Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Genç Dervişin Teselli Koleksiyonu
Genç Dervişin Teselli Koleksiyonu

Genç Dervişin Teselli Koleksiyonu

Mecit Ömür Öztürk

Yuvadan dışarıya, ötelere uzanıp kendi dünyasını kurmaya hazırlanan ama büyümenin en zor, en çetrefilli zamanlarından geçen, güneşe yönelmiş bir ilkbahar filizi gibi taptaze olan…

Yuvadan dışarıya, ötelere uzanıp kendi dünyasını kurmaya hazırlanan ama büyümenin en zor, en çetrefilli zamanlarından geçen, güneşe yönelmiş bir ilkbahar filizi gibi taptaze olan genç dervişe manasıyla, bilgeliğiyle ve yol göstericiliğiyle tesellidir bu kitap.

Buranın öte dünya için bir eğitim ve gelişim yeri olduğuna inanıyorsak, her türlü kolaylık ve nimet gibi pek çok zorluk ve acı da insan içinse, bu dünyayı tefekkür ederek deneyimlemeye adımını henüz atan ‘genç derviş’ için bir rehberdir bu kitap. Gerçekten, şu dünyada olup da teselliye ihtiyacı olmayan biri var mıdır?

İnsan bu yaşam yolunda öyle bir dost edinmelidir ki dostluğa olan ihtiyacını boşluk bırakmayacak şekilde, tamamen giderebilsin. Bütün sıkıntılı zamanlarda onu hep yanında bulabilsin.

Yüce Allah’la dostluk kuran biri, aynı zamanda kâinattaki her şeyin dostluğunu kazanır. Gökyüzü ve yeryüzü, melekler ve ruhlar ona dost olur. Zaman ve mekân, varlık ve olaylar ona dost olur. Peygamberler, veliler, şehitler ve salihler ona arkadaş olur. O’na dost olan insana her şey destekçi durumuna gelir. O’na dost olmak yolunda atılan adımlardan biridir bu kitap.

Genç Dervişin Teselli Koleksiyonu, gençlere derinlikli ve anlamlı bir şekilde insan ve dünya bilgisi içeren bir okuma listesi, bir koleksiyon sunuyor.

Anne babalardan çocuklarına en güzel armağan.

Birinci Bölüm

Genç Derviş,

İnsan, dünyada yüce Allah’ın özel bir misafiridir. O, misafirleri için burada harika şeyler hazırlamıştır. İnsanın, dünyadaki misafirlik süresini mutlu bir şekilde, şükür içerisinde ve gülümseyerek geçirmesi hedeflenmiştir.

Önemli bir görevi yerine getirmek için dünyada bulunan insanın etrafındaki yaşam dekoru harikadır, muhteşemdir. Bu sayede onun, görevini zorlu olmayan, ferahlatıcı bir ortamda yapabilmesi sağlanmıştır.

Sadece tek bir meyve çeşidi yaratılmış olabilirdi. Oysa sayılamayacak kadar çok meyve türü vardır. Dünyadaki bütün meyveler tek renk olabilirdi. Her meyvenin ortak, tek bir kokusu olabilirdi. Hepsinin şekli aynı olabilirdi. Ancak nimetlerin, renklerin, kokuların ve şekillerin geniş bir yelpazesi vardır.

Varlıkların hepsi farklı özelliktedir ve tümü ilginçtir.

Çiçekler niye bu kadar güzel, niye bu kadar renkli? Neden bu kadar güzel kokuyor ve niçin bu kadar çeşitli? Üzerlerindeki muhteşem desen uyumları da neyin nesi?

Sanatçıların bile hayran olduğu ve örnek aldığı bu enfes sanatlar, insanın Allah tarafından kıymet verilen bir varlık olduğunu gösterir. Allah’ın insana yönelik büyük şefkat ve 

sevgisini anlatır. Yaratılan bu iyilik ve güzelliklere bakarak insanın da Allah’ı sevmesinin hedeflendiğini rahatlıkla anlayabiliriz.

Evet, Rabbimiz insanı seviyor. Bunu, insana sunduğu nimetlerin çokluğundan ve çeşitliliğinden hızlıca anlayabileceğimiz gibi, dünyadaki bütün yapıların insana hizmetkâr kılınmış olmasından da çıkarabiliriz.

Sıkıntı ve sorunlara gelince onlar da insana hizmet etsin diye yaratılmış nimet türlerinden bir başkasıdır. Bir farkla ki onların birer iyilik ve nimet olduğunu ilk bakışta görmek kolay olmayabilir.

Genç Derviş,

Çocuklara yemekleri öğretmek için bir yöntem geliştirmişler. Yemekleri üç gruba ayırmışlar.

Kırmızı grup: Bedenimizi geliştiren yiyecekler, yani proteinler.

Sarı grup: Enerji üreten yiyecekler, yani karbonhidratlar. Yeşil grup: Bedenimizi iyileştiren yiyecekler, yani vitaminler.

Aslında yaşamdaki sıkıntılar da üç çeşittir: Bizi olgunlaştıranlar, bize güç kazandıranlar ve bizi iyileştirenler.

Genç Dervis,

Kimi zaman faydamıza olan işler bizi ürkütür ya da üzer. İğne yaptırmaktan korkarız, anne babamızın sevdiğimiz bir ayakkabıyı bugün değil de yarın’ almak isteme-

sinden mutsuz oluruz.

Berbere/kuaföre ilk götürüldüğümüzde bir ameliyat geçirecekmişiz gibi telaş etmiştik. Başlarda banyo korkunç bir olay, bir facia gibi gelmişti. Oradan kurtulmak için 

elimizden geleni yapmıştık çünkü bu etkinliklerin bizim için ne kadar faydalı olduklarının farkında değildik.

O sıralarda maksadını bilmediğimiz bu işlerin aslında olumlu ve yararlı olduklarını sonradan öğrendik. Yaşam içerisinde olumsuzluk gibi görünen olayların manalarını da sonradan kavrayacak ve hatta ‘iyi ki başımıza bazı sıkıntılar gelmiş,’ diye sevineceğiz.

Genç Derviş,

Bazen hoşumuza pek gitmeyen bir tedaviye ‘evet’ deriz. Tadı acı olan bir ilacı da kullanırız.

O hâlde ileride bekleyen büyük sıkıntılardan korunmak için bazı küçük acılara katlanmak gerektiğini öğrenmiş olmalıyız.

Evet, ilaçların tatları genellikle iticidir ama onlara, bize yaşattığı küçük sıkıntıdan dolayı şifasız ve faydasız ilaç diye bakamayız. Yaşamın sıkıntıları ve maruz kaldığımız hastalıklar da tatları acı olan başka çeşit şifalardır.

Genç Derviş,

Yaşam içerisinde yolumuza istenmedik bazı olaylar çıkar, ancak bir süre sonra görürüz ki o olaylar sayesinde büyük tehlikelerden kurtulmuşuzdur. Başımıza gelen sıkıntı, bizi daha büyüklerinden koruyan bir muhafız olmuştur.

Karşılaştığımız bazı olaylar başlarda korku ve üzüntü kaynağı gibi görünebilir, ancak zaman geçtikçe anlarız ki onlar bizim yararımıza birer iyilikmiş.

Genç Derviş,

Yağmur ilahi bir rahmet ve bir iyiliktir ama insan evden 

yanlış bir vakitte, hava durumuna bakmadan, şemsiyesini yanına almadan, yani hazırlıksız çıkmışsa ıslanır, belki de hasta olur. Bu, o ihmali yapan kişiyle alakalı bir problemdir.

Yeryüzündeki milyarlarca canlının beklediği bir yağmur, o ihmalkâr kişinin elbiseleri ıslanmasın diye iptal edilmez. Böyle bir kişinin o yağmura bir felaket’, ‘bir afet adını takması onun bir rahmet ve iyilik olduğu gerçeğini değiştirmez. Yağmur, yağarak toprağa karışır. Topraktaki bitkiler onun sayesinde canlanır. Yoksa insanları ıslatmak ve onları hasta etmek yağmura yüklenmiş bir görev değildir.

Genç Derviş,

Yaşadığı her olay insana birçok şey kazandırmaya programlıdır.

Küçük bir sorun daha büyük bir soruna engel oluyorsa bu bir iyiliktir. Bize büyük bir çözüm öğretiyorsa bu da bir iyiliktir.

Genç Derviş,

Kur’an-ı Kerim’de anlatılan bir kıssaya göre, Allah’ın özel kullarından Hazreti Hızır (a.s.), bindikleri gemiyi delmiş, yol arkadaşı olan Hazreti Musa (a.s.) ise ona itiraz ederek, “Şüphesiz kötü bir iş yaptın!” diyerek tepki göstermiştir. Ancak bir süre sonra anlaşılmıştır ki Hazreti Hızır o gemiyi sağlam gemilere el koyan zalim bir hükümdardan korumak maksadıyla delmiştir. Böylece yolcuları da büyük bir tehlikeden kurtarmıştır.

Kur’an-ı Kerîm’de bir ayette, “Kötü gördükleriniz sizin hakkınızda iyi olabilir, ” buyurulmuştur. (Bakara, 216). Başına gelenlere ‘kötülük’ diye bakma, taşıdığı hikmetleri anlamaya çalış.

Genç Derviş,

Şöyle bir hikâye anlatılır:

Denizde yol alan bir tekne battı. Tekneyi kullanan kişi sağ kurtuldu. Dalgalar sağ kalan bu adamı küçük ve ıssız bir adaya kadar sürükledi.

Adam ilk günlerde kendisini kurtarması için Rabbine sürekli yalvarıp yakardı. Bir yardım gelir umuduyla hep uzaklara bakıyordu. Gelgelelim ne gelen vardı ne de giden.

İşin uzayacağını anlayınca rüzgârdan, yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Bunu yapmak için ne emekler verdi!

Balık avlıyor, pişirip yiyor ve sürekli ufku gözlüyordu. Gittikçe birbirine benzeyen günler böyle geçip gidiyordu.

Yine bir gün balık avlamak için deniz kenarına inmişti. Geri döndüğünde ne görsün? Yaşama tutunduğu tek şey olan kulübesi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu. İşte, başına gelebilecek en kötü şey de gerçekleşmişti. Üzüntü ve öfke içinde donup kaldı. Ne yapacağını, ne düşüneceğini şaşırdı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı.

Acı içerisinde yere çökerek, “Allah’ım bunu bana neden yaptın?” diye feryat etti. O geceyi Allah’a sitemler ederek üzüntü içinde geçirdi.

Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Evet, evet! Onu kurtarmaya geliyorlardı. Mutluluktan havalara uçacak gibiydi.

Gelenlere ilk olarak, “Benim burada olduğumu nasıl anladınız?” diye sordu. Duyduğu cevap onu hem şaşırttı hem de mahcup etti: “Dumanla verdiğin işareti gördük, o işarete göre geldik.”

İşte tutunulan son dalın kırılması, ilahi yardımların önündeki son engelin de kalkması anlamına gelir kimi zaman.

“Zorlukla beraber kolaylık vardır.”

(Kur’an-ı Kerim) (İnşirah, 5).

“Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.”

(Kur’an-ı Kerim) (Talak, 7).

Genç Derviş,

Sorunların hiç olmayışı, insanın gelişiminin ve ilerlemesinin durması anlamına gelir. Hiçbir zorluğa katlanmak mecburiyetinde kalmamış birinin olgunlaşması düşünülemez.

Yaşanan olayların kıymeti, gelişimimize yaptığı katkının büyüklüğüne göredir. İnsan, başına hiçbir sıkıntı gelmediğinde değil, başına gelenler tarafından yetiştirilip eğitildiğinde yükseliştedir. Yenilenip ilerlediğini fark ettiğinde mutludur. Bu, her seferinde yeniden doğmak gibi bir şeydir.

Bir düşünür şöyle demiş: “Bazen fırtınalar iyi gelir insana. Tekneyi biraz yıpratır ama güvertende hiç pislik kalmaz.”

‘Yandım, bittim, mahvoldum, bu felaketin sonu gelmez,’ diye feryat edenler, çektikleri sıkıntının hiçbir işe yaramadığını düşünenlerdir. Bütün bu olanların boşu boşuna yaşandığını ve kendilerine hiçbir katkıda bulunmayacağını zannedenlerdir.

“Yağmur, durmaya yakın şiddetini

artırır. Nehir, çağlayan yakınlarında akışını hızlandırır. Atletin

hareketlerindeki uyumun bozulması, bitiş çizgisine yaklaştığının bir

işaretidir.”

-Jean Baudrillard (Cool Anılar)

Genç Derviş,

Rabbimiz bugüne kadar bize ne yaptıysa yardım etmek için, destek olmak için yaptı. Bizden ne aldıysa da bunun içindi. Bize verilenlerin bazılarının hoşumuza gitmemesi, bizden alınanların bazılarından rahatsızlık duymamız, bunların kötülük değil iyilik oldukları gerçeğini değiştirmez.

Faydalı ama arzularımıza uymayan şeylere zararlı ve anlamsız diye bakamayız. Güzeli çirkinden, iyiyi kötüden, hayırlıyı şerliden ve doğruyu yanlıştan arzularımıza göre

ayıramayız.

Genç Derviş,

Yaşanan sorunların bir görevi de insanı geliştirmek, onu ilerletmek, kabiliyetlerini ortaya çıkarmak, kısacası eğitimdir.

Dışarıdan atmaca kuşunun serçeyi rahatsız etmesi şeklinde görünen sahne, aslında serçeye sağlanmış büyük bir imkândır.

Atmacanın serçeye musallat olması, serçede zaten var olan uçma yeteneğini harekete geçiren bir hamledir. Atmaca musallat olmasa serçe de o kıvraklıkta uçamaz. En iyi uçan kuşlar, bir zamanlar en zorlu düşmanlar tarafından tehdit edilenlerdir.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Kişisel Gelişim
  • Kitap AdıGenç Dervişin Teselli Koleksiyonu
  • Sayfa Sayısı128
  • YazarMecit Ömür Öztürk
  • ISBN9786256329089
  • Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviHayy Kitap / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yaşama Yeniden Tutunmak ~ Mecit Ömür ÖztürkYaşama Yeniden Tutunmak

    Yaşama Yeniden Tutunmak

    Mecit Ömür Öztürk

    Hayat yolunda pek çok tehlikelerle ve güçlüklerle karşılaşırız. Onları aşma konusunda ciddi sıkıntılar çektiğimiz zamanlar da olur. Tahammül sınırlarımızın zorlandığını hissettiğimiz vakitler de… İnsan...

  2. Korkma Hep Varsın ~ Mecit Ömür ÖztürkKorkma Hep Varsın

    Korkma Hep Varsın

    Mecit Ömür Öztürk

    Bir zamanlar yoktuk, şimdiyse varız. Önce hiçbir şeydik, sonra pek çok şey olduk. Bunun ardından yeniden “hiçbir şey” olacağımızı öne sürmek akla yatkın bir...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur