Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kalp Ağrısı
Kalp Ağrısı

Kalp Ağrısı

Halide Edib Adıvar

Kalp Ağrısı, edebiyatımızın unutulmaz yazarı Halide Edib Adıvar’ın en tanınmış, en duygusal romanlarından biri. İlk kez 1924 yılında yayımlanmış bir aşk romanı. Romanın baş…

Kalp Ağrısı, edebiyatımızın unutulmaz yazarı Halide Edib Adıvar’ın en tanınmış, en duygusal romanlarından biri. İlk kez 1924 yılında yayımlanmış bir aşk romanı. Romanın baş karakteri Zeyno, güçlü, esprili, çekici bir genç kızdır. En yakın arkadaşı Azize ise pek güzel ve çekici ama renksiz, kıskanç biridir. Hasan Bey’le nişanlı gibidirler. Zeyno da Saf¬fet’le evlenmek üzeredir. Ancak Hasan’la Zeyno arasında dile getiremedikleri bir aşk doğmuştur. Zeyno bu tehlikeli durumdan uzaklaşmak için İstanbul dışındaki bir çiftlik evine bir süre dinlenmeye gider. Ama Hasan’la Azize de ona ve nişanlısı Saf¬fet’e sürpriz yapmak amacıyla peşlerinden gidecektir.
Halide Edib, çoğu romanında yaptığı gibi değişik anlatım teknikleri kullanarak yazmış Kalp Ağrısı’nı. Zeyno’nun güncesini, mektuplarını okurken kendinizi soluk kesici bir aşk öyküsünün içinde buluyor, Adıvar’ın gözünden 1900’lerin ilk yıllarının İstanbul yaşamını tadıyorsunuz.

1

AZİZE’NİN YEĞENİ

—  Mudanya Konferansı  olurken benim Azize’de bir hafta misafir kaldığım günlerde, diye başladı.

— Boğaziçi’nin mavi suları, rüyalı dağları, altın mehtabı, hulâsa böyle bir hikâyeye lâzım olan bütün dekoru vardı. O akşam İzmir’in alınması şerefine Azizeler Boğaziçili dostlarını çağırdılar. En yeni, en özenilmiş, en frenkvâri bir ziyafet verdiler. Şampanya içtiler, erkekler frak, kadınlar dekolte giydi, Boğaziçi’nin sularına bakarak frenk edebiyatı münakaşa edildi. Senin tabirince kadın erkek hayli fingirdediler.

— Ağrının kahramanı?

—  Lâkırdımı hiç kesme baba, o ilk perdede yoktu. Gece yarısı hemen olmak üzereydi. Azize ile yukarı çıktık. Balkonlu odada şöminenin karşısında oturduk. Elektrikleri söndürdük, ay ışığını seyredecektik. Fakat bende böyle içtimaî ziyafetler ve toplantıların kansızlığa tutulmuş bir tefekkür ve tecessüs  hali, insanın ağzında erzatz  şeker yemiş gibi garip bir tadı vardı ki, onu üzerimden gidermek için arkamı denize döndüm, bir şala sarındım, oturdum, somurttum ve sustum. Biraz da suratsızlığımı gidermek için seni ve Saffet’i düşünmeye çalıştım.

— Saffet niçin davete gelmedi?

—  Lakırdımı bir daha kesersen devam etmem, ha! Şöyle tövbe et! Saffet gelmedi ve gelmediği için evvelâ ona danışmıştım. Fakat ne bileyim, o akşam saçı pomatlı, tırnaklan manikürlü genç, pembe yüzlü beyler bana, Saffetin kocaman gözlüklerinin arkasındaki miyop gözlerini, koca kafasını, doktor gömleği içinde hastalan, yahut laboratuvarı içinde dolaşışını hayli tahassürle’ hatırlattılar O gün saçlarını bir yerde dalgalandıran, tırnaklarımı mansur yanlının, itiraf edeyim; biraz kocaman dudaklarını küçültmek için boyayan, gözlerine sürme çeken, kolunu ve omzunu fora eden kız yanı ben. kendime yabancı geliyordum Saffeti özledim. onun ….İstanbul’a gelmişti, Azize ona hayli tutulmuştu. Bu akşamı bütün İhtişamıyla onun için hazırlatmıştı; şıklığını, inceliğini, İstanbul’un olanca güzellik ve marifetini bu zabite gösterecekti. Onunla evlenmeyi çok istiyordu. Babacığım gülme, bu zabit bugüne bugün koca binbaşı, otuzunda var yok, az şey mi? Fakat bu zabit son dakikada daveti reddetmiş, gelmemişti. Halbuki evi de Azize’nin yalısı yanında idi.

Azize’nin hislerini dinlemek hiç hoşuma gitmez, çocuk gibidir. Söylediği şeyin başı sonu yoktur. Fakat bu akşam ağzımda yavan bir tat bırakmıştı ve böyle bir eğlenceyi reddeden adamdan bahsedilmesini istedim, onu ciddi ve Saffet’e benzer bir adam tahayyül ediyordum.

fakat yine Azize’nin bitmeyen şikâyetinden sıkıldım, birdenbire haykırdım:

— Elektrikleri yakalım Azize, çok kurûn ı vustaî bir hassasiyette gidiyoruz.

Azize’nin yüzü camdan denize tarafaydı. Dönmeye zaman kalmadan odanın elektrikleri kendi kendine yandı. Biraz kalın bir ses:

— Azize, karanlıkla kendi kendine mi konuşuyorsun, diye sestendi.

Sesin, genç, fakat olgun ve derin bir perdesi, belli belirsiz, bir de oyuna, şakaya davet eden bir ifadesi vardı. Kımıldanmadan ben cevap verdim:

— Azize benimle konuşuyor, siz in misiniz, cin misiniz, yoksa bizim gibi beniâdem misiniz?

— Azize, kamından, başka sesle mi konuşuyorsun? Sonra benim başımı arkadan görmüş olacak, bana

doğru seslendi:

— Ben ne inim ne cinim. Anadolu’dan gelen bir zabitim. Ya siz kimsiniz? Bir erkek çocuk musunuz, bir kız mısınız, yoksa bir peri misiniz?

—  Bu akşam peri olmak için tertibat almış, fakat bir türlü etinden, kemiğinden kurtulup peri olamamış bir mahlûkum.

—  Mahlûk nedir? Sesiniz biraz kalın, erkek çocuk olsanız gerek. Azize, cama yapışmış gibi ne duruyorsun? Bu sandalyedeki esrarengiz insana beni takdim etsene.

—  Takdime ne hacet. Zaten tanıştık ve konuştuk. Hasan Bey.

—  Siz benim ismimi de biliyorsunuz. Sizin isminiz

— Zeyno.

— Allah Allah! Bir Kürt genci olacaksınız.

— Hayır, Kürt olan bir Türk genciyim, eğer hâlâ genç denilebilirsem.

—  Yaşınızı söyleyin, size ben henüz genç misiniz, değil misiniz söylerim.

—  Hakikatte yirmi beş, fakat halam herkese yirmi olduğunu söyler.

—  Anladım,  anladım. Yaşınızı saklıyorlar, o halde …

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıKalp Ağrısı
  • Sayfa Sayısı276
  • YazarHalide Edib Adıvar
  • ISBN9750711305
  • Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2010

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Kerim Usta’nın Oğlu ~ Halide Edib AdıvarKerim Usta’nın Oğlu

    Kerim Usta’nın Oğlu

    Halide Edib Adıvar

    Her gece, akşam yemeğini yedikten sonra Kasım’ı yukarıdaki odaya gönderirler. İşte oda: Sokak üstündeki pencerenin önünde uzunca bir sedir, çocuğun yatağı oradadır. Sedirin üstüne,...

  2. Handan ~ Halide Edib AdıvarHandan

    Handan

    Halide Edib Adıvar

    Ben artık zelil ve sefil bir günahkâr oldum. Ben artık tarihin en mel’un çehresi Yehuda’ya bir nazire oldum. Yehuda nasıl dünyanın pek muazzez bir...

  3. Vurun Kahpeye ~ Halide Edib AdıvarVurun Kahpeye

    Vurun Kahpeye

    Halide Edib Adıvar

    ALİYE KASABAYA GELİYOR “Toprağınız toprağım,,, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve içbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve...

Beriahome Harf Kupa

Aynı Kategoriden

  1. Mizan Başı İtirafları ~ M. Yüksel ArkalıMizan Başı İtirafları

    Mizan Başı İtirafları

    M. Yüksel Arkalı

    Kıyamet, bir gün mutlaka kopacak. O gün geldiğinde kıyametin nasıl koptuğunu yazacak ne bir canlı, ne kalem, ne kâğıt kalacak. İşte Mizan Başındaki İtiraflar,...

  2. Yazgı ~ Poyraz ÜlgerYazgı

    Yazgı

    Poyraz Ülger

    Yazgı, Güldünya’nın yaşam öyküsünü anlatıyor bize. Bu toprakların insanlarının bir türlü yenemediği töre kurallarının, üstüne eklenen törenin, cehaletin ve tüm hayatlara mâl olan hataların...

  3. Mürekkebe Boyanan Sardunya ~ Sümeyye DemirkanMürekkebe Boyanan Sardunya

    Mürekkebe Boyanan Sardunya

    Sümeyye Demirkan

    Sevgi acıtır, öp yaralarımdan belki sana da bulaşır. O gün, göz göze geldiğimiz ilk gün benim için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göğsüme sığmayan...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur