Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Mucize Çocuğun Zeka Rehberi
Mucize Çocuğun Zeka Rehberi

Mucize Çocuğun Zeka Rehberi

Ronald Backbone

Doğduğu andan itibaren çocuklar, çevrelerinde olan bitene, seslere, renklere, kokulara ve özellikle de şekiller ile kişilerin yüzlerine çok dikkat ederler. Bir çocuğun çevresiyle olan…

Doğduğu andan itibaren çocuklar, çevrelerinde olan bitene, seslere, renklere, kokulara ve özellikle de şekiller ile kişilerin yüzlerine çok dikkat ederler. Bir çocuğun çevresiyle olan ilişkisi, büyüdükçe çevreyi araştırma, öğrenme ve yorumlama isteğine dönüşür. Her çocuk çevrede benzer şeyler görür ama her çocuk bu gördüklerini tamamen kendisine has bir biçimde yorumlar. Bütün bir hayatına etki edecek bu algılama durumu, çok zaman ebeveynlerin bilinçli ya da bilinçsiz davranışları nedeniyle ya sekteye uğrar ya da çok doğru bir şekilde yönetilerek, zekâsını işlevsel ve yaratıcı olarak kullanabilen bireylere dönüştürür çocukları. İşte bu hassaslık nedeniyle Pedagog Dr. Ronald Backbone, zekânın aslında ne olduğunu, nelerden etkilendiğini ve yaratıcı bir zekânın nasıl geliştirilebileceğini bize aktarmaya çalışıyor.

Davranışlarımızdan beslenme yöntemlerine, oynadığımız oyunlardan verdiğimiz tepkilere kadar akla gelebilecek her türden pratik unsuru değerlendiren bu kitap, anne babaların ellerinden düşürmeyecekleri bir rehber olacak.

***

Zekâ Nedir?

Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme, soyut düşünme, muhakeme etme ve bu zihinsel işlevleri uyumlu şekilde bir amaca yönelik olarak kullanabilme yetenekleri zekâ olarak adlandırılmaktadır.

Zekânın farklı tanımlarının olmasına karşılık zekâya ilişkin kuramların tümü zekânın geliştirilebilecek bir kapasite ya da potansiyel olduğu ve biyolojik temellerinin bulunduğu noktalarında birleşir. Buna göre zekâ, bireyin doğuştan sahip olduğu, kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen ve merkez sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevreden kaynaklanan etkenlerle biçimlenen bir bileşimdir.

Zekâ, salt bir bedensel gösterge değil, aynı zamanda pek çok karmaşık elektriksel iletimin de bir sonucudur. Zekâ, kişinin çevresel duyumunun ve algılama kapasitesinin de bir sonucu olarak kişinin davranışlarında gösterdiği tutarlılık, denge ve yaratıcılığın da bir ifadesidir.

Kişinin karar verme ve yaratıcı olma durumlarını belirleyen en temel etken, bu karar verme sürecini olumlu ve işlevsel halde tutan zekâ kapasitesi ve onun farklı alanlardaki işlevselliğidir. Yaşamımız, tek türden bir zekâ ile sürdüremeyeceğimiz kadar karmaşıktır, bu yüzden 8 farklı zekâ türü tanımlamak daha doğru ve daha işlevseldir.

Charles Richet’e göre zekâ:

 

•             Hafıza

•             Özümseme

•             Anlayış

•             Hedefli ve tutarlı görüş

•             Davranış bütünlüğü

•             Genelleme yetisi

•             Çıkarsama yetisi

•             Sağduyu

 

Şeklinde ifade edilebilecek 8 bahisten oluşur. bunların her biri de esasta birbiriyle ilişki içinde bulunan, aynı sürecin 8 farklı kolu gibidirler.

Hafıza, tecrübelerimizi ve öğrenme sürecinde elde ettiğimiz her türden veriyi depoladığımız ve gerektiğinde kullanıma hazır tuttuğumuz yerdir. Beynin korteks tabakasındaki bu muhteşem depo, bize hem bilinç düzeyinde hem de bilinçaltı düzeyde katkı yapar.

Özümseme kavramı da, çevremizde duyumsadığımız değişkenleri algılama ve onları zihinsel işleme tâbi tutabilecek şekilde kullanılır hale getirme becerisidir. Pek çok günlük kararımız esasta özümsememizle ilgilidir.

Anlayış, bize gelen uyaranlara karşı, algımızda elle ettiklerimizden zihnimizi meşgul edenlere verdiğimiz addır. Bu kavram algımızın seçiciliğiyle ilgilidir ve doğrudan eğitimimize ve önceki tecrübelerimize bağlıdır. Bu nedenle de çocukların eğitiminde, onlara neler sunacağımız çok önemlidir. Çünkü onları doğru ve özgür kavram alanlarında yaşatmak ya da bir takım düşünce kalıplarının dışına çıkamayacakları bir hale sokmak biz anne babaların ve yakın çevrenin elindedir.

Zekâ, kullanıldıkça bize yaşam hakkında ve gündelik kararlar hakkında; ayrıca bilimsel, dilsel, politik, ekonomik ve daha nice profesyonel dal hakkında öngörülerde bulunma şansı verir. Kişinin zekâsının bir belirtisi olan bu öngörülerin, kişinin görüşünü geliştirmesi ve bir hedef dahilinde kalarak tutarlı olması beklenir. Aksi duruma dikkat dağınıklığı ya da konsantrasyon bozukluğu denmektedir ki, çocukların karar verme ve etkin yaşam becerileri üzerinde çok olumsuz etkileri vardır.

Davranış bütünlüğü ya da edimsel tutarlılık da kişinin hem karar mekanizmaları olarak, hem de eylemsel arka plan olarak, kendisiyle çelişmeyen, sahiplendiği kişisel, ahlaki, toplumsal ve etik değerleri koruyup gözeterek yaşamında ilerlemesini sağlamasıdır.

Yalan söylemek bir tercih meselesi değil, bir davranış bütünlüğü sorunudur. Kökeni de aileden gelen çelişkili davranışlar ve tepkilerdir.

Çocuğu doğru söylemeye teşvik edip, “babana şöyle de,” “teyzene böyle deme” gibi ibarelerle onun karakterini zedelemek davranış bölünmesine yol açar ve anne babaların en çok şikayet ettikleri yalan söyleme durumu ortaya çıkar.

Zekâ Türleri

Eskiden tek zekâ kavramından bahsedilirken bugün 8 farklı zekâ türü olduğu kabul ediliyor. Peki siz hangi zekâ türüne sahipsiniz? İşte 8 farklı zekâ türü…

 

•             Sözel Zekâ

•             Sayısal Zekâ

•             Görsel Zekâ

•             Müzik Zekâsı

•             Bedensel Zekâ

•             Sosyal Zekâ

•             İçsel Zekâ

•             Doğal Zekâ

 

-1-

Sözel zekâ

Kelimeleri etkili kullanma yeteneğidir. Dinleyerek öğrenmeyi sever, duygu ve düşüncelerini sözel ifadelerle aktarırlar. İyi yazarlar, iyi anlatırlar, kitap okumayı, kelime oyunları severler. Kavramlarla ve kelimelerle düşünürler. Sözel zekâya sahip insanlar daha çok yazar, gazeteci ve politikacı olurlar.

Sözel Zekâ bu zekâ büyük olasılıkla bize en tanıdık gelen ve en iyi bildiğimiz türdür.     Hepimiz ayakta olduğumuz zamanların çoğunu sözel zekâmızı kullanarak geçiririz. Genel    eğitim sistemlerimizin ana vurgularından biri de budur.Çağdaş zekâ araştırmacılarına göre üç binden fazla farklı dili konuşabilme yeteneğiyle doğarız. Ama doğduğumuzda bunlardan herhangi birini bile konuşabilir durumda olmayız! Çevremizde kullanılan dille etkileşimde bulunmaya başladığımızda beyin dilin tüm seslerini tanıyabilir durumdadır. Kültürel motiflerle, duyma sıklığıyla, bu sesleri taklit etme girişimleriyle ve çok büyük olasılıkla kendi ayakta kalma içgüdülerimizle dil beynimize iyice yerleşir. Genellikle bu potansiyel dillerden yalnızca birini ya da ikisini tam olarak hakim olabildiğimiz, karmaşık dil sistemleri halinde geliştirebiliriz.Sözel zekâ dille yaptığımız her türlü çalışmayla ilgilidir: gazete, kitap ya da satın aldığımız çeşitli ürünlerin üzerindeki etiketleri okuyabilme yeteneği, düz yazı, şiir, rapor ve mektup yazabilme yeteneği, dinleyiciler önünde konuşma yapabilme ya da bir arkadaşınızla sohbet edebilme yeteneği gibi. Başka birinin konuşmasını dinleyebilme ve hem ne söylediğini hem de ne gibi bir mesaj vermek istediğini anlayabilme de sözel zekânın ilgili olduğu alanlardandır.Kendi sözel zekânızı daha iyi keşfetmek için aşağıdaki alıştırmaları yapın:

•  İki hafta boyunca bir mizah dergisini elinizin altında bulundurun. Gün içerisinde söze dayalı komik şeyleri bulabildiğiniz kadar bulup bir yere yazın. Çevrenizdekilerin yaptığı nükteli kurnazca yorumlara kulak verin. Yazılı ya da sözlü, resmi ya da samimi diyaloglarınızda geçen kelime oyunlarını bulun. Kendinize her gün yeni bir şaka öğrenme hedefi koyun ve bunu arkadaşlarınızla ve ailenizle paylaşın. Bu iki hafta boyunca kendi “espri gücünüzü” nasıl geliştirebildiğinizi izleyin.

•  İçinde çapraz bulmacalar, karışık sözcük oyunları, akrostişler ve benzeri oyunlar olan sözcük oyunları kitabı alın. Haftanın her günü farklı bir sözcük oyunuyla ya da bulmacasıyla uğraşın. Yapabildiğiniz kadar yalnız başınıza yapmaya çalıştıktan sonra başkalarının müdahale etmesine izin verin. Kolaydan başlayıp giderek daha karmaşık oyunları ya da bulmacaları yapıp yapamadığınıza bakın.

•  Sabahları işe gitmeden önce bir sözlük alıp gözleriniz kapalı olarak rastgele bir sözcüğe işaret edin. Sözcü Sözcüğün okunuşunu ve anlamını öğrenin. Gün içinde ailenizle ya da iş arkadaşlarınızla konuşurken sözcüğü kullanmaya çalışın. Onu kendi düşünme süreçlerinizde de kullanın. Onu kullanabileceğiniz ilginç, değişik yollar bulmaya çalışın. Gün boyunca duyduğunuz tüm deyimlerin bir listesini tutun. Sözcüklerin kelime anlamlarına doğrudan bakıldığında çok komik olanlarını bile (örneğin etekleri zil çalmak, dilinde tüy bitmek ve benzerleri gibi). Ayrıca çevrenizdekilerin konuşmalarında fark ettiğiniz çift anlamlı ifadelerin listesini tutmaya başlayın. Örneğin dilini ısırmak, keçileri kaçırmak ve benzeri gibi. Bu tür şeylerin sözcük anlamlarını gözünüzün önünde canlandırmaya çalışın. İşte “çevrenizdekilerin söyledikleri şeyleri nasıl söylediklerine” dikkat edin ve kullandıkları sözcüklerin anlamıyla seslerinin tonunda, ritminde ve yüksekliğinde bir uyuşmazlık olup olmadığını bulmaya çalışın. Konuşmalarının tonu ya da ritmi değiştirildiğinde sözcüklerinin anlamlarının nasıl değişebileceğini düşünün. Örneğin birinin “Sana söyleyecek çok önemli bir haberim var,” dediğini duyduğunuzda o kişinin bunu çok monoton, heyecansız bir şekilde söylediğini düşünün. Ya da birinin diğerine gergin bir tonda rahatlamasını söylemesini gözünüzün önüne getirin.Bir dostunuzdan, iş arkadaşınızdan ya da başka birinden on farklı çok ilginç konuyu on farklı karta yazmasını isteyin. Bunları ikiye katlayıp bantlayın. Gün içinde çeşitli zamanlarda, ara verdiğinizde ya da arabanızla işten eve giderken cebinizdeki bu kağıtlardan rastgele birini seçip bu konuda doğaçlama konuşun. Bir çırpıda düşünüp karar vererek ve karşınızdaki kişinin ne dediğinizi bilerek konuştuğunuzu düşünecekleri şekilde en az beş dakika konuşun.Her zekânın farklı boyutlarını tanımlayan “temel işlemleri” ya da özellikleri vardır. Sözel zekânın temel özellikleri şunlardır:

•  Sözcüklerin sırasını ve anlamını anlayabilme (Anlam bilimi ve sözdizimi)

•  Açıklama, öğretme ve öğrenme.Sözcükler yoluyla espri yapma

•  Bir işin akışında diğerlerini ikna edebilme (ikna edici konuşabilme ve yazabilme)

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur