Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Hâlâ Gece Yarısı Bu Yıldızda
Hâlâ Gece Yarısı Bu Yıldızda

Hâlâ Gece Yarısı Bu Yıldızda

Nelly Sachs

Daima, çocukların öldüğü yerlerde taş ve yıldız ve bir sürü düş vatansız kalır. Çocuk yaşta şiir yazmaya başlayan ve ilk şiirlerinde Hıristiyan mistik anlayışından…

Daima, çocukların öldüğü yerlerde taş ve yıldız ve bir sürü düş vatansız kalır. Çocuk yaşta şiir yazmaya başlayan ve ilk şiirlerinde Hıristiyan mistik anlayışından etkilendiği görülen Nelly Sachs, şair olarak ger­çek kimliğini İkinci Dünya Savaşı yıllarından sonra buldu. Gerek Nazi yönetiminin Yahudilere yaşama hakkı tanımadığı yıllardaki Alman­ya’da, gerekse daha sonra ölünceye kadar yaşadığı İsveç’te yazdığı şiirlerde Nelly Sachs, o yılların dehşet dolu yaşantılarını eşsiz bir du­­yarlıkla yansıttı.

Cevat Çapan Nelly Sachs’ın şiiri sıkı dokunmuş bir şiirdir, yorumlara kolay kolay teslim olmayacak denli katı ama dupdurudur. Yaşadıkları, gördükleri karşısında dili tutulmuş birisinin binbir güçlükle yeniden yarattığı bir dili işler; bilmecelerin dili, dilin de bilmeceleridir o yüzden. “İmgeler, eğreltilemeler benim yaralarım, ölüm ustam oldu benim. Hayatta kalmak için yazdım,” demiştir Nelly Sachs. Necmi Zekâ

İçindekiler

Önsöz …………………………………………………………………….. 15
ÖLÜMÜN EVLERİNDE
Ey ağlayan çocukları gecenin ………………………………….. 21
Hangi gizli arzuları kanın ………………………………………. 22
Siz Seyre Dalanlar ……………………………………………….. 23
Senin için yaktığım mum ……………………………………….. 24
Istırap, yabancı bir yıldızın zamanölçeri ……………………. 25
Seher vakti ………………………………………………………….. 26
Gözlerin, ey sevgili ………………………………………………… 27
Rakkase (D.H.) …………………………………………………… 28
Divane (H.F.) ……………………………………………………… 29
Ressam (M.Z.) ……………………………………………………. 30
Boğulan Kadın (A.N.) ………………………………………….. 31
Terk Edilen Şeylerin Korosu ………………………………….. 32
Kurtarılanların Korosu …………………………………………. 34
Taşların Korosu …………………………………………………… 36
Bulutların Korosu ………………………………………………… 38
Ağaçların Korosu ………………………………………………… 39
Avutanların Korosu ……………………………………………… 40
Doğmamış Olanların Korosu ………………………………… 42
YILDIZ KARARTMASI

Takip Edilenlerin Takip Edenlerin
Yerine Geçmemesi İçin ………………………………………… 45
Çıkageldiğinde yalvaçlar ………………………………………… 47
Eyub …………………………………………………………………. 49
İsrail …………………………………………………………………. 50
Gizli Kabir Yazıtı ………………………………………………… 51
Rakamlar …………………………………………………………… 52
Öyle bir yara almışız ki …………………………………………. 53
Ey vatansız renkleri gurup vaktinin! …………………………. 54
Daima, çocukların öldüğü yerlerde …………………………… 55
Yaslı Ana ……………………………………………………………. 57
Veda– ………………………………………………………………… 58
Penceredesin ………………………………………………………… 59
Gün boşaldığında ………………………………………………… 60
Akşam olunca bakışın açılıyor ………………………………… 61
Ama gecede …………………………………………………………. 62
Alev misali …………………………………………………………. 63
Sis varlıkları gibi ………………………………………………….. 64
Kim bilebilir, görünmez odalarda …………………………….. 65
Kelebek ……………………………………………………………… 67
Yeryüzü halkları ………………………………………………….. 68
Yaza girerken ay gizli imler gönderdiğinde …………………. 69
VE GERİSİNİ BİLEN YOK

Sen ki ………………………………………………………………… 73
Kök salar ……………………………………………………………. 74
Bu mültecilerin gezegenler saati ……………………………….. 75
Bir akort çalar meddücezir …………………………………….. 76
Binyılların Büktüğü ……………………………………………… 77
Mavi aylar …………………………………………………………. 80
Nefaset düzeninde yaratıcının …………………………………. 82
Çıktı gitti ruh ………………………………………………………. 83
Bir rüzgâr pelerini ki …………………………………………….. 84
Uzak mavilikte ……………………………………………………. 85
Ve biz ………………………………………………………………… 86
Mezarlar güzergâh mıdır hasretlere? …………………………. 87
Öleyazması adeta kuşun havayı ……………………………… 88
Hazır bütün ülkeler kalkıp doğrulmaya …………………….. 89
Şuraya aşağıya kondu …………………………………………… 90
Saçlarım, saçlarım benim ………………………………………. 91
Bütün masallara ikinci bir çıkış yolunu …………………….. 92
Unutulmuşluk! Ten, ……………………………………………… 93
Seher vakti, …………………………………………………………. 94
Hâlâ gece yarısı bu yıldızda ……………………………………. 95
Ve yazdı …………………………………………………………….. 96
Ve söküp attı, keten bezmişçesine, …………………………….. 97
Ve Metatron, meleklerin en yücesi …………………………….. 98
Ve karanlık kordan Yakub yorgun düşmüştü ……………… 99
Ve çözdü sargıları ……………………………………………….. 100
Ve vurdu kalbinin çekiciyle …………………………………… 101
Yabanbalıyla ……………………………………………………. 102
Sen ayaklandıktan ……………………………………………… 103
Ne kadarı denizlerin kumda çizer yolunu ………………… 104
Yalnızca uykudayken yürekleri ……………………………… 105
Başında Dikenli Bir Taç ………………………………………. 106
Kız kardeşim …………………………………………………….. 107
Hangi madde, ……………………………………………………. 109
Bu, göbek bağını …………………………………………………. 111
Mavi kristalde …………………………………………………… 112
Yine gördüm seni ………………………………………………… 113
Burada– …………………………………………………………… 114
Denizden tuzlu diller …………………………………………… 115
Gecenin taşa tuttuğu …………………………………………… 116
KAÇIŞ VE DÖNÜŞÜM

Ne de hafif ………………………………………………………… 119
Alabildiğine hür yatırılmış ……………………………………. 120
Evlat ……………………………………………………………….. 121
Arasında ………………………………………………………….. 122
Belki de ama………………………………………………………. 123
Zapt edilemez……………………………………………………… 125
Kurtarılan …………………………………………………………. 126
Böyle dendi– ……………………………………………………… 127
Şeffaf saatte ………………………………………………………. 128
Artık durulmaz buralarda ……………………………………. 129
Uykuyu dokuyor nefes ağı …………………………………….. 130
Sıçrıyor …………………………………………………………….. 131
Gelirse biri ……………………………………………………….. 132
Pusula olmaksızın ………………………………………………. 133
Sislerin ardında nerede arayacağız, ………………………… 135
Ne kadarı memleketlerin ……………………………………… 136
Yelesiyle saçlarının ……………………………………………… 137
Yüzümü öte yana vermiş ……………………………………… 138
Ve daima ………………………………………………………….. 139
Böyle Oldu Kaçışım Sözden: ……………………………….. 141
Böyle tırmanır dağ ……………………………………………… 142
TOZSUZ OLANA YOLCULUK

Kim………………………………………………………………….. 145
Sen…………………………………………………………………… 146
Boşuna …………………………………………………………….. 147
Kuğu ……………………………………………………………….. 149
Artık bilmiyorum ……………………………………………….. 150
Bu ametistte ………………………………………………………. 151
ÖLÜM Kİ HÂLÂ YAŞAMI KUTLAMAKTA

Taşlaşan melek ………………………………………………….. 155
Kapıların ardında ………………………………………………. 156
Sessiz mi sessiz kayarak döngüde …………………………… 157
Seyre dalanlar arasında kimse ………………………………. 158
Donmuş devrinde Andlar’ın …………………………………. 159
Ölüm ki sende …………………………………………………… 160
Farklı döşenmiş damarları ……………………………………. 161
Yaprakların ördüğü o çatının altında ……………………… 162
O iki ihtiyar ……………………………………………………… 163
Seslenen kim?……………………………………………………… 164
Dans ediyor– …………………………………………………….. 165
Arayan Kadın ……………………………………………………. 166
Ve gebedir mucizelere …………………………………………… 170
Çekip gidiyor işte en akla gelmeyeni bile ………………….. 171
Gece Nöbeti Oyunundan Bir Sahne …………………….. 172
Çaresizliğin dallarına tutunmuş …………………………….. 173
Bana ne yapıyorsunuz …………………………………………. 174
Alıp başını giden sevginin ……………………………………… 175
Bükülü çizgisi cefanın ………………………………………….. 176
Gecelerin Gecesi ……………………………………………….. 177
Bu muammalar kolyesi ……………………………………….. 178
Öylesine yalnız ki insan ………………………………………. 179

Önsöz

Nelly Sachs 1966’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığı zaman ödül komitesi onun şiirinin etkili bir duygu yoğunluğuyla Yahudi halkının evrensel trajedisini lirik ağıtlar ve dramatik yaşam kesitleri olarak dile getirdiğini belirtmişti. Gerçekten de Nelly Sachs, Hitler döneminde Almanya’da yaşanan büyük kıyım trajedisinin doğrudan doğruya bir kurbanı olmamakla birlikte, hem kendi ailesinden birçok yakınını hem de bir parçası olduğu Yahudi topluluğunu yok etmeye kalkışan dehşet verici bir girişimin tanığı olmuştu. Varlıklı bir ailenin kızı olarak 1891’de Berlin’de doğan Nelly Sachs sağlık nedenleri yüzünden eğitimini özel öğretmenlerle sürdürdü. Ailesi onun müzik ve dans eğitimi almasını da sağladı. Ama o genç yaşta babasının desteğiyle daha çok edebiyata büyük bir sevgiyle bağlandı. İlk şiirleri on yedi yaşındayken dergilerde yayımlandı. Kukla tiyatrosu için oyunlar yazdı. On beş yaşındayken babasının ona hediye ettiği Selma Lagerlöf’ ün Gösta Berling Efsanesi yüzünden büyük hayranlık duyduğu 1909 Nobel Edebiyat ödülü sahibi bu İsveçli yazarla mektuplaşmaya başladı ve ona yazdığı ilk şiirlerini gönderdi. Bu mektuplaşmalar Lagerlöf’ün 1940’da ölümüne kadar sürdü. Gene bu mektuplaşmalarla başlayan dostluk sayesinde, evlerinin Gestapo tarafından aranması üzerine, Gudrun Dähnert adlı bir Alman arkadaşının aracılığıyla Selma Lagerlöf, İsveç Kraliyet ailesinden Prens Eugen’in desteğiyle Nelly’nin ve annesinin İsveç’e sığınmalarını sağladı. Ancak Nelly Sachs İsveç’e ulaşmadan Selma Lagerlöf ölmüştü.

Nelly Sachs’ın 1921’de yayımlanan Legenden und Erzaehlungen (Efsaneler ve Masallar) kitabı Hıristiyan mistisizminden izler taşıyordu. Şair gerçek kimliğini II. Dünya Savaşı yıllarından sonra buldu. Gerek Nazi yönetiminin Yahudilere yaşama hakkı tanımadığı yıllardaki Almanya’da, gerekse daha sonra 1970 yılında ölünceye kadar yaşadığı İsveç’te yazdığı şiirlerde Nelly Sachs o yılların dehşet dolu yaşantılarını eşsiz bir duyarlıkla yansıttı. Bir yandan öğrendiği İsveççeyle Almancaya çeviriler yaparak İsveç şiiriyle Almanya arasında önemli bir köprü kuruyor, bir yandan da kendisi için ürpertici bir esin kaynağı olan o büyük kıyımın trajedisinden özgün bir ağıt dili yaratıyordu.

Bu kitapta bir araya getirilen şiirler “Ölümün Evlerinde”, “Yıldız Karartması”, “Ve Gerisini Bilen Yok”, “Kaçış ve Dönüşüm”, “Tozsuz Olana Yolculuk” ve “Ölüm ki Hâlâ Yaşamı Kutlamakta” başlıklarını taşıyor. Bu başlıklardan da anlaşılacağı gibi “ölüm” ve “karanlık”, “kaçma” ve “kovalama” gibi temalar şairin üzerinde en çok durduğu temalar. Ancak bu şiirlerde çekilen bütün acılara karşın bir kin ve nefret, bir öç alma duygusuna rastlayamazsınız. Nitekim 1950’li yılların sonuna doğru Hans Magnus Enzesberger, Alfred Andersch, Ingeborg Bachman ve Paul Celan gibi Almancanın önemli şair ve yazarları Nelly Sachs’ın Almanya’da yeniden keşfedilmesini sağladılar. Kendisine 1959’da Alman Endüstrisi Birliği Edebiyat Ödülü, 1960’ta Meersburger Droste Ödülü verildi. 1961’de ise daha sonra kendi adını taşıyacak olan bir edebiyat ödülünün ilk sahibi oldu. 1965’te Alman Kitap Yayıncıları Birliği kendisine Barış Ödülü verdiğinde, “Geçmişin bütün korkunç olaylarına karşın size inanıyorum. Gelin birlikte yeni bir geleceğe yürüyelim,” diyen Sachs hep kaçan ve kovalanan olduklarına, ama bu yüzden hiçbir zaman kovalayan olmaları gerekmediğine de içtenlikle inanıyordu. “Ben her zaman söylenemeyeni bu engeli aşacak bir düzeye getirmeye ve onu dayanılabilir kılmaya çalıştım; ve bu gecelerin gecesinde, kutsal karanlıkta gizli olan ürpertinin ve acının ne olduğu konusunda bir fikir vermek istedim,” diyordu Nelly Sachs. Son şiirlerinde (Spaete Gedichte) “Gluehende Raestel” adını verdiği bir bölümdeki şiirleri Necmi Zekâ Akkor Bilmeceler adıyla Türkçeye çevirmiş ve bizi yaşanan bu büyük trajedinin yakıcı bilmeceleriyle karşı karşıya getirmişti. Melike Öztürk’ün bu çevirilerinde de Nelly Sachs’ ın yapıtlarından yansıyan o derinden gelen sesi, bir ermişin, bir bilgenin sesini duyacağız.

CEVAT ÇAPAN

Ölümün Evlerinde

EY AĞLAYAN ÇOCUKLARI gecenin!
Ölümüne imlenen çocukları gecenin!
Girişi yok artık uykunun.
O kadınlar, ki ürkütücü bekçiler
Anaların yerini alıp,
Yalancı ölümü el kaslarına gerdiler,
Kirişlere, onu duvarlara ektiler–
Kuluçkaya yatıldı dehşetin yuvalarında.
Bebeler ana sütü yerine korku emiyor. 

Ana daha dün yanımıza
Ak bir ay gibi çekti uykuyu,
Öpmeye doyulamayan elma yanaklarıyla
oyuncak bebekti gelen

Bir kolunda,
İçi doldurulmuş hayvan, capcanlı
Olmuş haliyle artık sevgiden,
Öbür kolunda,–
Ölüm rüzgârı eser şimdi,
Mintanları sıyırarak başların,
Artık kimsenin taramayacağı saçların üzerinden

HANGİ GİZLİ ARZULARI kanın,
Sanrı düşlerinin ve binlerce kez
Katledilmiş yeryüzünün
O korkunç kuklacıyı ortaya çıkardı?

O ki köpüren ağzıyla
Dehşetengiz üfürükler saçtı
İşlerinin dönenen çember sahnesine
Çekilen külrengi ufkuyla korkunun!

Kötücül ayla kurulan katilleri oynar gibi
Heyhat! O kül tepeleri: 

Kaldır indir kolları,
Kaldır indir bacakları
Sina halkının batan güneşi
Ayaklar altındaki kırmızı halı gibi.

Kaldır indir kolları,
Kaldır indir bacakları
Ve çekilen kül rengi ufkuyla korkunun
Çağların saati gibi duran
Devasa yıldızı ölümün.

SİZ SEYRE DALANLAR 

BAKIŞLARININ ALTINDA insanların öldürüldüğü.
Nasıl hissedilirse sırtta bakış,
Canlarınızda hissedin siz de
Ölülerin bakışlarını.

Kaç kırıcı göz bakacak size
Saklandığınız yerden çıkıp
bir menekşeyi kopardığınızda?

Kaç yükselip yakaran el
Yaşlı meşelerin
Martirler1
gibi dolanmış dalları arasından?
Akşam güneşinin kanında
Anıların ne kadarı büyür?

Ey söylenmemiş ninniler
Ki gece çağrısı üveyikte–
İndirebilecekken yıldızları aşağıya,
Şimdi yaşlı kuyu yapacak bunu onun yerine!

Siz seyre dalanlar,
Katil ellerini kaldırmayanlar,
Hasretten ama silkeleyemeyenler tozu
Kalakalanlar, orada, ışığa
Dönüşürken o.

SENİN İÇİN yaktığım mum,
Zelzele konuşur havasıyla alev dilinin,
Mezardan, gözden damlayan su olur da
Tozunu, senin sonsuz yaşama çağırdığı duyulur

Ey kendine fukaralığı mesken tutan yüksek buluşmalar.
Bir bilebilseydim ne demek istediklerini elementlerin;
Sana çıkıyor, her şey sana çıkıyor
Sana; ağlamaktan başka elimden bir şey gelmiyor.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Şiir
  • Kitap AdıHâlâ Gece Yarısı Bu Yıldızda
  • Sayfa Sayısı184
  • YazarNelly Sachs
  • ISBN9789750715389
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviCan Yayınları / 2020

Yazarın Diğer Kitapları

Beriahome Harf Kupa

Aynı Kategoriden

  1. Müptela ~ Ramazan AteşMüptela

    Müptela

    Ramazan Ateş

    RAMAZAN ATEŞ 1990 yılında İzmir’in Bergama ilçesine bağlı Göçbeyli kasabasında doğdu. Adıyaman Rekabet Kurumu Lisesini bitirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümünden...

  2. Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni (Cd’li) – Genco Erkal’ın Sesinden Nazım Hikmet Şiirleri ~ Nazım Hikmet RanNe Güzel Şey Hatırlamak Seni (Cd’li) – Genco Erkal’ın Sesinden Nazım Hikmet Şiirleri

    Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni (Cd’li) – Genco Erkal’ın Sesinden Nazım Hikmet Şiirleri

    Nazım Hikmet Ran

    “Ne güzel şey hatırlamık seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında Vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının İçimde ikinci bir insan...

  3. Damlalar ~ Necdet EREMDamlalar

    Damlalar

    Necdet EREM

    İnsanı Yüceltmek. Felsefenin ve paralelinde hareket eden sair ilimlerin gayesi; İnsan’ı layık olduğu değere yüceltmek ise! Muhatabının Allah, Makamının Cennet, hayattan beklentisinin ebedi saadet...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur