Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

7 Kapı
7 Kapı

7 Kapı

Erdinç Yapan

“Ehil olmak gerektir oynamak için işleyişle.” Erdinç Yapan, Yedi Kapı Efsanesi ekseninde gelişen birbirinden ilginç olayları aktarıyor. Bunlar aslında birbirinden bağımsız öyküler. Ancak anlatının…

“Ehil olmak gerektir oynamak için işleyişle.”

Erdinç Yapan, Yedi Kapı Efsanesi ekseninde gelişen birbirinden ilginç olayları aktarıyor.
Bunlar aslında birbirinden bağımsız öyküler. Ancak anlatının temelinde yer alan Yedi Kapı, bütün bu öykülerin merkezi olduğundan, kitabı roman olarak kabul etmek daha doğru.
***

Du¨nya toz ve gaz bulutu hâlindeyken, yerin ve göğu¨n yaratıcısı Yedi Kapı açtı. Her birini kâinatın ayrı noktalarına koydu ve bu kapıları kıyamet gu¨nu¨ne kadar insanlığın kontrolu¨ ve refahı için kullanmaya karar verdi. Her bir kapı açıldığı yere hayır ve şer taşıdı; kimi ölu¨mlu¨ler bunların varlığını duyumsadı, kimiyse bizzat gördu¨, ancak hiçbiri gerçek değerinde kullanılmadı. Çu¨nku¨ onlar toprak ve kan pıhtısından yaratılmış, nefsleri kuvvetsiz ve kolayca çelinebilen varlıklardı.

19. yüzyılın başlarında melekler kapılardaki haklarını devretmek için Yaratıcı’nın huzuruna çıktı. Kıyamete kadar Yedi Kapı’nın mühürlenmesini istediler. Kapılar mu¨hu¨rlendi, ancak artan aymazlık onların emniyetini sarsmaya başladı. Artan nefret ve hıyanet, kilitleri zorlar oldu. Kapı melekleri insanların arasındaki yaşamını daha fazla su¨rdu¨remedi ve sonun başlangıcında tekrar du¨nyaya dönmek u¨zere söz verip dağıldılar.

Bu hikâyeler kapılara ve onların koruyucularına adanmıştır.

Dünya toz bir gaz bulutu halindeyken, yerin ve göğün yaratıcısı Yedi Kapı açtı. Her birini kâinatın ayrı noktalarına koydu ve bu kapıları kıyamet gününe kadar insanlığın kontrolü ve refahı için kullanmaya karar verdi. Her bir kapı açıldığı yere hayır ire şer taşıdı: kimi ölümlüler bunların varlığını duyumsadı, kimiyse bizzat gördü, ancak hiçbiri gerçek değerinde kullanılmadı. Çünkü onlar toprak ve kan pıhtısından yaratılmış, nefsleri kuvvetsiz ve kolayca çelinebilen varlıklardı.

Bu yüzden her kapıya bir melek verildi. Bunlar yaratıcının yanından ayrılırken, kapıların sonsuzluktaki yeri ve kıyamet günündeki önemi hiç unutmamaları adına özlerine işlendi. Farklı zamanlara, farklı coğrafyalara gittiler. Her biri insanların arasına karıştı ve birbirinden inanılmaz mucizeler gösterdi. Bunlara inanan ölümlüler sorgulamadan gücü kabullendi. Yaşananlar ve gösterilen mucizeler dilden dile dolandı.

Orta Çağ’da yedi şövalye kapıları korumak adına bir masa çevresine toplandı. Hıristiyanlar dünyanın yedi günde yaratıldığına, Müslümanlarsa göğün ire yerin yedi kat olduğuna inandı. Kadim krallar hükmettikleri yüzyıllar boyunca yanlarında hep yedi danışman bulundurdu.

Günlük yaşamın içine giren bu yedi sayısı. Yedi Kapı’nın meleklerinin ölümlülerin beynine ektiği tohumların filizleridir. Zaman içinde, meleklerin gözetimindeki bu kapılardan pek çok hükümdar ve din adamı geçti, pek çoğu da bunu iyilik için kullandı. İstanbul’un fethinde gemiler buradan geçirildi, Anadolu’nun her bir köşesinde görünebilen dervişler bu kapıları kullandı.

Ancak yıllar geçtikçe kanlar ve ahinler kirlendi, karın ve gözler doymamaya başladı, En sonunda, 19. yüzyılın başlarında melekler kapılardaki haklarını devretmek için Yaratıcı’nın huzuruna cıktı. Kıyamete kadar Yedi Kapı’nın mühürlenmesini istediler.

Kapılar mühürlendi, ancak artan aymazlık onların emniyetini sarsmaya başladı. Artan nefret ve hıyanet kilitleri zorlar oldu. Kapı melekleri insanların arasındaki yaşamım daha fazla sürdüremedi ve sonun başlangıcında tekrar dünyaya dönmek üzere söz verip dağıldılar.

Bilmeni gördüğünde inanmayı reddedenler oldu. Kapıların varlığı DNA ‘sına işlendiği hâlde
bundan sapanlar oldu. Kilit altına alınan güç daha cazip. Kırılgan bedenleri
arsız arzularına zindan oldu. Kendilerini kırdılar,
kapının kulu oldular. Birbirinden medet umarak,
eşik köpeği kadar aşağılık, yarını düşünmeden,
günü tüketmeyi akıt sayıp,
sonsuz güzellikle dolu yaşamı murdar kıldılar.

“Sadece izlerler, korkuluktan farkları yoktur.”

“Nefret pişmanlıkların toplamıdır. Hayat sana ne kadar çok pişmanlık yaşattıysa o kadar nefret edersin ondan. Bir süre sonra zayıf bedenin nefretini kişilere yansıtır ve sonuçta sen bir psikopat olarak hastanelerde çürümeye mahkum bırakılırsın.”

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap Adı7 Kapı
  • Sayfa Sayısı200
  • YazarErdinç Yapan
  • ISBN6055882242
  • Boyutlar, Kapak 13,5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviASTREA / 2009

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Bir Köşkünüz Var mı? ~ Tarık BuğraBir Köşkünüz Var mı?

    Bir Köşkünüz Var mı?

    Tarık Buğra

    Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının öncü yazarlarından Tarık Buğra; uzun ve derinlikli romanlarıyla, hikâye, tiyatro, fıkra ve deneme gibi edebî alanlarda dikkat çeken eserleriyle tanınmıştır....

  2. Sırdeniz ~ Kathryn İzgiSırdeniz

    Sırdeniz

    Kathryn İzgi

    “Bir şapırtı duydu ve nefesini tuttu. Sonra, göz ucuyla bakınca, iskelenin kenarına bir çift elin tutunduğunu gördü. Ellerden birinin parmağında altın bir yüzük vardı....

  3. İddia Uğruna Aşk ~ Sema Bekmezİddia Uğruna Aşk

    İddia Uğruna Aşk

    Sema Bekmez

    Gizemli bir aşk mektubu ulu orta ilan edilir ve sosyal medyada paylaşılırsa ne olur? Mektubu yazan kişi, daha önce arkadaşlarının gözünde gururlu ve çekici...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur