Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

İsmet Paşa’nın Kürt Raporu
İsmet Paşa’nın Kürt Raporu

İsmet Paşa’nın Kürt Raporu

Saygı Öztürk

Erzurum’ dan Erzincan’ a, Ağrı’ dan Diyarbakır’ a, Kars’ tan Muş’ a, Diyarbakır’ dan Tunceli’ ye, Van’ dan Bitlis’ e, devletin politikaları ilk kez…

Erzurum’ dan Erzincan’ a, Ağrı’ dan Diyarbakır’ a, Kars’ tan Muş’ a, Diyarbakır’ dan Tunceli’ ye, Van’ dan Bitlis’ e, devletin politikaları ilk kez bu kitapta ayrıntılarıyla açıklanıyor.
Başbakan İsmet İnönü’ nün hazırladığı raporda 1935 Türkiye’ sinde neler olup bittiğini öğrenecek, dönemin ”Apo” su Abdurrahman Mihi’ nin öyküsünün yanı sıra hakkında yolsuzluk suçlaması yapılınca Başbakan İnönü karşısında hüngür hüngür ağlayan onurlu kaymakama kadar insan öyküleri bulacaksınız.

Emin Çölaşan’m önsözü

Rahmetli Uğur Mumcu 22 ocak 1993 cuma günü telefon etti.
Senden bir ricam olacak. Saygı Öztürk’ün elinde ismet Paşa’nın yazdığı “Kürt Raporu” var. Acaba bir kopyasını bana verir mi?
İkimiz de Hürriyet’te çalışıyoruz. Bu raporun özetini bir süre önce gazetede yayımlamış. Uğur da onun yazılarından alıntılar yapmıştı. Şimdi raporun tamamım istiyordu.
Hemen Saygı’yı aradım. Uğur’un isteğini İlettim. Eksik olmasın, bir fotokopi çıkarıp biraz sonra bana getirdi.
Uğur’u aradım.
Rapor tamamdır. Sen mi aldırırsın ben mi göndereyim? Araba gönderip aldıracağım söyledi. Akşam saat 17.00 dolaylarıydı. Cumhuriyet’in şoförü gelip zarfı benden aldı.
Bu olayın bende acı bir anısı var.
Bunun kaç yıllık arkadaşım Uğur Mumcu’yla yaptığım son konuşma olduğunu nasıl bilebilirdim. Uğur iki gün sonra öldürüldü.
Saygı Öztürk’ün elinde biri 1935 yılında ismet inönü, Öteki 1936 yılında Genel Müfettiş Abidin Özmen tarafından hazırlanmış iki “Kürt Raporu” vardı.
Bunlar Cumhuriyet tarihi açısından çok önemli belgelerdi.
Yıllarca gün ışığına çıkmamış bu Önemli belgeleri Saygı devlet arşivlerinden buldu. Yakın geçmişte ve günümüzde başımıza açılacak belalar o raporlarda anlatılıyor, devletin dikkati çekiliyordu. Bu önemli raporları İsmet Paşa’nın Kürt Raporu adlı kitabında topladı.
Fakat o zaman bile görülüyormuş ki, bela yakındır ve gelmek üzeredir.
Ayrılık kışkırtıcıları harıl harıl çalışıyor. Zaman zaman isyanlar çıkmış. Bölge fakirlik yuvası. İnsanlar aşiret ve tarikatların boyunduruğu altında. İlkel bir yaşam sürüp gidiyor.
Cumhuriyet rejimi bu sorunların üstesinden gelemiyor.
İhmal mi, olanaksızlık mı? Teşhis konuyor ama tedavi yapılamıyor.
Bu belgelerin şimdi mutlaka ibretle okunması gerekir.
Günümüzde ne değişti?
Gerçekten de çok şey değişti. En azından devleti o bölgelere götürdük. Pek çok hizmet yapıldı ama yeterli olmadı…
Ve bu husus, Kürtçü ayrılıkçılara yaradı.
1980’li yıllarda PKK olayı patladı. Bizi çok uğraştırdı.
Saygı bu kitabında işin sonrasını, Apo olayının bir başka kesitini daha belgelerle anlatıyor.
Kürtçülük hareketini hortlatan, ama en büyük zararı Türkiye’deki Kürt kökenli insanlarımıza kendisi veren Apo, 1970’li yıllarda yakalanıp yargılanmıştı.
İşte o dosya ve yakalanması sonrasından bir kesiti de bu kitapta bulacaksınız.
Çok, çok ilginç belgeler.
Saygı Öztürk araştırmacı gazeteciliğin günümüzdeki önderlerinden biri. Arşivlere giriyor. Belgeler buluyor ve onları bize sunup aydınlatıyor.
Bu kitabında Kürtçülük açısından yakın tarihi gözler önüne seriyor, bilinmeyen belgeleri açıklıyor.
Saygıya “ellerine sağlık arkadaşım” diyorum ve onu kutluyorum.
Bu raporu üç yıllık uğraştan sonra aldım
Meğer o yıllar ne yıllarmış. Bunu anlayabilmek için İsmet İnönü’nün 1935 yılında hazırladığı ve Atatürk’e sunduğu raporu bulmak, sonra o raporu satır satır okumak gerekiyormuş. Ama o kasada saklana» özel raporu bulmak öyle kolay mı?
O rapora ulaşmak için ne diller döküyordum. Her seferinde de “olmazzz, veremem” cevabıyla karşılaşıyordum. Tam aradan 1 yıl geçmişti. Yine umutsuzca, yine “bıkkınlık vermek” için “İsmet İnönü’nün Raporu” dediğimde kasaya doğru yürüdü. Odada çelik kasanın metal sesinden başka ses yoklu.
O dosyayı bana uzatırken, “Benden aldığını ömür boyu kimseye söylemeyeceksin. Bu konuda sana güveniyorum” dediğinde, dışarıda kimsenin elimde bir dosya görmemesi için en basit önlem olarak o dosyayı belime yerleştirdim. Yıllarca kasada saklanan İsmet İnönü’nün ünlü raporunu o binadan böyle çıkarıyordum…
Hemen, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ağabeyimi aradım. “O raporu yıllar sonra da olsa buldum” dediğimde, hemen yazı dizisi olarak hazırlamamı söylüyordu. O dönemi bilen, hayattaki tek politikacı olan Kasım Gülek’le o günleri ve İnönü’nün gezisini, raporunu konuşlum.
Raporun özelini yayımlamamız hile müthiş yankı uyandırmıştı. Birçok araştırmacı bu raporun tamamını benden almak için ricada bulunuyordu. Bunlar arasında gazeteci büyüğümüz Uğur Mumcu davardı. Araştırmacı gazeteci Mumcu’nun bulamadığı bu raporu bulmak beni ilaha da sevindirmişti. Mumcu, o günlerde Kürtlerle ilgili bir kitap İmzalıyordu. Kendisim “diziyi yazdıktan sonra raporu iade ettim” dediğimde, İnanmadığını talimin etmiştim.
Bir gün sonra gazeteciyazar ağabeyim Emin Çölaşan, “Uğur senden İsmet İnönü’nün raporunu istemiş. Beni kırmaz verirsen memnun olunun” dedi. Kinin Çölaşan’ı kum mıyım? ‘Tamam” deyi» raporun fotokopisini Kinin Ağabey’e verdim. Ancak, o raporun tamamından Uğur Mumcu’nun yararlanması mümkün olamadı. Son kitabında, Hürriyet’te yayımlanan yazı dizimden bölümler almış ve kitabında da kaynak olarak benim yazı dizimden aldığını belirtmişti.
Gazeteci büyüğümüz Uğur Mumcu, o raporu aldıktan iki gün sonra bombalı bir suikast sonucu öldürülmüştü. Patlamanın meydana geldiği evinin önüne giden ilk gazetecilerden birisiyim. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi Başkanı Muhillin Kaya, Mumcu’nun gözlüğünden bir parçayı bulmuştu. Kar. buz, toprak ince eleklerden geçirildi. Mumcu’nun gözlüğü tam 28 parçaya ayrılmışla. o parçalar tek tek bulundu ve Mumcunun o kalın çerçeveli gözlüğü yapıştırılıp hatıra olarak yakınlarına teslim edildi,
Gazetede yayımlanan ve büyük ses getiren İsmet Paşanın Kürt Raporu, 1935 yılı Türkiyesi’ni anlatıyor. Erzurum’da elektriğin, Diyarbakır’da trenin olmadığı, hastalıkların kol gezdiği, yoksulluğun boy verdiği, ama insanların geleceğe umutla baktığı yıllar… Yolsuzlukla suçlanan kaymakamın hüngür hüngür ağladığı, kömürün bile bilinmediği, bir askeri birliğin en küçük ihtiyacının alınması için kara kara düşünüldüğü günler…
İsmet inönü, dolaşıyor. Raporunu hazırlıyor ve Atatürk’e sunuyor. O raporda neler yazıldığını İsmet İnönü’nün kaleminden okurken. 1935 yılındaki bu raporu elde etmeni ve bunu yazı dizisi haline getirmem de Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “yılın gazetecisi” ödülünü getirmişti…
Saygı Öztürk

Başbakan, nehir kenarında kuraklık şikâyeti dinliyordu
“Bu raporu yazarken Reisicumhur Atatürk’e ve Cumhuriyet’in
icra Vekillerine vaziyetleri samimi olarak söylemek başlıca düşüncem olmuştur.”
ismet İnönü, 1935 yılı 21 ağustosunda tamamladığı raporunu bu cümleyle bitmiyor. Arkasına da şunu ekliyor
“Vaziyeti az zamanda toparlayacağımıza, düşünülen tedbirleri tatbik edebileceğimize inanıyorum. Asırlık eksikleri düzeltmeye çalışmakla müteselli olabiliriz.”
1935, Cumhuriyet’in on ikinci yılı. Genç Cumhuriyet bu on iki yıl içerisinde oldukça önemli badireler atlatmış. Kurtuluş Savaşı sırası ve sonrasında azınlıklar meselesi Cumhuriyeti oldukça uğraştırmış. Balıkesir, Sakarya civarında Çerkezler, Doğu ve Güneydoğu’da başta Kürtler olmak üzere Ermeniler, Araplar, Nasturiler ve benzeri azınlıklar var. Oysa Cumhuriyet’in ülküsü ve ilkesinde Türklük yatıyor ve bu azınlıkların asimilasyonu birinci koşul olarak görülüyor. Bu arada Dersim isyanı çıkmış ve zorlukla bastırılmış. Balıkesir’de ikinci genel müfettişlik (enspektörlük) kurulmuş. Çerkezler, bu politikayla asimile edilmeye çalışılmış. Doğu ve Güneydoğu’da birinci ve üçüncü genel müfettişlik idareleri kurulmuş. Bunların, kuruluş ve gön \ yapma koşullan tasa süre önce kaldırılan Güneydoğu Anadolu’daki Olağanüstü Hal (OH AL) Bölge Valiliği koşullarına benziyor. Yetkiler ve işleyiş tarzı da hemen hemen aynı Ancak genel müfettişlikler kurulduklarında tam anlamıyla işlemiyorlar, İnönü’nün SÖZ konusu raporundaki önerileri doğrultusunda tekrar işletilmeye başlıyorlar,
İnönü’nün raporundan anladığımıza göre, genç Cumhuriyet bir numaralı güvencesi olarak Silahlı Kuvvetleri, yani orduyu görüyor, İnönü’nün raporu orduyla ilgili sayısız örnekleri.’ dolu   Itır….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Siyasal Hayat
  • Kitap Adıİsmet Paşa'nın Kürt Raporu
  • Sayfa Sayısı128
  • YazarSaygı Öztürk
  • ISBN9759915490
  • Boyutlar, Kapak 14x23 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDoğan Kitap / 2008

Yazarın Diğer Kitapları

  1. 33 Kurşun ~ Saygı Öztürk33 Kurşun

    33 Kurşun

    Saygı Öztürk

    Bu olay nasıl oldu? Sorumluları kim? PKK terörünün en yoğun olduğu bir dönemde bu askerlerimizi Malatya’dan otobüsle, silahsız ve korumasız yola çıkaranlar kimdi? Bu...

  2. Apo Olayının Perde Arkası ~ Saygı ÖztürkApo Olayının Perde Arkası

    Apo Olayının Perde Arkası

    Saygı Öztürk

    Saygı Öztürk’ten çok çok ilginç belgeler… Saygı Öztürk bu kitabında Abdullah Öcalan’ın yakalanışının sonrasını, Apo olayının bir başka kesitini daha belgelerle anlatıyor. Kürtçülük hareketini...

  3. Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü ~ Saygı ÖztürkSınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü

    Sınır Ötesi Savaşın Kurmay Günlüğü

    Saygı Öztürk

    ”Kuzey Irak’ a düzenlenen ilk büyük harekatın gizli belgeleri, konuşmaları, gelişmeleri ve bugüne kadar hiç duymadığımız olayları. Gerçekten dört dörtlük bir belgesel, dört dörtlük...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur