Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Birkaç Küçük Sıyrık
Birkaç Küçük Sıyrık

Birkaç Küçük Sıyrık

Merve Tarhan

“Bütün bunları düşünürken çok öfkelendim. Sokağa çıktım. İçimden bir ses şöyle söylüyordu, Kerem, çık ve birilerine kötülük yap. Çok kötülük yap. Öyle böyle kötülükler…

“Bütün bunları düşünürken çok öfkelendim. Sokağa çıktım. İçimden bir ses şöyle söylüyordu, Kerem, çık ve birilerine kötülük yap. Çok kötülük yap. Öyle böyle kötülükler değil. Mesela bir su tabancası alıp içine asit koyup herkese nişan almak geldi içimden. Gözlerine… Yapmadım. Ama şunu yaptım mesela, bana sular idaresini soran birine yolu yanlış tarif ettim. Evet, yaptım bunu. Sular idaresini biliyorum, yemin ederim ki çok iyi biliyorum sular idaresini. Sağa doğru dümdüz yürürse tam oraya çıkacaktı.

Sola doğru yürü, dedim ben de. İnadına. Sular idaresini ararken kaybolsun istedim. Hızımı alamadım, birkaç mağazaya girdim, bütün katları sinsice bozdum. İçimi büyük bir keyif dalgası sardı böyle yapınca. Bazı kıyafetlerin askılarını ters çevirip astım. İçimdeki ses beni alkışlıyordu, helal olsun Kerem, helal olsun sana! Sonra metrobüse bindim. Metrobüs kalabalıktı. Önce oturacak bir yer buldum, sonra başımda bekleyen adama sürekli inecekmiş gibi yapıp ona kafayı yedirttim. Her ayağa kalktığımda, her seferinde oturmak için hazırlandığını görüp keyiflendim. Bir kafeye girdim. Biri masasında telefonunu şarja bırakıp tuvalete doğru gitmişti. Hemen sinsice gidip telefonunu şarjdan çıkardım. Şarjının yüzde bir olmasını istedim çünkü, evet bunu istedim…”

KARŞILAŞMA

Donmuş tarlalardan geçiyorduk bir vagonla şafakta Kızıl bir kanat havalandı karanlığın içinde.

Ve birden koşarak bir tavşan geçti yoldan. İçimizden biri eliyle gösterdi bize. Aradan çok zaman geçti. Artık ikisi de sağ değil, Ne tavşan, ne de tavşanı eliyle gösteren adam. Ah sevgilim, nerdeler, nereye gidiyorlar Elin çakıp sönüşü, koşunun hızı, çakıl taşlarının hışırtısı Çektiğim acıdan değil, meraktan soruyorum.

Czeslaw MILOSZ

Saçları hiç okşanmamış kız çocukları için…..

Sadece edebiyata dair değil yaşama dair de çok şey öğrendiğim kıymetli hocam Mario Levi’ye teşekkür ederim.

bir

Onu metronun çıkışında, bağdaş kurup yere oturmuş, donuk bir yüzle uzaklara bakarken gördüm. Elinde bir sigara vardı ama içtiğinden bile emin değildim. Yirmi üç ila yirmi dört yaşlarında; genç ve güzel bir kızdı. Üstünde siyah bir tişört, bir kot pantolon vardı; saçları dalgalı, siyah, omuzlarında bitiyordu. Mutsuz görünüyordu. Yardım etmek istedim.

“İyi misin?” diye sordum çekinerek. “İyiyim” dedi yüzüme hiç bakmadan. “Bir şeye ihtiyacın var mı?”

“Eve gitmek istiyorum.”

“Götüreyim seni evine.” “Evim yok ki!”

Gerçekten bir evi yok muydu? Yoksa ait hissettiği bir yer olmadığı anlamına mı geliyordu bu? Belki de gerçek bir evsizle konuşuyordum. Bir an için ben de onun yanına oturmak istedim ama pantolonumun kirlenebileceğini düşünerek vazgeçtim.

Başını çevirip yüzüme baktı. “Kendimi öldüreceğim.”

Panikledim.

“Ne? Ne zaman?”

Saçma bir soruydu. İntihar konusunda ciddi miydi acaba? İrkildim. Böyle şeyler ürkütür beni. Kimi ürkütmez ki? Ona yardım etmem gerektiğini hissettim. Eğer böyle bir şey yaparsa suçluluk duygusundan asla kurtulamazdım. Evime götürmeyi düşündüm. Nasıl biri olduğunu bilmiyordum ki? Ya bu bir tezgâhsa? Telaşla böbreğime dokundum. Böbreğimin hâlâ benimle olmasının verdiği güvenle konuşmaya devam ettim. Kerem birazdan gelecekti.

“Eğer özel değilse… Neden intiharı düşünüyorsun?” Sigarasından bir nefes çekti ve meydan okuyan bir tavirla sordu.

“Bana uğruna yaşamaya değer tek bir şey söylesene.” Bu soruyu beklemiyordum. İlk aklıma geleni söyledim. “Mrobis.”

“Ne?”

“Mroteinli bisküvi. Hem tadı güzel hem de mrotein almış oluyorsun.”

Gülmedi. Komik değildi zaten. Sadece zaman kazanmaya çalışıyordum.

“Çok aptalsın gerçekten.”

“Buna hemen karar verme. Sandığından daha da aptal olabilirim.”

Bana bir şans daha verdi.

“Başka bir şey söyle.”

Bir şeyler bulmalıydım.

“Uçan balıklar… Hem su altında yüzebiliyorlar hem de uçabiliyorlar. Güzel bence.”

“Hmm. Başka?”

“Çam kokulu yüzey temizleyicisi.”

Bana acıyarak baktı.

“Aslında sen benden daha kötü durumdasın, sadece henüz farkında değilsin.”

“Aptal olduğum için olabilir mi?”

“Çok aptal olduğun için.”

Ben de mi intihar etsem, diye düşündüm bir an. Kendimi çam kokulu yüzey temizleyicisiyle dolu bir küvette mrobis yiyip bileklerimi keserken hayal ettim. O sırada Kerem geldi. Deri ceketini giymiş, içinde boğazlı bir kazak… Saçlarını ensesinde toplamış. Dünyaya baş belası olarak gönderilmiş.

“Hoşgeldin abi.”

“Hoşbulduk” dedi meraklı gözlerle. Bir sırtlan ya da sansar gibi, şöyle bir havayı kokladı.

Çaktırmadan kulağına eğildim.

“Bu kızla az önce tanıştım. İntihar edecekmiş.”

Ciddileşti.

“Neden?”

“Bilmiyorum.”

Kızın yanına gidip kulağına birkaç şey söyledi. Kız gü lümseyip üstünü silkeleyerek kalktı yerinden. Ardından Kerem “Haydi, içmeye gidiyoruz beraber” dedi ve yürümeye başladık. Kerem’e yaklaşıp fısıldayarak sordum.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıBirkaç Küçük Sıyrık
  • Sayfa Sayısı120
  • YazarMerve Tarhan
  • ISBN9786057353313
  • Boyutlar, Kapak13 x 19.5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviOrnis Kitap / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

  1. İstiridyenin Anatomisi ~ Merve Tarhanİstiridyenin Anatomisi

    İstiridyenin Anatomisi

    Merve Tarhan

    “Bazı geceler öyle yalnız hissediyorum ki kendimi, devasa bir kara delik beni yutacakmış gibi. Yutacak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sonsuz bir düşüş....

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Kelleci Memet ~ Kemal TahirKelleci Memet

    Kelleci Memet

    Kemal Tahir

    “Çünkü eskimek, benzeri var olanlar için söz konusudur.” Her kuşağın yeniden ve kendinden öncekilerden farklı bir biçimde keşfettiği Kemal Tahir, benzersiz üslubu ile her...

  2. Bora’nın Kitabı ~ Ayşe KulinBora’nın Kitabı

    Bora’nın Kitabı

    Ayşe Kulin

    “Yorgunum! Önce gerçeğimi kendime kabul ettirirken yoruldum! Sonra gizlerken… Daha sonra yüzleşirken… Kendim olmaya hakkım olduğunu anladığımda… Kendimle barışırken… Gerçeğimi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken…...

  3. Günahın Rengi ~ Ahmet Günbay YıldızGünahın Rengi

    Günahın Rengi

    Ahmet Günbay Yıldız

    Öyle midir değil midir bilemeyiz ama kopkoyu bir renk olduğunu ve bütün renkleri soldurduğunu söyleyebiliriz herhalde. “Günahın Rengi” Ahmed Günbay Yıldız’ın son romanının adı....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur