Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Özgürlüğe Kaçışım – Hapishaneden Notlar (1983-1988)
Özgürlüğe Kaçışım – Hapishaneden Notlar (1983-1988)

Özgürlüğe Kaçışım – Hapishaneden Notlar (1983-1988)

Aliya İzetbegoviç

Bosna Hersek’in özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde en başat rolü oynayan Aliya İzetbegoviç’in hapis günlerinde fikri dünyasında derinleştiği notlarının derlemesidir Özgürlüğe Kaçışım.Yaşamının neredeyse tamamı özgürlük…

Bosna Hersek’in özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde en başat rolü oynayan Aliya İzetbegoviç’in hapis günlerinde fikri dünyasında derinleştiği notlarının derlemesidir Özgürlüğe Kaçışım.Yaşamının neredeyse tamamı özgürlük mücadelesi ile geçen İzetbegoviç, bulunduğu coğrafyayı ve dünyayı tüm yönleri ile kavrayabilen, geçmişi ve yaşadığı çağı farklı disiplinler içinde değerlendirebilen çok yönlü kişiliği ile son yüzyılın en önemli düşünürlerinden biridir. Aliya İzetbegoviç, Özgürlüğe Kaçışım ile temel hak ve özgürlükler, din, siyaset, bilim, ilim ve sanat gibi birçok kavramı engin bilgi birikimi ile damıtıp biz okuyucuya hakikati göz hizasına getirecek eşsiz bir eser sunmuştur.

İÇİNDEKİLER
YAZARIN NOTLARI ……………………………………………………………………..7
I. BÖLÜM
HAYATA, İNSANLARA VE ÖZGÜRLÜĞE DAIR…………… 13
II. BÖLÜM
DINE VE AHLAKA DAIR……………………………………………………….. 75
III. BÖLÜM
SIYASETE DAIR………………………………………………………………………. 113
IV. BÖLÜM
DOĞU BATI ARASINDA İSLAM
KITABINA DERKENAR …………………………………………………… 257
V. BÖLÜM
KOMÜNIZM VE NAZIZM: UNUTULMAMASI
GEREKEN BAZI GERÇEKLER……………………………………… 379
VI. BÖLÜM
İSLAM’A DAIR: TARIHİ VE DIĞER GÖZLEMLER …… 433

YAZARIN NOTLARI

Okuyucunun (belki) okuyacağı bu metin, benim özgürlüğe kaçışımdı. Elbette ve ne yazık ki bu gerçek bir kaçış değildi; ama olmasını isterdim. Söz konusu olan, yüksek duvarlı ve çelik parmaklıklarla çevrili Foça Hapishanesi’nde mümkün olan tek kaçış, gönlün ve fikrin kaçışıydı. Gerçekten kaçmak mümkün olsaydı, fiili kaçışı diğerine yeğlerdim.

Okuyucularımın da bu, çok iyi korunan bir hapishaneden heyecan verici kaçış hikâyesini dinlemeyi, siyasi ve felsefi konularla ilgili yorumlarımı okumaya tercih edeceklerini zannediyorum.

Konuşamıyordum fakat düşünebiliyordum ve bu imkânı sonuna kadar değerlendirmeye karar verdim. Başlarda pek çok konuyla ilgili tartışmaları kendi içimde yürütüyordum; okuduğum kitapları ve dışarıda olup bitenleri kendi zihin dünyamda yorumluyordum. Sonra bazı notlar tutmaya başladım; önceleri bunu gizli gizli yaparken sonradan iyice “arsızlaştım” ve oturdum, okudum ve yazdım. Böylelikle, daktilografım Mirsada’yı daktiloya geçirirken çokça uğraştıracak olan, okunaklı olmasın diye mahsus kargacık burgacık harflerle yazılmış, teknisyenlerin A-5 dedikleri formatta on üç küçük defter ortaya çıktı. Bu fırsatı şifrelerimi çözmek için gösterdiği sabırdan dolayı Mirsada’ya teşekkür ederek değerlendirmek istiyorum. Din, İslam, komünizm, özgürlük, demokrasi, iktidar gibi “tehlikeli” kelimeler bu notlarda yalnızca benim bildiğim ve üzerinden geçen yıllardan sonra bana bile tuhaf ve anlaması zor gelen başka kelimelerle değiştirilmişti.

Hapis hayatının neredeyse ilk bir yılı hiçbir şey yazmadım, ki zaten yazamazdım da. O bir yıl soruşturma, mahkeme ve uyum sağlama süreciyle geçti. İlk notlarımı 1984 yılının başında yazdığımı sanıyorum; sonrasında ise günden güne neredeyse beş yıl boyunca not tutmaya devam ettim. Gördüğüm kadarıyla son notun numarası 3676, tarihi 30 Eylül 1988. Bunlar beni daha 13 yıl mahpus hayatının beklediğini düşündüğüm günlerdi. Ve ölümün tek umut olduğu günler. Bu umudu, yalnızca benim bildiğim ve ONLARIN benden alamayacakları büyük bir sır gibi kendi içimde taşıyordum.

Bundan dolayı, bu düşüncelerin değeri kendilerinde değil, daha çok yazıldıkları şartlar itibariyledir. Duvarların bu tarafında hapishane sessizliği, dışarıda ise 1988’de kasırgaya dönüşüp Berlin Duvarı’nı yıkacak, Honecker ve Çavuşesku’yu tarih sahneden indirecek, Varşova Paktı’nı dağıtacak, SSCB ve Yugoslavya’yı sarsacak fırtınanın ilk işaretleri. Zamanın akışını ve gözümün önünde zaman duraklarının bir bir yer değiştirişini neredeyse fiziksel olarak hissediyordum. Bu, Doğu Avrupa’da komünist hükümetlerin başarısızlık tecrübelerinden sonra fikir ve inançların kökten bir gözden geçirmeye maruz kaldığı bir zaman dilimiydi. Dünya, yüz milyonlarca insanın hayatını değiştirecek, tarihin akışını başka bir yöne çevirecek, çığır açan bir dönüşüm yaşadı. Uzun süre boyunca iki kutuplu olan dünya artık tek kutupluydu. Bu iyi bir şey mi bilmiyorum, fakat olan bu. Kitap tutkalı hariç bu dağınık düşünceleri bir arada tutan tek şey, bu iki binden fazla gündür. Bu düşünceler bir bakıma, olaylara dahil olmaktan alıkonulan fakat takip etmek ve haklarında doğru veya yanlış hükümler vermek için yeterli zamana sahip bir adamın kader tayin edici olaylar hakkındaki yorumlarıdır.

Bunlar fiziksel ve ruhsal özgürlük, hayat ve kader, insanlar ve olaylar, okuduğum kitaplar ve yazarlar, çocuklarıma yazmak isteyip de yazamadığım mektuplar, diğer bir deyişle iki bin uzun gün (ve gece) boyunca bir esirin aklına gelebilecek bilimum şey hakkındaki düşüncelerdir.

Yazma işlemi esnasında notları sayılarla işaretledim. 1 sayısıyla başlayan notlarda bazı genel görüşlere; o zamanlar bana hayat, insanlar ve özgürlüğü anlatıyor gibi görünen düşüncelere yer verdim. Daha iyi bir isim bulamadığım için şimdi de bu isimlendirme geçerli.

2 sayısıyla başlayan notlar, okuması ve bilmesi amacı ile, fırsatım olsa Bakir’in dikkatini çekeceğim, başkalarına ait düşünce ve gerçeklerdi. Özgürken bunu sıkça yapardım. Kitabın bu bölümü, bir nevi oğluma yazılamamış mektuplardır.

3 sayısıyla başlayan notlar şayet o zaman yazsaydım Doğu Batı Arasında İslam kitabına ekleyeceklerimden oluşuyor. Hatırlatmak gerekirse, bu kitap ile ilgili gerçekler ve fikirler genel anlamda ana bir düşünce etrafında toplanıyor ve benim sebepli veya sebepsiz “üçüncü yol teorisi” olarak adlandırdığım fikri oluşturuyor.

El yazmalarının son rötuşları sırasında 1’le başlayan notlardan din, siyaset ve komünizmle ilgili düşünceleri farklı bölümlere ayırdım (2, 3 ve 5), 2’yle başlayanlardan ise İslam, yazarlar ve eserleri hakkındaki notları ayırdım (6. ve 7. bölüm). 8. bölüm ise sonradan eklendi. Bu bölüm, hapishane yılları boyunca çocuklarımdan aldığım yaklaşık 1.500 mektubun bazı kısımlarını bir araya getiriyor.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Düşünce-Genel Felsefe
  • Kitap AdıÖzgürlüğe Kaçışım - Hapishaneden Notlar (1983-1988)
  • Sayfa Sayısı468
  • YazarAliya İzetbegoviç
  • ISBN9786058025950
  • Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviKetebe Yayınevi / 2019

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Tarihe Tanıklığım ~ Aliya İzetbegoviçTarihe Tanıklığım

    Tarihe Tanıklığım

    Aliya İzetbegoviç

    “Buradakiler hayatımın belirli kesitleri çünkü hayatımın tamamının bazı kısımlarını unuttum, bazı kısımları da bana özeller. Geriye kalanlar ise biyografiden çok tarihi kronoloji mahiyetinde. Hayatımı...

  2. İslam Deklarasyonu ~ Aliya İzetbegoviçİslam Deklarasyonu

    İslam Deklarasyonu

    Aliya İzetbegoviç

    Aliya İzetbegoviç’in fikir dünyasının temel taşı, 1969 yılında kaleme aldığı ve ertesi yıl kendi imkânlarıyla, zorlu şartlar altında Belgrat’ta yayınlattığı, İslam Deklarasyonu’dur. Bu eser,...

  3. Soğuk ve Acı Barış Günleri – Savaş Sonrası Konuşmalar 1996-2003 ~ Aliya İzetbegoviçSoğuk ve Acı Barış Günleri – Savaş Sonrası Konuşmalar 1996-2003

    Soğuk ve Acı Barış Günleri – Savaş Sonrası Konuşmalar 1996-2003

    Aliya İzetbegoviç

    “Bosna, Allah’a şükür, dayandı ve hayatta kaldı. Bosna bu cehennemden sağ çıktıysa, gelecek bin yılda da ayakta kalacaktır. Bosna’ya diz çöktürecek bir güç artık...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur