Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kazkafanın Kitabı
Kazkafanın Kitabı

Kazkafanın Kitabı

Yiyun Li

“Bir yarım portakalla bir başka yarım portakal birleşse bir tam portakal etmez. İşte benim hikâyemin başladığı yer burası. Kendini bıçağa layık görmeyen bir portakal…

“Bir yarım portakalla bir başka yarım portakal birleşse bir tam portakal etmez. İşte benim hikâyemin başladığı yer burası. Kendini bıçağa layık görmeyen bir portakal ve kendini bıçağa dönüştürmeyi asla hayal etmemiş bir portakal. Kesmek ve kesilmek; o zamanlar ikisi de ilgilendirmezdi beni.”

Ekim 1952. Fabienne ve Agnès, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yorgun düşmüş Fransız taşrasında yaşayan iki arkadaştır. Ele avuca sığmaz, gözü kara Fabienne dağlarda çobanlık yapmakta, sevimli ve uysal görünen Agnès ise okula devam etmektedir. Ama ikilinin görünenin aksine kendilerine has oyunlarla ve pek de ciddiye almadıkları planlarla dolu bir dünyası vardır. Bir gün Fabienne, bu planlardan birini hayata geçirmeye karar verir: Birlikte bir kitap yazacak ve bu kitabı Agnès’in adıyla yayımlatacaklardır.

Kusursuz bir hikâye anlatıcısı olan Yiyun Li’ye 2023 yılında Amerika’nın en prestijli edebiyat ödüllerinden PEN/Faulkner’ı kazandıran bu eşsiz roman, masalsı ve gizemli bir atmosfer kurmanın yanı sıra bir dönemin panoramasını da gözler önüne seriyor. Kazkafanın Kitabı iki arkadaş, yaşayanlar ile ölüler ve gerçek ile kurmaca arasındaki bağlar üzerine düşündüren, uzun süre akıllardan çıkmayacak bir roman.

“En büyük romancılarımızdan biri.”

Salman Rushdie

“Yiyun Li kendine has bir dehayla yazıyor.”

Paul Harding

“Kazkafanın Kitabı, hikâyeler yazmamızın ardındaki sebep ve dürtülere ışık tutan varoluşsal bir masal.”

The New York Times

Dapeng, James

ve muhteşem çocuk Vincent için

*

BİR ELMAYI ELMAYLA kesemezsiniz. Bir portakalı portakalla. Bir elmayı ya da bir portakalı bıçağınız varsa kesebilirsiniz. Ya da bir balığın karnını yarabilirsiniz. Ya da elleriniz yeterince dengeli, bıçağınız da yeterince keskinse, bir göbek bağını kesebilirsiniz.

Bir kitabı yarabilirsiniz. Derinliği ölçmenin türlü yolları vardır, fakat bir kitabın derinliğini bıçağı ilk sayfasından son sayfasına kadar saplayarak ölçen okur pek azdır. Neden böyledir, merak ederim.

Bıçağı, ne kadar derin bir yara açacağını merak ederek bir başkasına verebilirsiniz. Yarayı açan siz de olabilirsiniz.

Bir yarım portakalla bir başka yarım portakal birleşse bir tam portakal etmez. İşte benim hikâyemin başladığı yer burası. Kendini bıçağa layık görmeyen bir portakal ve kendini bir bıçağa dönüştürmeyi asla hayal etmemiş bir portakal. Kesmek ve kesilmek; o zamanlar ikisi de ilgilendirmezdi beni.

*

ADIM AGNÈS ama bunun bir önemi yok. Bir portakal bahçesine elinizde bir isim listesiyle girebilir ve bu isimleri portakalların üzerine yazabilirsiniz, Françoise ve Pierre ve Diane ve Louis, ama bu neyi değiştirir? Portakal için önemli olan portakallığıdır. Benim için de aynısı geçerli. Adım Clémentine, Odette ya da Henrietta olabilirdi, fakat ne önemi var? Bir portakal yalnızca bir portakaldır, bir bebek de bir bebek. Bir oyuncak bebeğe ad verdiniz diye onun başka bebeklerden farklı olacağını sanmayın. Onu yıkayabilir, giydirebilir, beslermiş gibi yapabilir ve yatağa yatırıp bir annenin bebeğine söylediğini farz ettiğiniz ninnilerle uyutabilirsiniz. Bütün bunlara rağmen, bebek, bütün oyuncak bebekler gibi, ölü bile sayılmaz, çünkü hiç hayatta olmamıştır.

Bu hikâyede dikkat etmeniz gereken isim Fabienne. Fabienne bir portakal, bir bıçak ya da ninni söyleyen biri değil; fakat kendini bunlardan herhangi birine dönüştürebilir. Yani bir zamanlar dönüştürebilirdi. Şimdi ölü. Ölüm haberi hâlâ Saint Rémy’de yaşayan son akrabam olan annemin yolladığı bir mektupla geldi, gerçi annem mektubu özellikle ölümü bildirmek için değil, kendisinin ilk torun çocuğunun doğumunu haber vermek için yazmıştı. Yakınında kalmış olsaydım, torunlar koleksiyonuna eklenmek üzere neden bir bebek doğurmadım diye beni sorgulardı. Amerika’da yaşamanın güzel yanlarından biri de bu. Annemin tasası olmak için fazla uzaktayım. Fakat onun için tasa meselesi olmaktan evlenmeden çok daha önceleri çıkmıştım şöhretim bu meselenin icabına bakmıştı.

Amerika ve şöhret: Annenizden kurtulup özgürleşmek istiyorsanız, her ikisi de eşit derecede yararlıdır.

Annem, mektuba yazdığı hamişte Fabienne’in önceki ay öldüğünü yazmıştı -“de la même manière que sa soeur Joline”ablası Joline’le aynı sebepten. Joline 1946’da doğum yaparken, on yedi yaşında ölmüştü. Fabienne 1966’da, yirmi yedi yaşında öldü. Aradaki yirmi yıllık farkın çocuk doğurmayı kadınlar için daha az öldürücü kılacağını, aynı felaketin bir ailenin başına iki kere gelmeyeceğini sanırsınız, fakat böyle düşünürseniz, birinin size geri zekâlı demesi muhtemeldir, tıpkı Fabienne’in bir zamanlar bana dediği gibi.

Hamişi okuduktan sonraki ilk tepkim: Hemen gebe kalmak istedim. Bir bebeği sonuna kadar taşıyacak ve kendim ölmeden doğuracaktım bunu adım gibi biliyordum. Fabienne’in yapamadığı bir şeyi benim yapabildiğimin kanıtı olacaktı bu hayatın ne kayırdığı ne de gözden düşürdüğü mülayim bir insan olmak. Kaderi olmayan biri olmak.

(Bu arzu, sanıyorum, ancak bir kaderi olan kimselerce layıkıyla anlaşılabilir, dolayısıyla hüsnükuruntuyu andıran bir arzudur.)

Fakat gebe kalmak ancak iki kişi olursanız mümkündür ve iki kişi olmak bile başarının mutlak garantisi değildir. Gebe kalmak, benim durumumda, Earl’ü aldatacak bir adam bulmayı (ya sonra ona bir piçin çocuksuz bir evlilikten daha iyi olduğunu mu anlatacaktım?) ya da tohum ekmekte ve ürün hasat etmekte ondan daha becerikli bir adam için onu boşamayı gerektiriyordu. İkisi de cazip gelmiyor bana. Earl beni seviyor ve ben de onunla evli olmayı seviyorum. Bana bir çocuk veremeyişi onun için üzücü olabilir, fakat kendisine onunla anne olmak amacıyla evlenmediğimi söyledim. Her halükârda ikimiz de gerçekçi insanlarız.

Fransa’dan Amerika’ya geri taşınmamızın ardından, Earl Amerikan Ordusu Mühendisler Birliği’nden ayrıldı ve artık çok saygın bir müteahhit olan babasının yanında çalışıyor. Benimse arka avluda bir sebze bahçem var ve tavuk yetiştiri…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Gılgamış (Hepsi Sana Miras Serisi – 2) ~ Yiyun LiGılgamış (Hepsi Sana Miras Serisi – 2)

    Gılgamış (Hepsi Sana Miras Serisi – 2)

    Yiyun Li

    “Gerçek dost yüreğinin yoldaşıdır.” Bu öykü sıradışı ama yıkıcı bir güce sahip olan bir çocuğun nasıl bilge bir erkeğe dönüştüğünü anlatıyor. Bu çocuğun da,...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Genç Werther’in Acıları ~ Johann Wolfgang GoetheGenç Werther’in Acıları

    Genç Werther’in Acıları

    Johann Wolfgang Goethe

    Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther’in Acıları’nda, kısa bir süre...

  2. Yalnız Kurt ile Vızvız: Denizaltı Macerası ~ Cary FaganYalnız Kurt ile Vızvız: Denizaltı Macerası

    Yalnız Kurt ile Vızvız: Denizaltı Macerası

    Cary Fagan

    Zoraki dostlar neşeli maceralarda buluşunca… Cary Fagan’ın oyunbaz hikâyesi ve Zoe Si’nin matrak çizimleriyle okurlarına merhaba diyen “Yalnız Kurt ve Vızvız”, ilk serüvenleri Denizaltı Macerası ile...

  3. Akıl Oyunlarının Gölgesinde – Sherlock Holmes ~ Sir Arthur Conan DoyleAkıl Oyunlarının Gölgesinde – Sherlock Holmes

    Akıl Oyunlarının Gölgesinde – Sherlock Holmes

    Sir Arthur Conan Doyle

    İnsan beyninde çözülemeyecek kadar zor, tahmin edilemeyecek kadar karmaşık duygular ve arzular vardır. O arzuların karanlık olanlarına gelince; işte onlar oldukça soğuktur ve kişiyi...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur