Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yamuk Okul’dan Yumuk Hikâyeler
Yamuk Okul’dan Yumuk Hikâyeler

Yamuk Okul’dan Yumuk Hikâyeler

Louis Sachar

Yamuk Okul’a hoş geldiniz! Kitapları milyonlarca çocuğa ulaşan Newbery Madalyası sahibi Louis Sachar, okurları, gerek mimarisi gerekse eğitim anlayışıyla tüm zamanların en sıra dışı okuluna…

Yamuk Okul’a hoş geldiniz!

Kitapları milyonlarca çocuğa ulaşan Newbery Madalyası sahibi Louis Sachar, okurları, gerek mimarisi gerekse eğitim anlayışıyla tüm zamanların en sıra dışı okuluna götürüyor: Yamuk Okul’a!

Tuhaflıkta sınır tanımayan bu okulun absürt karakterleri ile tanışmamıza aracılık eden Yamuk Okul’dan Yumuk Hikâyeler, kahkahalar attırırken usul usul düşündüren, birbiriyle geçişli otuz kısa öyküden oluşuyor.

Sachar’ın öğretmenlik anılarından yola çıkarak, müthiş bir gözlem ve ifade gücüyle yoğurduğu “yumuk” hikâyeleri, yıllar içinde sürekli evrilen ama odak noktası hiç değişmeyen eğitim-öğretim sistemi hakkında derin ve kapsayıcı tespitlerde bulunuyor.

Bildiğiniz tüm okulları unutun! Çünkü az sonra kapısından içeri gireceğiniz Yamuk Okul, daha önce gördüğünüz hatta bizzat sıralarında ders dinlediğiniz okullara hiç ama hiç benzemiyor.

Aslında her şey, Yamuk Okul inşa edilirken yapılan mini minnacık bir hatayla başlıyor. Gerçekte, yan yana otuz sınıfın sıralanacağı tek katlı bir bina tasarlanırken, her katında tek sınıfın yer aldığı otuz katlı bir bina ortaya çıkıyor! Müteahhit bunun için çok özür dilese de sonuç kaçınılmaz oluyor. Yamuk Okul tüm heybetiyle gökyüzüne doğru uzanırken içini dolduran öğrenci ve öğretmenler de bu tuhaf yapının şanını yürütmek için ellerinden geleni yapıyor.

Çatısı bulutlara değen böylesine garip bir okulda okuyanlar da elbette sıra dışılıkta (yoksa şirinlikte mi demeli!) birbirleriyle yarışıyor. Mesela bu kitapta bizi karşılayanlara bakalım: Başındaki elli beş bin altı tel saçı tek tek sayan Joe, tavşan suratlı Deedee, sadece baş aşağı yazılmış yazıları okuyabilen John, kedi resmi çizmesi kırk beş saniye sürmeyen Bebe, üst üste onlarca palto giyen Sammy, her biri haylazlıkta rekortmen üç Ericler ve diğerleri. Azıcık tuhaf görünseler de aslında hepsi bizden, aramızdan. Ah, bir de onları elmaya dönüştürmeye kararlı Bayan Gorf ve DİSİPLİN tutkunu Bayan Jewls gibi çoook ilginç öğretmenleri var. Ha bire etrafa sızan sıçanları da unutmayalım! Ve son olarak tüm bu hikâyelerin ardında gizlenen, bahçe öğretmeni Louis! İnanın, eğer o olmasaydı, Yamuk Okul çok eksik kalırdı; hatta belki hiç olmazdı.

İyisi mi sözü daha fazla uzatmayalım ve sizi döne döne yükselen gıcırtılı merdivenlerden yukarı, Yamuk Okul’un 30. katına buyur edelim. Bu arada, merdivenlerden koşar adım çıkarken gözünüze eksik bir kat takılırsa sakın şaşırmayın! Okulun 19. katı eksik inşa edilmiş, yani YOK!

O zaman haydi buyurun maceraya…

GİRİŞ

Bu kitapta, Yamuk Okul’un öğrencileri ve öğretmenleriyle ilgili otuz tane hikâye bulacaksınız. Yalnız, hikâyelere geçmeden önce bir şeyi bilmelisiniz ki kafanız karışmasın. Yamuk Okul inşa edilirken bir yanlışlık oldu. Yan yana otuz sınıfı olan tek katlı bir bina yapılacakken, her katında tek bir sınıf bulunan otuz katlı bir bina yapıldı. Müteahhit bunun için çok özür diledi. Yamuk Okul’un öğrencileri, okullarının yamuk olmasından şikâyetçi değiller. Çünkü bu sayede bahçeleri çok geniş. Bu kitaptaki çocuklarla öğretmenlerin hepsi en üst katta derse giriyorlar. O nedenle Yamuk Okul’un otuzuncu katından otuz hikâye var kitapta. Bu hikâyeleri tuhaf ve saçma bulanlar oldu. Büyük ihtimalle haklılar. Gelin görün ki, Yamuk Okul’un öğrencileri de sizin hikâyelerinizi tuhaf ve saçma bulabilirler. Büyük ihtimalle onlar da haklıdırlar.

1
BAYAN GORF

Bayan Gorf’un yılanlarınki gibi upuzun bir dili ve sipsivri kulakları vardı. Yamuk Okul’un en cadı öğretmeniydi. Otuzuncu katta ders veriyordu. “Hele bir yaramazlık yapın ya da verdiğim problemi çözemeyin,” diye uyarırdı, “kulaklarımı oynatır, dilimi çıkarır, sizi elmaya çeviririm!” Çocukları sevmezdi fakat elmaya bayılırdı. Joe toplama yapmayı bilmiyordu. Sayı saymayı bile bilmiyordu. Ama problemleri çözemezse elmaya dönüşeceğini biliyordu. O yüzden John’dan kopya çekerdi. Kopya çekmeyi sevdiğinden değil, Bayan Gorf ona toplama yapmayı hiç öğretmediğinden. Günlerden bir gün, Bayan Gorf, Joe’yu John’un kâğıdından kopya çekerken yakaladı. Kulaklarını oynatıp (önce sağdakini, sonra soldakini), dilini çıkarıp Joe’yu elmaya çevirdi. Sonra, Joe’nun kopya çekmesine göz yumduğu için John’u da elmaya çevirdi.

“Ama bu haksızlık,” dedi Todd. “John sadece arkadaşına yardım etmeye çalışıyordu.” Bayan Gorf kulaklarını oynatıp (önce sağdakini, sonra soldakini), dilini çıkarıp Todd’u da elmaya çevirdi. “Başka itirazı olan var mı?” diye sordu. Kimseden ses çıkmayınca Bayan Gorf kahkaha atarak üç elmayı masasının üstüne koydu. Stephen ağlamaya başladı. Elinde değildi. Korkmuştu. “Benim sınıfımda ağlamak yasak,” dedi Bayan Gorf. Kulaklarını oynatıp (önce sağdakini, sonra soldakini), dilini çıkarıp Stephen’ı elmaya çevirdi. Çocuklar gün boyu çıt çıkarmadılar. Eve gittiklerinde, anne ve babalarıyla bile konuşamayacak hâldeydiler. Ne var ki Joe, John, Todd ve Stephen eve gidememişti. Bayan Gorf onları masasının üstünde öylece bırakmıştı. Birbirleriyle konuşabiliyorlardı ama söyleyecek pek bir şeyleri yoktu. Anne ve babaları çok endişelenmişti. Çocuklarının nerede olduğuna dair en ufak fikirleri yoktu. Ertesi gün Kathy okula geç kaldı. Sınıfa girer girmez Bayan Gorf onu elmaya çevirdi. Paul derste hapşırdı. O da elma oldu. Nancy, hapşıran Paul’a “Çok yaşa!” dedi. Bayan Gorf kulaklarını oynatıp (önce sağdakini, sonra soldakini), dilini çıkarıp Nancy’yi de elmaya çevirdi.

Terrence sandalyesinden düştü. Elmaya dönüştü. Maurecia kaçmaya çalıştı. Yolu yarılamıştı ki, Bayan Gorf’un sağ kulağı oynamaya başladı. Tam kapıya ulaşmıştı ki, Bayan Gorf’un sol kulağı oynadı. Maurecia kapıyı açıp tek ayağını dışarı atmıştı ki, Bayan Gorf dilini çıkardı. Maurecia elmaya dönüştü. Bayan Gorf, elmayı yerden alıp diğerlerinin yanına, masasına koydu. Derken komik bir şey oldu. Bayan Gorf bir tebeşir parçasına basarak düştü. Eric isimli üç çocuk güldü ve hepsi elmaya dönüştü. Bayan Gorf’un masasında bir düzine elma olmuştu: Joe, John, Todd, Stephen, Kathy, Paul, Nancy, Terrence, Maurecia ve üç Eric: Eric Fry, Eric Bacon, Eric Ovens. Derken bahçe öğretmeni Louis sınıfa girdi. Teneffüste çocukların eksik olduğunu fark etmişti. Bayan Gorf’un da cadı bir öğretmen olduğu gelmişti kulağına. Gidip durumu kolaçan etmek istemişti. Bayan Gorf’un masasının üstünde on iki tane elma gördü. “Herhâlde yanıldım,” dedi kendi kendine. “Bu kadar çok çocuk ona elma hediye ettiyse, iyi bir öğretmen olmalı.” Dönüp tekrar bahçeye indi. Ertesi gün bir düzine çocuk daha elmaya dönüştü. Louis yine sınıfa çıktı. Bayan Gorf’un masasında bu kez yirmi dört tane elma gördü. Sınıfta sadece üç çocuk kalmıştı. “Dünyanın en iyi öğretmeni olsa gerek,” diye düşündü. O hafta bitmeden sınıftaki herkes elmaya dönüşmüştü. Bayan Gorf çok mutluydu. “Artık evime gidebilirim,” dedi. “Bundan böyle öğretmenlik yapmak zorunda değilim. Bir daha asla otuz kat merdiven çıkmayacağım.”

“Hiçbir yere gidemezsin,” diye bağırdı Todd. Hoplayıp Bayan Gorf’un burnuna çarptı. Diğer elmalar da onun peşi sıra atladı ve Bayan Gorf yere düştü. Elmalar, kadının üstünde zıplıyordu artık. “Durun,” diye bağırdı Bayan Gorf, “yoksa sizi elma püresine çeviririm!” Fakat elmalar durmadı. Bayan Gorf’un ise elinden hiçbir şey gelmiyordu. “Bizi tekrar çocuğa çevir,” diye emretti Todd. Bayan Gorf’un başka seçeneği kalmamıştı. Dilini çıkardı, kulaklarını oynattı (bu kez önce soldakini, sonra sağdakini) ve elmaları tekrar çocuğa çevirdi. “Tamam,” dedi Maurecia, “hadi gidip Louis’i bulalım. Şimdi ne yapmamız gerektiğini o bilir.” “Hayır!” diye çığlık attı Bayan Gorf. “Yoksa sizi tekrar elmaya çeviririm.” Kulaklarını oynatıp (önce sağdakini, sonra soldakini), dilini çıkardı. Ama tam o sırada Jenny yüzüne ayna tuttuğu için elmaya dönen Bayan Gorf oldu. Çocuklar ne yapacaklarını şaşırdılar. Artık öğretmenleri yoktu. Bayan Gorf cadı bir öğretmen olsa da, onu elma olarak bırakmak içlerine sinmiyordu. Aksilik bu ya, hiçbiri kulaklarını oynatmayı bilmiyordu. Louis sınıfa girdi. “Bayan Gorf nerede?” diye sordu. Kimseden ses çıkmadı. “Üff, çok acıkmışım,” dedi Louis. “Şu elmayı yesem Bayan Gorf bir şey demez herhâlde. Nasıl olsa hep bir sürü elması oluyor.” Elmayı, yani Bayan Gorf’u eline aldı, gömleğine sürüp güzelce parlattı ve yiyip bitirdi.

2
BAYAN JEWLS

Bayan Jewls’un fena hâlde tatlı bir suratı vardı. Yamuk Okul’un önünde durup kafasını yukarı kaldırdı. Otuzuncu kattaki sınıfta derse girecekti. Otuzuncu kattaki çocuklar korkuyordu. Bayan Gorf’un başına gelenlerden kimseye söz etmemişlerdi. Üç gündür öğretmenleri yoktu. Yeni öğretmenlerinin nasıl biri olacağı konusunda endişeliydiler. Fena hâlde tatlı bir öğretmen olduğunu duymuşlardı ve o güne kadar hiç tatlı bir öğretmenleri olmamıştı. Tatlı öğretmenlerden fena hâlde korkuyorlardı. Bayan Jewls, döne döne yükselen gıcırtılı merdivenleri bir bir tırmanarak otuzuncu kata çıktı. O da korkuyordu. Çocuklardan fena hâlde korkuyordu. Korkunç şirin çocuklar olduklarını duymuştu ve o güne kadar hiç şirin çocuklara öğretmenlik yapmamıştı ve şirin çocuklardan fena hâlde korkuyordu. Sınıfın kapısını açtı. Fena hâlde tatlı bir insandı. Çocuklar, bunu suratına bakar bakmaz anlamışlardı.

Bayan Jewls da çocuklara baktı. Korkunç şirindiler. Hatta o kadar şirindiler ki, onlara çocuk demek güçtü. “İnanamıyorum,” dedi Bayan Jewls. “Maymunlar sınıfı!” Çocuklar birbirlerine baktılar. Ortada maymun filan yoktu. “Saçma,” dedi Bayan Jewls, “çok saçma. Otuz kat merdiveni bir sınıf dolusu maymun için mi çıktım yani? Beni ne sanıyorlar? Ben öğretmenim, hayvanat bahçesinde bekçi değilim ki!” Çocuklar ona bakakaldılar. Ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Todd kafasını kaşıdı. “Ay, kusura bakmayın,” dedi Bayan Jewls. “Lütfen yanlış anlamayın. Maymunlarla bir alıp veremediğim yok. Sadece çocuklara ders vereceğimi sanıyordum. Ama maymunları severim. Gerçekten. Bir bakalım, eminim oynayacak bir sürü maymun oyunu bulabiliriz.” “Siz ne diyorsunuz?” diye sordu Todd. Bayan Jewls az kalsın sandalyesinden düşüyordu. “Bak şu işe! Konuşan bir maymun. Yarın sana muz getireyim.” “Benim adım Todd,” dedi Todd. Çocuklar afallamıştı. Hepsi birden parmak kaldırdı. “Kusura bakmayın,” dedi Bayan Jewls, “ama hepinize yetecek kadar muzum yok. Böyle bir şey beklemiyordum ki. Söz veriyorum, haftaya koca bir hevenk muz getiririm.” “Muz istemiyorum,” dedi Calvin. “Maymun değilim ki ben.”

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Sümük Meselesi ~ Louis SacharSümük Meselesi

    Sümük Meselesi

    Louis Sachar

    Bir küçük sümük meselesi… Dünya çocuklarının yere göğe sığdıramadığı “Yamuk Okul” efsanesinin yaratıcısı Louis Sachar’ın küçük okurları maceradan maceraya koşturduğu ünlü serisi “Marvin Redpost” mizah dozunu artırarak...

  2. Yamuk Okul Yıkılıyor ~ Louis SacharYamuk Okul Yıkılıyor

    Yamuk Okul Yıkılıyor

    Louis Sachar

    Yamuk Okul’un kaderi kimin ellerinde? Kitapları milyonlarca çocuğa ulaşan Newbery Madalyası sahibi Louis Sachar’ın kaleminden çıkan “Yamuk Okul” serisinin devam macerasında, okurları yine hem şaşırtıcı, hem...

  3. Çukurlar ~ Louis SacharÇukurlar

    Çukurlar

    Louis Sachar

    Bazen tek suçunuz; yanlış zamanda, yanlış yerde olmaktır. “Yamuk Okul” serisinin yaratıcısı Louis Sachar’ın, Newbery Madalyası dâhil pek çok ödüle değer görülen, beyazperdeye de...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Yıllar Sonra ~ Sandra BrownYıllar Sonra

    Yıllar Sonra

    Sandra Brown

    Elliden fazla romanıyla New York Times’ın en çok satan romanları listesine giren Sandra Brown, milyonlarca okuyucusunu, romanlarında konu ettiği kaderin güzel cilveleri ve karizmatik...

  2. Kutsal Mezarın Günahkar Misafiri ~ William Peter BlattyKutsal Mezarın Günahkar Misafiri

    Kutsal Mezarın Günahkar Misafiri

    William Peter Blatty

    bazen çekilin acılar, merhametin bir ışık gibi yüreğimize süzüldüğü kirli bir pencere gibidir… Kapısından iyilik ve umudun girmediği bir bina… Karanhk, rutubetli bir bodrum...

  3. Vadideki Zambak ~ Honore De BalzacVadideki Zambak

    Vadideki Zambak

    Honore De Balzac

    Balzac, Vadideki Zambak romanını 1835 yılında, 36 yaşındayken, ölümünden on beş yıl önce kaleme almıştır. Ölümünden bir yıl önce eşi Hanska’ya yazdığı bir mektupta,...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur