İlk romanı Arafta ile 2017 yılında Man Booker Ödülü’nü kazanan Amerikalı yazar George Saunders’tan, dayanışma, ahlak ve birlikte yaşama kültürü üzerine hiciv dolu bir öykü!
Her yaştan kitapseverin keyif alarak okuyacağı Frip’in Aşırı Israrcı Pırtlakları, George Saunders’ın incelikle örülmüş anlatısını Lane Smith’in yenilikçi çizimleriyle buluşturuyor.
Usta işi bir kara mizah ürünü olan Frip’in Aşırı Israrcı Pırtlakları, Becerikli adlı bir kızın köydeki keçilere musallat olan pırtlaklarla (bir beyzbol topu büyüklüğünde, dikenli, turuncu canlılar!) mücadelesini konu edinen, sıradışı bir öykü anlatıyor.
Üç haneli, küçük bir sahil köyü olan Frip’te, ebeveynler, çocuklar, keçiler ve keçileri çok sevdikleri için sürekli onlara yapışıp ciyaklayan “aşırı ısrarcı” PIRTLAKLAR yaşıyor! Keçilerin strese girip sütlerinin kesilmesine neden olan bu pırtlaklar köyün en “Becerikli” çocuğunu canından bezdiriyor. Kibirli ve bencil köylülerin dayanışma göstermemesine üzülen ve pırtlaklarla tek başına mücadele etmekten yorulan Becerikli ise çözümü keçilerini satmakta buluyor. Dur durak bilmeyen pırtlaklar sırayla köydeki diğer keçilerin postlarına musallat oluyor ve Frip’te işler karışıyor…
George Saunders, Frip’in Aşırı Israrcı Pırtlakları’nda işlediği yardımlaşma, dayanışma, bağışlayıcılık gibi insanlığa dair evrensel temalarla üçboyutlu karakterler yaratmadaki ustalığını bir kez daha konuşturuyor.
Niran Elçi’nin pürüzsüz Türkçesi ile raflardaki yerini alan bu eğlenceli kitap, kara mizah yoluyla, okurları kendi duygu ve davranışlarını sorgulamaya teşvik ediyor.
“Pek çok insanın aynı şeyi yüksek sesle, tekrar tekrar söylemesi, o şeyin doğru olduğu anlamına gelmez.”
PIRTLAKLAR DA ONLARA BENZER, SADECE daha büyükler. Büyüklükleri tenis topu kadar, parlak turuncu renkteler ve bir patatesin kabuğundaki gözlere benzeyen bir sürü gözleri var. Pırtlaklar keçilere bayılır. Bir pırtlak bir keçiye yaklaştığında tiz bir sesle sürekli sevinç çığlıkları atmaya başlar. Bu yüzden, keçi bir türlü uyuyamaz, zayıflar ve sütten kesilir. Ve keçi sütü satarak geçinen köylerde, keçi sütü yoksa para da yoktur ve para yoksa, yiyecek yemek, barınacak ev ve giyecek giysi de yok demektir. Bu yüzden, pırtlakların yaygın olduğu köylerde, kimse dışarıda, çırılçıplak ve aç biilaç ölmek istemediğinden, ne pahasına olursa olsun pırtlakları keçilerden uzak tutmak gereklidir.
FRİP DE BÖYLE BİR KÖYDÜ.
Frip köyü, deniz kenarındaki üç iğreti kulübeden oluşuyordu. Köyde üç küçük keçi ağılı vardı ve kulübelerde yaşayan çocuklar, günde sekiz defa pırtlak fırçalarını ve ağız kısımları bağlı pırtlak çuvallarını alıp ayak sürüye sürüye ağıllara giderlerdi. Keçilerin üzerine yapışmış pırtlakları fırçalayıp temizledikten sonra köyün kıyısındaki uçuruma yürür, pırtlak çuvallarını denize boşaltırlardı. Pırtlaklar önce denizin dibine batar, dibe varır varmaz yavaş yavaş kıyıya sürünmeye başlar, üç saat sonra Frip’e vardıklarında ise, üç gruba ayrılırlardı. Her grup birer keçi ağılına yollanırdı ama sonra, aynı bıkkın ve canları da sıkkın çocuklar tarafından fırçalanıp temizlenirlerdi. Bu çocuklar sallana sallana evlerine döner, kendilerini küçük yataklarına atar, birkaç saatçik uyurlardı ve rüyalarında, eğer rüya görürlerse, pırtlakların onları çuvallara doldurduğunu ve denize attığını görürlerdi.
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Sümük Meselesi ~ Louis Sachar
Sümük Meselesi
Louis Sachar
Bir küçük sümük meselesi… Dünya çocuklarının yere göğe sığdıramadığı “Yamuk Okul” efsanesinin yaratıcısı Louis Sachar’ın küçük okurları maceradan maceraya koşturduğu ünlü serisi “Marvin Redpost” mizah dozunu artırarak...
- Perviz ~ Celal Nuri İleri
Perviz
Celal Nuri İleri
Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nde bu kez Türk edebiyatında fantastiğin izleri sürüldü. Celal Nuri İleri’nin 1916’da kaleme aldığı Perviz’de, modernleşme sürecindeki edebiyatımızda o zamana kadar kullanılmamış...
- Altın Kanatlı Topçin ~ Ayla Çınaroğlu
Altın Kanatlı Topçin
Ayla Çınaroğlu
Mine ve gizemli arkadaşı küçük Topçin’in paylaştıkları sır neydi? Ormandaki o tuhaf günden sonra neden birdenbire bazı insanların alnında yeşil bir benek belirmeye başlamıştı?...