Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Şizofren Aşka Mektup (Oyun)
Şizofren Aşka Mektup (Oyun)

Şizofren Aşka Mektup (Oyun)

Cezmi Ersöz

Gerçek Kadın: Seni sevmek, kadınlığımı bedenimi ve hazzı ilk defa seninle keşfetmekti. Her dokunuşunda kutsal bir ayinin o sıcak o tatlı şarabını yudum yudum…

Gerçek Kadın: Seni sevmek, kadınlığımı bedenimi ve hazzı ilk defa seninle keşfetmekti. Her dokunuşunda kutsal bir ayinin o sıcak o tatlı şarabını yudum yudum içer gibi.

Gerçek Adam: Hayır acımıyorum sana! Sendeki kendimi özlüyorum en çok. Sendeki o çocuk cesaretini, o çıplak sevgiyi
özlüyorum. Sendeki o kanayan, o kimsesiz ama saf, o tepeden tırnağa, sevgiye inanan kendimi özlüyorum.

Gerçek Kadın: Seni sevmek, aşkın uğruna ama senden izinsiz başka bir kentteki hayatımı sıfırlayıp yaşadığın kente, yaşadığın göğün altına, ısladığın yağmurların altına gelip yerleşmekti.

ŞİZOFREN AŞKA MEKTUP (OYUN)

Uyarlayan: YELDA KARATAŞ

“Şizofren Aşka Mektup”un oyun uyarlaması “Devlet Tiyatroları Rertuvar Kurulu” tarafından oybirliği ile sahnelenmeye hak kazanmıştır.

Ortadan ikiye bölünmüş bir mekân. Ama iki mekân arasında geçiş açık.

İki mekânı ayıran her iki yüzü de parlak büyük bir ayna.

Sol taraf sürekli değişen bir mekândır. Sağ tarafta adamın hem çalışma hem de yatak odası olarak kullandığı mekân vardır. Son derece sade döşenmiş geniş bir odadır.

Koro çift sayı olmalı, yarısı kadın, yarısı erkek.

Sağ tarafta: Yatakla paralel çalışma masası sandalye, kitaplar. Biraz dağınıktır. Dip tarafta pencere vardır.

Sol Tarafta:  Bir otel odasını bütün kuruluğu ile görürüz. Bir yatak, bir duş kabini.

1.         Perde 1. Sahne

Müzik: Tango

Gerçek Kadın ve koro birliktedir. Sol tarafta yer almışlardır. Giderek sahneye yayılırlar.

Yatakta bir karaltı vardır.

Koro: Yalnızım

Gerçek Kadın: Bunca acı tek bir söze nasıl sığabiliyordu… Aldım bu sözü dudaklarınızdan, saplayıp onu kalbimle parçaladım… O söz ki rengi yarım kalmış aşkların tarifsiz esmerliğine kaçıyordu… O söz ki saplandıkça kalbimin her parçasına yüzünüzü yeniden çiziyordu… Şimdi içimde binlerce yüz oldunuz… Şimdi içimde binlerce siz oldunuz…

Koro: Yalnızsınız…

1.Kadın: Bilseniz ne kadar suçluyum bunun için… Bilseniz ne kadar acı çekiyorum… Çünkü sevgim, çekip alamıyor sizi derin ıssızlığınızdan.

Oysa ben sizi, sizden önce, gözlerinizdeki o ıssızlıktan dinledim. Sözlerinizden de önce… Benimle ölmeye hazır sesinizden bile önce…

Koro: Yalnızsınız…

2.Kadın: Bilseniz ne kadar da çaresizim buna çare olamadığım için… Oysa en çok siz de soluk alıp veriyorsunuz diye sevdim ben bu yaşamı. Vitrinlerde unuttuğunuz dalgınlığınızı, hiç tanımadığım bir kızın su yeşili gözlerinde bıraktığınız mısralarınızı… Bir bunlara, bir de her ‘sevgilim’ deyişinizde, içimde binlerce çiçek açtıran o büyülü sesinize sarılıp uyuyabildim ancak, düşlerime dar gelen tek kişilik yatağımda

Gerçek kadın yatağa girer üstüne örtüyü çeker altında kaybolur. Yanındaki karaltıya döner.

Soluğumu yalnızca sizin için içimde saklıyorken düşlediğim yarınlara, siz nasıl da ben hissetmeden soluksuz kaldınız…

Koro: Yalnızsınız…

Gerçek kadın yataktan çıkar, yatağın öbür tarafından Hayal Kadın da çıkar, onun izlerini takip ederek yürür ardından. Ortalarındaki yatan karaltı kalmıştır yatakta.

Koro kadının anlatımlarını oynar. Ağır hareketlerle. Hayal kadın arkasında onu dinler gölgesi gibi.

Gerçek Kadın: İlk kez o otel odasında hissettim bunu. Yalnızlığınız elleriniz olmuştu ve artık sığmıyordu ellerime. Kaçırdıkça benden ellerinizi, yaşam da kayıp gidiyordu avuçlarımdan. Ne zaman gözlerinizi yumsanız, sizin suretinizde sevdiğim binlerce yüz de aynı anda kapatıyordu bana gözlerini. Her uykuya dalışınızda içinizdeki o derin yalnızlık duygusunun sizi uyandığınızda beni asla hatırlayamayacağınız kadar uzak yerlere götürmesinden korkarak bekliyordum uyanmanızı. Gözlerimi kırpmadan, özlemle bekliyordum.

Koro: Bekliyordum.

Gerçek Kadın: İşte bu çocuksu korkuydu, o sabah sizi böyle aniden uyandırmamdaki sebep. Belki de haklıydınız ‘ bencillikti’ bu korkunun adı.

Koro tangoya başlar.

Hayal Kadın, yatakta uyuyan Gerçek adamı kaldırır. Adam şaşkındır. Gerçek kadına bakar şaşkınlıkla.

Gerçek kadın adama bakarak konuşur

Gerçek Kadın: Oysa o gece, ne büyük bencilliklerin kıyısından döndüğümü hiç bilmediniz. O gece sizden gizlediğim tarifsiz acılarla lime lime olmuş bedenimi saatlerce soğuk suyun altında gözyaşlarımla yıkamak yetmeyince uyuşturmaya, o kapıdan içeri ölümün süzülüp girdiğini bilmediniz. Bana,

Gerçek Kadın ağlamaktadır. Adam ayağa kalkar ona bir mendil bulup uzatır.

Işıklar morarır.

Gerçek Erkek: Şaşırma, beni sen çağırdın

Hayal Kadın: Dediğini…

Gerçek Erkek: Şimdi benim olursan yaraların iyileşir; diner acıların; ancak bunu için  bir şartım var; aşkını, bu odada, bu bedende bırakıp öyle gelmelisin benimle; ölürken yalnız kendini sevmelisin; seçimini yap

Hayal Kadın: Dediğini…

Gerçek Kadın: Asla çözemediğim kurallarıyla, beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin, size duyduğum bu derin aşk olduğunu bilmediniz hiç… Kendimi değil sizi seçtiğimi bilmediniz.

Koro: Bilmediniz.

Hayal kadın duşun altına girer. Yıkanıyormuş gibi yapar. Kısa bir süre sonra

Hayal kadın havluya sarılır kurulanır… Gerçek kadın yıkılmış bir haldedir. Son sözlerle yatağına yatıp sırtını dönen adamın koynuna girer. Hayal kadın izler.

Hayal Kadın (fısıltıyla): Korkuyordum çok korkuyordum

Gerçek kadın adama sarılmıştır yatakta.

Gerçek Kadın: N’olur, sıkı tut ellerimi; beni o soğuk rüzgârın kollarına bırakma sakın…

Hayal Kadın: Gözyaşlarım içime sızıyordu

Gerçek Adam: Git.

Hayal Kadın: Gözyaşlarım…

Kapıya kadar gider dönüp yalvararak bakar.

Gerçek Adam: Gitme kal!

Yatakta Gerçek Kadın, Gerçek Adam’a sarılır.

Gerçek Kadın ( Yatakta boğuk sesiyle) :Hiç farkında olmadan, bir tek sözünüzle ittiğiniz o uçurumdan.

Hayal kadın, pencereyi açmış dışarı bakar, tango durmuştur, sessizlik…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Edebiyat Oyun-Tiyatro
  • Kitap AdıŞizofren Aşka Mektup (Oyun)
  • Sayfa Sayısı96
  • YazarCezmi Ersöz
  • ISBN9789944610407
  • Boyutlar, Kapak14x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviTekin Yayınevi / 2011

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Beni Asıl Hayat Aldattı ~ Cezmi ErsözBeni Asıl Hayat Aldattı

    Beni Asıl Hayat Aldattı

    Cezmi Ersöz

    Gözyaşlarım hırsa getirdi beni. Dolabı açtım. Bir gömleğini seçtim. Önce hasretle kokladım, ardından düğmelerini kopardım tek tek… Sonra aldım elime iğne ipliği, koparttığım düğmelerini...

  2. Açıkla Bana Bu Işığı ~ Cezmi ErsözAçıkla Bana Bu Işığı

    Açıkla Bana Bu Işığı

    Cezmi Ersöz

    Hayatı anlamak için, tıpkı yazmaktan vazgeçtiğim zamanlarda olduğu gibi başımı bir suyun içine sokuyor, tam boğulacağım sırada başımı yukarı kaldırıyor, can havliyle nefes alıyor,...

  3. Yok Karşılığı Yüzünün ~ Cezmi ErsözYok Karşılığı Yüzünün

    Yok Karşılığı Yüzünün

    Cezmi Ersöz

    Senin sana rağmen bir yüzün var herkesin ilk aşkına benzeyen beklemek kadar acı, anlamak kadar zor nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi yok karşılığı yüzünün… Senin...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Kaos İçindeki Dünyada Kapitalizmi Yeniden Tasarlamak ~ Rebecca M. HendersonKaos İçindeki Dünyada Kapitalizmi Yeniden Tasarlamak

    Kaos İçindeki Dünyada Kapitalizmi Yeniden Tasarlamak

    Rebecca M. Henderson

    Serbest piyasa kapitalizmi: İnsanlığın en büyük icatlarından biri, dünyanın en önemli refah kaynağı. Fakat bu başarının ardında, ödenen ağır bedeller var. Kapitalizmi yalnızca bir...

  2. Gizemli Bir Dünya: Sinema ~ İslam GemiciGizemli Bir Dünya: Sinema

    Gizemli Bir Dünya: Sinema

    İslam Gemici

    Beylik laftır, “Türkler tarih yapmayı bilir, tarih yazmayı bilmezler.” Sinemadaki durum da bundan farklı değil. Yeşilçam kriz dönemlerinde bile film üretebilen dünyanın sayılı sinemasından...

  3. Hastalık Hastası ~ MolièreHastalık Hastası

    Hastalık Hastası

    Molière

    Molière kahramanlarında onların doğal dengelerini bozan, mantıklı davranmalarını engelleyen, karşı koyamadıkları eğilimlerin akıntısında gülünç duruma düşüren takıntılar, kusurlar bulunur. Hemen hepsi, başlangıçta “doğal”, “mantıklı”...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur