umberto Eco

Edebiyatta ve sosyal bilimlerde, metinlerin anlamını yorumlamak en önemli uğraşlardan biridir. Öyleyse, bir metinden çıkarılacak anlamın sınırları var mıdır? Yazarın niyetlerinin bu sınırların belirlenmesinde…

Edebiyatta ve sosyal bilimlerde, metinlerin anlamını yorumlamak en önemli uğraşlardan biridir. Öyleyse, bir metinden çıkarılacak anlamın sınırları var mıdır? Yazarın niyetlerinin bu sınırların belirlenmesinde rolü var mıdır? Bazı okumaları `aşırı yorum’ olarak değerlendirebilir miyiz? Yorum ve Aşırı Yorum, bu soruları tartışmak üzere felsefe, edebiyat kuramı ve eleştiri alanının en önemli adlarını bir araya getiriyor. Umberto Eco, kitabın temelini oluşturan üç yazısında, `yapıtın niyeti’nin, olası yorumların sınırlarını nasıl belirlediğini ortaya koyuyor. Eco’nun yazılarının ardından, filozof Richard Rorty, edebiyat kuramcısı Jonathan Culler ve eleştirmen-yazar Christine Brooke-Rose kendi bakış açılarından Eco’nun savlarına karşı kendi görüşlerini sergiliyorlar. Kitabın son yazısını Eco’nun bu eleştirilere verdiği yanıt oluşturuyor. Yorum ve Aşırı Yorum’da Eco, Dante’den Gülün Adı’na, Foucault Sarkacı’ndan Chomsky ile Derrida’ya uzanan başdöndürücü zihinsel yolculuğunda her zamanki gibi aydınlatıcı ve son derece esprili. Metinlerin anlamı konusundaki tartışmalara getirdiği çok önemli katkıyla Yorum ve Aşırı Yorum, edebiyat kuramıyla ilgilenen okurların olduğu kadar, yorum sorunuyla ilgilenen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.

İÇİNDEKİLER
Katılımcılar Hakkında Çevirmenin Notu
Giriş: Sonlu ve Sonsuz forum STEPAN COLLINI
1 Yorum ve Tarih
UMBERTO ECO
2 Metinleri Aşırı Yorumlama . UMBERTO ECO
3 Yazar ile Metin Arasında . UMBERTO ECO
4 Pragmatistin Yolculuğu. RICHARD RORTY
5 Aşın Yorumun Savunusu
JONATHAN CULLER
6 Palimpsest Tarih.
CHRISTINE BROOKE ROSE
7 “Yanıt
UMBEETO ECO

Giriş: Sonlu ve Sonsuz Yorum STEFAN COLLINI

I

“Tek çekincem, bu konunun yeterince ‘insani değerler’ hakkında olup olmayacağıdır.” Akademik komitelerin çalışmalarını bilenler, bu yaklaşım tarzını tanıyacaklardır. Bu kez masanın çevresinde, Clare Hail (Cambridge) Tanner Konferansları Komitesi oturuyordu. Tanner Konferansları Amerikalı insansever ve Ulah Üniversitesi eski felsefe profesörü Obert C. Tanner tarafından kurulmuş olup, t Temmuz 1978’de Clare Hall’da resmen başlatılmıştır. (Tanner Konferansları, her yi! Harvard, Michigan, Princeton, Stanford, Utah, Brasenose College, Oxford ve zaman zaman başka üniversitelerde de verilmektedir.) Bu konferansların amacı, “insani değerler ve değerlendirmelere ilişkin akademik ve bilimsel Öğrenimi geliştirmek ve bu öğrenim üzerinde düşünmek” olarak belirlenmiştir. Söz konusu toplantıda 1990 Tanner konferanslarını sunmak üzere Umberto Eco davet edilmiş; Eco öneriyi kabul ederken, ele alacağı konu olarak “Yorum ve Aşın Yorum”u önermişti. Olası herhangi bir güçlüğü önceden belirleme kaygısıyla, yukarıda sözlerini aktardığımız komite üyesini tek çekincesini dile getirmeye yönelten bu konu oldu; ancak komite bu çekincenin konferansları çok uzun süre geciktirmesine izin vermedi.
Belli ki, konferansları izlemek üzere Cambridge’in en geniş amfilerinden birini dolduran yaklaşık beş yüz kişinin paylaştığı bir çekince değildi bu. Belki bazıları daha çok, zamanımızın en ünlü yazarlarından birisini görüp meraklarını gidermek üzere gelmiş, belki bazıları da yalnızca gösterişli bir kültürel ve toplumsal fırsatı kaçırmamak arzusuyla hareket etmişlerdi; ancak bu dev dinleyici kitlesinin ikinci ve üçüncü konferansları da izlemeye gelmiş olması, konferansçının çekici nitelikleri kadar başka ilgi kaynaklarının da var olduğunu kanıtlamaktadır. Ertesi sabah, erken saatlerden itibaren, konferansların ardı sıra yapılan semineri dinleyebilmek ve bu seminere katılabilmek için kuyruk oluşturan coşkulu kalabalık ise çok daha az çekince sergiliyordu; bu kez onları harekete geçiren şey, Frank Kermode’un yönetiminde bütün gün sürecek oturumda Eco’yu Richard Rorty, Jonathan Culler ve Christine BrookeRose ile tartışırken görebilmekti. Alfabetik olarak sıralamak gerekirse, Isabel Armstrong, Gillian Beer, Patrick Boyde ve Marilyn Butler’ın oluşturduğu seçkin bir öğretim üyeleri ve eleştirmenler topluluğunun katkılarıyla zenginleşen ve toplantıda hazır bulunan Malcolm Bradbury, John Harvey ve David Lodge gibi öteki romancıeleştirmenlerin özellikle konuyla ilgili görüşleriyle çeşni kazanan tartışma kesinlikle çok canlı geçti.
Bu oturumların ana katılımcısı Umberto Eco, öyle çok alanda kendini göstermiş birisi ki, kolay bir sınıflandırma kapsamında değerlendirilmesi olanaksız. İtalya’nın Piemonte bölgesinde doğan Eco, Itorino Üniversitesi’nde felsefe öğrenimi görmüş ve Aquinolu Thomas estetiği üzerine bir tez yazmıştır. Devlet televizyonu RAI’nin kültür programlarında çalışmış, daha sonra Torino, Milano ve Floransa üniversitelerinde görev almıştır; bu arada, Bompiani Yayınevi’ndeki yayın yönetmenliği görevini de sürdürmüştür. 1975’ten bu yana, Bologna Üniversitesi’nde Göstergebilim Kürsüsü’nün başkanlığını yapmaktadır (bu kürsü, türünün herhangi bir üniversitede kurulmuş ilk örneğidir). Onun üzerinde dikkate değer kitap yayımlamış, estetik, göstergebilim ve kültür eleştirisi alanlarına önemli katkılarda bulunmuştur. Bu kitapların birçoğu İngilizceye ve öteki dillere çevrilmiştir; buna karşın. Profesör Eco’nun son çalışmalarından bazılarının, özgün metinler İngilizce olarak yazıldığı için, İtalyancaya çevrilmesinin gerekmesi, onun bir dilbilimci olarak olağanüstü yeteneklerinin bir göstergesidir. Aynı zamanda Eco. İtalya’nın önde gelen bazı gazeteleriyle dergilerine düzenli olarak ve çoğu zaman çok eğlenceli yazılar yazan çok üretken bir gazetecidir; ancak, en azından İngilizce konuşan dünyada, çok daha geniş bir kitle onu 1988’de yayımladığı ve uluslararası bir bestseller haline gelen Gülün Adı romanının yazarı olarak tanımakladır. 1988’de ikinci romanı Fbucaıtit Sarkact’m yazmış, bir yıl sonra İngilizce çevirisi çıkan roman büyük bir eleştirel ilgiyle karşılanmıştır.
Elinizdeki kitap, Eco’nun 1990 Tanner Konferanslarının gözden geçirilmiş metinlerini, seminere katılan üç öğretim üyesinin sundukları tebliğleri ve Eco’nun yanıtını içermektedir. Katılımcıların tartıştıkları konular, alandan olmayan okur için zaman zaman oldukça çapraşık ya da teknik görünebileceğinden, katılımcıların birbirlerinden ayrıldıkları temel noktalan önceden ana çizgileriyle ortaya koymak ve yirminci yüzyılın son dönemindeki birçok kültürel anlama biçiminin merkezinde yer alan bir araştırmanın daha geniş imalarına işaret etmek yararlı olacaktır.

II

Elbette, yorum yirminci yüzyıl edebiyat kuramcılarının icat ettiği bir etkinlik değildir. Aslına bakılırsa, bu etkinliği nasıl nitelendirmek gerektiği konusundaki muamma ve tartışmaların Batı düşüncesinde uzun bir geçmişi vardır; bu tartışmaları her şeyden önce Tanrı Kelâmı’nın anlamını belirlemek gibi son derece Önemli bir uğraş harekete geçirmiştir. Bu tarihin modern aşaması temel olarak, on dokuzuncu yüzyılın başında Schletermacher’le bağlantılandırılan Kutsal Kitap yorum bilgisinin gündeme getirdiği metinsel anlam sorunu hakkındaki yüksek düzeyli özbilince uzanmaktadır; Dilthey, insan ruhunun bütün yaratılarını anlamada yorumun merkezi rolünü, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında Geisteswissenschqften kapsamındaki bütün alanları içeren bîr programın temeli yapmıştır.
Son yirmi otuz yılda bu tartışmanın girdiği belirleyici evreyi iki geniş ölçekli gelişme bağlamında anlamak gerekmektedir. Bu gelişmelerden ilki şudur. 1945’ten bu yana Batı dünyasında yüksek öğrenimin olağanüstü ölçüde yaygınlaşması, bu tür kurumların genel kültürel rolünü etkileyen konulara ve özellikle kurumsal olarak tanımlanan “disiplinler”in kimliği ve statüsü hakkındaki sorulara yeni bir anlam vermiştir. İngilizce konuşulan dünyada, bir disiplin olarak “İngilizce” bu süreç içinde kendine özgü bir merkeziliği ve duyarlığı olan bir konum edinmiştir; çünkü İngilizce bölümü, üniversite dışındaki disiplin dışı okurlarla yazarların varoluşsal sorunlarından en az yalıtılmış disiplindi bu ise, başka şeylerin yanı sıra, meslek içindeki tartışmaların belli aralıklarla kamu dikkatinin nesnesi olmayı sürdürdüğü anlamına gelmekteydi. Bu konunun taşıdığı önceliğin basit, ancak çarpıcı bir göstergesi, 1970 yılında İngilizcenin Amerikan üniversite ve kolejlerinin üçte ikisinde en geniş lisans bölümü olduğu gerçeğidir.1
Bununla birlikte, son on beş yirmi yıldır, gerek geleneksel olarak İngilizce disiplininin konusunu oluşturduğu kabul edilen yazılar “kanon”u, gerek bu inceleme alanına uygun olduğu düşünülen yöntemler daha keskin bir irdelemeye tabi tutulmuştur, çünkü bunların dayandığı toplumsal ve etnik varsayımlar artık çevrelerindeki dünyada kolay bir egemenlikten yararlanamamaktadır. Buna ek olarak. Amerikan toplumunun kültürel çeşitliliği ve Amerikan akademik yaşamında bireysel başarıyı yönlendiren pazar ilkeleri, şimdi “kuram” olarak bilinen ikinci düzey düşünceyi, ünlerin kazanıldığı ve iktidar ile mevki savaşlarının yapıldığı merkezi entelektüel arena haline getirmiştir. Bu kurumsal ortam üzerinde odaklanmak, bu tartışmalarda alınan konumların gerçek içeriğini açıklama yönünde büyük bir yol kat etmemizi sağlamayabilir; ancak, tutku ile elde edilen sonuç arasında görünürdeki oransızlığı ya da toplumun böyle önemli konulardaki tartışmaya gösterdiği dikkatin derecesini anlamak istiyorsak elzemdir.
Bu. yorum hakkındaki tartışmalara bir anlam yükü yükleyen büyük ölçekli gelişmelerin ikincisine yöneltiyor bizi: Yani, kökü Kıta Avrupa’sı felsefesinin belirgin kaygılarıyla yöntem tarzlarında bulunan bir yazı bütününün, edebiyat yapıtlarının eleştirel açımlaması ve değerlendirmesi şeklindeki geniş ölçüde Anglosakson gelenekle çatışmasına (daha büyük bir karşılıklı anlama ya da iyi niyet çağrıştıran herhangi bir ful, bu karşılaşmanın doğasını haksız yere yanlış yansıtırdı).

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıYorum ve Aşırı Yorum
  • Sayfa Sayısı170
  • YazarUmberto Eco
  • ISBN9755106952
  • Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları /

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yengeç Adımlarıyla – Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm ~ Umberto EcoYengeç Adımlarıyla – Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm

    Yengeç Adımlarıyla – Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm

    Umberto Eco

    Yengeç Adımlarıyla, 20. yüzyılın en önemli düşünce adamlarından Umberto Eco’nun 2000-2005 yılları arasında (yani 21. yüzyılın ve “üçüncü binyıl”ın hemen başında) yazdığı yazılardan bir...

  2. Nişanlılar (Hepsi Sana Miras Serisi – 3) ~ Umberto EcoNişanlılar (Hepsi Sana Miras Serisi – 3)

    Nişanlılar (Hepsi Sana Miras Serisi – 3)

    Umberto Eco

    “Bu nikah kıyılamaz.” On kitaplık Hepsi Sana Miras serisinde, Alessandro Manzoni tarafından yazılmış ve İtalyan klasiklerinin en önemlisi olarak görülen Nişanlıları, günümüzün en büyük...

  3. Beş Ahlak Yazısı ~ Umberto EcoBeş Ahlak Yazısı

    Beş Ahlak Yazısı

    Umberto Eco

    Umberto Eco, bu kitapta, çağımızın temel sorunlarına ilişkin ahlaksal bir hesaplaşmaya girişiyor. Körfez Savaşı günlerinde kaleme aldığı “Savaşı Düşünmek”te, “savaş” kavramı karşısında aydınca bir...

Beriahome Harf Kupa

Aynı Kategoriden

  1. Roland Barthes’ın Dostluğu ~ Philippe SollersRoland Barthes’ın Dostluğu

    Roland Barthes’ın Dostluğu

    Philippe Sollers

    “Roland Barthes’ın Dostluğu” Philippe Sollers’in değişik tarihlerde yazdığı Roland Barthes’la ilgili dört yazı ile Barthes’ın 1964-1979 arasında Sollers’e gönderdiği otuz beş mektuptan oluşuyor bu...

  2. Haritanın Yırtılan Yeri ~ Cezmi ErsözHaritanın Yırtılan Yeri

    Haritanın Yırtılan Yeri

    Cezmi Ersöz

    Diyarbakır’da bir öğretmen, “Devlet bizim üzerimizi kırmızı kalemle çizmiş,” diye yakınıyordu. Ailesini silahlı çatışmadan koruyabilmek için pencerelerine duvar ören Cizreli bakkalın açıklaması, “Güneş bizim...

  3. Yatağına Kırgın Irmaklar ~ Ahmet Turan AlkanYatağına Kırgın Irmaklar

    Yatağına Kırgın Irmaklar

    Ahmet Turan Alkan

    Niçin hep güzeldiler; trajediden drama, dramdan komediye, oradan yeniden trajediye doğru şimşek hızıyla geçişiveren o herc-ü merc günlerinde onları, başkalarının yazdığı sinsi ve hesâbî...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur