Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Filtresiz Bir Dünya Mümkün
Filtresiz Bir Dünya Mümkün

Filtresiz Bir Dünya Mümkün

Serdar Bora Bayraktaroğlu

Güzellik neydi, ne oldu, ne olacak? Güzelleşmek için önce çirkinleşmeyi mi göze almalısın? Estetik uygulamalar aslında bir illüzyondan mı ibaret? Aynalar yalan söyler mi?…

  • Güzellik neydi, ne oldu, ne olacak?
  • Güzelleşmek için önce çirkinleşmeyi mi göze almalısın?
  • Estetik uygulamalar aslında bir illüzyondan mı ibaret?
  • Aynalar yalan söyler mi?
  • Estetiğe düşkün insanlar aslında mutsuz mu?
  • Kadınlar mı, yoksa erkekler mi estetik meraklısı?
  • Estetik faciaları neden, nasıl olur?

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Serdar Bora Bayraktaroğlu, bu sorulardan yola çıkarak tarihte güzelliğin izini sürüyor ve günümüz modern insanı için giderek daha da önem kazanan yüz germe, meme ve burun estetiği, liposuction, botoks gibi estetik cerrahiyle ilgili bilinmesi gerekenleri ayrıntılarıyla aktarıyor bizlere. Aynalarla olan ilişkimizi etkileyen bu “değişim” isteğinin ve mükemmeli arayışımızın nedenlerini ve sonuçlarını anlamaya çalışırken “Kimin neye, gerçekten ne kadar ihtiyacı var?” sorusuna da yanıt veriyor.

Elbette bizi en iyi halimize getiren çözümler sunarak…

Ben Kimim?

Küçükken topraktan heykeller yaparak başladım. Kıyafetlerimi seçtim; renkleri, desenleri… Sonra odamı düzenledim. Boyayıp tamir ederek baştan yaptım. Ve bir seferinde kardeşimin akvaryum balıklarını ameliyat ettim. Gittiğim her yer ve herkes için kafamın içinde daha iyi görünebileceği başka bir olasılıkla büyüdüm. Resimler yaptım, fotoğraflar çektim. Kısacası, görünenin ardında hep başka bir güzellik aradım. Lisede bunun estetik bakış açısı olduğunu öğrendim. Ellerim yeteneğimdi ve mucizemdi. Bunun farkındaydım. Bunun için yaratılmıştım… Güzel görmek… Güzelleştirmek için… Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Tıp Programı beni hayallerime götüren yoldaki önemli duraklarımdandı. Sonrasında İstanbul Şişli Etfal Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği’nde uzmanlığımı, aynı klinikte “Mikrocerrahi ve El Cerrahisi” eğitimimi tamamlayarak hayalimdeki cerrah için en büyük adımlarımı attım. Mikrovasküler cerrahi alanındaki tezim sayesinde de damar cerrahisinin plastik cerrahide ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım. Güzelliklerin peşini bırakmadım, California’da, The Facial Paralysis Institute’de altı aylık “Yüz Estetiği” stajımda yüz estetiğine dair eşsiz bilgiler öğrendim. Ardından San Francisco’da Dr. Timothy Marten’in yanında HIGH SMAS tekniğiyle yüz germenin inceliklerine hâkim oldum. On yılı aşkındır Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı olarak ilk günkü heyecanımla çalışıyor; güzelin, estetiğin ve doğalın peşinden koşuyorum.

Yüzlerce yüz germe, binlerce burun estetiği, yüzlerce meme, popo, kol, bacak germe, dikleştirme, büyütme, küçültme operasyonu yaptım, halen kendi kliniğim CLINIC SBB’de hastalarımı görmeye devam ediyorum. Bir yandan her mevsim çıkardığım VOX AESTHETIC isimli dergimin çalışmalarını yürütüyor; çeşitli gazete ve dergilerde estetik plastik cerrahiyle ilgili haftalık ve aylık yazılar yazıyorum. Bunca yıllık mesleki tecrübe ve entelektüel arayıştan sonra diyebilirim ki hepimiz güzeliz. Yalnızca profesyonel dokunuşlara ihtiyacımız var. Bu güzelliği ortaya çıkarmak, görünür ve kalıcı kılmak için mottom: “Dokunduğum her insan, benim imzam.”

Dr. Serdar Bora Bayraktaroğlu 

Başlarken

Sosyal medya filtreleri olmadan birbirimizi halen tanıyabildiğimiz bu zamanda sorulması gereken soru şu: Filtresiz bir dünya artık mümkün mü? Gelin bir plastik cerrah olarak yaptığım uygulamalarda, operasyonlarda karşılaştığım, sohbet ettiğim, hayatlarına dokunduğum binlerce insandan gelen soruların cevaplarını birlikte arayalım: Güzellik neydi, ne oldu, ne olacak? Güzelleşmek için önce çirkinleşmeyi mi göze almalısın? Estetik uygulamalar aslında bir illüzyondan mı ibaret? Aynalar yalan söyler mi? Estetiğe düşkün insanlar aslında mutsuz mu? Kadınlar mı, yoksa erkekler mi estetik meraklısı? Estetik faciaları neden, nasıl olur? Merdiven altı nedir, bu tarz kötü deneyimlerden nasıl korunuruz? İnsanlar estetik cerrahlara hangi sebeplerle geliyorlar? Şimdinin gerçekdışı –bana göre hüzünlü– filtrelenmiş yüzlerini, bedenlerini açıklamak; bu yüzlerin nedenlerini bir çırpıda sıralamak pek kolay değil. Bunda kapitalizmin suçu kadar belki de mitolojinin de kabahati vardır. Hatta belki ortaçağ sanatçılarının da… Güzellik ne ola ki bu denli bir dönüştürücü, yıpratıcı ve baştan çıkarıcı? İnsanlık tarihiyle eş anlı güzellik kavramı bugüne has bir arayış değil. Peki bin yıllardır tariflemesi değişse de adı değişmeyen bu bedensel güzellik neden bu kadar önemli?

Neden iyilik ve güzellik veyahut sağlık ve güzellik yan yana anılageliyor masallardan filmlere, resimlerden şiirlere… Bu güzellik arayışının kökeni ne? Biyolojimiz mi, kültürel öğrenmişliklerimiz mi, toplumsal güdülenmelerimiz mi, yoksa popülist depresyonlarımız mı? Güzelliğe kavramsal ve boyutsal bir bakış attıktan sonra tarih boyunca estetik plastik cerrahinin nasıl ve ne şekilde ilerlediğine de bir göz atmak gerekiyor. Orada da çok ilginç hikâyeler bizi bekliyor, emin olun. Son yüzyıldan son yıllara genel bir bakışla estetik uygulamaların kültürlere, toplumlara, zamana, anlayışa, teknolojiye, medyaya ve daha birçok kıstasa göre şekillendiğini de masaya yatırmak lazım. Estetik plastik cerrahi günümüz modern insanı için giderek daha da önem kazanıyor. Artık belli bir zümreye ait olmayan, herkesin hayatına girmiş olan küçüklü büyüklü estetik uygulamalar vazgeçilmezlerimizden.

Peki bu estetik uygulamalar neler? Kaça ayrılır? Ameliyatsız-ameliyatlı estetik uygulama ve operasyonlar neler? Kim, ne kadar, neden bu uygulamalara başvuruyor veya başvurmalı? Kimin neye gerçekten ihtiyacı var? Olmazsa olmaz dediğimiz, kredi çekip yaptırdığımız bu operasyonlarla ilgili bilmemiz gereken önemli noktalar neler? Estetik plastik cerrahi ameliyatlı veya ameliyatsız uygulamaları hakkında bildiğimizi sandığımız şeyler de karşımızdaki yüzde, bedende olmasını beklediğimiz işlemler olmuş artık. Yani herkes estetik cerrah. Bu da bizi tehlikeli bir yere götürüyor: Kendinden memnun olmamak! Bu estetik cerrahinin belli bir yere kadar giderebileceği bir şey. Teknoloji, bilim ve cerrahın yeteneği ve donanımı ölçüsünde hizmet verilebilir. Bu memnuniyetsizlik ve mutsuzlukla nasıl başa çıkacağımızsa işte bu kitabın değineceği bir konu. Ama çözümden ziyade bir bakış açısı yaratarak. Kişinin bedensel sıkıntılarına, memnuniyetsizliklerine nasıl çözümler sunar plastik cerrahi?

Elbette kimseyi baştan yaratamaz ama kendinin en iyi haline, versiyonuna getirebilir. Evet! Bu sınırsız gibi görünen “mutluluk”un arka planında bazı bileşenler var. Mesela doğru doktor, doğru işlem, para, sabır, bilinç… Bunlara ve daha fazlasına birer başlık açacağız burada. Her durumu nasıl değerlendirmeli, nelere dikkat etmeli ve nasıl karar vermeliyiz’i arayacağız aynı zamanda. Hepimizin aynayla olan ilişkisini etkileyen bu “değişim” isteği ve karşı konulamaz mükemmeli arayışımızdaki bilinmezliği ortadan kaldırmak, sektörün ve insan davranışının ardındaki nedenleri ve sonuçları görebilmek, nihayetinde de fikirleşmek için var olacak bu kitap. Ayrıca merdiven altı dediğimiz ve “uygun fiyat” arayışı ve bilinçsizlikle birlikte facialara yol açan dünyanın da biraz içine girip sektörün açıklarına bakacağız. Elbette estetiğe dair günümüzde neler yapıyorsak, hangi işlemleri ve operasyonları uyguluyorsak bunlara dair bilgileri de yeri geldikçe ayrıntılarıyla aktaracağım. Kısacası, mutluluk ve gençlik vaat eden bu sektörü, altını üstüne getirip “çıplak” gerçekleriyle baştan tanımlamaya çalışacağım. Bu sohbetleri hastalarım ve danışanlarımla hep yapıyorum ve doğru bilgiye olan ihtiyaçlarını görüyorum. Bunu daha çok insanla paylaşma ve “doğruyu” anlatma hevesiyle başlıyorum.

Güzelliğin Tarihçesi 

“Eğer Yaratıcı, mutlak iyiliği ve dolayısıyla
mutlak güzelliği temsil ediyorsa, güzelliğin doğasında
kendini göstermek vardır.”
Eski İran’dan bir Sufi deyişi

Güzellik kendini göstermek ister. Bu hep böyle olmuştur. Yüzyıllar önce de, şimdi de. O nedenle estetik cerrahiye olan ilgiyi ve hevesi sadece popüler kültüre ya da sosyal medyaya bağlamak pek doğru olmaz. Peki nedir bu güzellik ya da güzel derken kastedilen? Kim belirler güzeli? Herkes için ortak bir güzellik tanımı var mı? Haydi hayattaki merakıma, “güzellik”in derinliklerine inmeye çalışalım şimdi.

Güzelliğin Resmi Tanımı 

Genellikle kaynaklarda “göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı” (TDK) olarak tanımlanan “güzel”, beğenilen ve hoşa giden şeyleri nitelemek için kullanılıyor. Tabii sadece somut varlıkları nitelemek için değil, bunun yanında soyut (ahlak, erdem, iyilik, doğruluk vb.) kavramlar için de kullanılıyor. Ancak modernizmle birlikte güzellik, somut varlıklar ve özellikle bedeni nitelendirmek için kullanılan bir kavrama dönüşüyor. Bakmaktan memnun olunan veya bakıldığında büyük zevk uyandıran biri veya bir şey olarak belirtilse de, en basit ifadeyle güzellik “iyi” olandır. Göze iyi gelen, bakıldığında hoşnutluk veren; estetik bir beğeni, duygu, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran…

Yüzyıllar İçinde Kılıktan Kılığa Girmiş Güzellik… 

Genel güzellik tanımı iyi, coşku, haz gibi kavramlar etrafında belirleniyor olsa da her yüzyıl kendine has bir güzellik anlayışına sahip. Yani yüzyıllar içinde kılıktan kılığa girmiş bir güzellik algısıyla karşı karşıyayız. Çünkü her yüzyılın estetik değerleri birbirinden farklı. Tanımı tek olsa da, çok çeşitli algılanması bu yüzden güzelliğin. Özetle, neyin güzel olduğu kişiden kişiye, dönemden döneme ve kültürden kültüre değişiyor. Bu nedenle aslında göreceli bir kavram “güzel”. Hatta Umberto Eco bunu “Çoğu zaman bir şeyi güzel ya da çirkin bulma estetik ölçütlerden değil, siyasal ve toplumsal ölçütlerden kaynaklanır” diye ifade ediyor. Yani güzel ya da güzellik sosyolojik de bir olgu.

Güzellik = Kadınlık Algısı 

Neredeyse tüm toplumlarda genel yargı “hakiki kadın”ın hem dişi hem de güzel olan kadın olduğu yönünde. Çirkinlik dişilikle asla bağdaştırılmaz. Çirkin kadın daha az cinsel kimlikli bir kategoriye aittir; bu yüzden de kültürün ürettiği anlatılarda ve imgelerde yer alma olasılığı kısıtlıdır. Ya da tahmin edilebileceği üzere çirkin kadın kültürel anlatıların hep olumsuz tarafında konumlandırılır.

Mutluluk Güzellere Mahsus 

Çünkü kültür güzel kadını görünür kılar, çirkini ise yok sayar. Bu yüzden masallarda, efsanelerde, hikâyelerde ana karakter genç ve güzel kadındır. Çirkin kadın ise ya yaşlıdır ya da hep kötülükle ilişkilendirilir. Mesela kötü kalpli cadı, Pamuk Prenses’i kendisinden güzel olduğu için öldürmeye çalışır; Külkedisi güzelliği yüzünden üvey annesi ve kardeşleri tarafından dışlanır, hor görülür. Batı’da olduğu gibi Doğu masallarında da bu durum hiç değişmez. Örneğin “Altın Saçlı Kız” ve “Nardaniye Hanım” masalları da iyi kadın/kötü kadın imgesini güzellik-çirkinlik üzerinden verir. Ancak genç ve güzel kadın ne kadar acı çekerse çeksin nihayetinde masal onun için hep mutlu sonla biter. Çünkü güzel olmak mutluluk getirir.

Benim Bedenim, Kimin Kararı? 

Bugün birini ilk gördüğümüzde dikkat ettiğimiz şey, duyguları ya da düşünceleri değil, bedenidir. Yüz, gözler, eller, dudaklar, burun, saç… İlk görüşte göze çarpanlar bunlardır. Belki sonrasında jest ve mimikleri… Bir kişinin üzerimizde bıraktığı ilk intibaın, o ilk bakışla olduğu su götürmez bir gerçek. Peki görme deneyimimiz nasıl şekilleniyor? Bakışlarımız ne kadar özgün? Bedenlerimiz üzerinde gerçekten hak sahibi miyiz? Hiç kendimize bu bakışın belirleyicisinin ne olduğunu sorduk mu? Toplumların geçmişten günümüze sahip olduğu kadın bedenierkek bedeni algısı her yüzyıl ve dönemde farklı. Örneğin geçmişte şişman olmak normal bir durum ve aynı zamanda sağlıklı olmanın da göstergesidir. Çünkü yemeğe ulaşabilenler üst sınıfa mensup, zengin kişilerdir. Yani o dönemlerde “bir insan şişmansa aynı zamanda zengin ve sağlıklıdır” demektir. Zayıflıksa hastalık ve fakirlikle eşdeğerdir. Modern zamanlara geldiğimizde yemeğe ulaşmanın geçmiş zamanlardaki kadar zor bir şey olmadığını görüyoruz. Bu sebeple modern zamanların güzellik algısına göre şişmanlık; disiplin eksikliği, tembellik, kontrol kaybıyla bağlantılı olarak hor görülen, dışlanan ve “kötü” olarak addedilen bir durum. Aslında bununla ilgili çok eski zamanlara ya da coğrafyalara gitmeye de gerek yok.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Sağlık
  • Kitap AdıFiltresiz Bir Dünya Mümkün [Bir Plastik Cerrahın Aykırı Karalama Defteri}
  • Sayfa Sayısı208
  • YazarSerdar Bora Bayraktaroğlu
  • ISBN9786258474565
  • Boyutlar, Kapak13.7 X21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDoğan Solibri / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur