Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

19 Numaralı Koltuk
19 Numaralı Koltuk

19 Numaralı Koltuk

Erol Çelik

“Merhaba Volkan Bey, sizinle tanışmak beni onurlandırdı. İnanın karşınızda saygıyla eğilmekten gocunmuyorum.” “Teşekkür ederim delikanlı. Ne güzel bir karşılama. Hayatımın son günlerinde sevildiğimi bilmek…

“Merhaba Volkan Bey, sizinle tanışmak beni onurlandırdı. İnanın karşınızda saygıyla eğilmekten gocunmuyorum.”

“Teşekkür ederim delikanlı. Ne güzel bir karşılama. Hayatımın son günlerinde sevildiğimi bilmek çok güzel.”

“Sevilmek mi efendim, siz tam bir halk kahramanı oldunuz. Yazacağınız yeni öyküyü kaç kişinin beklediğini bilseniz, inanamazsınız.”

“Demek öyle.”

“Evet efendim, eski kitaplarınızın kaç kere yaşandığını, hatta yaşanmaya devam ettiğini tahmin bile edemezsiniz. Çinliler sizin öykülerinizin birçoğundan simülasyonlar yapmaya başladı bile. Oysaki Çinliler öyle kolay kolay bizim yazarlarımızın öykülerine yer vermiyorlar.”

“Bu da benim sonumu getirecek değil mi?”

“Sakın korkmayın efendim, tamamen koruma altındasınız. Değil bu hükümet, bütün dünya bir olsa sizi bulamazlar.”

Volkan Hasanoğlu, gizlice seyahat ettiği siyah camlı aracından bir süre dışarıyı, teknolojik olarak gelişmiş ama insanlık olarak körelmiş İstanbul sokaklarını seyretti. Bu sokaklarda yürümeyi özleyip özlemediğini bile hatırlamıyordu. Yetmiş yaşını bitireli birkaç yıl olmuştu ve o birkaç yıl öncesine kadar mükemmel denecek bir yaşantısı vardı. Şimdi devlet tarafından birinci derecede aranan bir kanun kaçağıydı. Suçu ise, öykü yazmaktı.

“Efendim, üzerinizde hiçbir dijital aletin olmadığından eminsiniz değil mi? Kol saati, cep bilgisayarı, hatta sağlık kiti.”

“Sağlık kitini niye istiyorsunuz? Ben yetmiş yaşındayım ve o aptal cihaz benim her şeyim.”

“Onu bana hemen verin efendim. Sonuçta o da dijital bir alet. Polisin elindeki sistem, kalp pilinizden bile yerinizi tespit edebiliyor. Merak etmeyin, eski yöntemlerle sağlığınız kontrol altına alınacaktır. Sağlık kitine bağımlı kalmanıza gerek kalmayacak.”

“Ama sağlığımla ilgili tüm geçmişim o cihazın hafızasında depolu halde, eğer yok edersek nasıl kontrol edeceğiz?”

“Sizi çok iyi anlıyorum ama bunun bir tuzak olduğunu söylemek istiyorum. O cihaz, sizin ona bağımlı kalmanız için tasarlanmıştır. Yani son elli yıldır sürdürülen bir politika bu, sizi tam iyileştirmiyorlar, durumunuzu stabil tutup bağımlı olmanızı sağlıyorlar. Bize güvenin, sağlık kitinize gerek kalmayacak.”

“Güvenmekten başka çarem yok zaten. Tamam, söylediğini yapacağım.”

“Çok teşekkür ederim efendim.”

Volkan Hasanoğlu çok fonksiyonlu çantasından, son dijital aletini çıkarttı ve on dakika önce bir ordu insanla gelip kendisini gizlice kaçıran bu delikanlıya verdi. Delikanlı otuzlu yaşlarda, yuvarlak yüzlü ve oldukça işinin ehli birine benziyordu. Çağın bütün gençleri gibi o da en yüksek eğitimi almış olmalıydı, yoksa duruşundaki bu kendine güvenmişlik nerden geliyor olabilirdi?

Sağlık kitini alan delikanlı, penseye benzeyen bir aletle onu ezerek, parçaladı.

“Bu sizin güvenliğiniz için. Beş dakika sonra İstanbul’u terk etmiş olacağız. Saat on dörtte sizi liderimizle tanıştıracağım ve daha sonra yüksek güvenlikli çalışma odanıza varmış olacaksınız. Bütün istekleriniz karşılanacak ve size vereceğimiz daktiloyla tekrar yazmaya başlayabileceksiniz.”

“Daktilo mu?”

“Evet efendim, hiçbir dijital platforma bağlı olmayan, bildiğiniz mekanik daktilo. Biraz ilkel bir alet ama güvenliğiniz için buna mecburuz.”

“Anladım. Her halükarda hapis hayatı yaşayacağım yani.”

“Efendim, eğer yönetim sizi yakalarsa bir daha yazamaz ve bizi kurtaramazsınız. Eğer geçici bir sıkıyönetimle bizim himayemizde olursanız, yazacağınız yeni öyküyle düzeni değiştirebileceksiniz.”

“Haklısın. Eğer anlattığınız gibiyse, yeni öyküm yönetimi sarsacak. Tabii bu benim ölüm fermanım olacak ama ne de olsa ölüm beni korkutamayacak kadar yakınımda. Anlamışım değil mi?”

Delikanlı, hayran olduğu yazara büyülenmiş gibi baktı.

“Eğer saygısızlık etmeyeceksem, yeni öykünüzün adını öğrenebilir miyim?”

Volkan Hasanoğlu, delikanlıya gülümsedi. Hiç korkmuyordu. Sonuçta o, on dört kitap yazmış, yüze yakın öykü yayınlamış bir yazardı ve ömrünün son öyküsünü yazacak kadar enerjisi kalmıştı.

“Darbe.”

“Harika! Bence oldukça amacına hizmet eden bir isim olmuş.”

Delikanlı bir çocuk gibi sevindi.

“Umarım harika olur. Sonuçta yönetimden intikam almak isteyen sadece siz değilsiniz.”

“Haklısınız efendim. Bunu başaracağınızdan hiçbir şüphemiz yok.”

“Teşekkür ederim.”

Artık gökdelenler geride kalmış, akıllı yollar bitmişti. Araç şimdi yüzyıl önceki hızına geri dönmüştü. Tekirdağ yolu üzerinde ilerliyorlardı. Yeni öyküsü hakkında bütün kurguyu kafasında bitirmiş olan yaşlı yazar, tekrar dışarıya bakmaya başladı.

Kalbi yorgundu ama daha önemlisi buruktu. Yazmaya başladığı yıllarda beş altı bin kişilik bir okuyucu kitlesi vardı ve bununla yetiniyor, hayatını idame ettirebiliyordu. Şimdi ise milyonlar
onun yazacağı öykünün peşindeydi. Bunu idrak etmesi kolaydı ama kabullenmesi acı vericiydi.

“Geldik efendim. Az sonra liderimizle tanışacaksınız ve o size bilmek istediğiniz diğer bütün her şeyi anlatacak. Umarım bizi bu esaretten kurtarırsınız.”

“Umarım.” Yazar, delikanlıya dikkatli bir ifadeyle baktı. Daha sonra başını tekrar dışarıya çevirdi.

Araç, eskiden yazlık olarak kullanılan bir siteye girdi. Sitenin girişinde iki güvenlik görevlisi vardı. Aracı görünce hemen kapıyı açtılar. İçeri girince oldukça eski bir tatil köyüne geldiklerini anladı. Bir süre ilerledikten sonra, kapısında dört tane korumanın beklediği bir villanın önünde durdular. Sıralı bir şekilde dizilmiş villaların en temizi ve canlısı buydu. Volkan Hasanoğlu araçtan inerken, sanki devlet başkanıymış gibi güvenlikler etrafını sararak, abartılı bir şekilde çevreyi gözlemeye başladılar.

Ellerindeki silahlar haricinde garip görünümlü elektronik aletleri vardı. Villanın kapısında uzun boylu, sakallı bir adam belirdi. Anlaşılan lider bu adamdı. Ondan başka hiç kimsenin sakalı yoktu, ondan başka hiç kimsede liderlik pırıltısı yoktu.

“Hoş geldiniz efendim. Önünüzde saygıyla eğilmekten gocunmuyorum.”

( 2 )

“Size her şeyi baştan anlatmam gerekecek.”

Volkan Hasanoğlu, liderin ardından bu büyük ve sade odaya girdiğinden beri, yıllardır özlediği tuhaf bir duygunun esiri olmuştu. Hemen hemen hiç bir elektronik eşyanın olmadığı odada yalnız değillerdi. Liderin çalışma masasın sağında bir dinlenme koltuğu vardı, genç bir adam koltuğa uzanmış kitap okuyor, elindeki kalemle notlar alıyordu.

“Burada tam olarak ne yapıyorsunuz?”

“Bizler yönetimin yasakladığı kitapları okuyor ve onları hayata nasıl geçireceğimize bakıyoruz.”

“Anladım, çok iyi organize olmuşsunuz.”

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Öykü
  • Kitap Adı19 Numaralı Koltuk
  • Sayfa Sayısı400
  • YazarErol Çelik
  • ISBN9789944979542
  • Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
  • YayıneviAvrupa Yakası Yayınları / 2011

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Satranç Ve Şövalye ~ Erol ÇelikSatranç Ve Şövalye

    Satranç Ve Şövalye

    Erol Çelik

    Bilinci yavaşça yerine geliyordu, bunu kulağına gelen bebek ağlamasının içine doğurduğu huzurdan dolayı anladı. Bebek, çaresiz ama o kadar tatlı ağlıyordu ki, bir an...

  2. Cellatlar Kahvesi ~ Erol ÇelikCellatlar Kahvesi

    Cellatlar Kahvesi

    Erol Çelik

    Galata’daki taş meyhanede bu gecelik müzik susmuştu ama yarın geceden tezi yok, tekrar başlayacaktı. Belki Arap yeni bir dansöz çıkaracaktı sahneye, belki yeni kabadayılar naralar atacaktı. Kim bilir belki de yeni cinayetler işlenecekti. Oysa kesin olan tek şey Kıpti’nin bundan sonraki hayatı tamamen değişecekti. Kim celladını karşılarken bu kadar mutlu olurdu ki?

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi ~ Murathan MunganMurathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi

    Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi

    Murathan Mungan

    “Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün...

  2. Rüzgâr Geri Getirirse – Eşikli Öyküler ~ Mehmet Zaman SaçlıoğluRüzgâr Geri Getirirse – Eşikli Öyküler

    Rüzgâr Geri Getirirse – Eşikli Öyküler

    Mehmet Zaman Saçlıoğlu

    Rüzgâr Geri Getirirse – Eşikli Öyküler Sözcükleri gezdiren, onları gökte işleyen Rüzgâr’ı önceleri birden çok sandılar ve farklı adlar taktılar. Lodos, Poyraz, Karayel, Yıldız...

  3. Columbus’un Kadınları ~ Müge İplikçiColumbus’un Kadınları

    Columbus’un Kadınları

    Müge İplikçi

    “Evet, onun hakkında bugüne kadar hiçbir şey yazmadım. Yazsaydım ‘tarih’i çarpıtırdım belki de. Şimdi ona ihanet ettiğimi sanıyorsunuz değil mi? Asla. Ruhumun en derin...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur