Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Türk Mektupları
Türk Mektupları

Türk Mektupları

Ogier Ghislain De Busbecq

Yaşadığımız topraklara dışardan bakma şansını tanıyan kitaplardan biri daha karşınızda: Türk Mektupları. Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli döneminde, 16. yüzyılda yazılan bu mektuplar Habsburgların elçisi…

Yaşadığımız topraklara dışardan bakma şansını tanıyan kitaplardan biri daha karşınızda: Türk Mektupları. Osmanlı İmparatorluğu’nun en görkemli döneminde, 16. yüzyılda yazılan bu mektuplar Habsburgların elçisi olarak Türk topraklarında bulunan Ogier Ghislain de Busbecq’in kaleminden çıkmış. Kitap, diplomatın Türkiye’deyken yazdığı üç ve Viyana’ya döndükten sonra kaleme aldığı bir mektuptan oluşuyor. Son derece sıcak ve ayrıntılı bir anlatıma sahip olan metinler sayesinde Osmanlılara o yıllarda Avrupa’dan nasıl bakıldığını görmek ve birçok konuda bilgilenmek mümkün.

Önsöz
“Türk Mektuplarının yeni çevirisi, yıllar önce bir İstanbul ziyaretimden sonra tesadüfen elime geçen 1633 Elzevir basımlı kopyasıyla aynı orijinalliğe sahip… Bir cep kitabı olması sebebiyle de, saatler süren sıkıcı tren yolculuğunda bana arkadaşlık etti, ayrıca bir konferans içinde yeni bir materyal oluşturdu. Kitabın konusunun ve yazarın kişiliğinin ilgi uyandırmasının yanı sıra çevirilerin okunabilir, ilgi çekici bir şekilde yazılmasının ve mektupların geniş bir okuyucu kitlesine ulaştırılmasının da önemli olduğu söylenebilir.
“Türk Mektupları”, İngilizce’de şimdiye kadar iki kere basılmış: Birincisi, 1694’te Londra’da, yazarı bilinmiyor. Ben de sadece bibliyografilerden öğrendim, ikincisi, C.T. Forster ve EH.B. Danıell tarafından “O Ghiselin de Busbecq’un Hayatı ve Mektupları” adıyla basılan iki bilimsel eserden oluşuyor. (London, Kegan, Paul & Co. 1881) ikinci çalışma genel olarak Busbecq’in kariyeriyle ilgili ve ‘Maximıllıan ve Rudolph’la Fransa” adlı son eserini de kapsıyor. Kitap çok önemli tarihi bilgilere sahip, bu nedenle genel olarak Busbecq’un kariyeriyle ilgilenen tarih öğrencileri için vazgeçilmez bir kaynak.
Malvezzi Komorn’da hastalandığında İstanbul’a geri dönüyordu.)
Malvezzi hapishanede yakalandığı hastalık tekrar şiddetlenince öleceğini düşünerek yola devam etmedi. Ferdinand’a mektup yazıp yerine yeni bir elçi atanmasını istedi. Ferdinand Malvezzi’nin yazdıklarına ne tamamıyla inandı ne de inanmadı. Ama memuriyetinden asıl vazgeçme nedeninin ciddî bir hastalık değil de geçmişte yaşadıkları ve gelecek zorluklara dair korkuları olduğuna inanıyordu. Buna rağmen hem kendisine hem devlete iyi hizmetlerde bulunmuş birisini devam etmeyi istemediği bir göreve zorlamanın uygunsuz olacağını düşündü. Malvezzi’nin birkaç ay sonraki vefatı hastalığının bir numara ya da rahatı için öne sürülmüş bir bahane olmadığını kanıtladı. Böylece onun yerine atanmış oldum. Önceden belirttiğim gibi, Kral’ın fıkrince Türk politikası ve ahlâkı ile ilgili hiç tecrübem olmadığından Malvezzi’yi ziyaret etmem gerekli, iki günü Malvezzi ile geçirdim. Bu kısa zamanda Türklerle kuracağım günlük ilişkilerde nasıl davranmam gerekliğini ve almam gereken önlemleri öğrendim.
Üçüncü gün hemen Viyaya’ya döndüm. Bütün gayretimle yolculuğum için gerekli hazırlıkları yaptım. Fakat zaman o kadar kısa, yapılacak iş o kadar çoktu ki hareket günü geldiğinde beni hazırlıksız yakaladı. Üstelik Kral da sıkıştırıp duruyordu. Sabahın erken saatlerinden başlayarak bütün gün kişisel işlerimle ve eşyalarımı yerleştirmekle uğraştım. Hazır olduğumda gece olmuştu. O saatte sürekli kapalı olan Viyana kapıları açık bırakılmıştı. Ben de bu sayede çıka bildim. Sabah ava giden imparator döndüğünde benim artık yola çıkmış olmam gerektiğini söyledi. Onun dönüşü ile benim çıkışım arasında sanırım çok kısa bir zaman geçti ama onun dediği gibi oldu. Gece 2’de Viyana’dan 10 mil uzakta bir Macaristan şehri olan Fischamenı’e ulaştık. Burada aceleden evde yiyemediğimiz akşam yemeğimizi yedik.

Yazarın 16.yy Türkiye’sine yeni bir bakış açısı getiren yeni çevirilerin yazılmasıyla Busbecqi’in bir çok özelliği ele alınmıştır. Ayrıca diğer eserleri “Lady Mary Wonley’in 18. yy. Mektupları” ve “Kinglake’s Eotherfın de ne kadar önemli olduğu vurgulanmıştır.
Eseri uygun bir sonuca ulaştırabilmek için, bazı gereksiz bölümler çıkartılmıştır. Ama kitaptaki bu değişiklikler her zaman bildirilir. Bunların yerine pek açık olmayan anımsatmalar kısa notlar halinde eklenir. Girişteki Busbecq’un hayatı ile ilgili verilen bilgiler, genellikle Elzevir basımındaki Lâtince yazıdan alınmıştır.
Busbecq’un büyük elçi olarak sonraki kariyerini öğrenmek isteyenler, yukarıda da bahsettiğimiz Forster ve Danieli ‘in eserlerine başvurabilirler. Bu mektuplar, Türk tarihi içinde bir çok esere başvuru kaynağı olmuştur.

Giriş
BUSBECQ, Gibson, Motley, Robertson ve diğer birçok yazarın eserlerinin dipnotlarında bulunan, çalışmalarından dolayı, tarih öğrencileri için tanıdık bir isimdir. 16. yy sonlarında, 17. yy’da ve 18. yy. başlarında çok sayıdaki basımı, mektupların ne kadar çok talab gördüğünü kanıtlar. Yalnız yakın zamanlarda, Avrupa tarihinde ciddi bir tehlike unsuru oluşturduğu hâlde, yükselme dönemindeki Osmanlı imparatorluğu hakkında en iyi ve geniş bilgilere sahip olduğu düşüncesiyle ihmale uğratıldı. Mektuplar en orijinal bilgilerle ve bir çoğu Burton’un “Melânkoli’in Anatomisi” adlı eserindeki çok güzel hikâyelerle dolu.
Diplomat, seyyah, dilbilimci ve eski eser meraklısı olan Busbecq, insan bilimlerinin hangi alanıyla ilgilense orada başarılı olabilecek kabiliyetli insanlardan biridir. Yazar, hakkında bulunan ilk bilgilere göre dünyaya karşı özel bir bakış açısına sahip, özellikle, eski zamanlara karşı… Zaten, eski el yazması kitapları büyük bir gayretle toplaması, antikalara, kitabelere ve madenî paralara büyük ilgi göstermesi hep bununla ilgili uğraşlar. Türklerin işgalinden sonra da Küçük Asya’nın birçok yerine giden ilk Avrupalı da Busbecq’tir.
“Momentum Ancyronum” (Ankara Anıtı) adlı ünlü Lâtin kitabesini ilk kopyalayan odur, İtalya’ya yaklaşık 240 adet klâsik el yazması kitap getirmiştir ve imparatorluğun madeni para koleksiyonunu büyük ölçüde genişletmiştir. Leylâk ve lâleyi Batı Avrupa’ya ilk o getirmiş, Kırım’ın yerli lehçesini muhafaza et inekle ile dil tarihine büyük hizmetler sunmuştur. Mektuplar, zarif bir şahsiyeti, nükteli mizaçlı bir insanı ve insan hayatını hoş bir şekilde tetkik eden bir gözlemciyi bize tanıtıyor.

O. Ghiselin de Busbecq. 1522’de Batı Flonders’te Lyn Nehri’nin sağında kalan Cohnes’te doğdu. Busbecq Köyü aynı nehrin sol kıyısındadır. Şimdi burada Fransa’nın Nord departmanı bulunuyor. 1540’ta zamanın geleneklerine göre, 5. Charles Busbecq’u artık adını taşıyacağı ve soyu 20. yy’a dayanan bir ailenin yanına, ailenin meşru bir Üyesi olarak verildi.
Mektupları okuyan hiç kimse Busbecq’un çok iyi bir klâsik eğitim aldığına şüphe edemez. Zamanın şanlarına göre; ilk önce Paris’e, oradan JOHONNES BAPT1STA EGNATİUES VE ERASMUS ile tanıştığı Venedik’e, son olarak da Bologna ve Padua’ya göç etti. Ve ilk olarak devlete bağlı Louvain Üniversitesi’ne girdi. Eski tarih ve klâsik diller hakkında edindiği müthiş bilgiler, Yakın Doğu’ya gittiği zaman ona önemli bir İtibar sağladı.
Busbecq’un resmi hayata ilk girişi 1554’te gerçekleşti. Devletin özel elçiliğinin üyesi olarak İmparator Ferdinand tarafından İspanya kraliçesi Marry ve kralı II. Philip’in Winchester Catedrali’ndeki düğün törenlerine katılmak üzere gönderildi. Bu görevi ile ilgili geniş bilgi bırakmaması şanssızlıktır; mektuplarında bu konudan kısa olarak formalite icabı bahsetmiştir, Flanders’e döndükten sonra Viyana’ya hareket etmesi için acil bir emir almış ve İstanbul’daki imparatorluk temsilcisi olarak önemli görevler yüklenmiştir.
O dönemde. Kanunî Sultan Süleyman (Muhteşem Süleyman) 1520 yılından ben imparatorluk tahtındaydı ve zamanın en dikkat çekici kişilikleri arasındaydı 16. yy’da V Charles, I. Francis ve Elizabeth’in de aralarında bulunduğu birçok önemli şahsiyet yetişmiştir. Ve Süleyman, bunlardan en değerli olanıdır. Belki de O. Türk tarihindeki en yüksek düzeyde dünya görüşü tamak ve güç kazandırmak için zaman yetmekli. Busbecq, Ferdinand’ın ümitlerini büyük ölçüde haklı çıkardı: Türkleri, onlara karşı duyduğu büyük sempati ve hayranlığıyla, kendine güveni ve herşeyden önemlisi bitmez sabrıyla etkilemeyi başardı.
Busbecq’un görevini tamamen anlatan “Türk Mektuplarının dördü de ilk önce italya’da Busbecq’un öğrencisi, daha sonra da Portekiz mahkemesinde imparatorluk temsilcisi olan Nicholas Michault’a gönderilmiştir. Fakat hiçbir zaman yayımlanmak amacıyla yazılmamışlardı. Busbecq, klâsik ara satırları ve kinayelerle Lâtince’yi kolay ve akılcı bir şekilde kullanan Pliny ve Tacitus’u en beğendiği yazarlar arasında sayabiliriz; belki de, Busbecq’in bir durumu Epik olarak anlatmasını, Tacitus’un bir etkisi olarak yorumlayabiliriz. Meselâ; Meksika ve Peru’nun son fetihlerinden bahsederken cümlesini neredeyse Tacitus’un stiliyle tamamlıyor: “Din bir bahaneyse, madde altındır.”
Busbecq, Türkiye’den 1562 sonbaharında diplomat olarak iyi bir ünle ayrıldı ve kısa bir süre sonra da yeni görevine başladı, ispanya Kralı Philip Maximilian’a, İspanya’nın en küçük prensesi ve Maximilian’ın oğullarından biri arasında bir düğün yapılmasını önerdi, ama küçük dükler Rudolph ile Ernerst’in İspanya’ya eğitim için gönderilmelerini şart koştu. Busbecq’e onlara, orada eşlik edebileceği bir görev verildi. Dönüşünde Maximillian onu şövalye ilân etti, aynı zamanda dört genç oğlunun başına da tayin etli. Ancak onun daha önemli bir görevi vardı: 1570’te Arşıdüşes Isabella Fransa Kralı 9. Charles ile evlendi ve Busbecq Viyana’ya döndükten sonra onunla beraber gönderildi. 9 Charles’ın ölümünden sonra, dul kraliçeyi geri getirmek üzere tekrar Paris’e gitti. Ve, dul kraliçe ile ilgilenmek üzere 1574’ten 1592ye kadar orada kaldı. Aynı zamanda Paris’te sivil bir gözlemci rolündeydi ve Avrupa tarihinin en önemli döneminde, Fransa olaylarına mektupları ile ilginç bir bakış açısı getirmişti.
Yun dışındayken, Busbeco, genellikle Lys’teki eski evini düşünürdü. Onun, Busbecq Köyü’nde onarılmış bir çalı kan vardı. Büyük ihtimalle ömrünün son üç yılını orada geçirdi. I592’de, 71 yaşındayken görevinden ayrıldı ve evine gitti. Sivil Savaştan çok etkilenen Normandiya’ya doğru yolculuk yaparken, kendisi ve eşyaları hükümetin emriyle askerler (ararından Cailly’de arandı. Ancak Busbecq, her zamanki cesareti ile bu durumu protesto etti, temsilcilerin imtiyazlarının olduğunu söyledi ve emirlerin sadece onu tedirgin etmek için verildiğine inanmak istemedi. Protestosu öyle etkileyiciydi ki, bütün alınanlar ona geri verildi ve rahat bir şekilde Cailly’e geri gönderdiler. Bütün bu olaylar haber verilince Roven Başkanı özür diledi ve suçluların yargılanacaklarına dair söz verdi; ancak Busbecq, bu teklifi, düşmanlardan intikam almaktansa cennetle barış yapmayı tercih ederim, diye yanıtladı. Sonunun yaklaştığını bile bile, St. Germain yakınlarındaki Maillot’un komşu şatosuna geçebileceğini söyledi. On bir gün sonra, 28 Ekim 1592’de öldü. St. Gerinsin Kilisesi’nde yakıldı ve Busbecq’teki aile mezarlığına gömüldü.

Birinci Mektup
Viyana,1 Eylül 1555

Yanınızdan ayrılırken İstanbul’a yolculuğumu size uzun uzun anlatacağıma söz vermiştim. Şimdi sözümü tutmaya hazırlanıyorum. Amasya’ya yaptığım ilginç yolculuğu da ekleyerek borcumu faizi ile ödeyeceğim. Birbirinin mutluluğunu paylaşacak kadar eski dostlar olduğumuz için, zevkli maceralarımı okurken siz de eğlenceme katılabilirsiniz. Böyle uzun ve zor yolculuklarda bazı aksiliklerin olması kaçınılmaz. Sakın bunları düşünüp üzülmeyin. Artık hepsi geçti ve o zaman ne kadar can sıkıcı iseler, şimdi size anlatırken O kadar açık olacağım, ingiltere’de Kral Philip ve Kraliçe Mary’nin düğün törenlerine katıldıktan sonra eve dönüşümü (Haşmetli Etendim Romanlar kralı Ferdinand’ın kral ve kraliçeye nezaketini göstermek için gönderdiği Don Pedro Lasso heyetinde idim.) ve Ferdinand’dan aldığım bu yolculuğa çıkmamı bildiren celbi hatırlayacaksınız. Kasımın üçünde mektup elime geldiğinde Lyl’de idim. Seyahatimi hemen Busbecq’e dönüp babama ve dostlarıma kısa bir veda edecek kadar erteledim. Sonra aceleyle Tournai üzerinden Brüksel’e geçtim. Orada Don Pedro ile buluşlum. Atımı mahmuzlayıp bana yaklaştı ve kralın gönderdiği, beni hemen yola çıkarmasını emreden mektubu gösterdi. Bunun üzeri ne alelacele menzil atları aldım ve mümkün olduğu kadar çabuk Viyana’ya dondum. Bu çok yorucu bir seyahatti. Çünkü rahatsız yolculuklara alışkın değildim ve kötü havası, çamurlu yolları, kısa günleri ile mevsim seyahat için hiç de uygun değildi. Gece, zifirî karanlıkta, ilerlemesi imkânsız olan yollarda tehlikeli bir surette devam etmek zorundaydım.
Viyana’ya vardığımda özel danışmanlardan John Van der beni Ferdinand’ın huzuruna çıkarttı. Majesteleri beni sadakatine ve dürüstlüğüne inandığı kimselere daima gösterdiği iyi niyetle kabul etti. Görevim için beslediği ümitleri, elçiliği kabul edişimin ve acilen yola çıkmamın önemini uzun uzun anlattı. Bu da Paşası’na sefirinin Aralık’ın başında orda olacağına dair söz vermiş. Türklerin gösterdikleri güvene karşılık kendi tarafından olabilecek bir gecikme için onlardan özür dilemek istemiyordu.
Sadece on iki gün kalmıştı. Küçük bir seyahate hazırlanmak için bile kısa olan bu zaman, önümde oldukça uzun bir yolculuk varken daha da kısalıyordu. Kralın John Maria Malvazzi’yi Kornom da ziyaret etmemi istemesiyle de az ola ti zamanımdan birkaç gün daha eksildi. Majesteleri bu ziyareti çok önemsiyordu. Türkler hakkında hiçbir bilgim ve deneyimim olmadığı için Malvezzi ile görüşüp bizzat kendisinden Türklerin kültürleri, karakterleri ile ilgili bilgi ve önceki politikacılarına dair tavsiyeler almalıydım. Malvezzi Kral Ferdinand’ı temsilen birkaç yıl Süleyman’ın sarayında kalmıştı. İşin gerçeği, İmparator Charles Türklerle iyi bir nedenden ölürü görüşmelerini Gerard Velduuic’ın(n) yaptığı bir antlaşma imzaladı. Görüşmelerde Kral Ferdinand adına sekiz yıllık barış sağlandı. Malvezzi de barış heyetinde görevliydi. Geri döndüğü zaman Ferdinand onu sefiri olarak İstanbul’a tekrar gönderdi.
(Busbecq Malvezzi’nin Ferdinand Transilvanya’yı aldığı zaman nasıl zindana atıldığını, ona barbarca davranıldığını sonunda nasıl olup da serbest bırakılıp Viyana’ya döndüğünü anlatır.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Türk-Osmanlı
  • Kitap AdıTürk Mektupları
  • Sayfa Sayısı168
  • YazarOgier Ghislain De Busbecq
  • ISBN9752933955
  • Boyutlar, Kapak 14x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDoğan Kitap / 2005

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur