
“Acı çekmenin, ağrı ve ıstırabın, hastalığın öğrencisi olmak: Dile kolay. Öğrenciliğin ne kadar süreceği belirsizdir bir defa; savruluşlarla yaşanacaktır. Ödenecek bedellerin külfeti de öyle. Peki ya sağ çıkılacak olursa? Yaşam, eski alışkanlıkların güdümünde mi sürdürülecektir yeniden? Peki ama ya, eyvah, bilincin ta kendisi hastalanacak, benlik de orta yerinden çatırdayacak olursa?”
Özen B. Demir’in yazıları, tıpla edebiyatın etkileşimlerini incelerken geniş anlamda “yazın”a da açılıyor, felsefenin, antropolojinin, psikanalizin, tarihin ve politikanın “sağlık”la ve “hastalık”la, hasta ve hekimle ilişkilerine bakıyor.
Olağanüstü geniş bir literatürle sohbete giren, Türkçe ve dünya edebiyatındaki sayısız hasta ve hekim imgesini “muayene eden” yazılar… Romantizmden (romantiklik, hastalık mıydı yoksa tedavi mi!) modernist tıbbiyeli tipine, biyopolitikaya, geniş bir analiz çerçevesi… Başlıbaşına, topyekûn bir düşünce ve duygular tarihi merceği…
Hastanın Sonsuz Yolculuğu, “acı çekmenin, ağrı ve ıstırabın, hastalığın öğrencisi olma”nın açıldığı “imgeler coğrafyası”nda, kendisi de edebi tat taşıyan metinlerle, uzun ve zevkli bir seyahat.
İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ BÖLÜM
HASTA · Felsefe, Antropoloji ve Psikanaliz ……………………………………..7
Medikosfer: “Tıp Küre”ye Çatkapı Vizit………………………………………………..9
Hastanın Sonsuz Yolculuğu: Hastalığının Talebesi………………… 71
Hastalar ve Başkaları: Şu “Telezzüz” Bahsi……………………………….125
İKİNCİ BÖLÜM
HASTALIK · Edebiyat, Sinema ve Ötesi……………………………………………..151
Hastalıklar ve Romantik Antropoloji:
Mann, Kafka, Hesse, Bernhard……………………………………………………………….153
Öksürükler, Ciğer Filmleri,
Kaplıcalar ve İstirahat:
Edebî Fenomenolojide Kamaşmalar ………………………………………………….175
Hasta/lık, Bir Ömür:
Dermansız’ın Meskeni…………………………………………………………………………………….215
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HEKİM · Tarih, Politika ve Edebiyat ……………………………………………………229
Modernleşme, Edebiyat ve “Tıbbiyeli”:
Bir Öznelliğin Anatomisi……………………………………………………………………………… 231
Hekimin Hâlesi:
Arşitektonik Bir Dertleşme Denemesi……………………………………………253
Lâtif Bir Lütuf yahut Talâttuf: Hekimlik Sanatları …………………315
KÜNYELER……………………………………………………………………………………………………………………. 322
İSİM DİZİNİ………………………………………………………………………………………………………………….. 323
BİRİNCİ BÖLÜM
HASTA
Felsefe, Antropoloji
ve Psikanaliz
Macbeth: […] Hastan nasıl, hekim?
Hekim: Öyle hasta değil, efendimiz; birbirini kovalayan hayaller onu rahat bırakmıyor, daha çok ondan rahatsız.
Macbeth: Öyleyse o derdini iyi et. Hasta düşen zihne devâ bulamıyor musun, kökleşmiş bir acıyı bellekten söküp çıkaramıyor musun, beynimize yazılıp kalan üzüntüleri silemiyor musun, yüreğe çöken o zehirli irinle şişmiş göğsü tatlı, unutturucu bir ilaçla temizleyemiyor musun?
Hekim: Bu işte hastanın kendini iyileştirmesi gerek.
Macbeth: Tıbbı köpeklere at öyleyse… İstemem, gereği yok…
– SHAKESPEARE, 16061
[Onda] hastalığa ve her türden rahatsızlığa karşı tehlikeli bir eğilim, bir çekiliş fark ediyorum; nitekim bu hastalık sevgisi gittikçe artacak, hastalığın mümkün olan en geniş düzeyde, yani salgın genişliğinde ve sürekli bir bulaşma biçimi altında istenip aranmasına dek varacaktır. Bu da bir anarşidir kuşkusuz, ama manevî ve kendine özgü bir anarşi; ince ve üstü örtülü olduğu ölçüde daha acımasız ve daha tehlikeli bir anarşi…
– ANTONIN ARTAUD, 19342
Medikosfer:
“Tıp Küre”ye Çatkapı Vizit
Açılış: Geniş plan
Ama Doris eve gelirken dehşetli üşütmüş
Hayır, sadece üşütmüş
Oh, sanırım, sadece üşütmüş
Evet doğru, ben de öyle sanıyorum –
Şey, umarım, pek gerek kalmaz doktora
Doris de nefret eder görünmekten doktora
– T.S. ELIOT, 19262
“Suçum ne?” diye soruyordu hasta. Kozmik bir elektrik kesintisiydi bu; yeryüzü bir an için ıssızlaşmıştı… Değil mi ki çoğu kere bir kurbanlık ve maduniyet dramaturjisine karşılık gelen hastalık, anlam ve atıflarını daima ahlâkî içerimlerle, toplumsal sembollerle kurar. Bu sayede bütüncül bir deneyim olarak inşa edilir. O arada kaçınılmaz biçimde devreye sokulan metaforlar da, deneyime eklemlenen imgelem, soyutlama, duygulanım gibi süreçleri betimler. İyileşme ve şifa da aynı meyanda muhakkak kurtuluş, tevekkül, kefaret gibi ahlâkî ve teolojik kavramları çağrıştırır.3 Sözgelimi, hayli erken sayılabilecek bir örnek olarak İngiliz metafizik şair John Donne’un –muhtemelen– tifüse bağlı yakınmalarını, “benekli ateş”le ölümün eşiğine savruluşunu sakramentalist yakarışlarla resmettiği eseri (Devotions upon Emergent Occasions, 1624) ortadadır.4 Ondan asırlar sonra çıkagelen seküler yapıtlarda da kezâ: Anlaşılmayı, toplumsal içerilmeyi ve “hasta rolü”nü mümkün kılan kültürel mecazlar her yana saçılmıştır. Tıp alanında saha çalışması yürüten antropoloji pratiği, yaşamın kıyılarına uzanarak hasta öznelliğini açığa çıkaran faktörleri somutlaştırmaya, o arada tıp profesyonellerinin kurumsal ve söylemsel sağanağına5 şemsiye açarak hastayı “konuşturmaya” çalışır. Bir ses ile dile gelmenin, sözcüklere bulanmanın önemi açıktır. Nitekim maduniyet tam da sözel-düşünsel araçlardan mahrum bırakılmış olmak değil midir?6 Neyse ki artık biliyoruz. Bu yaratıcı tartışma, tıp tarihçiliği açısından da hayli ciddiye alınması gereken içgörüler uyandırır. Roy Porter’ın “hekim-merkezli” anlatının dışına hareketlenmeyi teklif eden klasikleşmiş metni7 tam da bu uğrakları zenginleştirmez mi? Hatta Lawrence Stone’un 1980’lere gelinirken “anlatının dirilişi”ni muştulaması ve somut insanların somut deneyimleri üzerindeki ısrarlı vurgusu da aynı bağlama oturur.8 Aşağıdan (ex infra) tomurcuklanan bu taze rûşeyme dair Peter Burke, haklı olarak şu dökümü yapmıştı:
[Hikâye anlatıcılığı, 1980’lerde] sıradan insanla, onların hayatlarını anlamlı kılma yollarıyla giderek daha fazla ilgilenilmesiyle bağlantılı olarak ortaya çıkmıştı. Benzer şekilde tıbbî çevrelerde de giderek artan bir şekilde hastaların hikâyeleriyle ilgilenilmeye başlandı. Bu, hastanın bakış açısıyla daha yakından ilgilenilmesi ve bazı yönlerden insanların kendi bedenlerini ve hastalıklarını yabancılardan, bu yabancılar uzman doktorlar olsa bile, daha iyi bildikleri ve anladıkları düşüncesiyle bağlantılıydı.
Bir tikel-zihinsel ve kolektif-bilişsel manyetizma, birbiriyle çarpışarak kendi medcezirlerini türetmekte gibidir. Tıbbî dedektiflik iğvâsının ötesindeyizdir artık. Açığa çıkan uğultunun açımlanması gerekecektir. İşte, antropolojinin tıp disipliniyle yakınlaşırken psikiyatri verimlerine bulunduğu çağrı tam da bu gerçeklikten ileri gelmez mi? Nitekim antropolog Margaret Mead de, Coming of Age in Samoa (1928) başlıklı çalışmasının sonraki baskıları için kaleme aldığı ilave bölümde,
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme Sağlık Tıp
- Kitap AdıHastanın Sonsuz Yolculuğu - Tıbbî Yazın Denemeleri
- Sayfa Sayısı328
- YazarÖzen B. Demir
- ISBN9789750537899
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2025
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kelimeler ve Kader ~ Esra Yalazan
Kelimeler ve Kader
Esra Yalazan
Esra Yalazan, kahramanlarının kaderini yazan, ama kendi kaderini tayin edemeyen yazarların hikâyelerinde dolaşırken, bu serüvene sadece kendi sesini, hayallerini, hatıralarını mı ekliyor? Yoksa hükümranı...
- Zarfını Ben Açardım Sana Yazdığım Mektupların ~ Cezmi Ersöz
Zarfını Ben Açardım Sana Yazdığım Mektupların
Cezmi Ersöz
Beni kalabalık sandınız… Evimde hiç güneş batmaz, diye geçti aklınızdan… Oysa ben çoğu kez bana gelen mektuplarınız kadardım. Evimde güneşim çok battı. Mektuplarınızın içindeki...
- Fikir ve Sanat Âlemimize Bu Hürriyet Kâfi Değildir ~ Vâ-Nû
Fikir ve Sanat Âlemimize Bu Hürriyet Kâfi Değildir
Vâ-Nû
Vâlâ Nureddin ‘Vâ-Nû’, günümüzde sadece Nâzım Hikmet’in yakın dostu ve biyograficisi olarak hatırlanıyor. Oysa çok , uzun yıllar “Türkiye’nin bir numaralı fıkracısı” kabul edilmiş,...