Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Aşk
Aşk

Aşk

Éric Blondel

Platon’dan Proust’a, Augustinus’tan Kierkegaard’a Aşkın Öyküsü “Aşk, yanılsama; güzel ve iyinin, ayrıntıyla bütünlüğün, bedenle yüreğin, bilinçsizlikle bilincin, cazibeyle iyi olanın iç içe geçişi…” Levinas…

Platon’dan Proust’a, Augustinus’tan Kierkegaard’a Aşkın Öyküsü

“Aşk, yanılsama; güzel ve iyinin, ayrıntıyla bütünlüğün, bedenle yüreğin, bilinçsizlikle bilincin, cazibeyle iyi olanın iç içe geçişi…”
Levinas

“Vücudumuz, sadece bacaklar, kollar gibi uzuvlardan oluşsaydı, hayata tahammül etmek kolay olurdu. Ne yazık ki, içimizde kalp adını verdiğimiz o küçük organı da barındırırız”
Proust

“Henüz sevmiyordum, sevmeyi seviyordum ben; aşkın gizli arzusuyla yanıp tutuşurken, daha fazla tutuşamadığım için kızıyordum kendime.”
Augustinus

“Birbirlerini sevmez olduklarında, birbirlerini sevmiş olmanın utancını yaşamamış pek az insan vardır.”
La Rochefoucauld

“İnsan kendi kendine sağlam bir dayanak olmalı, iki ayağı üstünde korkmadan durabilmeli; başka türlü sevemez yoksa.”
Nietzsche

“Erkek için, yaşamı boyunca anne imgesi yerine geçen üç biçimi verirler: annenin kendisi; onun bir benzeri olarak seçtiği sevgili ve son olarak da onu yeniden kucaklayan toprak ana.”
Freud

Aşk nedir? Evrenin tek bir varlığa indirgenmesi, aşk budur işte. Meleklerin yıldızlara selamıdır aşk. Ruhun düşler sarayına girmesidir aşk. Düşüncelerin dua olduğu, ruhun diz üstü çöktüğü yerdir aşk. Benzersizin aşkınlığı önünde eğilmek; bu dünyada seni adınla çağırabilecek tek kişiyim ve seni seviyorum diyebilmektir aşk…

İçindekiler
13 Giriş
Birinci Bölüm
Aşk; Birliğe Atılım
44 1. Neşideler Neşidesi
‘çünkü sevgi ölüm gibi kuvvetlidir’
47 2. Sophokles
aşk; ‘karşı konulmaz’ efendi
49 3. Platon
‘Sembol’ Aşk; Bir Birlik Arayışı
53 4. Platon
Aşk; İyi’nin Çekiciliği
57 5. Platon
Yoksullukla Bolluğun Oğlu Aşk
62 6. Aziz Pavlus
‘sevgim olmazsa’
65 7. Descartes
‘Bile İsteye Birleşmek’
68 8. Molıère
Tapınma Olarak Aşkın Belirsizliği
70 9. Spınoza
Neşe Olarak Aşk
73
10. Malebranche
iyilik aşkı, birleşme aşkı
76 11. Leıbnız
‘sevilen nesnenin kusursuzluğundan haz duymak’
80 12. Rousseau
‘dünyadaki tek kadın
82 13. Rousseau
“Sensiz Varolabilecek mi Ruhum?”
84 14. Balzac
ilk sarsıntı: karşı konulmaz bir itki
87 15. Zorn
Aşk Yoluyla Kurtuluş
İkinci Bölüm
Seçim
91 16. Platon
bütün ve parça
94 17. Molıère
don juan: fetih ve sadakatsizliğe övgü
100 18. Rousseau
“bu seferki aşktı.”
105 19. Stendhal
Billurlaştırma
109 20. Kıerkegaard
don juan: aşk firarda
113 21. Proust
bir başka dünya
120 22. Freud
aşk; bir ‘klişe’nin yinelenmesi
125 23. Freud
‘ilk başta anneden alınan biçimiyle aşk’
128 24. Thomas Mann
bir çocukluk anısı
Üçüncü Bölüm
Bağış
132 25. Arıstoteles
dostluk ve iyilikseverlik
135 26. Meıster Eckhart
aşk tanrı’da barınır
138 27. Descartes
hoşlanma, dostluk ve ibadet
141 28. Spınoza
düşünsel tanrı aşkı
145 29. Guılleragues
aşk, mutlak tutku
150 30. Balzac
ihanete uğrayan baba sevgisinin ıstırapları
154 31. Kant
aşk bir ödev olabilir mi?
159 32. Kıerkegaard
evlilikte aşkın yararları
162 33. Levınas
sonsuz olarak başkalık ve aşkın anlaşılmazlığı
Dördüncü Bölüm
Ateş ve Istırap
166 34. Lucretıus
Erotik; Etkisiz Şiddet
170 35. Racıne
ölümcül ateş
174 36. Rousseau
şehvetle gelen mutluluk
177 37. Hugo
aşk tanrıdır
182 38. Proust
kalp adını verdiğimiz o küçük organ
185 39. Thomas Mann
çılgın âşık
188 40. Schopenhauer
cinsel içgüdünün mutlak gücü ve işkenceleri
192 41. Styron
kudurganlık ve bir maç gibi değerlendirilen aşk
üstüne
Beşinci Bölüm
Yanılsama: Ahlakçılar
195 42. Lucretıus
Aşkın Beyhudeliği
198 43. Lucretıus
kör aşk
201 44. Aziz Augustınus
aşk aşkı
204 45. Pascal
kleopatra’nın burnu
209 47. Rousseau
doğal olmaktan çok toplumsal bir olgu
218 48. Schopenhauer
aşk, aldatmaca: bireye karşı türün istenci
226 49. Nıetzsche
aşk: özveri mi, benliği korumak mı?
230 Sözlükçe
261 Kaynakça
267 Dizin

Giriş
“In questo mondo, il quodro non è tondo…”
Don Giovanni

“Bir hayal gibiydi” (Flaubert, Duygusal Eğitim). Aşk: İlk başta bir parıltı, göz kamaştıran bir ışıltı. Mucize, göklerin bir bağışı, büyülenme, gösterişli bir armağan, hayranlığa varan bir şaşkınlık. Yalnızca sanatçılar ve belki de âşıklar kayda değer bir şey söyleyebilir bu konuda. Çünkü umulmadık bir karşılaşma, beklenmedik bir rastlantı, yitirilen bir şeye, gümüş bir paraya, bir oğula (Luka, 15: 3-32), sağlığa kavuşmanın sonsuz mutluluğu kadar coşku verici bir neşedir aşk, ‘yakalanan zaman’dır (Proust), kimi zaman da saçma sapan bir olay: “Aşkın verebileceği en büyük mutluluk, sevilen kadının elini ilk kez tuttuğunuz o andır…” (Stendhal, Aşk Üstüne). Öylesine ani bir neşe ve aydınlanmadır ki soluğu kesilir insanın, şaşkınlıktan donakalır, neşe saçar etrafına. “Ve her sabah ışıl ışıl, bulutsuz bir gün yükseliyordu onlar için” (Racine, Phèdre).

Genelde ‘yıldırım aşkı’ndan söz edilir (mucizelere hakkını vermeyen şu beylik lakırdı). ‘Bir anda’ demeye gelir bu. Aslında aşk çoğu kez hazırlıksız yakalar, içten içe bekleniyor olsa da, olmadık anda köşeye kıstırır insanı. Paha biçilmez bir şey için geliştirilen dil de inceliklidir: Molière, dalgasını geçer ama başlangıçta usul usul, ‘sinsice’ yaklaşır aşk; ses etmez ve sonra, bir anda, yıldırım oracıkta çarpıverir. O şiddetli sarsıntının cereyanına kapılır insan, şaşkına döner ve henüz kendine gelememişken bir şimşek çakıverir, göz alır ve kısa ya da uzun bir süreliğine kör eder onu. Baskın, kargaşa: Yitip gitmiş (çılgına dönmüştür), hiçbir şeyin farkında değildir, ama sonunda süklüm püklüm, bir darbe aldığını fark eder. İş işten geçmiştir: Bu his (bir yaranın verdiği acı ya da ani bir esrimenin sonsuz mutluluğu) ilk anda hissedilmeyen, neden sonra fark edilen ve daha sonra acıtan, alevlenen, azan ve kimi zaman ‘asla kapanmayan’ (Wagner, Parsifal) şu ince uzun bıçak yaralarını andırır.

Darbe, yara, afallama, aydınlanma, ateş: O çok eski ama ‘sürekli yenilenen’, deniz gibi hep yeni kalan imgeler. Sarsıntı, zincirleme tepkiler uyandırır, duygu denir bunlara; arzu, tutku denir. Gözlerin, kalbin, kulağın, bütün bedenin sabırsızlığında bile hemen fark edilen şu çaba (conatus), uzamın ve zamanın ötesine şu geçiş (sevgilinin kendini gösterdiği vakitleri, mektupları, telefon zilini kollayarak), tek bir nesneye yoğunlaşma, aniden ve (nihayet) keşfedilen bir İthaka’ya2 duyulan şu özlem, aşkın ve arzunun coşkusu ve gerginliğidir.

Beklenmedik bir sarsıntı sonucunda bir İyilik olarak, bir vatan ve dünyanın merkezi olarak keşfedilen bu varlığın çekiciliğinin kaynağında ne vardır peki? Lucretius, ironik ve gösterişli bir kuşkuyla şu çelişkili olguya dikkat çekmiştir: Yaralılar her zaman ‘darbeyi’ (ictus) indirenin ve ‘yara’nın (vulnııs) bulunduğu yana ‘düşerler’ (cadunt) (De Rarum Natura, IV, 1049-1057). ‘Yara’, ‘ateş’ ya da ‘alev’; miadını doldurmuş bu eğretilemelere gülüp geçmeyelim. Bugün hâlâ aşka ‘düşüyoruz’, ‘abayı yakıyoruz’, ‘tutulmuş’ oluyoruz, ‘tutkunum’, ‘vurgunum’ –yani ‘vuruldum’– diyoruz.

‘Vuruldum’: ‘Aklımı yitirdim’ demenin güncel karşılığı. Aşk sarsıntısıyla birine ‘deli divane’ olunur. Âşık, tıpkı bir deli gibi kendinde değildir, açıklanmaz, akla sığmaz ya da bilinçsiz hisler içindedir; aldığı darbelerden acı çekiyormuşçasına yaşar heyecanlarını, kimi zaman (çoğunlukla yok…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Düşünce-Genel Felsefe
  • Kitap AdıAşk
  • Sayfa Sayısı272
  • YazarÉric Blondel
  • ISBN9786258411577
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviFol Kitap / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur