Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kuşların ve Yılanların Şarkısı – Açlık Oyunları 4
Kuşların ve Yılanların Şarkısı – Açlık Oyunları 4

Kuşların ve Yılanların Şarkısı – Açlık Oyunları 4

Suzanne COLLINS

54 dil ve 52 ülkede 100 milyondan fazla okura, sinema uyarlamalarıyla 3 milyar dolar gişe hasılatına ulaşan Açlık Oyunları serisinin yeni kitabı geliyor DÜNYANIN…

54 dil ve 52 ülkede 100 milyondan fazla okura, sinema uyarlamalarıyla 3 milyar dolar gişe hasılatına ulaşan Açlık Oyunları serisinin yeni kitabı geliyor

DÜNYANIN KONUŞTUĞU KİTAP 19 MAYIS’TA TÜM DÜNYA İLE AYNI ANDA

Enerjisini hırsından alıyor.
Azmini, rekabetten.
Ama güce ulaşmanın bir bedeli var.

Onuncu Açlık Oyunları’nı başlatacak hasat gününün sabahı. Başkent’te, on sekiz yaşındaki Coriolanus
Snow akıl hocası olarak katılacağı Oyunlar’a hazırlanıyor. Başarılı olmak istiyor ve bunun için tek bir şansı var.
Bir zamanların görkemli Snow ailesi zor zamanlardan geçiyor ve ailenin kaderi, Coriolanus’un cazibesiyle, zekâsıyla, hamleleriyle diğer akıl hocalarını gölgede bırakıp haracını Oyunlar’ın galibi yapmasına bağlı.
Ama şans ondan yana değil. Coriolanus’a kötülerin en kötüsü 12. Mıntıka’nın kız haracına akıl hocalığı yapmak gibi onur kırıcı bir görev veriliyor. Artık kaderleri birbirine bağlı. Coriolanus’un yaptığı her seçim onları galibiyete ya da mağlubiyete,
zafere ya da yenilgiye götürebilir. Arenanın içinde ölümüne bir dövüş sürüyor.

Arenanın dışında ise, talihsiz haracına yakınlık duymaya başlayan Coriolanus kurallara uyma zorunluluğuyla, bedeli ne olursa olsun yaşama arzusu arasında kalıyor.

***

1

Coriolanus kaynayan suya bir avuç lahana atarken, bir gün ağzına bir daha asla lahana koymayacağına yemin etti. Ama bugün o gün değildi. Hasat töreni sırasında karnınin guruldamaması için bu tatsız tuzsuz şeyden koca bir kâse dolusu yiyip suyunu da son damlasına kadar içmek zorundaydı. Başkent’teki en varlıklı apartmanın teras katında yaşamalarına rağmen, ailesinin mıntıkalardaki pislikler kadar yoksul olduğu gerçeğini gizlemek için aldığı, uzun bir liste oluşturan önlemlerden biriydi bu. Eski zamanların görkemli Snow hanedanının on sekiz yaşındaki varisinin, hayatta kalmak için zekâsından başka hiçbir şeye sahip olmadığını gizlemesi gerekiyordu.

Hasat töreninde giyeceği gömlek onu endişelendiriyordu. Geçen yıl karaborsadan aldığı koyu renkli pantolon idare ederdi ama insanlar asıl gömleğe bakardı. Neyse ki, her gün giydikleri üniformaları Akademi temin ediyordu. Ama bugünkü törende öğrencilere, modaya uygun olmakla birlikte, günün gerektirdiği ciddiyeti yansıtacak şekilde giyinmeleri tembih edilmişti. Tigris kendisine güvenmesini söylemiş, o da güvenmişti. Zaten şu ana kadar zor durumlarda onu kurtaran, kuzeninin iğne iplik kullanmaktaki maharetiydi. Gene de mucize beklememesi gerektiğinin farkındaydı.

Babasının, gardırobun arkasından çıkardıkları, ailenin iyi zamanlarından kalmış olan gömleği lekeliydi, yıllar içinde sararıp solmuştu, düğmelerinin yarısı eksikti ve manşetlerinden birinde sigara yanığı vardı. En sıkıntılı zamanlarda bile satılamayacak kadar kötü durumdaki bu gömleği hasat töreninde mi giyecekti? Sabah, hava aydın lanırken Tigris’in odasına gittiğinde, kuzeninin de gömleğin de orada olmadığını görmüştü. Bu hayra alamet değildi. Tigris eski gömleği toparlamaya çalışmaktan vazgeçip Coriolanus’a giyecek doğru düzgün bir şey bulmak için son dakikada karaborsaya gitmiş olabilir miydi? Öyleyse bile, alacağına karşılık verecek neyi vardı ki? Tigris’in bedeninden başka verecek bir şeyi yoktu ve Snow hanedanı hâlâ o kadar düşmemişti. Ya da Coriolanus lahanasına tuz attığı sırada yere çakılmış olabilir miydi?

Insanların Tigris’e fiyat biçtiklerini hayal etti. Sivri uç lu uzun burnu ve cılız vücuduyla, kuzeninin bir afet olduğu söylenemezdi ama suistimale açık bir tatlılığı, kırılganlig vardı. Aklına koyarsa, onu satın alacak birileri bulabilirdi. Bu düşünce Coriolanus’u rahatsız ve çaresiz hissettirip kendinden tiksindirdi.

Dairenin derinlerinde Başkent marşı “Panem’in Göz Bebeginin kaydının başladığını duydu. Büyükannesinin marşa eşlik etmesiyle, gergin soprano sesi duvarlarda yankılandı.

Panem’in göz bebeği

Görkemli Başkentim

Çaglar boyu parıldıyorsun her daim

Her zaman olduğu gibi, büyükannesi acı verici ölçüde detone ve temponun biraz gerisindeydi. Savaşın ilk yılında, büyükanneleri vatanseverlik hislerini güçlendirmek için milli bayramlarda beş yaşındaki Coriolanus’la sekiz yaşındaki Tigris’e marşın kaydını çalardı. Ayaklanan mintikaların Başkent’in etrafını sararak erzak ve mühimmat girişini kestikleri, savaşın son iki yılı boyunca sürecek kuşatmanın başladığı o kara günden itibaren ise büyükannelerinin günlük resitalleri başlamıştı. “Unutmayın, çocuklarim,” derdi, “Kuşatma altında olabiliriz ama teslim olmadik!” Sonra da tepelerine bombalar yağarken, pencerelerden birinin önünde marşı okumaya başlardı. Bu da büyükannelerinin direnişiydi.

Diz çöküyoruz alçak gönüllülükle Diz çöküyoruz senin idealine

Marş, büyükannesinin asla tam tutturamadığı notalarla devam ederdi…

Ve sevgimizi sunuyoruz her nefeste!

Yüzünü buruşturdu. Son on yıldır isyancıların sesi kesilmiş olmasına rağmen büyükanneleri susmamıştı. Okuyacağı daha iki kıta vardı.

Panem’in göz bebeği

Adaletin kalbi

Bilgeliktir taçlandıran mermerden çehreni

Daha çok mobilyaları olsaydı, büyükannesinin sesinin belki biraz emilebileceğini aklından geçirse de bu sadece teorikti. Başkent’in mikrokozmosu olarak görülebilecek teras katı daireleri on yıl önceki dur durak bilmeyen isyancı saldırılarının izlerini taşıyordu. Altı metre yüksekliğindeki duvarlar çatlaklarla kaplıydı, tavanlar düşen alçı parçaları yüzünden delik deşikti ve kente tepeden bakan kemerli pencerelerin kırılan camları çirkin izolasyon bantlarıyla tutturulmuştu. Savaş dönemi ve sonraki on yıl boyunca, Snow ailesi varlıklarının büyük kısmını satmak ya da takas etmek zorunda kaldıklarından, bütünüyle boşalan odaların bazıları kapatılmış, diğer odalardaysa çok az mobilya kalmıştı. Daha da kötüsü, kuşatmanın son kışının en soğuk günlerinde donarak ölmemek için, zarif, oyma mobilyalardan bazılarıyla kütüphanelerindeki sayısız kitabı şöminede yakmak zorunda kalmışlardı. Annesiyle birlikte baktıkları resimli kitapların rengarenk sayfalarının küle dönüşmesini izlemek her seferinde Coriolanus’u gözyaşlarına boğmuştu. Ama insan ölü olmaktansa üzgün olmayı yeğlerdi.

Arkadaşlarının dairelerine girip çıktığından, çoğu ailenin evlerini tamir etmeye başladıklarının farkındaydı ama tadilat bir kenara, Snow ailesi yeni bir gömlek diktirmek için birkaç metre kumaş satın alabilecek durumda bile degildi. O anda muhtemelen gardıroplarını karıştırıp kıyafet seçeneklerini değerlendiren ya da yeni dikilmiş takımlarıni giyen sınıf arkadaşlarını düşündüğünde, görünüşü kurtarmaya çalıştığı bu dönemi daha ne kadar sürdürebilecegini merak etti.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Fantastik Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıKuşların ve Yılanların Şarkısı - Açlık Oyunları 4
  • Sayfa Sayısı640
  • YazarSuzanne Collins
  • ISBN9786050973877
  • Boyutlar, Kapak13,7x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDex Kitap / 2020

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Alaycı Kuş – Açlık Oyunları 3 ~ Suzanne CollinsAlaycı Kuş – Açlık Oyunları 3

    Alaycı Kuş – Açlık Oyunları 3

    Suzanne Collins

    AÇLIK OYUNLARI’NIN NEFESİNİZİ KESECEK 3. KİTABI Bütün engellere rağmen, Katniss Everdeen Açlık Oyunları’ndan iki kez sağ çıkmıştır. Ama şimdi kanlı arenadan sağ çıkmayı başardığı...

  2. Hasatta Gündoğumu – Açlık Oyunları 5 ~ Suzanne CollinsHasatta Gündoğumu – Açlık Oyunları 5

    Hasatta Gündoğumu – Açlık Oyunları 5

    Suzanne Collins

    Sevdiğin her şeyi kaybetmeye hazırsan, uğruna savaşacak ne kalır? Ellinci Açlık Oyunları’nın günü ağarırken, Panem’in mıntıkaları korkunun etkisi altında. Bu yıl Çeyrek Asır Oyunları...

  3. Gregor ve Gri Kehanet/Yeraltı Günlükleri ~ Suzanne CollinsGregor ve Gri Kehanet/Yeraltı Günlükleri

    Gregor ve Gri Kehanet/Yeraltı Günlükleri

    Suzanne Collins

    TUTKUNU OLDUĞUNUZ AÇLIK OYUNLARI SERİSİNİN YAZARI SUZANNE COLLINS’TEN RENKLİ YENİ BİR DÜNYA! YERALTI GÜNLÜKLERİ SİZİ SOLUKSUZ TAKİP EDECEĞİNİZ BİR DÜNYAYA DAVET EDİYOR. Yazın başıdır...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Haydut ~ Robert WalserHaydut

    Haydut

    Robert Walser

    Haydut, burjuva toplum düzenine uyum sağlamayı beceremeyen bir iflah olmazın hikâyesidir. Romanla aynı adı taşıyan kahramanı, kendini keşfetme yolculuğunda daldan dala konan bir bohemdir....

  2. Gelinler ve Nedimeler ~ Jane CostelloGelinler ve Nedimeler

    Gelinler ve Nedimeler

    Jane Costello

    İyi kızlar için zaman su gibi akıp gider. Bi de bakar iyi kız, kısmen eğlenceli hayatının ilk otuz yılı uçup gitmiş. Ve ne sağ...

  3. Tapınak ~ William FaulknerTapınak

    Tapınak

    William Faulkner

    1949 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi William Faulkner’ın bugün yalnız Amerikan edebiyatının değil, dünya edebiyatının da başyapıtı sayılan romanları başlarda çok ses getirmemişti. Ancak 1931’de...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur