Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Aziyade
Aziyade

Aziyade

Pierre Loti

“Beyaz bir hayalet kadar sessiz ve hareketsiz bu örtülü kadınla yalnız kalırdım. Küreğe geçer, ters yöne doğru çekmeye başlardım. Açıklara doğru uzaklaşırdık. Yeterince uzaklaştığımıza…

“Beyaz bir hayalet kadar sessiz ve hareketsiz bu örtülü kadınla yalnız kalırdım. Küreğe geçer, ters yöne doğru çekmeye başlardım. Açıklara doğru uzaklaşırdık. Yeterince uzaklaştığımıza karar verdiği bir anda kollarını bana uzatırdı. Bu yanına oturmak için beklediğim bir işaretti. Ona dokunduğumda titrerdim. Bu ilk temasla içime ölümcül bir güçsüzlük çökerdi. Başörtüsü Doğu kokularına bulanmış olurdu. Vücudunun teması diri ve soğuktu. (…) Günümüz Türk kadınlarının unutmaya yüz tuttuğu uzun etekli bir ceket giymişti.

Eflatun ipekten ceketinin üstü pembe güllerle süslüydü. Sarı ipekten bir pantolon, yaldızlı terlikler içindeki küçük ayaklarının bileklerine kadar iniyordu. Lame Bursa bezinden gömleği, gül suyu kokan amber rengi dolgun kollarını açıkta bırakıyordu. Esmer saçları sekiz parça halinde örülmüştü. Bu örgüler o kadar kalındı ki, içlerinden ikisi Parisli zarif bir kadının mutlu olması için yeterli olurdu. İnsan bu inci tanelerini, bu kasılmış kırmızı dudakları ve olgun bir kirazın etinden yapılmışa benzeyen diş etlerini öpmek için ruhunu satabilirdi. (…) Metresime hayranlıkla bakıyordum. Müziğin kulakları yırtan gürültüsü, kokulu nargile dumanı yavaş yavaş sarhoşluğa neden oluyordu. Geçmişin silinmesi ve hayattaki kötü anların unutulması anlamına gelen Doğu’ya özgü hafif sarhoşluk yayılıyordu.” Türkiye’ye gelmiş ve “Türk dostu” diye tanınan Pierre Loti’nin, egzotik kokular taşıyan en bilinen kitabı Aziyade, Oğlak Klasikleri arasında.

BİR
SELANİK
LOTI’NİN GÜNLÜĞÜ
I

16 Mayıs 1876 …

Hoş bir Mayıs günü, güzel bir güneş, bulutsuz bir gökyüzü… Yabancıların kayıkları geldiğinde, rıhtımdaki cellatlar eserlerini son bir kez kontrol ediyordu: Asılan altı kişi kalabalığın önünde son korkunç çırpınışlarını yaşıyordu… Pencereler, çatılar izleyicilerle doluydu, yakınlardaki bir balkonda, Türk yetkililer onlar için alışılmış olan görüntüyü gülümseyerek seyrediyorlardı. Sultan’ın hükümeti idam töreni için fazla para harcamamıştı. Darağaçları o kadar alçaktı ki, mahkûmların çıplak ayak parmakları toprağa değiyor, kasılıp kıvrılan tırnakları kumları kazıyordu.

II

İdam sona erdiğinde, askerler çekildi ve ölüler gün batana kadar halkın seyrine bırakıldı. Ayakları üzerine dikilmiş gibi görünen altı ceset, umursamadan gelip geçenler ve sessiz genç kadın grupları arasında, Türkiye’nin güzel güneşi altında ölümün dehşet verici gülümseyişi gibi beklediler.

III

Bu toplu idamların yapılmasını, Doğu buhranının başında Avrupa’da çok ses getiren konsolos cinayetlerinin karşılığı olarak Fransa ve Almanya hükümetleri istemişti. Bütün Avrupalı milletler Selanik Limanı’na görkemli zırhlılar göndermişti. İngiltere, ilk temsilci gönderenlerdendi. Böylece ben de Majesteleri’nin korvetlerinden birinde gelmiştim bölgeye.

IV

Güzel bir ilkbahar günü, idamlardan üç gün gibi kısa bir süre sonra Makedonya’nın Selanik şehri sokaklarında dolaşmamıza izin verildiği ilk günlerden birinde, saat akşam üzeri dörde doğru, iki leyleğin kavgasını izlemek için eski bir caminin kapalı kapıları önünde duraksadım. Sahne Müslüman mahallesinin eski bir sokağında yaşanıyordu. Kıvrımlı yolların kıyısında küçük döküntü evler sıralanmıştı. Evlerin yarısı, her yanı kafeslerle örtülü büyük balkonlarla donatılmıştı. Şahnişin denilen bu gizemli gözetleme çıkmaları, içeridekilerin dışarıdan fark edilmeden sokaktan gelip geçenleri izlemelerine olanak sağlardı. Sokak döşemesini oluşturan siyah yassı çakıl taşlarının arasından otlar fışkırıyor, çatıların üzerinden taze yeşil dallar sarkıyordu. Aralardan parça parça görünen gökyüzü bulutsuz ve masmaviydi. Mayıs’ın ılık havası ve hoş kokusu dört bir yanı sarmıştı. Selanik halkı bize karşı rahatsız ve düşmanca davranmaya devam ediyordu. Bu nedenle üstlerimiz, sokaklarda dolaşırken kılıçlarımızı ve bütün askeri donanımımızı taşımaya zorluyorlardı bizi.

Ara sıra duvar kenarlarından yürüyüp geçen birkaç sarıklıya rastlıyordum ama haremlerin ağır parmaklıklarının ardında hiçbir kadın başı görünmüyordu. Ölü bir şehirde gibiydik. Orada öylece yapayalnız olduğumu düşünürken, hemen yanı başımdaki kalın demir parmaklıkların ardında bir insan başının üst kısmını ve üzerime dikilmiş iki kocaman yeşil gözü fark edince garip bir duyguya kapıldım. Kaşları siyah, hafif çatık, birbirine bitişik denebilecek kadar yakındı. Bu bakışın ifadesi cesaret ve masumiyet karışımıydı. Öylesine taze ve gençti ki, bir çocuk bakışı sanılabilirdi. Gözlerin sahibi genç kadın ayağa kalktı, uzun ve sert pilileriyle feracesinin sardığı bedenini beline kadar gösterdi. Giysisi yeşil ipektendi. Gümüş işlemelerle süslüydü. Başını beyaz bir örtüyle özenle sarmış, yalnızca alnını ve güzel gözlerini açıkta bırakmıştı. Gözleri, bir zamanların Doğu şairlerinin anlatmaya doyamadığı o deniz yeşilindendi. Bu genç kadın Aziyade idi.

V

Aziyade dimdik bana bakıyordu. Bir Türk karşısında olsa saklanırdı ama bir gâvur erkek sayılmazdı. Daha çok uzun uzun seyredilebilecek bir merak nesnesi gibiydi. Ürkütücü demir makinelere binip ülkesini tehdit etmeye gelen yabancılardan birinin ona itici ya da dehşet verici gelmeyen genç bir adam olabilmesine şaşırmış görünüyordu.

VI

Rıhtıma döndüğümde filoların bütün kayıkları gitmişti. Beyaz başörtüsünün altında gizlenen yüz hâlâ bir yabancıydı ama yeşil gözlerin tutsağı olmuştum. Leylekli caminin önünden üç kere, tekrar tekrar geçmiştim. Saatler ben farkına varamadan akıp gitmişti. Bu genç kadınla benim aramda olanaksızlıklar sanki kasten yığılmış gibiydi. Birbirimize düşüncelerimizi aktarmamız, konuşmamız ya da yazışmamız olanaksızdı, akşamın altısında rıhtımı silahsız terk etmem yasaktı, sekiz gün içinde bir daha geri dönmemek üzere şehri terk etme ihtimalimiz vardı, en beteriyse, harem bekçilerinin acımasız denetimiydi. İngiliz zırhlılarının uzaklaşmasını seyrettim. Güneş gözden kaybolmak üzereydi. Bir Türk kahvehanesinin tentesi altında ne yapacağımı bilemeden oturdum kaldım.

VII

Az sonra çevremde insanlar toplanmaya başladı. Geceyi Selanik rıhtımı üzerinde geçiren kayıkçı ve hamallardan oluşan bir grup, neden karada kaldığımı öğrenmek istiyor ve hizmetlerine ihtiyaç duyabileceğim umuduyla yakınımda bekleşiyorlardı. Bu Makedonyalılar grubu arasında, ülkenin eski çağ heykellerindeki gibi küçük buklelere ayrılmış komik sakallı bir adam fark ettim. Önümde yere oturmuş, büyük bir merakla beni inceliyordu. Giysilerim, özellikle de ayakkabılarım fazlasıyla ilgisini çekmiş gibi görünüyordu. Büyük bir Ankara kedisinin sevilmek isteyen gerinişiyle, inci gibi parlayan iki diş sırasını göstererek esniyordu. Çok güzel bir başı vardı. Dürüstlük ve zekâyla parlayan gözlerinde büyük bir tatlılık okunuyordu. Üstü başı yırtık pırtık, ayakları çıplak, gömleği lime limeydi ama bir dişi kedi kadar temizdi. Bu adam Samuel idi.

VIII

Aynı gün karşılaştığım bu iki varlık kısa zaman sonra varoluşumda büyük bir yer edinecek ve üç ay boyunca hayatlarını benim için tehlikeye atacaklardı. Bunu o sırada söyleseler çok şaşırırdım. Her ikisi de benim ardımdan gelmek için ülkelerini terk edeceklerdi. Kışı İstanbul’da, aynı çatı altında geçirmek kaderimizde yazılıydı.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Edebiyat
  • Kitap AdıAziyade
  • Sayfa Sayısı216
  • YazarPierre Loti
  • ISBN9789753294188
  • Boyutlar, Kapak11x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviOğlak Yayınları / 2020

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Umudunu Yitirmiş Kadınlar ~ Pierre LotiUmudunu Yitirmiş Kadınlar

    Umudunu Yitirmiş Kadınlar

    Pierre Loti

    Dönemin Osmanlı coğrafyasında uzun yolculuklar yapan, İstanbul’da kaldığı yıllar nedeniyle neredeyse şehrin bir hemşerisi addedilen, tarihte Türk dostu olarak anılan Pierre Loti, döneminin önemli...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur