Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Genç Kız, 1983
Genç Kız, 1983

Genç Kız, 1983

Linn Ullmann

Olup bitenleri yazmak suretiyle ve bu hikâyeyi elimden geldiğince aslına uygun anlatarak tek bir bedende birleştirmeye çalışıyorum 2021 yılındaki kadınla 1983 yılındaki genç kızı….

Olup bitenleri yazmak suretiyle ve bu hikâyeyi elimden geldiğince aslına uygun anlatarak tek bir bedende birleştirmeye çalışıyorum 2021 yılındaki kadınla 1983 yılındaki genç kızı.

Bu mümkün mü bilemiyorum.

1983 yılında bir kış gecesi, on altı yaşındaki genç kız tanımadığı Paris sokaklarında kaybolur. Cebindeki kâğıt parçasında yazılı olan adres ise kendisinden 30 yaş büyük fotoğrafçı A’nın evine aittir. Yaklaşık 40 sene sonra hayatı tüm dünyayla birlikte altüst olduğunda, yetişkin kadın genç kız olarak o gece yaşadıklarının izini sürmekten başka çaresi olmadığını anlar.

Genç Kız, 1983, farklı zamanlarda Oslo, Paris ve New York’ta geçen, bellek ve unutuşun katmanları hakkında, herhangi bir yazın türünün kalıbına sığmayan etkileyici bir soruşturma. Bir dönüm noktasını belgeleyen önceki eseri Huzursuzlar’da olduğu gibi, Linn Ullmann bu kez de uzun süre karanlıkta kalmış sırları açığa çıkarma peşinde belleğin derinlerine matemli bir yolculuğa çıkıyor.

Genç Kız, 1983 güzellik ve unutuş, arzu ve utanç, iktidar ve güçsüzlüğü konu alan akıllardan çıkmayacak, alabildiğine dürüst bir roman.

Ullmann’ın bir yetişkin olarak hatırladığı ve yeniden sahnelediği genç kızın gücü ve acısına bakışı cesur ve şaşırtıcı.

Deborah Levy

Bir başyapıt. Anı ve hikâyenin bileşik gücüne yeni bir boyut getiriyor.

Ali Smith

LINN ULLMANN
Genç Kız, 1983
Norveççeden çeviren
Banu Gürsaler Syvertsen

Uyandığında kendini büyük bir ormanda bulmuştu, oradan
uzaklaşmaya başladı ama nereye gideceğini bilmiyordu.
BEYAZ AYI KRAL VALE

I
MAVİ

On altı yaşındayım ve kollarımı çapraz kavuşturup önümdeki yüksek masaya yaslanıyor, yanağımı bir koluma dayayıp kameraya bakıyorum. Artık var olmayan ve benden başka kimsenin hatırlamadığı fotoğrafta çıplak omuzlarım biraz görünüyor. Sanırım resmin amacı çıplaklığı çağrıştırmak, verdiği mesaj ise dünyaya açılmak üzere olan genç bir kadının üzerinde bulunması gereken tek şey bir çift sallantılı küpedir, şeklinde.

Ben senin hâlâ var olduğunu düşünmüyordum artık, derken bir buçuk yıl önce eylül ayında bir karaağacın altında karşıma çıkıverdin ve benden seni dinlememi istedin.

Tamamen şeffafsın. Yüz hatların yok. Sıvı gibisin.

Şunu söyleyebilirim: Annemiz seni uykuda doğurdu ve sonra sen kaçtın.

Şunu söyleyebilirim: Seni betimlemek şimdiye dek denediğim en zor şey. Benden imkânsız olan şeyler yapmamı istiyor, yapamıyorum dediğimde de beni dinlemiyorsun.

Zaman zaman annemizin de iki çocuğu olduğunu hissettiğini sanıyorum ama bu düşünceyi elinin tersiyle itiyor. Böyle reddediyor işte! Bu ilkbahar Oslo’nun üzerinde karaağaçların tohumlarını taşıyan kanatlı meyveleri* uçuşuyor, günbegün yerlere dökülüyorlar, sanki hafif bir fırtınaya tutulmuşlar, sessiz ve beyaz, sonbahar yaprakları ya da kirlenmiş kar gibi kaldırımlarda ve parklarda öbek öbek birikiyor, çatıların üzerinden bir sağa bir sola savruluyorlar. İnternette araştırıyorum, iyi haber mi yoksa kötü haber mi veriyor bunlar, ne anlama geliyor, bu kadar çok olmaları yani. Bir işaret mi? Sanırım işaretlere ya da işaret olarak algıladığım şeylere fazla önem veriyorum. Karaağaçların tohumlarını taşıyan kanatlı meyveleri esintiyle apartman dairelerinin içine kadar giriyor, yassı pul gibi ince şeyler, bunları dilimizde kabuklu meyve diye isimlendiriyoruz ama hiç de benzemiyorlar aslında, havada farklı desenler oluşturacak şekilde uçuyorlar. Evlerde zemine, küvete, çarşaflara konuyorlar. Karaağaçların kanatlı meyvelerinin bol olduğu dönemler diye arıyorum ama bir şey bulamıyorum. Karaağaçların tohumlarını taşıyan kanatlı meyveler neye işaret eder diye arıyorum yine bir sonuç alamıyorum.

Yatmaya devam et dedin, adeta şefkatle, kollarımla seni sarıyorum. Kalkmak istiyordum, sabah olmuştu, Eva’nın salondan gelen sesini duyuyordum, eşim ona bir şeyler söyledi o da güldü, ama sen hayır dedin. Sonuçta ben yatmaya devam ettim, cep telefonumdan Amerikalı şair Sharon Olds’la yapılmış bir söyleşiyi dinliyordum. Sharon artık makyaj yapmamasının nedenlerinden biri olarak insanları ürkütmek istediğini gösteriyordu. Yeterince yakınıma geldiklerinde bir şeyin farklı olduğunu, bir şeyin tam yerine oturmadığını görecekler. Ben embriyon gibiyim, diyordu (o an seni düşündüm), kaşı, gözkapağı, ağzı olmayan.

Bense tam tersine bunların hepsine sahibim (kaş, gözkapağı ve ağız) ve şimdi anlatacağım fotoğraf 1983 kışında Paris’te A tarafından bir fotoğraf stüdyosunda çekildi. Kulağımdan sarkan strass küpelerim pahalı şeyler değildi hatta tam tersine, annemle paylaştığım New York’taki apartman dairesinde bulunan odamda bir kutu dolusu böyle camlardan yapılmış elmas taklidi küpem vardı. Uzun, sallantılı küpler. Parıltılı küpeler. Strass. Bijuteri. Küpenin kulak memesine yakın olan taşı maviydi, onu iyi hatırlıyorum.

• • •

1983 yılının ocak ayında Bloomingdale’s mağazasından satın alınan yeni mavi yün mantom yere kadar uzanıyor, belinde bir kuşağı var. On altı yaşındayım. A New York’ta yaşıyor ama bir evi de Paris’te. Belki bir gün sen de gelirsin benimle, diyor.

• • •

Yedi ya da sekiz yaşındayken, sonra on bir yaşındayken, üçüncü-

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Huzursuzlar ~ Linn UllmannHuzursuzlar

    Huzursuzlar

    Linn Ullmann

    Linn Ullmann’ın roman üçlemesinin ilk kitabı “Huzursuzlar”, çocukluğunda her yaz Baltık Denizi’nde uzak bir ada olan Fårö’ye, yönetmen ve film yapımcısı babasını ziyarete giden...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Mucizeler Yağarken ~ Kristin HannahMucizeler Yağarken

    Mucizeler Yağarken

    Kristin Hannah

    İnsan geçmişinden kaçabilir ama kalbinden asla kaçamaz. Joy Candellaro kısa süre önce ihanete uğramış, boşanmış ve yapayalnız kalmış bir kadındır. Noel tatili yaklaşırken daima...

  2. Yenilmez Savaşçı ~ Karen Marie MoningYenilmez Savaşçı

    Yenilmez Savaşçı

    Karen Marie Moning

    Gavrael McIllioch, doğaüstü güçleri olan savaşçıların yetiştiği bir klanda doğmuştu ama adını ve kalesini terk ederek soyunun karanlık kaderinden kaçmaya kararlıydı. Onu avlamaya kafasına...

  3. Aşk Kokan Çiçekler ~ Sherryl WoodsAşk Kokan Çiçekler

    Aşk Kokan Çiçekler

    Sherryl Woods

    Sherryl Woods’un Romanlarına Övgüler “Woods usta bir gönül çelen.” —Publishers Weekly, Seaview Inn “Kesinlikle okunmalı. Woods’un romanı arkadaşlığın kurtarıcı gücünün evrensel hikâyesini anlatarak gündemdeki...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur