Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Tıp Budur! Akıl Giren Bedene Doktor Girmez
Tıp Budur! Akıl Giren Bedene Doktor Girmez

Tıp Budur! Akıl Giren Bedene Doktor Girmez

İlknur Arslanoğlu

Tıp Bu Değil kitaplarını ülkenin gündemine sokan ekip şimdi de Tıp Budur! diyor. En “kutsal” insani değerlerin bile paranın saltanatı altına girdiği şu çağda,…

Tıp Bu Değil kitaplarını ülkenin gündemine sokan ekip şimdi de Tıp Budur! diyor.

En “kutsal” insani değerlerin bile paranın saltanatı altına girdiği şu çağda, insanın ve insan sağlığının en kaba biçimleriyle çıkar malzemesine dönüşmesi kaçınılmazdı. Tıpta, sağlıkta, siyasette, her yerde sürekli biçimde şarlatanların, değer hırsızlarının baskın çıkması, iyi insanı insan için çalışmaktan vazgeçiremeyeceği gibi, iyi hekimi de doğru bildiği yoldan ayıramaz. Bu kitap gerçek tıp bilimine; kazanç için değil, insan için sağlık hizmetine bir çağrıdır.

***

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ…7
ÇOCUK SAĞLIĞINDA ÖNEMLİ NOKTALAR…13
ÇOCUKLARDA ATEŞLİ NÖBET (HAVALE) VE BAŞLICA NÖROLOJİK SORUNLAR…21
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM…27
KALP-DAMAR HASTALIKLARI…33
AKIL-RUH SAĞLIĞIMIZ…41
AKIL-RUH SAĞLIĞIMIZ (2)…63
ÇOCUK PSİKİYATRİSİ / OTİZM…75
KANSER BELASI…79
ÇOCUK ONKOLOJİSİ …87
ŞİRKETLER NtKOTINSIZ SİGARA ÜRETMEYE YANAŞMIYOR SİGARAYI BIRAKMANIN YOLLARI …97
NEDİR BU BESLENME VE DİYET KARGAŞASI / BESLENME VE DİYET / DOĞRULAR, YANLIŞLAR…111
BEL AĞRILARI…125
MESLEK HASTALIKLARI…135
İŞYERİ HEKİMLİĞİ…149
CİLT HASTALIKLARI…159
MEDENİYET DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR…165
ÇOCUKLARDA, GENÇLERDE SPORCU MUAYENESİ…189
DİYABET {ŞEKER HASTALIĞI) HAKKINDA KİŞİLERİN, HASTALARIN VE TOPLUMUN BİLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ NOKTALAR…197
GEZİCİ DİYABET EKİBİ…207

ÖNSÖZ

2012 ve 2013’de yayınladığımız Tıp Bu Değil ve Tıp Bu Değil 2 adlı kitaplarla ülkemizde ve dünyada tıp adı veri­len “bilim” veya “kurumun”, aynı zamanda tıp mesleğinin icrası temeline dayanan sağlık hizmetlerinin toplum ve in­san açısından yarar-zarar dengesini irdelemiştik. Tıp bilimi ilaç tekellerinin güdümüne girmişti. Sağlık hizmetleri ik­tidarların “şecaat arz etme” aracı olmuştu. Hekimlik mes­leği karizması ve otoritesiyle insan doğasını, meşakkati ve kontrolden çıkan mesuliyetiyle hekimleri eziyordu. Medya sağlık sorumluluğu vitriniyle ürkü tellallığı yapıyor, “aşırı tıp” her kanaldan günlük yaşama sızıyordu. Sağlık Bakanlı­ğı artan poliklinik ve ameliyat sayılarıyla övünüyordu.

Bu gidiş hem dünya, hem ülke çapında yaşanıyordu. He­kimlerin çoğu, diğer sağlık çalışanları ve hastalar mutsuz, ilaç ve tıbbi cihaz üreticileri mutluydu. Tetkik, ilaç, ameli­yat ve hatta bire bir hasta-hekim görüşmelerinin insan sağ­lığına yarar yerine zarar getirici yönü o kadar öne çıkmaya başlamıştı ki, bunları ortaya koyup insanlara vereceği zaran hafifletmeye çalıştığınızda meslekdışı kalmak gibi bir du­rum ufukta görünüyordu. Ünlü hekimlik düsturu “Primum nihil nocere” (önce zarar verme) adeta “Et non tanget” (sa­kın dokunma) olarak anlaşılacaktı… Hatta modem tıbbın istismarından kaçarken alternatif tıbba kuyruğu kaptırmak söz konusu olacaktı. Bunu istemiyorduk oysaki. Tabii insanın veya toplumun sağlıklı yaşaması için koruyucu ön­lemler daha önemliydi. Hatta bu sorumluluk “koruyucu hekimlik” paradigmasını aşarak sektörler arası bir niteliğe bürünüyordu. Temiz çevre, yeterli ve eşit gelir dağılımı, doğru beslenme ve hareketlilik, yapılaşmanın ve doga tah­ribinin önüne geçilmesi, trafiksiz, savaşsız ve stressiz yaşam hekimliği sağlık bakanlığını da aşıyordu. Ama hastalıklar elbette olacaktı. Hastalıkların tedavisinde gelinen noktada­ki olumsuz tutumlar da belki yalnızca bu olmasa da, yine hekimlerin doğru yaklaşımları benimsemesiyle aşılacak­tı. Bunun arayışı içinde meslektaşlarımızdan görüşler alıp okurlarımızın erişimine sunmayı tasarladık. Çeşitli dallarda başka yerde kolay rastlayamayacagınız bilgi ve öneriler or­taya çıktı.

Kitabımız 18 ayrı yazı-söyleşiden oluşuyor, 19 yazarımı­zın katkılarıyla ortaya çıktı. Daha önce internet ortamında yayımlanmış olan bazı yazılarımıza gelen bazı yorumlan ve yanıtlarını da yazıların altında yayımladık. Fakat o yorum­lan aynen aktardık, pek az düzeltme yaptık.

İlk yazımız çocuk sağlığıyla ve hastalıklarıyla ilgili. O bölümü ben yazdım. Çocuklar hastalandıklarında yapılma­sı gerekenlerle ilgili alışılagelmişin dışında yaklaşımlar ifa­de ediliyor. Ayrıca daha önemlisi onların hastalanmamaları. Bunun için yapılması gerekenler.

İkinci bölümün konusu olan “çocuklarda ateşli nöbet ve başlıca nörolojik sorunlar” çocuk nörologu arkadaşımız Doç. Dr. Bülent Kara tarafından ele alındı. Sadece hasta ya­kınlarına değil, hekimlere de belli durumlarda ne yapılması gerektiğini anlatıyor.

Kadın hastalıkları ve doğum konusunda iki uzman ar­kadaşımız Dr. Gürsel Erkılınç ve Dr. Medet Yılmaz’la cidden anlamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. Özellikle gebe takipleri ve doğum konusunda ne hekimlerin ne vatandaşlarımızın bilmediği birçok gerçek açığa vuruldu, önemli ipuçları ve­rildi.

Kalp-damar hastalıktan konusunu Prof. Dr. Gülümser Heper dostumuz ele aldı. Bu yazıda ulusal çapta ciddiye alınması gereken çok önemli bir projesini sundu arkadaşı­mız. Alanı üstünde ne kadar birikimli, araştırmacı ve yeni­likçi olduğunu bildiğimizden bu projenin hem tıp çevreleri hem de siyasilerce de incelenmesini hassasiyede öneririm.

Akıl ve ruh sağlığımızı, bu alanda bilinmesi gereken en önemli noktalan üç uzman arkadaşımızla birlikte enine bo­yuna inceledik. Hemen herkesin bir şeyler bilip konuştuğu bir ortamda sanırım en özet ve en güvenilir pratik bilgilere, temel yaklaşımlara bu yazıyla daha yakın olacaksınız. Söy­leşimize katılan psikiyatri uzmanı arkadaşlarımız Dr. Bü­lent Akman, Dr. Mutluhan İzmir ve Dr. Nihat Beşikçi.

Çocuk psikiyatrisinde otizm konusunu da kısaca konu üstüne uzmanlaşmış bir çocuk psikiyatristi arkadaşımıza Doç Dr. Şahika Gülen Şişmanlar’a sorduk.

Kanser kalp hastalıklarından sonra en büyük ölüm ne­deni. Tedavisinde adım adım da olsa gelişmeler, iyileşme­ler yaşanıyor ama kanser vakaları da her geçen yıl anıyor. Gerçekten artıyor mu? Buna karşı ne yapmak gerekir? Bu hayati sorulan Radyasyon onkolojisi uzmanı Dr. Ali Rıza Üçer dostumuza yönelttik, sıcağı sıcağına en yeni bilgileri ondan aldık.

Peki çocuk kanserlerinde durum ne? Tedavide nerede­yiz. Yine sıcağı sıcağına en güncel bilgiler ve bileninden en derli toplu durum değerlendirmesi ve yine can verici bazı öneriler. Prof. Dr. Alp Özkan’dan.

Sigara çok önemli bir sağlık sorunu. Sigaraya karşı ki­şiler ne yapabilir. Sigarayı nasıl bırakabilir. Devlet ne yap­malı. Bu işin gizli suçlulan kimler. Konu üstünde çok uzun zamandır emek veren Doç. Dr. Osman Elbek’ten çarpıcı açıklamalar. Medyanın reklam ağzıyla konuşmuyoruz, ger­çekten çarpıcı, yaşamsal önemde ifşaatlar.

Beni bilenler “tamam, bu olmasa eksik kalırdı ” diye­ceklerdir. Beslenme doğruları ve yanlışları. Sizler için tüm belli başlı diyet-beslenme tarzlarını, artıları ve eksileriyle gözden geçirdim, ortaya koydum. Okumak ve seçim yap­mak size kalmış.

Bel ağrıları genelde öteki ağır sağlık problemleri yanın­da hafife alınır. Ama bir kez geldi mi insanın başına “şakulû kayar”, çok da yaygındır. Prof. Dr. Murat Döşoğlu dostu­muz o konudaki belli başlı noktalan özetledi bizlere.

Çok, çok önemli bir yazı. Meslek hastalıklarıyla ilgili. Dünyadaki ve ülkemizdeki çok büyük bir katliam ne yol­larla ve kimlerce gizleniyor. Tek başına bu yazı bu kitabı basmak için yeterli motivasyonu sağlar. Okuyun, siz karar verin. Meslek hastalıklanna on yıllarını vermiş Prof. Dr. İb­rahim Akkurt yazdı.

İşyeri hekimliği nedir, nasıl ele alınmalıdır? Yine sağ­lık sistemimizin, tıbbimizin hafife aldığı çok çok önemli bir konu. Dr. Akif Akalın arkadaşımız yazdı.

Cilt hastalıkları ve kozmetik sorunların da ilginizi çeke­bileceğini düşünüyorum. Çok kişinin merakını uyandıran ve hayli medyatik bir konu. Bunu da dermatoloji uzmanı kardeşim Dr. Salih Kûçükoğlu’na yazdırdım. Daha doğrusu yaz dedim, yazmadı; onunla bu söyleşiyi bizzat ben yaptım, Düzce Sazköy’de, Tekir Köy Evi’nde.

Genç diş hekimi arkadaşımız Onur Şahin bize internet­ten ulaştı. “Tıp Bu Degil’in 3. Kitabı çıkarsa ben de katkıda bulunabilir miyim?” diye sordu. 3. Kitabı düşünmüyoruz ama “Akıl Giren Bedene Doktor Girmez” diye bir çalışma­mız var dedik, o da yazısını gönderdi. “Tıp Bu Değil” ruhu taşıyan bu yazının ağız ve diş sağlığınıza katkısı olacağına, kafanızdaki bazı soru işaretlerini gidereceğine inanıyoruz.

Sporcu muayeneleri konusu önemsediğimiz bir alandı. Konuyu ülkede en iyi bilenlerden çocuk kardiyologu Doç. Dr. Taner Yavuz’dan bir yazı aldık. Bu yazıyı internet ortamında yayımladıktan birkaç gün sonra milli tekvandocumuz Seyithan Akbalık’ı bir uluslararası karşılaşmada kaybettik. Umarım yetkililer ve konuyla ilgilenenler de bu sorunu önemserler.

Diyabet-yani şeker hastalığı. Çok yaygın, giderek daha da yaygınlaşıyor ama toplumda en az bilinen konulardan biri. Tıp 1 ve Tıp 2 diyabet nedir? Farkı nelerdir. Diyabetli­lerin yaşadıkları günlük pratik sorunlar. Konuya genelden ve günlük uygulamadan nasıl bakmalı? O konuyu yine ben yazdım.

En sonda da sosyal hizmet uzmanı arkadaşımız Gülşen Aytar’ın elinden-beyninden çıkma güzel bir anı-öykü anlatı var. Sağlık hizmetine farklı bir şekilde nasıl yaklaşınz. Bu­nun uygulamalı bir örneğinin duygusal bir dışa vurumu.

Değerli okurlar!

Üzülerek görüyoruz ki, her geçen yıl, her geçen ay ülke­mizde paragözlük, yolsuzluk, etik dışı hal ve tavırlar daha da güçleniyor, siyasette, seçimlerde, meslekte, günlük ya­şamda böyle kişi ve çevreler kazanıyor, ödüllendiriliyor. Buna rağmen bizler mesleğimiz ve insanlığımız gereği hal­ka ve hele hastalara hiç kızmamak, iyi hekimliğin ruhuna uygun davranmayı sürdürmeliyiz.

Gerek “Tıp Bu Değil”i çıkaran ve ona destek veren, ge­rekse bu elinizdeki kitabı çıkaran, ona destek veren hekim arkadaşlarımız insanbu.com adıyla, adresiyle kurduğumuz bir sitede de yazmakta. Bu bir düşünce sitesi, kültür sitesi aslında. Tıp ve sağlıkla ilgili yeni tartışmaları, yazılan izle­mek, eski yazılan okumak istiyorsanız insanbu.com adresi­ni tıklamanız yeterli.

Dr. İlknur Arslanoğlu

ÇOCUK SAĞLIĞINDA ÖNEMLİ NOKTALAR

Çocuk sağlığı açısından en çok önem verdiğiniz tutum ve önlemler nelerdir?

Çocuklar hem erişkinler gibi günlük yaşamlarında işlev­lerini sürdürmek ve aynı zamanda beden ve ruh sağlıkları­nı tehdit eden etkenlerden korunmak, hem de erişkinden farklı olarak sürekli büyümek ve gelişmek durumunda olan varlıklardır. Bu oluşumun gereklerini sağlama sorumluluğu da onları çevreleyen yetişkinlere aittir. Yetişkinler öncelikle çocuğa temiz hava, ışık, sağlıklı beslenme ve gerektiğince fiziksel hareketlilik sunmalıdırlar. Ayrıca hem ruhsal geli­şim hem fiziksel sağlık iyi iletişim ve ilgi ile desteklenme­lidir. Yüksek hedefleri olan bir öğrenim, sporculuk, sanat eğitimi veya aile bütçesine katkı gibi bir çaba çocuktan bek­leniyorsa bunun hem çocuğun kapasitesini aşmaması, hem de biyolojik düzenini aksatmaması önemlidir.

Sağlık açısından ana-babalarm en sık yapttğı yanlışlar hangileridir?

Yine beslenme hataları başta geliyor. Bütçe, ebeveynin beslenme için ayırdığı zaman veya bilinç kısıtlılıkları bu­nun en önemli nedenleri. Yoksulluk nedeniyle çok yaygın beslenme yetersizliği sorunuyla karşı karşıyayız ve bu so­runlar poliklinik ortamlarında genellikle atlanıyor. Yalnızca akut hastalıklar veya kronik de olsa sorunun kendisi de­ğil, sonuçlan tedavi ediliyor. Ancak burada sağlık sistemini veya ekonomik adaletsizliği değil de aile hatalarını sorgu­layacaksak, çocukların ağırlıklı olarak karbonhidratla bes­lenmesi, protein, esansiyel yağ, vitamin ve mineral yönün­den önemli yoksunluk içinde kalmaları göze çarpıyor. Hem yetişkinlerin damak zevkinin karbonhidrat tercihli gelişmiş olması, hem bu tür beslenmenin ucuz ve kolay olması ev sofralarının hemen tümüyle karbonhidratlardan oluşmasıy­la sonuçlanıyor. Buna bir de sofra dışındaki atıştırmaların piyasa düzeni ve reklamlar sayesinde öne çıkan cazibesi, bu cazibeye kapılan ebeveynlerin de böylece kısmen besin hazırlama sorumluluğundan kurtulması korkunç bir kısır döngü yaratıyor. Karbonhidrat ağırlıklı hazır besinler aynı zamanda içerdikleri lezzet artırıcı soya, glutamat, vanilya, tuz, kızartma yağı gibi katkılarla zarar veriyor. Bunların ya­nında sağlıklı besinler yense bile onların bağırsaktan emilimini, biyo-yararlanımını bozuyor. Aynı zamanda çocukların lezzet algılarını körelterek ev yemeklerini yiyemez hale gelmelerine yol açıyor. Ancak tamamen geleneksel ve ev yapımı sofralarda bile kültür o denli karbonhidrata kaymış ki, 20-30 çeşit yiyecek sunulan bir ziyafette bile genellikle besinlerin %95’ini karbonhidratlar oluşturuyor.

Halen ABD dahil batıda da yerleşik olan sözde “bilim­sel” beslenme anlayışı da karbonhidrat ağırlıklı olduğu için, örneğin süt çocuğu beslenmesinde çocuk hekimleri sabah kahvaltısında “bebe bisküvisi”, yatarken pirinç unu muhal­lebisi öneriyor. Böylece “doktor kontrolünde” sağlıklı ço­cuk yetiştirdiğini zanneden aileler bile işe daha en başında yanlış başlıyor.

Aynı beslenme hatası hem beslenme eksikliği, zayıflık ve büyüme geriliğine, hem de şişmanlığa yol açıyor. Erken er­genlik, bağışıklık bozuklukları, alerji, romatizmal hastalık­lar ve daha birçoğu da beslenme hatalarının sonucu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Tıp Bu Değil 2 ~ İlknur ArslanoğluTıp Bu Değil 2

    Tıp Bu Değil 2

    İlknur Arslanoğlu

    İlk Tıp Bu Değil kitabı Türkiye’de sağlığa ve tıbba bakış açısını değiştirdi. Elinizdeki ikinci kitaptan sonra da artık hiç kimse insan için, toplum sağlığı...

  2. Tıp Bu Değil ~ İlknur ArslanoğluTıp Bu Değil

    Tıp Bu Değil

    İlknur Arslanoğlu

    Modern tıbbın verdiği zarar, yararıyla yarışır hale geldi. Dünya ölçeğinde ve ülkemizde yürütülen sağlıkta dönüşümün toplum karşıtı politikalara dayandığı giderek açığa çıkıyor. Ne var...

Beriahome Harf Kupa

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur