Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Lulu Köprüde
Lulu Köprüde

Lulu Köprüde

Paul Auster

Caz müzisyeni Izzy Maurer, New York’taki bir gece kulübünde bir kaza kurşunuyla vurulur ve yaşamı tümüyle değişir. Izzy, gizemli bir taşın büyüsüne kapılarak, ruhunun…

Caz müzisyeni Izzy Maurer, New York’taki bir gece kulübünde bir kaza kurşunuyla vurulur ve yaşamı tümüyle değişir. Izzy, gizemli bir taşın büyüsüne kapılarak, ruhunun tuhaf ve ürkütücü labirentinde masalsı bir yolculuğa çıkar.

New York Üçlemesi, Şans Müziği, Ay Sarayı, Brooklyn Çılgınlıkları gibi romanlarıyla son dönem Amerikan edebiyatının en saygın yazarlarından biri olan Paul Auster, sonradan Duman ve Surat Mosmor gibi senaryolarıyla sinemaseverlerin gönlünde de taht kurmuştu. Lulu Köprüde ise, Auster’ın senaryosunu yazmakla yetinmediği, ilk kez yönetmenliğini de üstlendiği bir yapıt.

Lulu Köprüde, masal tadında bir gerilim anlatısı, ama her şeyden önce aşkın insanı sağaltan güçlerinin öyküsü. Auster’ın bu benzersiz senaryosunu, kendisiyle yapılmış kapsamlı bir söyleşi eşliğinde sunuyoruz. Hem tüm Auster okurları hem de sinema tutkunları için.

1. İç mekân: Gece. New York Caz Kulübü. Erkekler tuvaleti. Dışarıdan sesler yükselir. Yaklaşık iki yüz kadar kişi hep birlikte el çırpıp grubu bir an önce sahneye çıkmaya davet etmektedir. Kat-man-du. Kat-man-du diye bağırmaktadırlar. Kırklı-ellili yaşlarında emektar bir caz müzisyeni olan Izzy Maurer, pisuarlardan birine işemektedir. Kameralara sırtı dönüktür. Burası, duvarların alçısı ve boyası dökülmüş, izbe bir mekândır. Tam karşısındaki duvara, gazete ve dergilerden kesilip bir bantla rasgele yapıştırılmış, Louise Brooks, Ingrid Bergman, Jean Harlow, Ava Gardner, Grace Kelly, Vanessa Redgrave, Isabella Rossellini, Mira Sorvino ve benzeri yıldızların fotoğrafları yapıştırılmıştır. Kamera tek tek her bir yıldızın üzerinden geçer. Sonra ters açıyla yakınlaşıp Izzy’nin işerken duvardaki fotoğrafları inceleyişine odaklanır. Grubun bir diğer üyesi Dave Reilly, kapıyı açar ve başını tuvaletten içeri uzatır. Hafiften etekleri tutuşmuş gibi bir hali vardır. DAVE İşte buradasın. Hadisene Izzy, gidelim artık. Herkes bizi bekliyor.

IZZY (Bir yandan hâlâ işer.) Bir saniye. Böyle malım meydanda sahneye çıkmamı beklemiyorsun herhalde değil mi? İşemeyi bitirir. Fermuarını çeker. 2. İç mekân: Gece. New York Caz Kulübü. Koridor. Izzy erkekler tuvaletinden çıkıp koridora girer. Kalabalığın gürültüsü yükselir. Kulübün patronları olan Genç Adam ve Genç Kadın da o sırada koridordan geçerler. Koridor o kadar dardır ki Izzy önlerine geçemez. Bir an için tuhaf bir arada kalmışlık yaşanır; adam kazara Izzy’ye çarpar. IZZY (İrkilmiş bir şekilde) Dikkat etsene!

GENÇ ADAM Affedersin.(O sırada çarptığının kim olduğunu fark eder.) Tanrım, sen Izzy Maurer değil misin? IZZY Çekil yolumdan evlat. Gitmeliyim. (Kalabalıktan yükselen sesler daha da artar.) Sağır mısın yoksa? GENÇ ADAM Sizin büyük bir hayranınız olduğumu bilin yeter. Yıllarca menajerlerinizin peşinden koşup durdum. GENÇ KADIN (O da aynı şekilde etkilenmiş bakarak) Bu doğru. Bu onun için adeta bir dönüm noktası, anlıyor musunuz? IZZY Eh, ne diyebilirim ki, benim için değil. Hem Genç Adam hem de Kadın, Izzy’nin bu gaddarca tavrına, incinmiş ve şaşkın bakışlarla karşılık verir. Izzy bu kez onları ite kaka kendine geçecek yer açmaya çalışır. Genç Kadın’ın çekici biri olduğunu fark edince, bir an için durup onu baştan ayağa süzer ve yoluna gider. DAVE (Koridorun diğer ucundan) Izzy! Hadi ama! Izzy’yi arkadan görürüz, bir tüneli andıran karanlık koridorda hızla yürüyüp koridorun diğer ucunda baştan ayağa ışıkla yıkanmış halde duran Dave’e doğru yaklaşır. Sahne değişir:

3. İç mekân: Gece: Caz Kulübü. Sahne. Katmandu sahne alır. Grubun altı üyesi vardır. Izzy saksofondadır. Grubun ağır topu da odur. Konser verdikleri yer oldukça geniş, yüksek tavanlı, loş ve kasvetli bir mekândır. Dinleyiciler masalarda oturmuş, önlerindeki içkileri yudumlarlar. Ardından, tam da tempo artmışken, salonun uzak bir köşesinden (görüntü dışı) beklenmedik bir gürültü işitilir. Bir adam ateş etmektedir. İnsanlar bağrışmaya başlar. Izzy, çıkan kargaşaya gayet kayıtsız, kendini müziğe kaptırmış, gözleri kapalı, hiç istifini bozmadan çalmaya devam etmektedir. Sonra Adam’ı görürüz; sağ elinde bir silah tutmuş, ayakta güçlükle durmakta ve aklını kaçırmış gibi bakmaktadır. ADAM Nancy! Nancy! Tanrı böyle istiyor, Nancy! İkimiz de cehennemde yanacağız, Nancy! Sen, ben ve Tanrı – hep birlikte!

Tetiği rasgele çekiverir. Deli bir kurşun tavandan seker. Aşağı sıvalar dökülür. Adam, Nancy’yi aramak için bu kez de hızla sahneye doğru koşar. Davulcu ve klavyeci çalmayı bırakır ancak Izzy çalmayı sürdürmektedir. Bir kargaşa olur, herkes ayaklanıp çıkışlara doğru koşmaya başlar. Sandalyeler devrilir, insanlar çarpışır. Hızlı görüntü geçişleri. Yakın plan çekim: Adam, dehşet içinde sandalyesinden doğrulmaya çalışan Nancy’ye nişan alır. Yanında, kolunu omzuna atmış Bir Başka Adam vardır. ADAM (Devam eder. Nişan alır.) Tanrı böyle istiyor, Nancy! Sen bana aitsin – ona değil, başka hiç kimseye değil! Izzy’nin gözleri en sonunda açılır. Bir saniye sonra da silah patlar. Izzy vurulur. Kurşun önce sol eline, oradan da göğsüne saplanır. Gömleği hızla kana bulanmaya başlar. Karenin sol köşesinde Adam’ın Nancy’ye doğru koştuğunu görürüz. Önce kızı, ardından yanındaki adamı vurur, sonra da feryat figan silahı kendine doğrultup başına dayar ve tetiği çeker. Bu sırada ağır yaralanan Izzy bir an için sendeler, sonra da sahneden aşağıya düşer. Siyah davulcu Tyrone Lord sahneden aşağı atlar. Izzy’nin yanına çöker ve elini yaranın üzerine bastırır. Izzy sırtüstü yatar. Izzy’nin Gözünden tavandan bir parça sıvanın daha kopup aşağı süzülüşünü görürüz. Izzy’nin yüzü yakın plana alınır: Gözleri kapalıdır. Sahne değişir: 4. İç mekân: Gece. Hastane ameliyathanesi. Izzy, bir yatakta oksijen makinesine bağlanmış yatmaktadır; arka plan ise karanlıktır. Soluk alıp verme sesleri duyulur.

5. Dış mekân: New York Caddesi. Sonbahar, bir ikindi vakti. Çekici bir kadın olan Celia Burns, sokakta yürür. Chez Pierre adında bir Fransız restoranına girer. 6. İç mekân: Gündüz. Chez Pierre. Akşam yemeğine bir-iki saat vardır. Garsonlar masaları hazırlamaktadır. Mekânın sahibi, ellili yaşlarında bir adam olan Pierre, masalardan birinde oturmuş, kahvesini içip sigarasını tüttürmektedir. Elinde New York Post gazetesi vardır. İlk sayfa manşetini görürüz: “Izzy Yaşıyor! Büyük caz üstadı yedi saatlik operasyondan sağ çıktı. Sol akciğeri alındı.” Gazetenin üzerinden bakıp Celia’ya gülümser. Sıradan fakat sevgi dolu bir gülümsemedir bu. Ancak ondan oldukça etkilendiği ortadadır. PIERRE Selam güzellik! CELIA (Durur.) Selam Pierre.(Sessizlik) Şey acaba…(Tam bir şey söyleyecekken, gördüğü gazete manşetine takılır.) Demek başardı ha! Çok sevindim. PIERRE (Bir an için kafası karışır, sonra konuyu anlar. Gazeteyi çevirir.) Evet, başardı işte! Ama yazılanlara bakılırsa bir daha asla bir şeyler çalamayacakmış. Kırık elli, tek ciğerli bir saksofoncu! Çok da umut vaat etmiyor, değil mi?

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Köşeye Kıstırmak ~ Paul AusterKöşeye Kıstırmak

    Köşeye Kıstırmak

    Paul Auster

    Ünlü beyzbol oyuncusu George Chapman, bir kaza sonucu sakat kalır ve sporculuk yaşamı sona erer. Politikaya atılır, senatör adayı olur. Kusursuz bir kahramandır; zarif...

  2. Kırmızı Defter ~ Paul AusterKırmızı Defter

    Kırmızı Defter

    Paul Auster

    Kırmızı Defter’deki öyküler, Paul Auster’ın özel dünyasına girmek isteyenler için biçilmiş kaftan. New York Üçlemesi, Ay Sarayı, Şans Müziği, Timbuktu, Brooklyn Çılgınlıkları, Yazı Odasında...

  3. Ay Sarayı ~ Paul AusterAy Sarayı

    Ay Sarayı

    Paul Auster

    “Ay Sarayı”, yeni Amerikan romanının en ilginç, en yetenekli yazarlarından biri sayılan “Paul Auster”ın en beğenilen romanı. Romanın başkişisi olan “Marco Stanley Fogg”, artık...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Bilgi Avcısı ~ Taylor StevensBilgi Avcısı

    Bilgi Avcısı

    Taylor Stevens

    Çekici, Hızlı ve Tehlikeli… Ankara’dan başlayıp Afrika ve Amerika’ya dek uzanan öyküsüyle Bilgi Avcısı, güven ve ihanetin, ölüm ve yaşamın da hikâyesi.. Uçlarda yaşayan...

  2. Trenin Tam Saatiydi ~ Heinrich BöllTrenin Tam Saatiydi

    Trenin Tam Saatiydi

    Heinrich Böll

    İkinci Dünya Savaşı’nı bir piyade eri olarak yaşayıp, “Savaştan ve militarizmden daha saçma bir şey olamaz,” kararına varan Heinrich Böll’ün bu kısa romanı, 1949’da...

  3. Yağmur Sonrası ~ Sarah JioYağmur Sonrası

    Yağmur Sonrası

    Sarah Jio

    II. Dünya Savaşı’nın tam ortasında yaşanan yasak aşk ve işlenen korkunç bir cinayet… Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır… Ya...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur