Devlet Ana
Kemal Tahir
“Büyük romanlar, büyük ırmaklar gibi akarlar. Yatakları hem geniştir hem derin. Irmaklar, yataklarını ancak denizlere kavuşurken derinleştirip genişletebilirler. Böylece, her büyük roman, zaman içinde…
Esir Şehrin Mahpusu
Kemal Tahir
“Büyük tarih romanları, bizi milletimizin ve toplumumuzun gelişmesindeki belli çatışma çağlarının doğrularında ve gerçeklerinde yeniden yaşatma gücünü taşıyan eserlerdir.” İnsanın esareti ve toplumun esareti…
Kurt Kanunu
Kemal Tahir
“Kurtlukta düşeni yemek kanundur. Romanın konusu 1926 İzmir Suikastı gibi son derece buhranlı bir devrede geçiyor. Bunun için adını Kurt Kanunu koyduk. Kişiyi sosyal…
Yol Ayrımı
Kemal Tahir
“Bizden bir evveli nesil mağlubiyet ve inkırazı tanımıştı. Bizden sonrakiler de yeni devrin zorluklarıyla karşılaştılar. Arada bir avuç iyimser kaldı ve kazandı.” İnsanın fıtratı…
Bozkırdaki Çekirdek
Kemal Tahir
Öyleyse insanın, bilhassa sanatçının, gerçekle ilintisindeki ödev; değişmez gerçekler aramaya çalışarak imkansıza yönelmesi değil, değişmekte olduğunu bildiği gerçeklerden, belli tarihsel şartlar içinde faydalı, ilerletici,…
Rahmet Yolları Kesti
Kemal Tahir
“İnsanın dramı kişiseldir ama, kişiliğinden değil, toplumsallığından gelir.” Gerçeğin peşinden Türkçenin bütün imkanlarıyla doludizgin giden Kemal Tahir, bu kez “romantik bir başkaldırının soylu şövalyeleri”…
Bir Mülkiyet Kalesi
Kemal Tahir
“Biz Türk sanatçıları üç şeye şiddetle muhtacız: Kültüre, sağlam bir dünya görüşüne, bu görüşün ışığında Türkiye’yi ve Türk insanını -Osmanlılıktan bugüne kadar- kendimizce anlamaya,…
Sağırdere
Kemal Tahir
“Her sanatçı, içinden çıktığı toplumun insanlarını konu alır; onun için en büyük gerçek, kendi insanlarının gerçeğidir.” Kemal Tahir’in bir romancı olarak çıktığı uzun ve…
Köyün Kamburu
Kemal Tahir
“Ben romanlarımda dünü yazdım. Ama romancı, dünü yazarken kendi gününü yansıtır bir bakıma. Hatta gelecek için yazar…” Roman sanatını; insan ilişkilerini, toplumu oluşturan şartları…
Yediçınar Yaylası
Kemal Tahir
Ben romanlarımda çok sert realitelere dokundum.” Bir imparatorluk, yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilmeye başladı mı sadece siyasi haritalar değişmez. Bozulan devlet yapısı, toplumsal dinamikleri…
Büyük Mal
Kemal Tahir
“Drama düşmüş kişi, ne kadar budala olursa olsun, ister istemez, içinde yaşadığı toplumun bozuklukları, haksızlıkları üzerinde durur düşünür; belki de onlara karşı çıkar ve…
Kelleci Memet
Kemal Tahir
“Çünkü eskimek, benzeri var olanlar için söz konusudur.” Her kuşağın yeniden ve kendinden öncekilerden farklı bir biçimde keşfettiği Kemal Tahir, benzersiz üslubu ile her…

Asıl adı İsmail Kemalettin Demir olan Kemal Tahir, 15 Nisan 1910’da II. Abdülhamid’in özel marangozhanesinde yaptığı görev nedeniyle padişah yaverliği unvanına sahip Yüzbaşı Tahir Bey ile Naile Sultan’ın hizmetinde bulunan Hubser (Nuriye) Hanım’ın ilk çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelir. Babasının Birinci Dünya Savaşı’ndaki görevi nedeniyle ilkokulu Burdur ve Nazilli’de okuyan Kemal Tahir’in çocukluğu; imparatorluğun çöküş yıllarında, yazarın kendi ifadesiyle, “bozgun” içinde geçer. Kemal Tahir, Kasımpaşa Cezayirli Hasan Paşa Rüşdiyesi’ni bitirdikten sonra Galatasaray Lisesi’ne girer. Annesinin 1926’da vefat etmesiyle onuncu sınıfta liseyi bırakıp evden ayrılır. İşsiz geçen bir sürenin ardından avukat katipliği ve Zonguldak Kömür İşletmeleri’nde ambar memurluğu ve gazetecilik yapar. Vakit, Haber ve Son Posta gazetelerinde çalışır, Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde başyazarlık ve Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulunur. Kemal Tahir, aynı yıllarda edebiyatla, özel olarak ise şiirle ilgilenir ve ilk şiirleri İçtihat dergisinde yayımlanır. 1932’de arkadaşlarıyla Geçit dergisini çıkarır. Bu dönemde sol çevreler ve Nazım Hikmet ile tanışır. Kendi ismiyle yayımlanan ilk çalışması Namık Kemal İçin Diyorlar Ki, gazetecilik yıllarının ve sol çevrelerle ilişkisinin ürünüdür. 1940’ta cezaevindeyken ayrılacağı Fatma İrfan ile 1937’de evlenir. 13 Haziran 1938’de askerî isyana teşvik suçlamasıyla Donanma Davası’nda tutuklanır. Tutuklananlar arasında kardeşi Nuri Tahir’le birlikte Nazım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı da vardır. 29 Ağustos 1938’de on beş yıl ağır hapse mahkûm edilir. Sırasıyla İstanbul Tevkifhanesi; Çankırı, Malatya, Çorum ve Nevşehir Cezaevleri’nde mahpustur. Cezaevindeyken hayatını sürdürmek için yazdığı hikayeler, tefrika romanlar, uyarlamalar ve çeviriler; müstear isimlerle yayımlanır. 1950’de Demokrat Parti iktidarınca çıkarılan genel afla tahliye olur. Aynı yıl Sıdıka Uzunhasan (Semiha Hanım) ile evlenir. 1954’e kadar çeviri, polisiye roman ve mizahi öykü çalışmalarını müstear isimlerle yayımlar. Göl İnsanları ve Sağırdere, “Kemal Tahir” ismiyle 1955’te neşredilir ve bu tarihten sonra Kemal Tahir, edebiyat dünyasında romanlarıyla tanınmaya başlar. Öykülerini topladığı Göl İnsanları’ndan sonra ölümüne kadar on dört roman yayımlar. Aynı zamanda 1960’lı yıllarda çeşitli senaryo çalışmalarında bulunur. 21 Nisan 1973’te kalp krizi nedeniyle vefat eder.










