Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Para ve Devlet
Para ve Devlet

Para ve Devlet

Barış Gönülşen, Robert Skidelsky

Ekonomideki baskın görüşe göre para bir değişim aracından başka bir şey değildir ve ekonomi piyasanın “görünmez el”ine teslim edildiğinde en iyi sonuçlar elde edilir….

Ekonomideki baskın görüşe göre para bir değişim aracından başka bir şey değildir ve ekonomi piyasanın “görünmez el”ine teslim edildiğinde en iyi sonuçlar elde edilir. Paranın “düzensizleşmedikçe” önem taşımadığı ve piyasaya devlet müdahalesinin genellikle işleri daha da kötüleştirdiği varsayımı makroiktisat politikalarında egemen görüş olagelmiştir. Oysa 1929-1932 Büyük Buhranı ortodoks ekonominin varsayımlarını boşa çıkarmıştı. Ardından devlet, işverenler ve sendikalar arasında oluşan istikrarsız güç dengesi, Keynesyen politikaların Batı dünyasının yeni iktisadi paradigması olarak ortaya çıkmasını sağladı. Ne var ki 1970’lerin stagflasyonu Keynesyen politikanın tümden reddine yol açtı. Yaklaşık 30 yıl sonra gerçekleşen 2008 mali çöküşünün yol açtığı küresel dramın başrolünde bu kez para ve devlet varken, iktisat onlara hak ettikleri başrolleri vermekten çok uzak kaldı. 2008’den beri yeni bir “büyük fikir” ortaya çıkmadığı gibi, ortodoks ekonomi bizleri anemik bir küresel ekonomiyle baş başa bırakan cezalandırıcı kemer sıkma politikalarını yasalaştırarak egemenliğini hâlâ sürdürüyor. Günümüzün en seçkin politik iktisatçılarından Robert Skidelsky, okurları Keynes’in “büyük fikir”inin temel unsurlarıyla tanıştırmayı ve iktisadın katı bir bilim olmadığını göstermeyi; ayrıca gelecek nesil iktisatçıları kavramsal hapishanelerinden kurtulmaları ve para ve devlete hak ettikleri rolleri vermeleri için cesaretlendirmeyi amaçlıyor. Makroekonomiyi yeniden bir analiz birimi haline getirerek okurlara 2008-2009 ekonomik çöküşünün Keynesyen çözümlemesini sunan Para ve Devlet, iktisat biliminin geçmişine, geleceğine ve nasıl değişmesi gerektiğine dair eleştirel bir inceleme.

ROBERT SKIDELSKY, Warwick Üniversitesi’nde siyasal iktisat onursal profesörüdür. Kaleme aldığı üç ciltlik John Maynard Keynes biyografisi (1983, 1992, 2000) Lionel Gelber Uluslararası İlişkiler Ödülü ve Dış İlişkiler Konseyi Uluslararası İlişkiler Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda ödüle layık görülmüştür. 1991’de yaşam boyu asalet unvanıyla onurlandırılmış, 1994’te British Academy üyesi olmuştur.

Genciyle yaşlısıyla tüm siyasal iktisat öğrencilerine…

İÇİNDEKİLER
ŞEKILLER LISTESI 15
ÖNSÖZ 19
GIRIŞ 23
I. ÇÖZÜLMEMIŞ SORUNLAR 23
II. SUÇLULAR 27
III. KITABIN GENEL HATLARI 31
EK I.I: FIKIRLER, ÇIKAR GRUPLARI VE DÖNGÜLER 35
BİRİNCİ KISIM: İKTİSADİ DÜŞÜNCE TARİHİ
1. BÖLÜM PARANIN GİZEMLERİ: KISA TARİH 45
I. KLASIK DIKOTOMI 45
II. PARANIN KÖKENLERI 48
III. PARANIN DEĞERI 50
IV. ALACAKLILAR VE BORÇLULAR 53
V. PARANIN MIKTAR TEORISININ KÖKENLERI 58
VI. PARA TALEBI 61
VII. PARA: BÜYÜK DÜZENBAZ 63
VIII. SONUÇ 65
2. BÖLÜM: ALTIN STANDARDI TARTIŞMASI 67
I. ALTIN STANDARDINA GIRIŞ: 1690’LARDA BRITANYA’DA
YENI MADENÎ PARA BASMA TARTIŞMASI 67
II. 19. YÜZYIL PARA TARTIŞMALARINA GENEL BIR BAKIŞ 72
III. KÜLÇECILER (BULYONIZM) VE “REAL BILLS” DOKTRINI 73
IV. KÂĞIT PARA EKOLÜ VE BANKACILIK EKOLÜ 77
V. ÇIFT MADEN SISTEMI 79
VI. ALTIN STANDARDI ASLINDA İŞE YARADI MI? 81
3. BÖLÜM: PARANIN MİKTAR TEORİSİ: TARİHTEN BİLİME 91
I. PARANIN MIKTAR TEORISI: İKI AYRI KOL 91
II. FISHER’IN NOEL BABASI 93
III. KNUT WICKSELL’IN KREDI PARALI PMT VERSIYONU 99
IV. WICKSELL MIKTAR TEORISYENI MIYDI? 102
V. SONUÇ 103
EK 3.1. FISHER’IN DENKLEMI 104
4. BÖLÜM VERİMLİ DEVLET, VERİMSİZ DEVLET TEORİLERİ 105
I. GIRIŞ 105
II. MERKANTILISTLERIN VERIMLI DEVLETI 110
III. SIYASAL İKTISATÇILARIN MÜSRIF DEVLETI 114
IV. VICTORIA DÖNEMININ MALI YAPILANMASI 118
V. MERKANTILIZMIN DEVAMLILIĞI 121
VI. SONUÇ 127
İKİNCİ KISIM: KEYNES’İN YÜKSELİŞİ, ZAFERİ VE DÜŞÜŞÜ
5. BÖLÜM KEYNES’İN MÜDAHALESİ 133
I. PARADAKI SORUN 134
II. MALIYE POLITIKASINDAKI SORUN 141
III. MACMILLAN KOMITESI 150
IV. İSTIHDAM, FAIZ VE PARANIN GENEL TEORISI 154
V. POLITIKA ÇIKARIMLARI 161
VI. SONUÇ 166
EK 5.1: KLASIK MODEL İLE KEYNESYEN MODEL
ARASINDAKİ KARŞITLIK 170
EK 5.2: MALI ÇARPAN 171
6. BÖLÜM KEYNESYEN HÂKİMİYET 175
I. KEYNESÇILIĞIN EGEMEN OLUŞU 175
II. TAM İSTIHDAM KEYNES’CILIĞI: 1945 – 1960 180
III. BÜYÜME KEYNESÇİLİĞİ: 1960 – 1970 188
IV. CANLANMANIN KUVVETLI OLMASININ NEDENLERI 194
V. STAGFLASYON KEYNESÇILIĞI: 1970 – 1976 203
VI. BÜYÜK BRITANYA: KEYNESYEN YOLUN SONU 209
7. BÖLÜM PARASALCILIĞIN TEORİSİ VE PRATİĞİ 213
I. KEYNES VE KLASIKLER 214
II. NEOKLASIK SENTEZ 215
III. KARŞI-ORTODOKSININ DOĞUŞU 217
IV. PARASALCILIK 219
V. PARASALCI DENEY: 1976 – 1985 228
VI. PARASALCILIĞIN MALI MIRASI 235
VII. FRIEDMAN’DAN YENI UZLAŞIYA: 1985 – 2008 239
VIII. SONUÇ 247
EK 7.1. IS/LM, KEYNESYEN DERS ARACI 249
EK 7.2. BEKLENTILERIN MODELLENMESI 251
EK 7.3. MERKEZ BANKASI TEPKI FONKSIYONU 259
ÜÇÜNCÜ KISIM: ÇÖKÜŞ VE SONRASINDA MAKROEKONOMİ, 2007–
8. BÖLÜM MALİYE POLİTİKASININ SAKATLANMASI 269
I. DEVLETIN MALI KRIZI 269
II. BRITANYA’DAKI TARTIŞMA 274
III. KEMER SIKMA: KARŞILAŞTIRMALI BIR DEĞERLENDIRME 293
IV. SONUÇ 296
EK 8.1. AÇIĞIN PARASAL FINANSMANI 298
9. BÖLÜM YENİ PARASALCILIK 301
I. ÇÖKÜŞ ÖNCESININ PARASALCI ORTODOKSISI 302
II. NEDEN PARASAL GENIŞLEME? 308
III. NICEL GEVŞEME PROGRAMLARI, 2008 – 2016 310
IV. NICEL GEVŞEMENIN NASIL İŞLEMESI GEREKIYORDU? 313
V. DEĞERLENDIRME 318
VI. SONUÇ 334
EK 9.1. TIM CONGDOM HAKKINDA NOT 337
10. BÖLÜM MAKROEKONOMİK BİR SORUN OLARAK BÖLÜŞÜM 349
I. ANA AKIM TEORININ EŞITSIZLIĞE KARŞI KAYITSIZLIĞI 349
II. BÖLÜŞÜMÜN MIKROEKONOMISI 351
III. BÖLÜŞÜM VE MAKROEKONOMI 355
IV. MODERN EKSIK TÜKETIMCI HIKÂYE 361
V. SONUÇ 369
11. BÖLÜM BANKALARIN SORUNU NEYDİ? 371
I. ÇÖKÜŞ ÖNCESI ORTODOKSI 372
II. TEORI 374
III. BANKACILIĞI ANLAMAK: BAZI TEMEL KAVRAMLAR 381
IV. DÜZENLEYICI İLMIĞIN ÇÖZÜLMESI 384
V. FINANSAL YENILIKLER 389
VI. SONUÇ 395
EK11.1. KREDI DERECELENDIRME KURULUŞLARI
İŞLERINI NEDEN YAPMADI? 396
12. BÖLÜM KÜRESEL DENGESİZLİKLER 399
I. GIRIŞ 399
II. ÇÖKÜŞ ÖNCESI KUŞBAKIŞI GÖRÜNÜM 403
III. BIRAZ TEMEL TEORI 405
IV. CARI İŞLEMLER DENGESIZLIKLERI ERIMENIN NEDENI MI? 406
V. TASARRUF BOLLUĞU MU, PARA BOLLUĞU MU? 408
VI. BANKACILIKTA DENGESIZLIKLER 412
VII. SONUÇ 414
DÖRDÜNCÜ KISIM: YENİ BİR MAKROİKTİSAT
13. BÖLÜM SİYASAL İKTİSADIN YENİDEN KEŞFİ 417
I. GIRIŞ 417
II. HÜKÜMETLER NE YAPMALI VE NIÇIN YAPMALI? 419
III. YENI BIR MAKROEKONOMIK YAPILANMA 422
IV. ENFLASYON SORUNU 430
V. BANKACILIĞIN GÜVENLI HALE GETIRILMESI 434
VI. EŞITSIZLIK 442
VII. HIPER-KÜRESELLEŞME VE YOL AÇTIĞI
HUZURSUZLUKLAR 446
VIII. İKTISADI DÖNÜŞTÜRMEK 461
NOTLAR 469
KAYNAKÇA 499
DİZİN 537

ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Sert ve yumuşak para ekollerinin inançları
Şekil 2. Dört temel parasal tartışma
Şekil 3. Britanya’da tarihsel olarak fiyatlar, 1873-1896
Şekil 4. Cunliffe Mekanizması
Şekil 5. Leijonhufvud’un dairesel akış şeması
Şekil 6. Birleşik Krallık’ın kamu harcamasının GSYH’ye oranı, 1692-2015
Şekil 7. Birleşik Krallık’ın kamu borcunun GSYH’ye oranı, 1692-2015
Şekil 8. Birleşik Krallık’ın savaş borçlarında yaşanan iniş ve çıkışlar, 1700-1914
Şekil 9. Birleşik Krallık’ta İkinci Dünya Savaşı’na dek işsizlik
Şekil 10. İşsizlik oranları, 1929-1938
Şekil 11. Keynes’in kısa dönem arz ve talep eğrisi
Şekil 12. İki savaş arası dönem, Keynesyen dönem ve 1975 sonrası dönemde kişi
başına düşen GSYH artışı
Şekil 13. Birleşik Krallık’ta kamu kesimi net yatırımı, cari bütçe açığı ve net
borçlanma, 1956-2014
Şekil 14. Birleşik Krallık’ta kamu harcamaları ve vergi gelirleri, 1950-2000
Şekil 15. OECD ülkelerinde sefalet endeksi, 1959-1976
Şekil 16. Birleşik Krallık’ta para politikası ve enflasyon, 1970-2009
Şekil 17. Petrol fiyatları ve Birleşik Krallık’ta TÜFE enflasyon, 1970-1985
Şekil 18. Laffer eğrisi
Şekil 19. IS-LM modeli
Şekil 20. Ekonominin Keynesyen ve neoklasik görünümleri
Şekil 21. Phillips Eğrisi, 1948-1957
Şekil 22. Beklentiler eklentili Phillips Eğrisi
Şekil 23. Sargent-Lucas Phillips Eğrisi
Şekil 24. Büyük Ilımlılık döneminde gelişmiş ekonomilerde üretim artışı
Şekil 25. Büyük Ilımlılık döneminde gelişmiş ekonomilerde TÜFE enflasyonu
Şekil 26. 1929 ve 2008 çöküşlerinin etkilerinin karşılaştırılması
Şekil 27. Birleşik Krallık’ın vergi gelirleri ve harcaması, 1997-2010
Şekil 28. Kamu bütçe açıkları, 2001-2015
Şekil 29. Net kamu borcu, 2001-2015
Şekil 30. Birleşik Krallık’ın döngüsel olarak uyarlanmış bütçe açığına ilişkin
tahminler, 2009-2018
Şekil 31. Hükümet borçlanmasının maliyeti, 2000-2016
Şekil 32. Birleşik Krallık’ın yapısal açığına ilişkin krizden önceki ve sonraki tahminler
Şekil 33. Histerezis
Şekil 34. İşgücü arzının bir dış şok karşısında gösterdiği uyarlanma
Şekil 35. Çöküş sonrası sonuçlar: Birleşik Krallık, ABD, Euro Bölgesi
Şekil 36. Çöküş sonrası sonuçlar: Almanya, Yunanistan ve Euro Bölgesi
Şekil 37. Birleşik Krallık’ta kemer sıkma – karşıolgusal ilaç
Şekil 38. Para politikasının aktarım mekanizması
Şekil 39. Büyük Ilımlılık döneminde “gelişmiş ekonomiler”deki üretim artışı ve
enflasyon
Şekil 40. Faizlerin düşürülmesi: Merkez bankalarının ana faiz oranları, 2003-2016
Şekil 41. Likidite tuzağı
Şekil 42. Dört temel parasal tartışma
Şekil 43. QE’nin iyi ve kötü sonuçları
Şekil 44. Birleşik Krallık’ta banka kredilerinde (M4) artış
Şekil 45. Birleşik Krallık’ta çöküş sonrası para arzında ve para kredilerinde artış
Şekil 46. Birleşik Krallık’ta döviz kuru, cari işlemler hesabı ve QE
Şekil 47. Birleşik Krallık’ta geniş para (M4) artışı, 2000-2016
Şekil 48. Birleşik Krallık’ta üretim ve istihdam, 2005-2016
Şekil 49. Birleşik Krallık’ta enflasyon (TÜFE) ve QE, 2006-2016
Şekil 50. Birleşik Krallık’ta enflasyon (TÜFE) ve petrol fiyatları, 2004-2016
Şekil 51. Birleşik Krallık’ta hane halkının elindeki finansal varlıkların dağılımı, 2011
Şekil 52. Çöküş sonrası GSYH sonuçları: Birleşik Krallık, ABD, Euro Bölgesi
Şekil 53. QE’nin büyüme oranı üzerindeki etkisine ilişkin İMB tahminleri, 2006-2011
Şekil 54. ABD’de en zengin %1’lik kesimin gelirden aldığı pay, 1920-2010
Şekil 55. Birleşik Krallık Gini katsayısı, 1961-2016
Şekil 56. Ortanca aile gelirinin ortalama aile gelirine yüzdesi, ABD, 1953-2013
Şekil 57. İşgücü gelirlerinin GSYH’den aldığı pay, 1960-2016
Şekil 58. ABD’de en üstteki kesimlerin ulusal gelirden aldığı pay
Şekil 59. İngiltere Merkez Bankası’nın ana ekonomi modeli
Şekil 60. RMD modellemesinin grafik şeklinde gösterimi
Şekil 61. Birleşik Krallık’ta menkul kıymetleştirme yönelimi, 2000-2007
Şekil 62. Sermaye hareketliliği ve bankacılık krizleri, 1900-2010
Şekil 63. Cari işlemler bilançoları; kriz öncesi Çin ve ABD
Şekil 64. Euro Bölgesi cari işlemler bilançoları; kriz öncesi
Şekil 65. Toplam sınır ötesi sermaye girişleri, 1990-2011
Şekil 66. Birleşik Krallık’ta kamu yatırımının toplam yatırımlar içerisindeki payı,
1948-2011
Şekil 67: OECD ülkelerinde GSYH artışı, 1986-2016

ÖNSÖZ

Makroekonomik politikanın tümüyle bir keşmekeş içinde olduğu bir yol ayrımındayız. Durgunluk öncesindeki 15 yılın Büyük Ilımlılık adı verilen ve Batı ekonomilerinde ender rastlanan istikrar döneminde yerleşiklik kazandığını düşündüğümüz her şey, 2008- 2009 çöküşünün şiddeti ve ondan çıkışın mecalsizliğiyle altüst oldu. Bu durum, hâkim iktisadi doktrinlere muazzam bir güçlük doğuruyor. Politikalarda kaymalar olacak, değişimler şimdiden yaşanıyor; ders kitaplarının gözden geçirilmesi gerekecek. Gelecekte iktisadın nereden geldiği ve ne yapması gerektiği üzerine çok daha fazla düşünülmesi gerekecek. Bu kitap iktisat bilimi için yeni bir okur kitlesi oluşturmayı hedeflerken, aynı zamanda iktisadı meslek edinmiş kişilerin ilgisini çekmeyi amaçlıyor. İktisatçıların okumadığı krizden esinlenen popüler kitaplar ile iktisatçı olmayanların anlamadığı iktisatçıların kriz analizleri arasında bir köprü kurmayı deniyor.

Kitabın başlangıcı üçüncü sınıf iktisat öğrencilerine Warwick Üniversitesi’nde verilen bir dizi derse dayanıyor; bu arada, iktisadın nasıl öğretilmesi konusundaki düşüncelerimi pratiğe taşımama olanak tanıdığı için İktisat Bölümü’ne minnettarlığımı belirtmek isterim. Kitap, tabiri caizse siyasal iktisat denebilecek alandaki teknik meseleleri ele almayı hedefliyor. Ekonomik fikirler ile bunların ortaya çıktığı, geliştiği ve çöktüğü şartlar arasındaki etkileşime özel bir ilgi duyuyorum. 2008-2009’da yaşanan sorunlara dair aktarımım, ekonomi politikalarına dair tarihsel tartışmalara dayanıyor. Son bölümde yer alan yeni bir ekonomi politikası çerçevesine ilişkin önerilerse hem tarihten hem de Büyük Durgunluk döneminden çıkardığım derslere dayanıyor.

Britanya, görüşlerime kaynaklık eden esas yer konumunda. Bunun sahip olduğum bilginin sınırlılıklarına işaret ettiği doğrudur, ama ona odaklanmamın tek nedeni bu değil. Dönemin büyük bir bölümünde ve bu kitapta ele alınan birçok olayda Britanya küresel ekonomide lider ve kural koyucu konumdaydı; dünya nüfusunun sadece yüzde 1’ine sahip (1850’lerde kısa bir süre yüzde 2’ye dek çıktı) bir ülke için hayret verici bir başarıydı bu. David Hume, Adam Smith, David Ricardo, John Stuart Mill, Alfred Marshall ve John Maynard Keynes iktisatta dönemlerinin en üstün isimleriydi; Britanya ilk modern altın standardı ülkesi, ilk ticaret toplumu ve ilk sanayi milletiydi. Londra şehri uluslararası finans dünyasına hükmediyordu, Victoria dönemi mali yapılanması, örnek bir iyi yönetim modeli halini almıştı ve Britanya liberal uluslararası ticaret düzeninin kurallarının uygulanmasını zorlamaya yeterli sert güce sahipti. Avrupa kıtasında 19. yüzyılın büyük muhalif isimleri Karl Marx ve Friedrich List’in ders çıkarmaya uğraştığı kaynak “Manchester sistemi”ydi; onlardan çok sonra Karl Polanyi de piyasa ekonomisinin yıkıcı etkilerini konu edinen vaka çalışmasında Britanya’yı ele alacaktı.

Burada ana akım (klasik ve neoklasik) iktisat geleneğinden bahsediyorum. 19. yüzyıl iktisat pratiği ana akım öğretiye göre her zaman çok daha çoğulcuydu. Fakat Smith-Ricardo ekolüne muhalif çok sayıda kişi olsa da, ciddi analitik rakipler yoktu. Bu durum 20. yüzyılda Keynes’le değişti.

20. yüzyılın ilk yarısında dünya savaşlarının, Büyük Buhran’ın ve Britanya’nın gücünü kaybetmesinin yarattığı sarsıntılara koşut olarak iktisat da çok daha çoğulcu hale geldi. Keynes Britanya’dan çıkan son iktisat öncüsüydü. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batı iktisadında ağırlık merkezi, yeni siyasal egemen güç ABD’ye net bir biçimde kayarken, Marksizm ve Korumacılık, gelişmekte olan ülkelerde hâkim olmayı sürdürdü ve komünist dünya, Batı iktisadını tümden gözden çıkaran devasa bir sistem kurdu. Komünizmin çökmesiyle beraber 1990’larda iktisat, küreselleşmenin fermanı olarak neredeyse tümüyle Amerikalılara ait bir branş halini almıştı. Bugün Amerika’nın konum kaybıyla beraber 2008-2009 Büyük Durgunluk’unun ardından başka bir jeopolitik (ve entelektüel) kayma gerçekleşiyor.

Büyük düşünürleri ve önemli ekolleri kapsayan genel bir iktisat tarihi yazımına girişmek yerine bu tarihin sadece 2008-2009 ekonomik çöküşünü anlamak açısından en önemli görünen kısmına baktım; dolayısıyla para ve devlet alanındaki “çözülmemiş sorunlar”a odaklandım. Biyografisini kaleme aldığım Keynes, yaklaşımımda beni en çok etkileyen kişi oldu. Fakat kitap ilerledikçe, bir piyasa düzeninin yaşayabilmesi için kurallar, politikalar ve kurumlar çerçevesi içerisine “gömülü” olması ısrarı başta olmak üzere Karl Polanyi’nin görüşlerinin üzerimdeki etkisi giderek arttı. Bu görüş, hâkim Anglo-Amerikan iktisat ekolünde belli ölçüde ihmal edilmekteydi.

Borçlu olduğum çok kişi var. Özellikle Spencer Boxer, Gordon Brown, Oliver Bush, Tim Congdon, Paul Davidson, Michael Davies, Meghnad Desai, Tommaso Gabellini, Jamie Galbraith, Simone Gasperin, Andy Haldane, Geoffrey Harcourt, Michael Kennedy, David Laidler, Laurie Laybourn Langton, Toby Lewis, Felix Martin, Vladimir Masch, Marcus Miller, George Peden, Philip Pilkington, Edward Skidelsky, Leanne Stickland, David Sturrock, Thomas Tozer, Christopher Tugenhat, Paul Westbrook ve Christian Westerlind Wigstrom’a teşekkür etmek isterim. Yardımları paha biçilmez niteliktedir; ele alış biçimiyse tamamen bana aittir.

GİRİŞ

I. ÇÖZÜLMEMİŞ SORUNLAR

Makroekonomi para ve devleti konu alır, bunların ilişkisiyle ilgilenir. Makroekonomik politikalarda çözülmemiş sorunlarsa kaynağını, paranın iktisadi hayatta oynadığı rol ve devletin oynaması gereken rol konusundaki tartışmalardan alır. Paranın “düzensizleşmedikçe” önem taşımadığı ve piyasaya devlet müdahalesinin genellikle işleri daha da kötüleştirdiği (Bayan Thatcher’ın ünlü ifadesiyle, “Piyasayı suçlayamazsınız”) 250 yıl boyunca iktisat mesleğinde egemen görüş olageldi. Rekabetçi bir piyasa ekonomisinin otomatik bir tam istihdam eğilimi taşıdığı iddia edildi. Buna göre istihdamın bozulması genellikle doğrudan devletin veya onun emriyle gerçekleşen müdahalelerin sonucudur. Tekelleri yaratan ya da destekleyen, fiyat ayarlamalarını engelleyen ya da çok önemli diğer bir müdahale olan para arzıyla “oynama” gibi uygulamalarla insanların yanlış fiyatlarda ticaret yapmasına neden olunmaktadır. İlk başta para kontrolünün altın standardına tevdi edilmesi gerektiğine inanılıyordu; altın standardı bozulunca onun yerini bağımsız merkez bankaları aldı. Devlet etkin piyasa mübadelesi için gereken şartları temin etmekle sınırlı kalmalıydı. Makro politikaların tek görevi para arzını kontrol etmekti.

1930’larda yeni bir kuram olarak doğup 1970’lere dek makroekonomik politikalara hâkim olan Keynesyen devrim, bu politika yaklaşımına rakip olmayı başardı. Keynesyenler (işlemlerin mallarla değil parayla yapıldığı) bir para ekonomisinin tam istihdama otomatik bir eğilim gösterdiği fikrini reddettiler. Zira insanlar parayı harcamak yerine elde tutmayı seçebiliyordu ve bunu yapmak istemelerinin nedeni her yerde belirsizliğin olmasıydı; Keynes’in ifadesiyle paraya sahip olmak “kaygımızı yatıştırıyordu.” Paranın “servet deposu” rolü yüzünden makroekonomi, özü itibarıyla istikrarsızdı ve “eksik istihdam dengesi” durumuna yerleşme eğilimindeydi. Bu nedenle arz ve talep arasında tam istihdam dengesini sağlamak devletin göreviydi ve bu görev, ekonomi yönetiminin bir parçası olarak paranın yönetimini de kapsıyordu. Fakat düzen içinde tutulması gereken para değildi; bizzat piyasa sistemiydi. Yönetim ve düzenlemeden azade bırakılırsa toplumsal ve siyasal açıdan yıkıcı olurdu. İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan 1970’lere dek uzanan Keynesyen dönemde özgür dünyanın ekonomisi benzersiz bir istikrar ve büyüme devri yaşadı.

Fakat Keynesyen sistem 1970’lerde “stagflasyon”a (enflasyon ve işsizliğin eşzamanlı artışı) yenik düştü ve Keynesyen makroekonomik yönetim denemesinden vazgeçildi. Ardından gelen yeni klasik ekonomi politikasının altında yatan temel fikir, merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmek için kullanılması, işsizliğinse “doğal” oranına yerleşmeye bırakılması gerektiğiydi. Bunun makroekonomik politikaların düzeltemeyeceği bir oran olduğu kabul ediliyordu. İşsizlerin bisikletlerine atlayıp iş araması lazımdı.

Para ile devlet arasındaki ilişki sorunu, iktisatçıların aşina olduğu teknik kavramlarla söylersek, para politikası ile maliye politikası arasındaki ilişki sorunudur. Devletin para politikasını maliye politikasının hedefleriyle uyumlu hale getirerek, toplam harcama düzeyini maliye politikası yoluyla etkilemesi gerektiği, Keynesyen politikayla gelen bir yenilikti. Yeni klasik iktisatta makroekonomik politikaysa aksine tamamen para politikasından (ekonomiyi doğru miktarda para arz edilmiş durumda tutmaktan) ibarettir; zira maliye politikası toplam harcama düzeyini etkileyemez, sadece yönünü etkileyebilir. 2008’de “iktidarda olan” öğreti buydu.

2008 çöküşü ve sonrası, makroekonomik politikanın bu iki kuramının laboratuvar koşulları altında değil, gerçek yaşam deneyi koşullarına en yakın şartlarda sınanmasına olanak sağladı. Dönemin ana akım görüşüne göre çöküşün gerçekleşmemesi gerekiyordu, gerçekleştiyse bile canlanma çok çabuk olmalıydı. Keynesyen hipoteze göreyse çöküşün gerçekleşmesi hep bir olasılıktı ve canlanmanın hızlı ya da tam olması hiç muhtemel değildi. Fakat ekonomilerin maliye politikası yoluyla tam istihdamda ilerlemesi için sunulan eski Keynesyen reçete, enflasyon karşısında yenik düşmüş ve eski saygınlığını yitirmişti, bu yüzden gelecekte hangi politikanın izleneceği konusu halen çözümsüzdü.

2008 çöküşünün nedeni özel borç birikimiydi; bu da büyük oranda borç verenler tarafındaki sahtekârlıkla borçlananlar tarafındaki miyopluğun bir sonucuydu. Banka, işletme ve hane halkı borcundan oluşan devasa, küresel, baş aşağı bir piramit, çok dar bir varlıklar temeli üzerinde yükselmişti: Amerikan gayrimenkulleri. Dayanılan temel sallanınca piramit yıkıldı. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki eşikaltı ipotek piyasasındaki yıkım, finansal varlıkların fiyatlarında yaşanan çöküşü tetikledi. 2007-2008’de bankaların net varlıklarında yaşanan düşüş küresel finansal bir kriz doğurdu. Bu, banka kredilerinde görülen daralmanın yanında, birikimleri ve güvenleri yok olan tüketicilerin ve işletmelerin talebinde bir düşüş şeklinde reel ekonomiye taşındı.

Her şey hayret verici bir hızla yaşandı. Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’deki iflası Ekim ayında menkul kıymetler borsasında çöküşe yol açtı. Bankalar iflas etmeye, borsalar çakılmaya başlar başlamaz “reel” ekonomi de krize girdi. Bankalar borç vermeyi durdurdu. Kredi verenler borçlulara verdikleri kredileri iptal etti. İşletmeler işçileri işten çıkardı. Toplam harcama azaldı. Bu durum, 2008’in dördüncü çeyreğinde küçülme koşullarının tüm dünyaya yayılmasına yol açtı. Her şey 1929’daki Wall Street çöküşünde yaşananları ürkütücü bir biçimde hatırlatıyordu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Ekonomi Kurgu Dışı
  • Kitap AdıPara ve Devlet
  • Sayfa Sayısı552
  • YazarRobert Skidelsky
  • ÇevirmenBarış Gönülşen
  • ISBN9786257118606
  • Boyutlar, Kapak13,5x20 cm, Karton Kapak
  • YayıneviTellekt / 2021

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur