Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Buruk Ayrılık
Buruk Ayrılık

Buruk Ayrılık

Osamu Dazai

Osamu Dazai’den kadim kültürlerin coğrafyasında mayalanan sancılı bir inşa ve aydınlanma dönemindeki toplumsal çalkantılara ve çileli halkların refah ve ilerleme arzusuyla gösterdiği özverilere dair…

Osamu Dazai’den kadim kültürlerin coğrafyasında mayalanan sancılı bir inşa ve aydınlanma dönemindeki toplumsal çalkantılara ve çileli halkların refah ve ilerleme arzusuyla gösterdiği özverilere dair sarsıcı bir ilk eser…

Modern tıp eğitimi almak için Japonya’ya gelen Çinli Zu Cucin ve arkadaşı Takaşi Tanaka ile Fucino Hoca arasında gelişen derin dostluğu ve güçlü yoldaşlığı gerçek tanıklıklara dayanarak ilmek ilmek ören Buruk Ayrılık, 1900’lerin Uzakdoğu siyaseti, ekonomisi, edebiyatı ve kültürel yaşamına tutulan bir projektör görevi görüyor.

Bu, Kuzey Japonya Tohoku bölgesinde köy hekimliği yapan bir ihtiyarın hatıratıdır. Geçen gün buranın yerel gazetesinin muhabiri olduğunu söyleyen, kirli sakallı, yüzü solgun orta yaşlarını süren bir adam yanıma gelerek, şimdiki adı Tohoku İmparatorluk Üniversitesi Tıp Fakültesi olan Sendai Tıp Uzmanlık Okulu mezunu olduğumu duyduğunu ve bunun doğru olup olmadığını sordu. “Evet, öyle,” diye yanıtladım. “1904 girişli miydiniz acaba?” diye sordu muhabir, göğüs cebinden not defterini çıkarırken. Özensiz bir hali vardı. “Evet, sanırım öyleydi,” dedim. Muhabirin telaşlı halinden huzursuz olmuştum. Açık konuşmak gerekirse, bu muhabirle yaptığım söyleşi baştan sona hiç de rahat geçmedi.

“Bu iyi işte,” dedi muhabir, solgun yanaklarında hafif bir gülümseme belirmişti. “Öyleyse bu kişiyi tanıyor olmalısınız,” dedi sanki sorguya çekermiş gibi bir ses tonuyla, not defterini açıp burnuma doğru uzatarak. Açtığı sayfada kurşunkalemle, iri harflerle Co Şuren yazılıydı. “Tanıyorum.” “Elbette tanıyorsunuzdur,” dedi bunun üzerine muhabir, her şeyi zaten çok iyi biliyormuş gibi. “Sizinle aynı sınıftaymış. Aynı kişi sonradan Çin’in büyük yazarı Lu Şün (Lu Xun) olarak ortaya çıktı.” Aniden heyecanla söylediklerinden mahcubiyet duymuş olacak, yanakları hafifçe kızardı. “Bunu da biliyorum. Ancak, o Co sonradan hayli ünlü birisi olmasa da yalnızca Sendai’de ahbaplık ettiğimiz sıralardaki haliyle bile saygı duyduğum bir insandır.”

“Yaa?” Muhabirin gözleri şaşkınlıkla açılmış, tostoparlak olmuştu. “Gençliğinde de öyle üstün niteliklere sahipti demek. Bir dâhi olduğunu söyleyebilir miyiz?” “Pek öyle denemez. Çok klişe bir tabir olacak ama saf, iyi bir insandı.” “Sözgelimi, hangi yönleri?” dedi muhabir bacak bacak üstüne atarak. “Hayır, aslında Lu Şün’ün Üstat Fucino başlıklı denemesini okuyunca… Lu Şün’ün 1904-5, yani Japon-Rus Harbi sırasında Sendai Tıp Uzmanlık Okulu’nda bulunduğunu, Gankuro Fucino adlı bir hocanın da kendisine çok yardım ettiğini anlattığı bir makaleydi. Bunun üzerine ben de onun öyküsünden yola çıkarak gazetemizin yeni yılda basılacak ilk sayısında Japon-Çin dostluğunu anlatan bir makale derlemek istedim.

Sizin de tam olarak aynı sıralarda Sendai Tıp’ın öğrencisi olabileceğinizi düşünerek yanınıza geldim. Acaba o sıralarda nasıldı? Yine böyle solgun yüzlü, hüzünlü bir hali mi vardı?” “Hayır, pek de öyle değildi.” Esas benim içimi bir hüzün kaplamıştı. “Aykırı bir yanı yoktu. Nasıl söylesem, son derece zeki, olgun…”

“Bu kadar temkinli konuşmanıza gerek yok. Onun hakkında kötü şeyler yazacak değilim. Şimdi söylediğim gibi Doğu Asya halklarının kardeşliği üzerine bir yılbaşı makalesi olacak. Özellikle, bizim bu Tohoku bölgesiyle de alakalı olduğundan, eh işte, bir anlamda yöremiz kültürünü de yansıtan bir yönü olacak. O yüzden sizden rahatça, dilediğiniz gibi anlatmanızı rica ediyorum. Kesinlikle sizde rahatsızlık yaratacak bir şey yazılmayacaktır.” “Hayır, kesinlikle temkinli davranmaya çalışmıyorum.” O gün nedense üzerimde bir ağırlık vardı. “Nasılsa kırk sene önce olup bitmiş şeyler, saklayacak değilim ama benim gibi sıradan bir insanın anıları ne işe yarayacak ki?” “Hem de nasıl! Şu an öyle tevazu göstermenin zamanı değil. İsterseniz şimdi ben bazı sorular sorayım, siz de hatrınızda kaldığı kadarıyla yanıtlayın.”

Daha sonra, muhabir o dönemle ilgili sorularını bir saat kadar sürdürerek, gelişigüzel yanıtlarım karşısında canı sıkılmış bir ifadeyle ayrıldı, ama bu yılın başında o yerel gazetede Japonya Çin Dostluğunun Öncüsü başlığıyla, benimle görüşmesinden çıkardığı yazı dizisi beş altı gün boyunca yayınlandı. Eh, işinin erbabı bir adam olsa gerek, benim öylesine, beceriksizce verdiğim yanıtları ustalıkla derlemiş ve ilginç bir yazı haline getirmişti. Ancak, yazıdaki Co, muhterem hocamız Fucino, hatta ben, bana başka insanlarız gibi gelmişti. Hakkımda neler yazıldığının bir önemi yoktu, ama hocamız Fucino ve Co’nun, belleğimdeki hallerinden çok farklı bir şekilde yazıldığını görünce içim sıkıldı.

Bunda verdiğim yanıtların da etkisi vardı, ama birisi öyle karşıma geçip de soruları birbiri ardına sıralayıverince bir yerden sonra salıvermiştim. Sersemin tekiyim ya, öyle bir anda uygun sıfatlar aklıma gelmemiş, kullandığım cılız, anlamsız sıfatlar, karşımdaki adamın yanıtları kendi kafasına göre yorumlamasına yol açmıştı. Bu yüzden muhabirin ziyareti sonrasında bir hayli kafam karışmış, neden öyle yanıtladım diye kendi kendime öfkelenmiş, iki üç gün üzüntüden kurtulamamıştım. Nihayet yılbaşı gelip de gazetede yayınlanan yazıyı okuyunca yalnızca Fucino Hoca ve Co’ya karşı içimi suçluluk hissi kaplamıştı.

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Koş Melos ve Diğer Öyküler ~ Osamu DazaiKoş Melos ve Diğer Öyküler

    Koş Melos ve Diğer Öyküler

    Osamu Dazai

    “Basit ve doğal olanı, dolayısıyla özlü, açık olanı hızla tek bir hareketle yakalayıp olduğu gibi kâğıda dökmekten başka şansım olmadığını düşünüyordum.” Çağdaş Japon edebiyatının...

  2. Güneş Batarken ~ Osamu DazaiGüneş Batarken

    Güneş Batarken

    Osamu Dazai

    Savaş sonrası Japonyası’ndaki kültürel yıkımının toplumsal izdüşümünü ve bireyin kalabalıklar karşısında giderek yabancılaşarak insani değerlerini yitirişini ustalıkla işleyerek tüm zamanların en çok okunan eserlerine...

  3. İnsanlığımı Yitirirken ~ Osamu Dazaiİnsanlığımı Yitirirken

    İnsanlığımı Yitirirken

    Osamu Dazai

    Japonya’nın en çok okunan romanlarından İnsanlığımı Yitirirken‘de Osamu Dazai, savaş sonrası Japonya’sının boğucu atmosferinin toplumdaki izdüşümünü ve bireyin kalabalıklar karşısında giderek yabancılaşarak insani değerlerini yitirişini aktarmak...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Küçük Şeylerin Tanrısı ~ Arundhati RoyKüçük Şeylerin Tanrısı

    Küçük Şeylerin Tanrısı

    Arundhati Roy

    Arundhati Roy, İngiltere’nin en saygın edebiyat ödülü olan Booker Ödülünü 1997 yılında Küçük Şeylerin Tanrısı adlı romanıyla aldı. Lirik bir dille, şiirsi bir anlatımla,...

  2. Göç – Drizzt Efsanesi 3. Kitap ~ R. A. SalvatoreGöç – Drizzt Efsanesi 3. Kitap

    Göç – Drizzt Efsanesi 3. Kitap

    R. A. Salvatore

    ‘…İnsanlar gerçekten de akıl karıştırcı bir ırk ve dünyanın kaderi gün geçtikçe onların her yere ulaşan ellerine geçiyor. Bu nazik bir denge oluşturabilir ama...

  3. Cesurlara Davet ~ Dorothee ElmigerCesurlara Davet

    Cesurlara Davet

    Dorothee Elmiger

    “Bilip tanıdığım tek yer burası. Artık tamamen terk edilmişlere ait, terk edilmiş bir arazi. Biz de bu enlemlerde doğmuş ve tüm iyi ruhlar tarafından...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur