
“Kıyı boyunca sıralanan yapıların konumu, mimarisi… Tanıklık ettikleri önemli olaylarla Boğaziçi’nin renkli panoraması…”
Osmanlı Dönemi’nde Boğaziçi’nde köy yerleşimleri vardı ancak bunların, kent merkeziyle bağlantıları uzun bir dönem zayıf kaldı. 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar Boğaziçi köyleri arasında denizden ulaşım da yoktu. Boğaz’da yalnız saltanat ve balıkçı kayıkları görülürdü.
1843 yılında Sultan Abdülmecit, Dolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirdikten sonra Osmanlı devlet adamlarının neredeyse tümü Boğaz kıyılarında yalı yaptırmaya yöneldi. 1850’li yıllarda ise Şirket-i Hayriye’nin kurulmasıyla Boğaziçi’nin kaderi değişti. Boğaz köyleri arasında düzenli seferler yapılmaya başlandı. İstanbul halkı denizle tanıştı. Bu dönemde Osmanlı yalı mimarisinin de en güzel örnekleri görülmeye başladı.
Günümüzde Boğaziçi’nde 600 civarında yalı bulunuyor. Bunların 320’si Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun denetiminde. Rumeli Yakası’nda 1782’de inşa edilmiş olan Emirgân Şerifler Yalısı ile Anadolu Yakası’nda 1697’de yaptırılan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Boğaziçi’nin ayakta kalan en eski yapıları…
Araştırmacı Mimar Turan Akıncı bu kitapta, Boğaziçi’ni yerleşim ve ulaşım açısından ele alırken aynı zamanda, başta yalılar olmak üzere Boğaz kıyılarında yer alan önemli tarihi yapıları, mimarileri ve tanıklık ettikleri önemli olaylarla birlikte anlatıyor.
İÇİNDEKİLER
BOĞAZİÇİ’NE BAŞLARKEN…, 8
1 BOĞAZİÇİ’NDE YERLEŞİMLER
Boğaziçi Genel, 13; Rumeli Yakası Köyleri, 13; Anadolu Yakası Köyleri, 24
2 BOĞAZİÇİ’NDE ULAŞIM
Osmanlı’da Kayıkçılık, 37; Saltanat Kayıkları, 42; Deniz Müzesi’ndeki Saltanat Kayıkları,
46; Büyükelçi Kayıkları, 49; Piyade Kayıkları, 50; Pereme Kayıkları, 51; Pazar Kayıkları, 52
Osmanlı Boğaziçi Taşımacılık Şirketi, 55; Şirket-i Hayriye’nin Vapurları, 65; Kaptanlar
ve Yaşanmış Olaylar, 73; Şirket’in Boğaziçi’ne Katkıları, 82; Rumeli Yakası İskeleleri, 83;
Anadolu Yakası İskeleleri, 88
3 BOĞAZİÇİ’NDE KORULAR
Boğaziçi Koruları, 97; Rumeli Yakası Koruları, 97; Anadolu Yakası Koruları, 103
4 BOĞAZİÇİ’NDE SARAYLAR
Boğaziçi’nde Sahil Sarayları, 113; Çırağan Sarayı, 113; Dolmabahçe Sarayı, 120; Beylerbeyi Sarayı, 127; Beykoz Kasrı, 129; Küçüksu Kasrı, 130
5 BOĞAZİÇİ’NDE SALTANAT YALILARI
Batılılaşma Etkisi, 135; Mediha Sultan Yalısı, 135; Defterdar Burnu Yalıları, 139; Neşatabat Yalısı, 139; Zekiye – Naime Sultan Yalıları, 140; Naciye Sultan Yalısı, 142; Nazime
Sultan Yalısı, 143; Fatma Sultan Yalısı, 144; Hatice Sultan Yalısı, 145; Fehime Sultan Yalısı,
149; Esma Sultan Yalısı, 152; Feriye Sarayları, 155; Cemile Sultan Yalısı, 157; Münire
Sultan Yalısı, 158
6 BOĞAZİÇİ’NDE ELÇİLİK YAPILARI
Rusya Federasyonu Büyükelçilik Rezidansı, 163; İspanya Konsolosluğu Rezidansı, 164;
Rusya Federasyonu Konsolosluk Rezidansı, 166; Fransız Konsolosluğu Rezidansı, 168;
İtalya Konsolosluğu Rezidansı, 171; Federal Almanya Büyükelçilik Rezidansı, 173; Avusturya Konsolosluğu, 179; Mısır Konsolosluğu, 183
7 BOĞAZİÇİ’NDE KAMU YAPILARI
Eski Sarıyer Karakolu, 189; Eski Sarıyer Adliyesi, 189; Eski Feriye Karakolu, 190; Deniz
Müzesi, 191; Eski Tütün Deposu, 192; Eski Fransız Postanesi, 193; Çinili Han, 194; Eski
Yolcu Salonu, 194; Merkez Han, 195; Kuleli Askeri Lisesi, 196; Suma Fabrikası, 198; Tekel
Deposu, 200; Nemlizade Tütün Deposu, 201
8 BOĞAZİÇİ YALILARI
Boğaziçi Yalılarının Mimari Özellikleri, 207
RUMELİ YAKASI YALILARI, 213
• SARIYER – BÜYÜKDERE
Ferit Sözen Yalısı, 215; Elmasyan Yalısı, 215; Kaptan Bey Yalısı, 216; Eczacı Şemsettin
Bey Yalısı, 217; Kayseriliyan Yalısı, 218; Eser Esayan Yalısı, 219; Necmettin Molla Kocataş
Yalısı, 222; Mehmet Sait Paşa Yalısı, 229; Vehbi Koç Yalısı, 231; Ersu Yalısı, 232; Nadir
Malta Yalısı, 232; İsmail Hakkı Uzunçarşılı Yalısı, 233; Dr. Yücesoy Yalısı, 234; Sandalcıyan Yalısı, 234; Bedros Azaryan Yalısı, 236; Mikail Portakalyan Yalısı, 239; Fuat Paşa Yalısı,
240; Gültekin Köksal Yalısı, 242; Kirkor Hekimyan Yalısı, 243; Perihan Ataman Yalısı, 244
• KEFELİKÖY – KİREÇBURNU – TARABYA
Dikranyan Yalısı, 247; Abdurrahman Baycu Yalısı, 248; Memduh Paşa Yalısı, 250; Dardanel Yalısı, 251; Georgios Zariphis Yalısı, 252; Christaki Zografos Yalısı, 254; Palamidis
Evyanidis Yalısı, 256; Auguste Huber Yalısı, 257
• YENİKÖY – İSTİNYE
Kalender Kasrı, 265; Walker Yalısı, 266; Selim Melhame Yalısı, 266; Selman Kabibay Yalısı,
268; Ziya Kalkavan Yalısı, 268; Kosti Rosi Yalısı, 269; İsak Pardo Yalısı, 270; Artin Dadyan
Yalısı, 270; Dr. Muvaffak Gören Yalısı, 272; Ali Rıza Paşa Yalısı, 272; Aleko Nikoladis
Yalısı, 273; Faik ve Bekir Beyler Yalısı, 274; Eyüp Paşa Yalısı, 276; Mısırlı Fuat Bey Yalısı,
276; Hayrettin Baran Yalısı, 278; Sait Halim Paşa Yalısı, 278; Alexandros Karatodori Yalısı,
284; Mıgırdıç Beyazciyan Yalısı, 286; Muzaffer Gazioğlu Yalısı, 287; Saip Özden Yalısı,
288; Şehzade Burhanettin Efendi Yalısı, 289; Rasim Ferit Talay Yalısı, 292; Mehmet Üstünkaya Yalısı, 292; Burhanettin Sezerar Yalısı, 293; Dr. Hulusi Behçet Yalısı, 294; Madenci
Arif Bey Yalısı, 295; Tahsin Günel Yalısı, 296; Selahattin Adil Paşa Yalısı, 299; Ebubekir
Ratip Yalısı, 300; Müşir Ahmet Afif Paşa Yalısı, 305; Faik Bey ve Pakize Hanım Yalısı, 308;
Recaizade Mahmut Ekrem Yalısı, 309
• EMİRGÂN – RUMELİHİSARI
Müşir Fuat Paşa Yalısı, 313; Şerifler Yalısı, 314; Aziz İzzet Paşa Yalısı, 320; Mustafa Reşit
Paşa Yalısı, 321; Hüseyin Hasip Paşa Yalısı, 323; Firdevs – Nuri Baras Yalısı, 324; İffet
Hanım Yalısı, 325; Bülent Barlasoğlu Yalısı, 325; Tophane Müşiri Zeki Paşa Yalısı, 326;
Yılanlı Yalı, 328
• ARNAVUTKÖY
Kabaycıoğlu Yalısı, 333; Ertuğrul Soysal Yalısı, 333; Coşkun Tekeli Yalısı, 334; Toygarlar Yalısı, 335; Tekiroğulları Yalısı, 335; Musurus Paşa Yalısı, 336; Halet Çambel Yalısı,
337; Makbule Atadan Yalısı, 339; Rasih Emin Paşa Yalısı, 340; Sabit Esin Yalısı, 341; Ali
Vafi Yalısı, 342; Muhsinzade Paşa Yalısı, 342; Tırnakçızade Yalısı, 344; Dr. Rakım İbrahim
Onart Yalısı, 345; Sarkis Balyan Yalısı, 345; Tülin Temel Yalısı, 346
ANADOLU YAKASI YALILARI, 347
• BEYKOZ – PAŞABAHÇE
Niyazi Kaptan Yalısı, 349; Ahmet Mithat Efendi Yalısı, 349; Karani Yalısı, 351; Miralay
Muhittin Bey Yalısı, 352; Gümrükçü Abdullah Efendi Yalısı, 352; Hacı Mustafa Bey Yalısı,
353; Hacı Mehmet Bey Yalısı, 354; Hamlacıbaşı Halil Ağa Yalısı, 355; Hamamcı Hafız Efendi Yalısı, 356; Hâkim Şevket Bey Yalısı, 357; Feridun Bey Yalısı, 358; Bodurlar Yalısı,
358; Fehime Hanım Yalısı, 359; Andonaki Yalıları, 360; Halil Ethem Eldem Yalısı, 361;
Hüseyin Hüsnü Efendi Yalısı, 364
• KANLICA
Ahmet Rasim Paşa Yalısı, 367; Yedi Sekiz Hasan Paşa Yalısı, 369; Esvapçı Ahmet Bey Yalısı,
370; Esra Umut Yalısı, 372; Yağcı Şefik Bey Yalısı, 373; Sedat Simavi Yalısı, 375; Sadrazam
Saffet Paşa Yalısı, 377; Mehmet Muhtar Bey Yalısı, 380; Vecdi Seyhun Yalısı, 381; Hacı
Ahmet Arif Bey Yalısı, 382; Şükrü Emin Cangör Yalısı, 384; Eczacı Ethem Pertev Yalısı,
385; Nazım Paşa Yalısı, 387; Ferruh Efendi Yalısı, 388; Sadrazam Kadri Paşa Yalısı, 389;
Cem Boyner Yalısı, 391; Ali Mazhar Bey Yalısı, 393; Yağlıkçı Hacı Raşit Bey Yalısı, 393;
Yağlıkçı Hacı Raşit Bey Yalısı Müştemilatı, 395; Prenses Rukiye Yalısı, 395; Server Paşa
Yalısı, 397; Mehmet Emin Ağa Yalısı, 399; Makarnacılar Yalısı, 399; Baha Bey Yalısı, 400
• ANADOLUHİSARI
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı, 403; Marki Necip Bey Yalısı, 404; Nuri Kenan Paşa Yalısı,
406; Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, 407; Zarif Mustafa Paşa Mehtabiye Bölümü, 410;
Zarif Mustafa Paşa Selamlık Bölümü, 412; Zarif Mustafa Paşa Harem Bölümü, 414; Bahriyeli Sedat Bey Yalısı, 415; Rıza Bey Yalısı, 417; Köseleciler Yalısı, 417; Manastırlı İsmail
Hakkı Efendi Yalısı, 418; Şeyh Talat Efendi Yalısı, 420; İlyas Bey Yalısı, 422; Komodor
Remzi Yalısı, 422; Riyaziyeci İzzet Bey Yalısı, 423; Santuri Ethem Bey Yalısı, 424
• KANDİLLİ – VANİKÖY
Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa Yalısı, 427; Abut Efendi Yalısı, 430; Kont Ostrorog Yalısı, 432;
Hadi Semi Yalısı, 435; Prenses Monheim Yalısı, 437; İbrahim Edip Efendi Yalısı, 438; Clifton Yalısı, 442; Mehmet Şakir Recai Efendi Yalısı, 443; Kadınefendi Yalısı, 444; Hamit
Evrenosoğlu Yalısı, 445; Ahmet Nazif Paşa Yalısı Selamlık Bölümü, 446; Ahmet Nazif Paşa
Yalısı Harem Bölümü, 447; Suna Kıraç Yalısı, 448; Serasker Rıza Paşa Yalısı, 449; Kazasker
Necmettin Efendi Yalısı, 450; Sadrazam Mahmut Nedim Paşa Yalısı, 453; İffet Evin Yalısı,
455; Yusuf Paşa Yalısı, 456; Abdulgaffar Karacadağ Yalısı, 457
• ÇENGELKÖY – BEYLERBEYİ
Muazzez İpar Yalısı, 459; Noyel Eram Yalısı, 460; Server Bey Yalısı, 461; Bostancıbaşı
Abdullah Ağa Yalısı, 462; Sadullah Paşa Yalısı, 463; Amiral Vasıf Arif Yalısı , 470; Mustafa
Reşit Efendi Yalısı, 471; Raife Hanım Yalısı, 471; Hüseyin Kazım Kadri Yalısı, 472; Hamit
Paşa Yalısı, 474; Mabeyinci Faik Bey Yalısı, 475; Hasip Paşa Yalısı, 477; Debreli İsmail
Hakkı Paşa Yalısı, 481; Başmabeyinci Arif Bey Yalısı, 483; Dr. Fazıl Bey Yalısı, 484; Münevver Ayaşlı Yalısı, 485; İhsan Bey Yalısı – Çukur Yalı, 486
• KUZGUNCUK – ÜSKÜDAR
Halil Haşim Bey Yalısı, 489; Cemil Molla Köşkü, 489; Hafız Ahmet Paşa Yalısı, 491; Abidin
Mortaş Yalısı, 493; Madam Agavni Yalısı, 494; Ahmet Fethi Paşa Yalısı, 495; Heykeltraş
İhsan Özsoy Yalısı, 500; Baştımar Yalısı, 501; Arapzade Yalısı, 503; Çürüksulu Yalısı, 504
KAYNAKÇA, 510
BOĞAZİÇİ’NE BAŞLARKEN…
Mesleğim itibarıyla İstanbul kent kültürünü anlatan kitaplar yazmaktan mutlu oluyorum, bu kapsamda bugüne kadar beş kitap yazdım. Bu kitapta da İstanbul kent kültüründe önemli bir yere sahip kapsamlı büyük bir dünya olan Boğaziçi’ni anlattım. Boğaziçi üzerine hazırlanan kitaplar genelde yalıları anlatır. Ben bu çalışmamda farklı olarak konuyu biraz daha derinlemesine işleyip Boğaziçi yalılarının yanında Boğaziçi köylerini, korularını, ulaşımını, iskelelerini, sefaretlerini, bazı kamu yapılarını da yazarak Boğaziçi’ndeki yaşamın oluşumuna etki eden bütün unsurlara elden geldiğince değinmek istedim. Boğaz’da 226 yapıyı ele aldım ve bazılarında yaşanan önemli tarihi olayları da okurumla paylaştım.
Boğaz’ın Coğrafi Yapısı
Dünyada bulunan su yolları arasında İstanbul Boğazı önemli bir yere sahiptir. Özellikle bölgenin topoğrafik yapısı, bu su geçidini stratejik hâle getirmiştir. Osmanlı Devleti’nin İstanbul Boğazı ile tanışması 1395 yılında Sultan I. Beyazıt’ın Anadolu Hisarı’nı yaptırmasıyla başlar. Kale, Boğaziçi’nin 660 metre ile en dar yeri olan Göksu Deresi’nin ağzına kurulmuştur. 1453 yılında ise Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Rumeli Hisarı ile Osmanlı Devleti, Boğaz’ın Karadeniz ulaşımını kontrol eder hâle gelmiştir. İstanbul Boğazı, ortalama olarak 32 km uzunluğundadır. Rumeli ve Anadolu Yakalarının uzunlukları farklıdır; Rumeli Yakası’nın uzunluğu 55 km’yi bulurken Anadolu Yakası’nın uzunluğu 35 km’dir. Boğaz’ın girintili çıkıntılı yapısı hemen her bölgede değişiklik gösterir. İstanbul Boğazı’nın topoğrafik yapısı nedeniyle bazı burunlarda Boğaz’dan geçen gemilerin manevra yapmaları zorunlu hâle gelmektedir. Toplamda on iki keskin kıvrım bulunan Boğaz’da kıvrılma açısı, Kandilli açıklarında 45 dereceyken Yeniköy açıklarında bu dönüş 80 dereceye çıkar. Boğaz’ın en derin noktası, Bebek ve Kandilli semtleri arasında 110 metre olup ikinci en derin yer ise Arnavutköy ile Vaniköy arasındadır ve 106 metredir. Ortalama su derinliği 60 metredir. Derinlik, güneyden kuzeye çıkıldıkça artış gösterir. İstanbul Boğazı, Karadeniz’e kıyasla daha alçak, Marmara Denizi’ne göre ise daha yüksek bir konumdadır. Boğaz’ın başlangıç ile bitiş noktası arasında toplamda 40 cm’lik bir seviye farkı bulunmaktadır. Bu nedenle Karadeniz’den Marmara Denizi’ne doğru sürekli bir yüzey akıntısı oluşur. Akıntılar, Boğaz’ın orta kesimlerinde şiddetlenir. Akıntı kuvveti, özellikle Kandilli açıklarından başlayarak güneye doğru saatte 3 knota ulaşan hızla etkisini artırarak devam eder. En güçlü yüzey akıntıları, Karadeniz’den gelen kuzey rüzgârlarının estiği zamanlarda gözlemlenir. Olağan koşullarda 3-4 knot hızında olan akıntı, rüzgârlarla beslendiğinde 7 knota kadar çıkabilir ve neredeyse bir nehir akışı hızına ulaşır.
Boğaziçi’nde Yerleşimler
İstanbul’un Fethi’nden sonra Boğaziçi’nde köy bazında yerleşimler başlamış ancak bu köylerin İstanbul ile olan bağlantıları oldukça zayıf kalmıştır. 1700’lü yıllardan itibaren bu yerleşimler kısmen bir gelişme göstermiştir. İstanbul Boğazı köylerine ilk kapsamlı yerleşim ise üç farklı olayla şekillenmiştir. 1831 yılında yaşanan 1. Pera Yangını sırasında Beyoğlu Caddesi’nin tamamı yanmış, Pera’da bulunan tüm sefarethaneler de bu yangından nasibini almıştır. Yangının ardından Yeniköy, Tarabya ve Büyükdere’de yazlık sefarethaneler kurarak faaliyetlerine Boğaziçi sahilinde devam etmişlerdir. Yabancı büyükelçiliklerin yazlık konut kullanma alışkanlığı, Osmanlı paşaları ve bakanlarına da örnek teşkil etmiştir. 1838 yılında imzalanan Baltalimanı Ticaret Antlaşması’nın ardından zamanla çok sayıda Levanten, Osmanlı liman şehirlerine göç etmiştir. Bu ticaret sınıfı, kısa sürede zenginleşip Boğaziçi’nde yalılar satın almaya başlamıştır. Levantenler, Osmanlı şehirlerinde olmayan yeni bir yaşam tarzını da beraberlerinde getirmişlerdir ve bu yaşam tarzı, Osmanlı devlet adamlarını da etkilemiştir. 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı ve 1856’daki Islahat Fermanı ile Osmanlı vatandaşı olan gayrimüslimlere yeni haklar tanınmış, bu düzenlemeler zımni Osmanlı vatandaşlarının da Boğaziçi’ndeki gelişime katkı sağlamasını beraberinde getirmiştir. 1843 yılında Sultan Abdülmecit’in Dolmabahçe Sarayı’nı inşa ettirmesinin ardından Osmanlı devlet adamlarının neredeyse tamamı, Boğaziçi kıyısında yalı yaptırmıştır. Böylece Boğaziçi’nde Batılı bir yaşam tarzı da başlamıştır.
Boğaziçi’nde Ulaşım
O dönemde Boğaziçi’nde ulaşım kayıklarla sağlanıyordu. Bu nedenle Osmanlı devlet adamları, yalılarında ulaşım için ortalama on kişiden oluşan kürekçi kadrosu oluşturmuşlardı. Kışın soğuk havalarda Boğaziçi köylerinden her gün kent merkezine gitme imkânı olmadığından yalılar, yaz aylarında kullanılıyordu. Bu dönemde Boğaziçi’nde saltanat kayıkları, büyükelçi kayıkları, piyade kayıkları ve pazar kayıkları görülüyordu. İstanbul’da kentsel gelişme hızlanınca ulaşım sorunu da gündeme gelmiş, 1851 yılı Boğaziçi tarihinde bir dönüm noktası, âdeta bir milat olmuştur. Şirket-i Hayriye, Osmanlı tarihinde ilk defa halka açık olarak kurulan bir anonim şirketti. Sultan Abdülmecit, annesi Bezmiâlem Valide Sultan, sadrazamlar ve bakanlar, bu yeni kurulan şirkette hisse sahibi olmuşlardı. Şirket, öncelikle önemli köylere, iskeleler inşa etmiş ve yurt dışından yedi adet buharlı gemi satın almıştı. Şirket-i Hayriye’nin, Boğaziçi iskelelerinden Eminönü ve Karaköy’e her gün düzenli seferler yapmasıyla Boğaziçi köylerinin de değeri artmış, buharlı gemilerle Boğaziçi’nde rekor sayıda yolcu taşınmaya başlanmıştır. 1900 yılında, Şirket-i Hayriye’nin düzenlediği seferler ile Boğaziçi’ndeki otuz iskeleden yetmiş yedi gemiyle 9 milyon yolcu taşınmıştır.
Saraylar ve Yalılar
Boğaz ulaşımı kontrol altına alınınca Osmanlı Devleti 18. yüzyıla kadar Saray burnu’nda bulunan Topkapı Sarayı’ndan yönetilmeye başlanmış, 18. yüzyıldan itibaren ise Boğaziçi kıyılarına yazlık yalılar inşa edilmiştir. Bu yalılar ahşap olarak inşa edildikleri için günümüze bunlardan çok azı kalmıştır. Rumeli Yakası’nda 1782 yılında yaptırılan Emirgân Şerifler Yalısı ile Anadolu Yakası’nda 1697 yılında inşa edilmiş olan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Boğaziçi’nin en eski yapılarıdır… 19. yüzyılın ortalarından itibaren özellikle Sultan II. Mahmut döneminde, Boğaziçi kıyısına ilk ahşap saraylar inşa edilmiş ancak yine yangınlar nedeniyle bu yapılardan hiçbiri günümüze ulaşamamıştır. Yangın olaylarıyla başa çıkmak mümkün olamadığı için 1951 yılında ülkedeki tarihi ve kültür değeri olan yapıları korumak veya bu eserlerle ilgili kararlar almak üzere Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu oluşturulmuştur. Günümüzde İstanbul Boğazı’nda 600’den fazla yalı bulunmaktadır. Bu yalıların 320’si, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından koruma altına alınmıştır. Elinizdeki çalışmada Boğaziçi’nde 1951 yılından önce inşa edilmiş olan koruma altındaki yalılar anlatılmıştır. Bunlara ek olarak Sedat Hakkı Eldem tarafından Osmanlı Yalı Mimarisi tarzında inşa edilen güncel örneklerden üç yalı da daha geç tarihlerde yapılmış olmalarına rağmen kitapta yer almıştır…
1
BOĞAZİÇİ’NDE YERLEŞİMLER
BOĞAZİÇİ GENEL
Karadeniz’i, Marmara Denizi’ne bağlayan Boğaziçi, eski Yunanlar tarafından Boğaz’ın sonundaki sahillerde rastlanan bazalt sütunlar ve mağaralar dolayısıyla Symplegades olarak adlandırılmıştı. Osmanlılar, İstanbul’un Fethi’nden önce Boğaziçi ile yakından ilgilenmişler ve Boğaz’ın askeri önemini kavrayarak Anadolu ve Rumeli Hisarlarını inşa etmek suretiyle Boğazı kontrol altına almışlardı. Fetih’ten kısa süre sonra Fatih Sultan Mehmet zamanında Marmara De nizi’nin tamamının Osmanlı’nın kontrolünde olmasıyla Boğaz’ın savunmasına ihtiyaç duyulmamış, zaman zaman bu hususta bazı tedbirler alınmakla beraber son dönemlere kadar Boğaziçi, çeşitli imar faaliyetlerine sahne olmuş ve bir eğlence yeri olarak şiir, musiki ve edebiyata konu edilmiştir. XV. yüzyıl ortalarından itibaren tabii güzellikleri, mimarisi, nakil vasıtaları ve hayat tarzı bakımından önemli değişiklikler geçiren Boğaziçi gittikçe güzelleşmiş, Bizans Dönemi’ndeki ıssızlık ve sessizliğin yerini giderek artan bir ihtişam ve azamet almıştır. Kısa zamanda her iki sahilde kurulan köyler, başta hanedan mensupları olmak üzere devlet büyükleri tarafından yaptırılan kasırlar, köşkler, yalılar, bahçeler, cami ve çeşmelerle Boğaziçi kalabalıklaşmış ve şenlenmiştir. Boğaziçi’nin tarihi gelişmesini daha iyi anlayabilmek için Rumeli kıyısının başladığı Rumeli Feneri’nden Galata’ya kadar ve Anadolu Feneri’nden Üsküdar’a kadar olan sahillerde kurulan ilk yerleşimleri kısaca anlatmak gerekiyor.
RUMELİ YAKASI KÖYLERİ
Boğazağzı – Rumelifeneri
İstanbul Boğazı, Rumeli Yakası’nın Boğaz ağzında bulunan Rumeli Feneri ile başlamaktadır. Bu girişten sonra sert kayalıkların oluşturduğu bir bölgeden sonra Rumeli Kavağı köyüne ulaşılır. Eskiden buraya, akbaba ve kartalların yuva yapmasından dolayı Akbaba şehri denirdi. Boğaz’ın sona erdiği yerdeki konuma Fener’den dolayı Rumelifeneri Burnu denirdi, karşısında Kızılkayalar ve Kokonora adası vardı. 1352’de burada Venedik ve Ceneviz donanmaları arasında Karadeniz hâkimiyeti için büyük bir çatışma olmuştu. Günümüzde Rumelifeneri denilen bu mevkinin XVIII. ve XIX. yüzyıllarda askeri bölge olması dışında herhangi bir özelliği yoktu ancak Boğaz’ın girişinde, gemilerin karaya oturmaması veya hırsızlarca yağmaya uğramaması için bazı çareler düşünülmüştü. Sultan I. Abdülhamit zamanında sahilde mahalleler teşkil edilerek iskânına çalışılmıştı. Sultan Abdülaziz devrinde ise kazazedeleri kurtarmak amacıyla Tahlisiye Teşkilâtı kurulmuştu. Bu tesis, bugünkü Kıyı Emniyeti kurumuna esas olmuştur.
Rumeli Kavağı
Boğaziçi köyleri arasında Karadeniz’e en yakın kurulmuş olan köy Rumeli Kavağı’dır. Vaktiyle burada bir Bizans mabedi vardı. Bizanslılar burada ve karşısındaki Anadolu Kavağı’nda Boğaz’ı müdafaa etmek için kaleler inşa etmişler ve tepeden sahile kadar uzanan bir duvar yapmışlardı. Bir kıyıdan diğerine uzanan ve sahildeki duvarlara bağlı büyük bir zincir ile gerektiğinde Boğaz kapatılırdı.(1) Anadolu Kavağı’ndaki kale, son derece sağlam olarak günümüze kadar gelebilmiştir. Rumeli Kavağı’ndaki Sultan IV. Murat devrinde yaptırılan kale ise zaman içinde birçok defa onarımdan geçmesine karşın günümüze kadar gelememiştir. Kaleden sadece taş duvarlar kalmıştır. Rus hücumlarına karşı yapılan bu kalenin, dört köşesi bin adımdı ve güney tarafında bir kapısı vardı. Evliya Çelebi, kalenin içinde muhafızlara mahsus altmış ev olduğunu ve bu mevkide Galata kadısının bir naibi bulunduğunu belirtmektedir. Kale içinde Sultan IV. Murat’ın yaptırdığı cami, Karakaş Mustafa Çelebi’nin inşa ettirdiği mescit, Valide Turhan Sultan tarafından kardeşi Yusuf Ağa adına yaptırılan, Sultan II. Mahmut’un tamir ettirdiği Valide Camisi ve İoannes Prodromos Rum Ortodoks Kilisesi bu köyün eski eserlerinden bazılarıdır.
Sarıyer
Karadeniz’den güneye devam edildiğinde Büyükdere Koyu’na ulaşılır. Bu konum, İstanbul Boğazı’nın en geniş olduğu bölgelerden biridir. Büyükdere Koyu’nun kuzey kısmı Sarıyer olup ismi ile ilgili çeşitli rivayetler vardır. Buraya bir mezardan dolayı Mezarburnu denilmiş, bu isim daha sonra Mesar’a dönüşmüştür. Burada bulunan madenlerden dolayı toprak sarı renkte görüldüğü için Sarıyer adını almış olması ihtimali ise daha kuvvetlidir. Nitekim eski eserlerde adının hep Sarıyer şeklinde geçmesi de bu görüşü doğrular mahiyettedir. Esasen burada terk edilmiş bir bakır maden ocağı da vardır. Sarıyer’de, Karadeniz’e yakın olmasına karşın mutedil bir hava vardır ayrıca çok sayıda su kaynağı bulunmaktadır. Köy, halkın her devirde rağbet ettiği bir mesire ve dinlenme yeri olmuştur. Kestane suyu, Çırçır suyu, Fındık suyu, Hünkâr suyu ve Şifa suyu gibi şifalı ve tatlı sular hep Sarıyer’e yakın tepelerin eteklerinden çıkmaktadır. Sarıyer’de öteden beri bazı meşhur bahçeler de bulunmaktadır. Çelebi Solak Bahçesi bunlardan biridir. Ali Kethüda’nın yaptırıp Mehmet Kethüda’nın tamir ettirdiği cami ile Sultan İbrahim ve Sultan IV. Mehmet’in musahiplerinden Mesut Ağa’nın 1645’te yaptırdığı çeşme günümüze kalmış tarihi yapılardır.(2)
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Araştırma/İnceleme Tarih Türk-Osmanlı
- Kitap AdıBoğaziçi - Saraylar, Sefaretler, Yalılar
- Sayfa Sayısı512
- YazarTuran Akıncı
- ISBN9789751422033
- Boyutlar, Kapak16 x 23,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviRemzi Kitabevi / 2025