Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Babam Sağ Olsun
Babam Sağ Olsun

Babam Sağ Olsun

İlhan Taşcı

Resmin en görünür kısmında bakan babalar, onların gölgesinde hızla beliriveren çocuklar vardı. Onlar, günümüz iktidarının işadamı olmuş çocuklarıydı… O çocuklar, haklarında hayali ihracattan toplu…

Resmin en görünür kısmında bakan babalar, onların gölgesinde hızla beliriveren çocuklar vardı. Onlar, günümüz iktidarının işadamı olmuş çocuklarıydı…
O çocuklar, haklarında hayali ihracattan toplu gümrük kaçakçılığına, sahte fatura düzenlemekten vergi kaçakçılığına kadar birçok suçlama bulunan
“büyüklerinden” işleri devraldılar.

En küçüğü 12, en büyüğü 30 yaşında olan, çoğu da 1980’den sonra doğan girişimci çocuklar, ilk AKP hükümetinin kuruluşundan bugüne değin on sekiz şirket kurdular! Aralarında oyun çağındakilerin de bulunduğu çocukların şirketlerinin sermayesi 2008 yılı itibariyle 30 milyon yeni lirayı eski parayla 30 trilyon lirayı aştı.

Bakan çocuklarının hiçbirinin, AKP iktidarından önce tek kuruşluk şirketi, ticari faaliyeti de yoktu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Başbakan Tayyip Erdoğan’a, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Özak’tan eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’ye, devlet büyüklerimizin çocuklarıydı ticarette hızla yükselenler…

Bu kitap, babalarının yanında çekirdekten yetişip onlara parmak ısırtan iş bilir çocukların öyküsüdür…

içindekiler
Başlarken.
Gül’en Yüzler.
‘Tayyipler Âlemi’.
Unakıtanlar AŞ
Yıldırım Kardeşler.
Tekmili Birden Pepeler.
Proje Bakanları

Başlarken
İlk AKP hükümetinin 18 Kasım 2002’de kuruluşunun ardından 27 Kasım 2002 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu, 2003 yılında uygulamaya girecek Vergi Usul Kanunu ile Gelir Vergisi Kanunu’nun kimi maddelerinin yürürlükten kaldırılmasını öngören yasa tasarısının Meclis’e sevkine karar vermişti…
Bakanlar Kurulu’nda alınan karar uyarınca tasarı 11 Aralık’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderildi.
Tasarı, vergi yasalarında kaldırılmak istenen kimi düzenlemelere ilişkindi ve 18 Kasım’da hükümetin kurulmasının üzerinden henüz dokuz gün geçmişken AKP’nin Meclis’e gönderdiği ilk yasa çalışması niteliğindeydi!
Tasarı, 19 Aralık 2002’de TBMM Genel Kurulu’nda, AKP’li 222 milletvekilinin oyuyla kabul edildi, ancak Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’den geçmedi. Cumhurbaşkanı Sezer, yapılmak istenen düzenlemenin, “kayıt dişiliği daha da özendireceği, gerçek vasîlerin gelirlerinin büyük bölümünün vergilendirilmemiş kazanç olarak kalacağı, bu durumun da kara para ile savaşımda olumsuz etki yaratacağı” gerekçesiyle yasayı yeniden görüşülmek üzere Meclis’e geri gönderdi.
Hükümetin düzenlemeyi, noktasına virgülüne dokunmadan Meclis’ten bîr kez daha geçirmesi üzerine Cumhurbaşkanı Sezer’e onaylamak dışında bir seçenek kalmadı. Yasa, 9 Ocak 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bu yasayı yaşama geçirebilmek, AKP hükümeti açısından, o dönemde siyasi yasaklı olan lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı kurtarmaktan bile öncelikliydi ve yasama geçmeliydi. Öyle ki, Tayyip Erdoğan’ın siyasi yasaktan, kişiye özel yasa ve anayasa değişiklikleriyle kurtarılmasına yönelik öneriyi bile AKP, 3 Aralık 2002 tarihinde Meclis’e sunmuştu.
AKP’nin iktidara geldiğinin hemen ertesi haftasında yasayla ortadan öncelikle kaldırmak istediği düzenleme neydi?
Vergi Usul Yasası’nın “Kişinin her türlü harcama ve tasarruflarını, vergisi Ödenmiş veya vergiye tabi olmayan kazançlardan sağlayıp sağlamadığının sorgulanması” ve Gelir Vergisi Kanunu’nun “vergiye tabi gelirlerle ilişkilendirilemeyen ve harcandığı veya tasarruf edildiği tespit edilen mal ve hakların, safiirat olarak kabul edileceğine” ilişkin hükümlerinin, 1 Ocak 2003 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasıydı.
Artık, vergi mükellefi olmadan servet içinde yüzenlere, çocuk yaşlarında bir anda milyon YTL’lik gemilerin, villaların, şirketlerin sahibi olanlara, parayı nereden buldukları ve serveti nasıl edindikleri sorulamayacaktı. Aslında AKP’nin ortadan kaldırdığı düzenleme, kamuoyunda bilinen ismiyle “Nereden buldun?” sorusunun sorulmasına dayanak olan yasa maddeleriydi.
Maliye Bakam Kemal Unakıtan’a göre, “Nereden buldun?” sorusu, “Millet müzesinde Demokles ‘in kılıcı gibi duran bir kanundu”; o yüzden de AKP tarafından kaldırılıyordu.
O çocuklar ki, babalarının yürürlükten kaldırdığı hükümler sayesinde “Nereden buldun, nasıl al dm, kaynağı ne?” sorularından kurtuldular. O çocuklar ki, haklarında hayali ihracattan toplu gümrük kaçakçılığına, sahte fatura düzenlemekten vergi kaçakçılığına kadar birçok suçlama yöneltilen “büyüklerinden” işleri devraldılar.
“Nereden buldun”un kaldırıldığı tarihte en küçüğü 12, en büyüğü 30 yaşında olan, çoğu da 1980’den sonra doğan girişimci çocuklar, ilk AKP hükümetinin kurulduğu 18 Kasım 2002 tarihinden itibaren bugüne değin on sekiz adet limited ya da anonim şirket kurdular! 2008 yılı itibariyle ise şirketlerinin sermayesi 30 milyon YTL’yi (30 trilyon lira) aşmıştı.
Şirketlerin kuruluş tarihlerinde dikkati çekense, bakan çocuklarının hiçbirinin AKP’nin iktidara gelmesinden önce tek kuruşluk şirketlerinin, ticari faaliyetinin bulunmamasıydı.
Bir tek Maliye Bakanı’nın çocukları 26 Ocak 2001 tarihinde bir şirket kurdu. Onun da 10 bin 500 YTL (10 milyar 500 milyon lira) olan kuruluş sermayesi, 2008’e gelindiğinde çoktan 17 milyon YTL’ye (17 trilyon lira) dayanmıştı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den Başbakan Tayyip Erdoğan’a, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a, Bayındırlık ve iskân Bakanı Faruk Özak’tan eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’ye devlet büyüklerimizin çocuklarıydı ticarette hızla yükselenler…
Hepsi birbirinden becerikli, hepsi birbirinden iş bilir, hepsi birbirinden ataktı!
Bu kitap, babalarının yanında çekirdekten yetişip onlara parmak ısırtan çocukların öyküsüdür…
Babaları sağ olsun!

İlhan TAŞÇI
Ankara, Nisan 2008

1. BÖLÜM
Gül’en Yüzler
İmamlıktan Fabrikatörlüğe
Ahmet Hamdi Gül ile Adviye Gül 17 Kasım 1949’da dünya evine girerler,
Ahmet Hamdi Gül aile geleneği olarak Kayseri’deki Güllük Cami’nin imamlığını yapıyordu. 1972 yılında emekli oluncaya kadar da Kayseri Hava ikmal Merkezi Tayyare Fabrikası’nın Tesviye Atölyesi’nde çalıştı.
Abdullah Gül, Ahmet Hamdi ve Adviye Gül’ün ilk çocuğu olarak 29 Ekim 1950 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi.
Abdullah Gül’ün iki kardeşi daha vardı.. Ahmet Hamdi Adviye Gül çiftinin ikinci çocukları olan Harice 8 Mart 1953, üçüncü çocukları Mehmet Macit Gül ise 5 Mayıs 1958 tarihinde dünyaya geldi.
Anne Adviye Gül ilk göz ağrısının mürüvvetini görebilmek için “hayırlı bir kısmet” arayışına girişti. O günlerde 29 yaşında olan Abdullah Gül, Sakarya Üniversitesi’nde Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde asistandı.
istanbul Üniversitesi’nden hocası Prof Dr. Sabahattin Zaim’in yanında asistanlığa başlayan Gül, hocasının Sakarya’da bölüm kurması üzerine burada göreve başlamıştı. Abdullah Gül’ün doktora tezi de “Türkiye ile İslam Ülkeleri Arasındaki Ekonomik İlişkilerin Gelişimi” idi. Zaten bir süre sonra bu tez konusu, kendisine İslam Kalkınma Bankası’nın yolunu açacaktı.
Gül İçin Okulu Bıraka
Anne Adviye Gül Kayseri’deki bir akraba düğününde Hayrünnisa özyurt’u gördü. Düğün, Gül’ün halasının kızı île Hayrünnisa’nın teyzesinin oğlunun düğünüydü. Abdullah Gül’ün annesi Adviye Gül’ün kendi deyimiyle, 14 yaşındaki Hayrünnisa’yı daha ilk gördüğü an “içinde sıcak bir şeyler akmış, gözü ona takılıp kalmıştı!”
Ahmet Server ile Fatma Özyurt’un kızı olan Hayrünnisa, 18 Ağustos 1965 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Hayrünnisa Özyurt, Kayseri’deki düğüne gittiğinde İstanbul Çemberlitaş Ortaokulu’nu yeni bitirmiş, liseye başlayacaktı.
Hayrünnisa Gül ortaokulun ardından 1979’da Çemberlitaş Kız Lisesi’ne “1141” numarayla kaydını yaptırdı.
Gelin 15, Damat 30
Oğullarının da isteği üzerine Gül ailesi Hayrünnisa’ya görücü gitmiş ve iş tatlıya bağlanmıştı. Ancak bir sorun vardı; Medeni Yasa’ya göre 14 yaşında bir kızın evlenmesi olanaksızdı! Hayrünnisa ile Abdullah Gül’ün evliliği için gelinin 15 yaşını doldurması beklenecekti.
18 Ağustos 1980’e gelindiğinde Hayrünnisa Özyurt artık 15 yaşım doldurmuş ve evlenmesinin önündeki yasal engel ortadan kalkmıştı. Geriye tek engel kalıyordu o da öğrencilik! Hayrünnisa özyurt Çemberlitaş Kız Lisesi birinci sınıftayken de okulu bıraktı.
30 yaşına giren Abdullah Gül, Hayrünnisa Özyurt’un 15 yaşını doldurmasından hemen 2 gün sonraya denk gelen 20 Ağustos 1980 tarihinde dünya evine girdi. Evlenmesinin ardından da Hayrünnisa Gül türban takmaya başladı.
Çocukları Başkasının Sanıyorlar
Abdullah Gül’ü gördüğünde henüz 14 yaşında olan Hayrünnisa Özyurt o zaman “gerçekten hoşlanmıştı!” Zaten o yıllarda Abdullah Gül siyasede uğraşmıyor, asistan olduğu Sakarya ile nişanlısı Hayrünnisa’nın yaşadığı İstanbul arasında mekik dokuyordu. Hayrunnisa Gül’e göre, “Bir yıl kadar nişanlı kaldıkları için birbirlerini tanıma fırsatı da bulmuşlardı!”
Hayrünnisa Gül’ü “çok genç” görüp, çocuklarının kendisinin olmadığını zannedenler bile çıkıyordu. Kim ne derse desin o “kocasını çok seviyordu ve hâlâ ona aşıktı. Ayrıca onu çok da yakışıklı buluyordu.” (Hürriyet, 26 Kasım 2002)
Evlendikten kısa bir süre sonra 1981’de askere alınan Abdullah Gül, 1983’te de 8 yıl kalacağı Suudi Arabistan’a gitti. Üniversiteden hocası Prof. Dr, Nevzat Yalçıntaş, islam Kalkınma Bankası’nın araştırma bölümünün başındaydı. Abdullah Gül daha sonra AKP sıralarında birlikte milletvekilliği de yapacağı Nevzat Yalçıntaş’ın çağrısına uyarak, Cidde’ye gitti. Burada islam Kalkınma Bankası’nda ekonomist olarak işe başladı.
Devletin Parasını Harcadı
Cidde’de görev yaparken büyük oğlu Ahmet Münir’in sünnet düğünü için baba ocağı Kayseri’ye gelen Abdullah Gül, dönemin Refah Partisi’nin il yöneticilerinin siyaset teklifini kabul etti.
Abdullah Gül, Türkiye’ye dönüp siyasete girmesinin ardından Refah yol iktidarıyla birlikte kabinede Devlet Bakanlığı görevini üstlendi.
Bakanlık görevini sürdürürken “özel harcamalarının” kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası tarafından karşılanmasını sağladığı iddiasıyla, bakanlıktan ayrıldıktan sonra, 1999 yılında Abdullah Gül hakkında alacak davası açıldı.
Kalkınma Bankası, Abdullah Gül’ün Devlet Bakanı olarak görev yaptığı 1996 1997 tarihleri arasında yemek gideri 1.692.225 TL, çiçek gideri 57.025.000 TL, hediyelik eşya bedeli 83.539.569 TL, konaklama gideri 11.750.000, kartvizit, davetiye ve zarf bedeli 124.832.500 TL olmak üzere toplam 1.949.372.324 TL tutarındaki harcamasını bankaya ödettiği iddiasındaydı.
Gül’e Keyfi Harcama Suçlaması
Kalkınma Bankası Teftiş Kurulu tarafından düzenlenen 25 Aralık 1998 tarihli inceleme raporunda, Gül’ün bankaya ödettiği harcamanın bir bölümünün “görev gereği yapılan resmi harcama” sayılabileceği; 1.735.849.824 TL’lik tutarın ise “görev gereği olmayan şahsi ve keyfi harcama niteliğinde” olduğu belirlemesine yer verildi.
Bu saptama üzerine üç ay arayla gönderilen iki yazıyla Abdullah Gül’den bu paranın ödenmesi istendi. Abdullah Gül’ün kişisel harcama olarak değerlendirilen parayı ödememesi üzerine de, harcama tarihinden İtibaren yasal faiziyle birlikte Gül’den paranın tahsilatı için dava açıldı.
Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, Gül’ün avukatı Mehmet Yılmazcan  2002 seçimlerinde AKP’den Kahramanmaraş milletvekili oldu harcamaların görev gereği yapıldığım, kişisel ve keyfi masraf yapılmadığını; bu nedenle de Abdullah Gül’ün sorumlu tutulamayacağını savundu.
Yapılan duruşmaların ardından mahkeme kararında, Gül’ün harcamalarının 1.652.310 TL’lik kısmı için “Şahsi harcama niteliğindedir. Kişisel ilişkileri ile ilgili bulunmaktadır. Görevin gereğinden kaynaklanmamıştır. Bu bakımdan davalı bizzat kendisi ödemekle sorumludur” denilerek, suçlu bulunduğu tutanaklara geçirilmiş oldu.
Mahkeme, 1 milyar 652 milyon liralık tutarın Gül’den yüzde elli faiziyle alınmasını da karara bağladı.
Yargıtay: Gül Kişisel Harcama Yaptı
Abdullah Gül’ün avukatı Mehmet Yılmazcan’ın yerel mahkemenin kararını temyiz etmesi üzerine, dosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne geldi. Daire yaptığı incelemenin ardından 200O/7075 sayılı kararında, “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bit isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün (Gül’ün kişisel harcamasını bankaya ödettirmesi) onanmasına” karar verildiği vurgulandı.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Aktüel Siyaset
  • Kitap AdıBabam Sağ Olsun
  • Sayfa Sayısı184
  • Yazarİlhan Taşcı
  • ISBN9944150705
  • Boyutlar, Kapak 13,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCUMHURİYET KİTAPLARI / 2009

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur