Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Ashab-ı Aşk
Ashab-ı Aşk

Ashab-ı Aşk

Murat Sinan İnce

Bir güneş doğdu bugün, gözlerinden Üzerime… Baktığım her yerde, Bir nefes seni hissediyorum, Ciğerimin en derin yerinde. Yürekten çırpınıyorum, Yaşamaya adarken En güzel günleri,…

Bir güneş doğdu bugün, gözlerinden
Üzerime…
Baktığım her yerde,
Bir nefes seni hissediyorum,
Ciğerimin en derin yerinde.
Yürekten çırpınıyorum,
Yaşamaya adarken
En güzel günleri,
Sana ait düşleri…

***

NOKTA NOKTAM

Gözlerimden baktığında kendine rüyalar âlemine, seyredemiyorsan eğer kalbimi, tozunu kaldırma ayak izi hikâyelerimin, adını kazıdığım kaldırımların hatırı var, hatıraların deşildiği yerde, kana bulanmış yaraları var yardan kalan, kanatma acıtma susturma dilimi bu gece, karanlığımın tam ortasında bir gökyüzü var, bastırma aydınlığımı, yakacaksan benliğimi, bir kez daha bak, son defa yak, yitir beni benden,

‘Bitir bütün hikâyeleri
Noktayı koy ömrüme nokta noktam
Noktayı koy gözlerime
Tamda doğduğun yerde’’

Belki ardımda bıraktığım düşlerinden arta kalır diye sevdim bütün kadınların gözlerini ve bütün kadınları aldattım, intihara sürükleyen bir aşk bıraktım her birinin koynunda, kaç gece sevdiysem seni o kadar sevişmek kaldı, cesetler bıraktım seviştiğim gecelere…

Güneşin hiç doğmayacağı bir aşk bıraktım başucuna ve geceler kaldı yaşanmak için, geceler vardı ölümü kollayan… Bir sevişmek,  bir ölmek ediyordu çoğu zaman…

Gözlerinden bir ömür doğarsa hayata bir daha, ayrılıkların ve ölümün uğramadığı kentlerde sev beni, öldürecek bir şeyim olmasın, öldürecek bir ben kalmasın.

….

HİÇ

Bak bir hiç daha bitti. Yine hiçlik bıraktı ve gitti. Yazmak kaldı bana, bir gitmek vardı, bir de yazmak; hani yüreğin yerinden çıkacakmış gibi, göğüs kafesini delecekmiş gibi, delirmiş gibi, ama hep zamana yenilmiş, tuş olmuş bir pehlivan gibi yeniden, yinelenen bir savaşın ortasına atılan bir cengâver gibi atar, atar da duygularını dizginleyemezsin,  işte o anlar kaldı bana ve bir de yazmak… Öylece bakakaldığım duvarlara astığım, geçmişimi geçirsin diye, bu süreğen hastalığı bitirsin diye çırpınan, hani ahşabı çok sevdiğin için ahşap olan o saat… Başladığı yere her geldiğinde hafızamın bir daha yoklamasını almak, bir benliği yıkıp sen mefhumunu ruhuma hapsetmek gibi ulvi görevleri üstlenen o saat; neden hep seni göstermek zorunda, neden ‘o’,  ‘o’,  ‘o’  diye atmak zorunda ve neden içimde o nefesimi kesen göğüs ağrısına sebep olmakta? Hadsizlik ediyorsun çoğu zaman! Gelme, yazdırma bana bir daha, zaten bitmiyorsun, ne kadar karalasam da, olmuyor karanlıklarımdan sıyrılamıyorum işte!

Yine yenik düştüm sevdanın uğradığı saatin tık taklarına
Vur kaçlara karıştı kalp atışlarım
Vurup kaçtı anılar
Yıkık bir benlik bıraktı ardında
Yüzünde bir gülümseme
Yüzümde acı var
Yüzsüzlüğünde bir sınırı var

Yine yazdıracaksın be kadın!
Yine kırdıracaksın kalemi
Yırtıp attıracaksın kâğıdı
Nasıl anlatayım ben seni
Kaç cümle kurdurur bu hayat
Kaç nefes aldırır
Susturamazsın beni
İsyanımı bastıramazsın

Neyi senle çarpayım beni bulmak için
Seni kaça böleyim
Bin parçayım zaten
Dokunma
Acıtma sende
Ben sende aldım nefesi
Susturma acılarımı
Bırak haykırsınlar

Onlarında hakkı var
Onlar da haklılar

Benim son hakkımı harcadı hayat
Kısa kalır biliyorum
Yaşatmaz seni bana
Ama bitirir
Ama yitirir
Bitik yitik hiçlik
Ne söylesem
Ne yazsam
En az sen kadar
En az ben kadar
Biz kadar hiç…

Ben, hiçten vazgeçtim…

….

AŞK

Gururdan, nefisten, hasetten uzak; Allah’a yakın, ilahi adaletin tek temsilcisi, semavi dinlerin ilki ve sonuncusu;

‘’Sen ve ben gafletini aşıp; biz olanların rızkı: AŞK…’’

Gururun olmadığı yüreklerin taşımasının mümkün olduğu, ancak ve ancak tam teslimiyetle bağlılığın, aşkın sahibine adanmanın hayat hikâyesinin kendisi… Her şeyin ötekisi, bağlılığın ifadesi…

Mütevazı isteklerin saygıyla göğe açılan ellerinde, onsuz geçen günlerin özlemine, pişmanlıkla, geleceğin umut dolu düşlerini kurmak… Ve sonunda ulaşılabilecek en büyük zevkin; sevgilinin kollarına; hesapsız, sorgusuz- sualsiz tam teslimiyetle bırakmak kendini… Gözün görebildiği her nesnede, kulağın duyduğu her seste, dokunulabilen her şeyde O’nu bulmak, her an her yerde arzularını tek bir noktada tatmin etmek…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur