Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Her Şey Dahil
Her Şey Dahil

Her Şey Dahil

Kerem Aslan

“Babamın kışın ölmesi iyi olmadı, haberi kokusuyla birlikte yayıldı. Komşusu Neriman Teyze o akşam çöpü çıkarmak için kapıyı açtığında, bu pis kokunun elindeki poşetten…

“Babamın kışın ölmesi iyi olmadı, haberi kokusuyla birlikte yayıldı. Komşusu Neriman Teyze o akşam çöpü çıkarmak için kapıyı açtığında, bu pis kokunun elindeki poşetten değil de karşı kapıdan geldiğini hemen anlamış ve zavallı adamın Allah korusun ama, galiba ölmüş olduğunu düşünmüş. Zaten fazla konuşkan olmayan, evden dışarı da ancak birkaç günde bir alışveriş için çıkan babamı günlerdir görmediği de aklına ilk o zaman gelmiş. Yine de bir umut, o sırada içeride haberleri seyreden kocası Bülent Amca’yı çağırıp babamın ziline bastırmış. Bülent Amca zile ikinci kez basmaya gerek duymamış, arkasına dönünce de Neriman Teyze’nin çoktan ağlamaya başladığını, tülbendiyle gözlerini sildiğini görmüş. Bülent Amca karısını içeri yolladıktan sonra kapıcıya haber verip hemen bir çilingir çağırmasını söylemiş. Neyse ki kapıcı böyle durumlarda polise de haber vermek gerektiğini biliyormuş. Polislerden yaşlı olanı başıyla işaret verince çilingir beyaz, plastik bir kartı kapının arasına sıkıştırmış, kapıyı kulpundan tutup yukarı itmiş, kartı da birkaç kez ileri geri oynatınca kapı şık diye açılmış. Ama koku bütün apartmana yayılmaya başlarken polislerin, Bülent Amca’nın ve kapıcının akıllarında tek bir şey varmış: Demek bu kadar kolay! Polisler kollarıyla burunlarını kapatıp içeri girdiklerinde babam, mutfakla salon arasındaki uzun koridorda, dört gündür, öylece yatıyormuş.”

Birbirine dolanan arzular, hiç durmadan yağan yağmur gibi bizi kıstıran yorgunluklar, zamanın insafsızlığı, eksikliğin sıkıntısı, hayatın yeknesaklığı ve benzersiz coşkusu.

Kerem Aslan, yarı karanlıkta bir zamanı anlatıyor; eve sığınan, evi bulan ve özleyen ince bir hüznü.

Her Şey Dahil, uyumsuzluk öyküleri, bulanık, perdesiz ve yanı başımızda.

İÇİNDEKİLER
Haydi Yavrum Feridem…………………………………………………..9
Kapan…………………………………………………………………………………………………23
Her Şey Dahil…………………………………………………………………………….35
Üçe Kadar Sayıyorum……………………………………………………..47
Altüst………………………………………………………………………………………………….61
Resimdeki Sanatçı………………………………………………………………73
Her Şey Dahil II………………………………………………………………………85
Mesut’un Halleri……………………………………………………………………99

Haydi Yavrum Feridem

Anneannem o gece rüyasında rahmetli dedemle seviştiğini gördü. Aslında dedemin hiç huyu değildi, ama şimdi yeşil kadife koltuğa oturmuş, arkasına yaslanmış, başını bacaklarının arasından kurtarmaya uğraşan anneanneme “Biraz daha, biraz daha…” diyordu. Anneannem ağzındakini çıkarıp “Çocuklar…” diyebildi. Bir an dış kapının açıldığını, çocukların okuldan döndüğünü sanan dedem kalkıp toparlanacak oldu, ama sonra hemen hatırladı, kapıyı kilitlemişti. Bu kısa süreli şaşkınlık anneannemin kendini kurtarıp ayağa kalkmasına yetti. “Hadi yeter bu kadar,” dedi, “çocuklar gelir birazdan.” Belli etmiyordu ama şüphelenmişti, bu işte bir iş vardı. Başörtüsünün kenarıyla ağzını silerken düşündü: Niye kudurdu bu böyle? Muhakkak dairede bir şey oldu. Ya kadının biri bir laf etti, bu da hırslandı, gelip bana saldırdı. Ya da önünde yürüyen kıza takıldı gözü, ona elleyemeyince de… Anneannem dedemi banyoya gönderdi. “Çocuklar gelmeden git yıkan,” dedi, daha namazını da kılmamıştı. Mutfağa geçip ocağı yaktı. Bir an tereddüt etti. O da mı yıkansaydı? Önce çocuklar yemek yesin, diye düşündü, tahta kaşığı aldı. Çorbayla birlikte aklı da karışıyordu: Fazla mı huysuzluk ettim? Yatağa giriverseydik, alıverseydi hevesini. Zaten ne zamandır… Zaten ne zamandır sevişmiyorlardı. Anneannem kızları büyümeye başladığından beri tuhaflaşmıştı. Dedemin canı ara sıra sevişmek istiyor, ama anneannem dedemin yatağın öbür ucundaki kıpırdanışından yaklaşmakta olan tehlikeyi fark edip hemen dua etmeye başlıyor, meşguliyetini belli etmek için de ya duanın kimi yerlerinde sesini yükseltiyor ya da avuçlarıyla yüzünü örtüp arka arkaya “Amiiin, amiiin, amiiin,” diyordu. Dedem, çaresiz, yeniden duvara dönüyor, duvardan yüzüne yayılan soğuğu düşünürken uyuyakalıyordu. Anneannem kendine engel olamıyordu, ne zaman sevişecek olsalar aklına kızları geliyordu. Akılları maşallah her şeye yeten kızların muhakkak bunları da düşündüklerini, anne babalarının nasıl seviştiğini hayal ettiklerini hayal ediyordu. Hele geçen gün, pazardan döndüğünde, salonda karşılaştığı manzara gözlerinin önünden gitmiyordu. Büyük kızı (annem) kanepeye uzanmış, elindeki yastığı orasına sürtüp duruyordu. Anneannem kızının ne yaptığını anlamazlıktan geldi, bir iki adım geri çekildi, ayaklarını beton zemine gürültüyle vurarak salona girdi, geçip kızının karşısına oturdu. Nefes nefese “Ay vallahi öldüm,” dedi, hiçbir şey görmediğini belli etmek istiyordu, “bütün pazarı dolaştım, hiçbir şey kalmamış. Bari haftaya sabahtan gideyim.” Kızlar gelmiş, sofra kurulmuştu. Dedem banyodan çıkıp yatak odasına girerken salona doğru bağırdı: “Kesin şu gürültüyü!” Anneannem, teyzem, annem yerdeki sofranın etrafına dizilmiş, dedemin gelmesini bekliyorlardı. Annem çocukken ne kadar da şımarıkmış! Bir yandan “Hadi artık, çok acıktım,” diye söyleniyor, bir yandan da elindeki kaşığı tabağın kenarına “çınnn, çınnn, çınnn” vuruyordu.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Sur – Beyaz Uyku ~ Osman ÖzbaşSur – Beyaz Uyku

    Sur – Beyaz Uyku

    Osman Özbaş

    Kâtip diğer dosyayı önüne çekerken Çavuş yanlarından ayrıldı. İsrael onun arkasından göz ucuyla bakarken, ‘acaba bir şeyler ters gider mi’ diye düşünüyordu. Mülteciler Komiserliğinin...

  2. Küçük Yuvarlak Taşlar ~ Melisa KesmezKüçük Yuvarlak Taşlar

    Küçük Yuvarlak Taşlar

    Melisa Kesmez

    “Toprak ayağımızın altında yumuşacık, kırmızı. Bacaklarımızı ısıran dikenlere aldırmıyoruz. Çalıların içinde bin bir çeşit hışırtı, kıpırtı, çıtırtı, vızıltı… Kuşlar, böcekler, taşlar… Uçanlar, koşanlar, sürünenler,...

  3. Ömürdeğer ~ M. Sadık AslankaraÖmürdeğer

    Ömürdeğer

    M. Sadık Aslankara

    Yazarımız M. Sadık Aslankara’dan yeni bir roman… Aslankara, adından da anlaşılacağı gibi bir ömür değerlendirmesine, geçmişle hesaplaşmaya girişiyor romanında: Kahramanımız, edebiyatımızın ünlü 50 Kuşağı’na...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur