Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Düzyazılar I
Düzyazılar I

Düzyazılar I

Behçet Necatigil

Düzyazılar 1 adıyla yayımladığımız bu ciltte, Necatigil’in Tanzimat, Servetifünun, Fecriati dönemleri; Milli Edebiyat akımı ve Cumhuriyet dönemi şair ve edbiyatçılarını değerlendirişi ve Beş Hecceciler,…

Düzyazılar 1 adıyla yayımladığımız bu ciltte, Necatigil’in Tanzimat, Servetifünun, Fecriati dönemleri; Milli Edebiyat akımı ve Cumhuriyet dönemi şair ve edbiyatçılarını değerlendirişi ve Beş Hecceciler, Garipçiler (Birinci Yeni), İkinci Yeni, 1960 kuşağı şairleri üzerine görüşleriyle başlayan edebiyat yolculuğumuz; çeviri sorunlarına ilişkin söyledikleriyle giderek dünya edebiyatı ve edebiyatçılarına dek uzanıyor.

Dizinin ikinci cildini oluşturan Düzyazılar 2’de Necatigil’le çeşitli dergilerde yapılmış söyleşiler ve şairin değişik zamanlarda değişik yerlerde verdiği konferanslar yer alıyor.Kitabın “Konuşmalar” bölümünde Necatigil şiirinin evrimini ve radyo oyunu yazarlığındaki şiirle olan ilişkisini izliyoruz. “Konferanslar” ise Necatigil’in, Yeni Şiir, Bugünkü Türk Şiiri, Günümüz Edebiyatı, Hikaye ve Romancılığımız, 2. Dünya Savaşı’ndan Günümüze Türk Edebiyatındaki Gelişmeler, Okul Kitapları, Türkiye’de Günümüz Alman Edebiyatı ve Balkan Ülkeleri Edebiyatlarından Türkçeye çevrilmiş örnekler üzerindeki düşüncelerini ve çalışmalarını aktarıyor. Behçet Necatigil’in “Bütün Yapıtları” dizisinin ikinci cildini oluşturan Düzyazılar 2’de Necatigil’le çeşitli dergilerde yapılmış söyleşiler ve şairin değişik zamanlarda değişik yerlerde verdiği konferansları yer alıyor.

Ziya Osman Saba

Çağın hızlı, hırçın temposu içinde, bizi bize bırakmayan sert dönemeçlerin tedirginliği içinde, orada, gerilerde bizim telâş ve korkularımıza gülümseyen yüzler var: Eski şairler. Sağa sola itilen, fırlatılan, kendilerini çarklara kaptıran, fakat soylu ve kutsal saatlerde yazgılarda değişmeyecek olanı bilen, söyleyen ya da söylemeyen, fakat bilen yüzler de var: Yeni şairler.

Ziya Osman Saba, tutarlılığını burada buldu: Eskilerden geleni, yarınlara güven ve inançla aktaran, değişken toplum koşul ve ortamları içinde kişioğlunun değişmeyecek tekil yalnızlığını, nâçarlığını göstermekte buldu. Yakın bitkiler, esnek ağaç dalları fırtınalarda birbirine karışır. Çıkan sesler sadece rüzgâr uğultuları mıdır; dalların, yaprakların içli iniltileri de yok mudur bu seslerde; kesin olarak bilemeyiz. Topluluklarda karşılıklı güçleniyor, eh ne de olsa, kişisel kaygılarımızı bir süre az çok unutuyoruz. Lâkin beraberlikler ne kadar sürer ve ansızın içimizi dolduran yalnızlık duygusuna nedir bizi çeken? En yakınlarımıza bile, ancak bir yere kadar açılabileceğimiz mi; bir yerde artık her şeye tek başımıza katlanabileceğimiz mi? Beni Ziya Osman’a, bir madde ve mânâ olarak hep insanın bu kaçırılan tarafı yaklaştırdı. Sanatta içtenliğin bir erdem olduğunu ben bir onda gördüm. Eserine katıksız bir saygıyla bağlı oluşu, yazdıklarını süslemekten onu alıkoyuyor, bu gösterişsiz haliyle belki çarpıcı olamıyor, yalnız şiirin ölmezlik suyunu, ana pınarı bulmuşların iç rahatlığıyla, kâğıtlara durulmuş, arınmış yaşantılarını sessizce aktarıyordu. Alttan alta o mısralara uzak, yaslı bir türkü ürperişi veren neydi?

Birçok değerlendirmelerde, mutlu çocukluğuna aşırı bir özlem yüzünden mutsuz bir şair olarak gösterildi. Mutsuzluğu, ölüme bir kurtuluş gibi bakması; çocukluğuna o aydınlıkları serpen yakınlarına şimdi uzak kalmış olmanın üzüntüsünden mi doğuyordu sadece? Bir sanatçının tutku, korku ve saplantılarının gerçek nedenleri; dönem dönem hayatının ayrıntıları iyice bilinmedikçe, elde güvenilir monografiler olmadıkça açık seçik anlaşılamayacaktır.

Sanatçıyı yakından tanıyanların biraz biraz değindikleri, çok kere bir vefa duygusuyla sergilemekten çekindikleri çapraşık bir hayat yapısını, ne çare, ancak dolaylı yansımalar oranında, kalan eserdeki ipuçlarından çıkarmak gerek. Ziya Osman bütün içtenliğine rağmen, iç dünyasının büyük bir bölüğünü, asıl tasarılarını bir yerde kaçırdı şiirlerinden; oysa ona ahretle, ölümle,

Tanrı’yla beslenmiş o temiz şiirleri sanatı değil, hayatı yazdırmıştı. Fakat haklıydı, çünkü bazı şeylerin yalın, fakat karanlıkta kalması gerekiyor. Ne zaman bir şiir yazmaya kalksam önümde hep Ziya Osman Saba. İnsanın bir kaderi gibi, bir ya da ancak birkaç şairi olmalı. (Varlık, 687, 1 Şubat 1967)

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Dost Meclislerinde Kasideler ~ Behçet NecatigilDost Meclislerinde Kasideler

    Dost Meclislerinde Kasideler

    Behçet Necatigil

    Geçemez huylu huyundan ve Necâtî-i Behçet Bir kısık ezgi arar fanfar u boru yerine “Dost Meclislerinde Kasideler”, Necatigil arşivinde bulunan kendi yazdığı kaside ve...

  2. Dar Bir Çember İçinde ~ Behçet Necatigil, Kâmuran ŞipalDar Bir Çember İçinde

    Dar Bir Çember İçinde

    Behçet Necatigil, Kâmuran Şipal

    “Dar Bir Çember İçinde”, Behçet Necatigil’le Kâmuran Şipal’in 1948-1972 yılları arasında birbirlerine yazdık­ları 32 mektuptan oluşuyor. Yaşamlarının, yazı ve çeviri uğraşlarının, edebiyat anlayışlarının yanı...

  3. Ertuğrul Faciası ~ Behçet NecatigilErtuğrul Faciası

    Ertuğrul Faciası

    Behçet Necatigil

    Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin büyük ustası Behçet Necatigil, örneğine pek rastlanmayan, her biri inceliklerle örülü ‘Radyo Oyunları’ da kaleme getirmişti. “1 Kasım 1973 Perşembe”...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih ~ Eduardo GaleanoAynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih

    Aynalar: Neredeyse Evrensel Bir Tarih

    Eduardo Galeano

    Eserleri ve duruşuyla “dünyanın vicdanı” olarak anılmayı hak eden Eduardo Galeano, alternatif tarih yazımının en güzel örneklerinden biri olan Aynalar’da, insanlığın görkemli olduğu kadar...

  2. Kahramanlar Hep Erkek ~ Duygu AsenaKahramanlar Hep Erkek

    Kahramanlar Hep Erkek

    Duygu Asena

    Kitapta on üç öykü ve bir masal var. Gerçekten bir masal mı bu? Neden o bir masal da, diğerleri birer öykü? Peki kitabın adı...

  3. Gurebahane-i Laklakan ~ Ahmet HaşimGurebahane-i Laklakan

    Gurebahane-i Laklakan

    Ahmet Haşim

    “Unutulan eski saatler içinde eksikliği en ziyade hasretle hatırlanan saat, akşamın on ikisidir. Artık ‘on iki’, solgun yeşil göğün altında, ilk yıldıza karşı müezzinin...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur