Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Marx’ın Cehennemi – Kapital’in Siyaset Teorisi
Marx’ın Cehennemi – Kapital’in Siyaset Teorisi

Marx’ın Cehennemi – Kapital’in Siyaset Teorisi

William Clare Roberts

Karl Marx, çağdaş Batı düşüncesinin en tartışmalı ve kutuplaştırıcı isimlerinden biri olageldi. Soğuk Savaş’ın yaklaşık yarım yüzyıla yayılan tarihinde çoğu zaman örgütlü siyasi propagandaların…

Karl Marx, çağdaş Batı düşüncesinin en tartışmalı ve kutuplaştırıcı isimlerinden biri olageldi. Soğuk Savaş’ın yaklaşık yarım yüzyıla yayılan tarihinde çoğu zaman örgütlü siyasi propagandaların eleğinden geçerek kitlelere ulaşan fikirleri nedeniyle kimilerince peygamber, kimilerince “deccal” olarak görüldü. Fakat son yıllarda Marx’ın kendi çağıyla ilişkisini ve günümüze sunabileceklerini yeniden değerlendirmek, fikirlerini gölgesinde kaldığı önyargılardan kurtarmak isteyen araştırmacılar, onun çalışmalarına yeniden ve farkı bir gözle odaklanmaya başladılar.

William C. Roberts bu kitabında işte böyle bir girişimde bulunuyor ve Marx’ın başyapıtına beklenmedik bir başka eser üzerinden –Dante’nin Cehennem’i aracılığıyla– yeni ve çarpıcı bir ışık tutuyor. Kapital’in sadece bir siyasal iktisat eleştirisi olmadığını, aynı zamanda işçi hareketinin hayalleri ve mücadelesiyle doğrudan bağlantılı bir siyaset teorisi metni ve manifestosu ve işçi sınıfının modern cehennemine inişin bir öyküsü olduğunu da gösteriyor. Marx’ın kendi çağının sosyalist hareketleri ve rakipleriyle kurduğu diyalogu derinlemesine incelerken, işçi emeğinin nasıl gasp edildiğini, piyasanın ve yöneticilerin görünmez boyunduruğunu ve siyasi örgütlenmenin gerçek olanaklarını tartışarak, onun düşüncelerini cumhuriyetçi özgürlük geleneğiyle buluşturuyor ve soruyor: Bu cehennemden çıkış mümkün mü?

İçindekiler
Teşekkür 13
1
Giriş
Kapital’i Yeniden Okumak 17
1. Kapital’i Bir Siyaset Teorisi Olarak Okumak 21
2. Kapital’i Bir Siyaset Teorisi Olarak Okumak 29
3. Argümanın Ana Hatları 41
2
Taenarus: Cehenneme Giden Yol 46
1. Sorunun Ögeleri 52
1.1. İpuçları ve Olanaklar 54
1.2. Önceller 59
2. Toplumsal Cehennem 64
2.1. Cehennem Metaforunun Fourier’deki Kökenler ve
Fouriercilik
66
2.2. Proudhon’un Kaydettiği İlerleme 69
3. Marx’ın Yeraltı Yolculuğu 77
3.1. 1859’a Önsöz 78
3.2. Proudhonculukla Karşılaşma 83
3.3. Marx’ın Siyasal İktisat Eleştirisi 93
4. Sonuç 98
3
Styx: Piyasanın Anarşisi 100
1. Cumhuriyetçi Sosyalizm ve Paranın Gizemi 104
1.1. Kendine Hâkim Olamama ve Yönetilme İhtiyacı 105
1.2. Cumhuriyetçiliğin Sorunu 110
1.3. Paranın Gizemi 122
2. Marx’ın Yaptığı Yenilikler 127
2.1. Para Gizeminin Sırrı 129
2.2. Emek Değer Teorisi Değil, Değer Emek Teorisi 134
3. Fetişizm ve Tahakküm 139
3.1. Toplumsal Tahakkümün Mikro Temelleri 141
3.2. Yapısalcılığın Anlamı 157
4. Sonuç 168
4
Dis: Doğaya Aykırı Bir Güç Olarak Sömürü 171
1. Kapital’den Önce Sömürü 177
1.1. Saint-Simon’un İnsan Sömürüsü Öğretisi 180
1.2. Proudhon ve Kapitalist Feodalizm 187
2. Kapital’de Kapitalist Sömürü 194
2.1. Sömürünün Gayrişahsileşmesi 196
2.2. Kapitalist Sömürünün Devrimci Kapasitesi 203
2.3. Sınırsız Artık Emek İhtiyacı 208
3. Doğaya Karşıt Bir Güç Olarak Sömürü 214
4. Sonuç 227
5
Malebolge: Sahtekârlık Olarak Kapitalist Üretim
Tarzı
231
1. İnsan Yüzlü Sermaye 241
1.1. Kolektif Güç 246
1.2. Birlik 249
2. Sahtekârlık Canavarları 255
2.1. Geryon: “Likurgus Atölyesi”nin Alanında 260
2.2. Cacus: Ücret Sahtekârlığı 269
2.3. Antaeus: Sefaletin Birikimi 275
3. Sonuç 285
6
Cocytus: İhanet ve Kamulaştırmanın Zorunluluğu 290
1. Bir Sorun Olarak İlkel Birikim 299
1.1. Saint-Simoncu Bir Tekrar mı? 301
1.2. Marx’ın Radikal Tarihi 305
1.3. İhanet ve Kapitalist Düzenin Doğuşu 311
2. Olumsuzlamanın Olumsuzlanması 320
2.1. Hegelci Bir Koltuk Değneği mi? 323
2.2. Tantae molis erat. . . 328
2.3. Sermayeden Çıkış 335
3. Sonuç 342
7
Sonuç 349
1. Marx’ın Ebeliği 354
1.1. Sosyalist Hareketin Amaçları 356
1.2. İşçi Sınıfının Kendini Kurtarması 364
2. Gelecek Ne Getirecek? 374
2.1. Cumhuriyetçilik Olarak Owencılık 377
2.2. Owencılık Olarak Cumhuriyetçilik 384
3. Sonuç 390
Kaynakça 394
Dizin 421

I
Giriş
Kapital’i Yeniden Okumak

Ölüm haberi New York City’ye ulaştığı zaman “çeşitli meslek, sendika, sivil toplum ve diğer örgütlerin temsilcileri”, “Karl Marx’ın adını onurlandırmak bundan böyle bütün özgürlük tutkunlarının görevidir” diyen bir basın açıklaması yayımlamışlardı.1 Bu talep 20. yüzyıl boyunca neredeyse anlaşılmaz bir hâl aldı. “Özgürlük”, sosyalizm ve komünizm karşıtlığının parolası olup çıktı. Bahsi geçen emekçilerin ve sosyalistlerin iddia ettiği gibi Marx’ın bugüne dek “ezilmiş bütün insanların kurtuluşu”nun sadık bir savunucusu olarak görülmesi bugün çağdışı değilse bile tuhafmış gibi görünüyor. Adalet mi? Elbette. İlerleme, bilim, eşitlik, evrensel dayanışma? Hepsi tamam ama ya özgürlük? Marx’ın bu konuda “bütün özgürlük tutkunlarına” sunabileceği neler var?

Bu kitabın başarması gereken bir iş varsa, söz konusu basın açıklamasını yalnızca anlaşılır değil, aynı zamanda akla yatkın ve kabul edilebilir de kılmaktır. Marx’ın eleştirel kapitalizm teorisi, sermayenin hâkimiyetini karmaşık ve yerkürenin tamamını kapsayan bir tahakküm sistemi olarak analiz etmişti. Marx Kapital’de bu sistemin mekanizmalarını analiz etmenin ve özgürlük kavramını bu sistemi ortadan kaldırmaya izin verecek şekilde yeniden inşa etmenin yollarını arıyordu. Marx’ın Kapital’inin layıkıyla değerlendirilebilmesi için, belirli bir siyasi bağlamda kaleme alınmış ama aynı zamanda modern dünyada özgürlüğe dönük meydan okumalar ve özgürlük olanakları hakkında uzun erimli etkiye sahip bir şeyler söyleme arayışında olan bir siyaset teorisi metni olarak ele alınması gerekiyor.

Benim bu kitapta ileri sürdüğüm argüman ise iki parçadan oluşuyor. İlk olarak Marx’ın Kapital’de sermayenin hâkimiyetiyle ilgili neyin yanlış gittiğine dair kesin bir inceleme kaleme almak gibi muazzam bir arzusu olduğunu ve bu arzusunu muazzam bir edebî çerçeveye bağladığını ileri sürüyorum: Dante’nin Cehennem adlı ünlü yapıtının kapitalist üretim tarzının “toplumsal cehennemi”ne düşüş olarak yeniden yazılması. Bize dünyanın kötülüğüyle yüz yüze gelmesinin ruhunu hidayet yolculuğuna nasıl hazırladığını anlatan Dante’nin sahneye koyduğu elbette kendi bireysel kurtuluş öyküsüydü. Ama Dante’nin hacısının aynı zamanda cehennemlik günaha düşüşü ve tanrısal lütufla dirilişi bütün inananlar tarafından tekrar edilebilir olmalıydı ki bu da onun Sıradan Biri olmasını gerektiriyordu. Diğer taraftan okurlarına yalnızca bu “cehennem makinesi”nin nasıl işlediğini2 değil, aynı zamanda yeni bir dünya inşa etme çabalarında hangi tuzaklardan kaçınmaları gerektiğini öğrenebilsinler diye ekonomik düzenin alt katmanlarında yer alan girintilerde rehberlik eden Marx kendisini proletaryanın Vergilius’u olarak görüyordu.

İkinci olarak ben Kapital’in, Marx’ın bu büyük arzusunu gerçek kılma girişimini anlamak için başyapıtını kaleme aldığı 1860’lar ve 1870’lerin Fransası ve İngilteresi’nde hâkim konumda bulunan diğer sosyalizm ve popüler radikalizm çeşitlerinin eleştirel bir yeniden inşası ve bunlara verilmiş bir cevap olarak okunmasının en iyi yol olduğunu öne sürüyorum. Birbiriyle yarışan bu söylemler –Owencılığın, Fourierciliğin ve Saint-Simonculuğun3 kalıntıları, James Bronterre  O’Brien’ın sosyal cumhuriyetçiliği4 ve en önemlisi de PierreJoseph Proudhon’un karşılıkçılığı5 [mutualism]– Kapital’i kaleme aldığı sırada Marx’ın ilgilendiği meselelerin ön sıralarında yer alıyordu. 1864’te Uluslararası İşçi Birliği’nin (UİB) kurulması6 ve Marx’ın bu birliğin devrimci siyasetin yenilenmesinin tohumlarını bünyesinde barındırdığına ilişkin kanaati, binlerce sayfadan oluşan el yazmalarını ve notlarını yayımlanabilir bir metne dönüştürmesi için onu harekete geçirmişti. Marx bu kitabın yeniden dirilen işçi hareketi için kılavuz niteliği taşıyan teorik bilgiler sağlayacağını ümit ediyordu. Kapital’in bu statüye erişebilmesi için Marx’ın kendi bakış açısının işgal etmeye başlayacağını umduğu siyasal manzaraya egemen olan düşman kampların var olan beylik teorik laflarını ya benimsemesi ya bunların altını oyması ya da bunlarla açıkça karşı karşıya gelmesi gerekiyordu. Bu yüzden benim kitabım Marx’ın kapitalizm eleştirisini ortaya koymak adına onun diğer sosyalistlerden yaptığı alıntıları ve onlara karşı ileri sürdüğü argümanları incelemektedir; bu sosyalistlerin büyük bir kısmı söz konusu yazarlara aşina olmayanlar açısından gizli kalmayı sürdürüyor.

Marx’ın görkemli tutkuları ile işçi birliğinde girdiği grup içi çatışmalar birbirinden ayrılamayacak denli iç içe geçmiştir. Modernliğin bir “toplumsal cehennem” olduğu fikri ilk olarak Charles Fourier ve himayesindeki Victor Considérant tarafından öne sürülmüş ve Pierre-Joseph Proudhon’un çalışmalarında insanlığın yeraltı dünyasına inişinin ve oradan kaçışının metaforik bir tarihine dönüştürülmüştü. Dante’nin Cehennemini yapılandıran ahlaki kategoriler –nefsine hâkim olamama, şiddete başvurma, sahtekârlık ve ihanet– erken dönem sosyalizmin ahlaki söyleminde yaygın olarak kullanılan ifadelerdi. Aslına bakılırsa Hıristiyan ve sivil cumhuriyetçi söylemlerden ortaya çıktığı hâliyle erken dönem sosyalizminin büyük bir bölümü bu kategorilerin toplumsal meselelere uygulanmasından ibaretti ve bu durum Marx ile onun daha ahlakçı öncelleri ile çağdaşları arasında canalıcı bir ihtilaf noktasıydı. Marx’ın ayrıksı tarafı, düşmanlarının ya siyasal iktisattan kaçınmaları ya da Proudhon gibi onun sınırlarını aşmak istememeleri bağlamında gündeme gelir. Siyasal iktisadın dünyasını geride bırakmak için onu bir ucundan diğerine kat etmek gerektiğini gören yalnızca Dante’yi takip eden Marx’tır. Dante’nin hacısının yolculuğunda olduğu gibi bu yolculuk da dönüştürücüdür. Fakat Dante’ninkinden farklı olarak Marx’ın atıldığı serüven gayrişahsi ve gayriahlakiydi. Marx bütün bu kötülüklerin sorumlusunun sermaye tarafından tahakküm altına alınan bireyler değil, her yeri kuşatan bir tahakküm sistemi olarak sermaye olduğunu ortaya koymak için Dante’nin nefsine hâkim olamama, şiddet kullanma, sahtekârlık ve ihanet nedeniyle cehenneme düşüş anlatısını kendi metninde yeniden kurgulayacaktı.

Dolayısıyla elinizdeki kitap her ikisini de takip ederek bu iki izlekten yalnızca birinin iç yüzünü araştırmaktadır. Marx’ın yazdığı bağlamı ve tasarılarını bir arada ele alan bu çalışma Marx’ın UİB’nin ilk yıllarında diğer sosyalist teorisyenlerle giriştiği kavgaların kendisi tarafından Kapital’e nasıl dönüştürüldüğünü ortaya koyup tarihte ilk kez kapitalist üretim tarzının ve onu analiz eden siyasal iktisadın iç işleyişini proletaryanın hem kendisini hem de dünyayı özgürleştirmek için inmesi gereken bir Cehennem olarak açığa vuran Kapital’in arzusunu gün yüzüne çıkarıyor.

1. Kapital’i Bir Siyaset Teorisi Olarak Okumak

Benim buradaki argümanım yönelimini Marx’ın yapıtının birtakım edebî yönlerinden –mecazları ve metaforları işe koşması, kinayeler ve alıntılar yapmasından– alıyor. Yine de Kapital’i edebî bir eser olarak değerlendirmiyorum. Aksine onu bir siyaset teorisi çalışması olarak ele alıyorum. Kitaptaki mecazlara, metaforlara, kinayelere ve alıntılara yorumlanması gereken simgeler olarak, teorik kavramlarla ayrıntılandırılabilecek sezgilerin dilsel izleri olarak yaklaşılmaktadır. Marx da dâhil olmak üzere sosyalistlerin ve komünistlerin sermayeyi vampir diye isimlendirdikleri zaman yaptıkları budur çünkü bu metafor onlara uygun gibi görünüyor. Metaforun uygunluğu salt bu metaforun ayrıntılarıyla açıklanmasından ibaret olmayan bir dil içerisinde ele alınıp ifade edilebilir. Sermayenin hem insan varoluşundan daha önsel olan hem de sermayeden daha doğal ve canlı bir şey (emek) üzerindeki asalak olduğu düşüncesi ayrıntılı biçimde açıklanabilir. Bu sezgilerin kendi örtük varsayımları vardır ve bu varsayımlar su yüzüne çıkarılabilir. Vampir metaforunun sermaye aleyhinde ima ettiği yargı, bu detaylı açıklama sürecinde metafordan bağımsız bir şekilde ele alınmaya başlanabilir ve az çok ikna edici bir şekilde incelenebilir. Bir söylem içerisinde dolaşımda bulunan metaforlar, kinayeler ve formüller o söylemin genel kavrayışının dayanak noktalarıdır; belirli bir yazarlar ve okuyucular topluluğu bünyesinde bir ifadeye bariz bir inandırıcılık ve çekicilik, diğer toplulukların üyelerine ise bariz bir tuhaflık hissettiren uğraklardır. Siyasi söylem çoğu durumda kişinin bağlılığına işaret etmek ve müttefiklerini yeniden bir araya toplamak adına böylesi aşinalıkların hatırlanmasını, tekrar edilmesini, cilalanmasını ve yaygınlaştırılmasını amaçlayan bir pratiktir. İnsanlara öncelikli bağlılıklarını ve dünyayı anlamlı kılan ortak anlatılarını bu söyleme yönlendirerek hatırlatır. Örneğin gençlik yıllarımın geçtiği Güney Dakota’da siyasi…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Felsefe Siyaset Felsefesi
  • Kitap AdıMarx’ın Cehennemi - Kapital’in Siyaset Teorisi
  • Sayfa Sayısı424
  • YazarWilliam Clare Roberts
  • ISBN9786256584778
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviFol Kitap / 2025

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur