Mark Twain’in yaramazlıklarla dolu eseri Tom Sawyer’da, başı beladan bir türlü kurtulmayan Tom’un hikâyesi anlatılıyor. Tom Sawyer, Mississippi Nehri’nin kıyısındaki küçük kasabada, arkadaşları Huckleberry Finn ve Joe Harper’la birlikte tekdüze yaşamlarına karşı koymaya çalışıyor.Kasabadaki hayatını eğlenceli hale getireyim derken Tom’un başına gelmedik kalmıyor. Issız bir adada fırtınalarla boğuşuyor, define avcılığı hevesiyle tuzağa düşüyor, labirent gibi bir mağarada mahsur kalıyor…
*
BİZİM TOM
“TOM!”
Cevap yok.
“TOM!”
Cevap yok.
“Bu çocuk yine nerede acaba? Hey TOM!”
Polly Teyze odaya bakındı. Gözlükleri de işe yaramıyordu. Hele de bir oğlan gibi ufacık bir şeyi görmesinde bir çift fırın eldiveni bile onlardan daha faydalı olurdu. Bir süre aradıktan sonra arkasında hafif bir tıkırtı duydu ve Tom’u dolapta reçel yerken yakaladı.
“Burada olduğunu anlamalıydım. O reçele dokunursan derini yüzeceğimi kırk kere söylemedim mi sana? Ver şu sopayı.”
Tom’un sonu gelmişti. “Teyze, o arkandaki de ne?”
diye haykırdı. Yaşlı kadın etrafında döndüğü gibi oğlan tüydü ve yüksek çitleri aşarak ortadan kayboldu.
Polly Teyze bir süre şaşkın kalakaldı, sonra tatlı tatlı güldü. “Hay küçük şeytan, dersimi ne zaman alacağım? Bana yine oyun oynadı. Ama yaramazlıkları bitmese de bu zavallıcık benim ölen kız kardeşimin oğlu, o yüzden de içimden ona kızmak gelmiyor.”
Tom o öğlen okulu asıp çok eğlendi. Eve döndüğünde saat hayli geçti. Akşam yemeğinde Polly Teyze sorular sorup ağzından laf almaya çalışıyordu.
“Bugün hava çok sıcaktı. Yüzmeye gitmeyi istemedin mi, Tom?”
Tom’un yüzünden bir korku dalgası geçti. “Hayır efendim. Arkadaşlarla beraber kafamızı ıslattık, saçlarım hâlâ nemli.”
“Sadece saçlarını ıslattıysan gömleğinin yakasını diktiğim yerden sökmen gerekmemiştir, değil mi?
Ceketinin düğmelerini aç çabuk!”
Tom’un yüzündeki endişe ifadesi kayboldu. Ceketini açtığında gömlek yakası sımsıkı dikiliydi.
“Şu işe bak! Okuldan kaçıp yüzmeye gittiğinden emindim. Bu defa yanıldım.”
Kadıncağız yanıldığı için üzülürken bir yandan da yeğeni kırk yılın başında laf dinlediği için sevindi. Ama o sırada Sidney, “Yakasını beyaz iple dikmiştin ama buradaki iplik siyah,” diye lafa girdi.
“Aa, gerçekten de beyaz iplik kullanmıştım. Tom, gel buraya çabuk!”
Kardeşi Sid, Tom’un tam tersiydi. Sessizdi, derslerine çalışır, macera peşinde koşmazdı. En sevdiği şey de Tom’un yaramazlıklarını teyzesine yetiştirmekti. Tom ona çok kızıyordu, kaçarken bağırdı: “Siddy, seni pataklayacağım.”
Tom kendisini sokağa attı ve bir-iki dakika içinde tüm dertlerini unuttu. Yeni öğrendiği ıslık tekniğini çalışarak yürüyordu. Karşısında tanımadığı, kendisinden biraz iri bir çocuk belirince ıslık çalmayı kesti. St. Petersburg köyünde yabancı herhangi biri büyük ilgi görürdü. Çocuğun şehirli havası Tom’un tepesini attırmıştı. Bu şatafatlı tipe baktıkça süslü kıyafetlerine daha fazla burun kıvırıyor, kendi giysileri gözüne daha da perişan geliyordu. İkisi de konuşmadan birbirine bakıyordu. Tom sonunda konuştu:
“Seni döverim!”
“Döv de görelim.”
“Adın ne?”
“Sana ne?”
“Saman ye.”
“Sen yedin herhalde, tavsiye ettiğine göre.”
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çocuk Kitapları Roman (Yabancı)
- Kitap AdıTom Sawyer
- Sayfa Sayısı112
- YazarMark Twain
- ISBN9786257491389
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviMundi / 2022
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Ufka Dokunmak ~ İris Johansen
Ufka Dokunmak
İris Johansen
“Romantizmin ustasından büyüleyici bir başyapıt. “ -Booklist “Tam isabet, yine çok güzel bir romantik macera. “ -Kirkus “Johansen farklı bir romantizmle akılları kurcalayan gizemi...
- Geliş ve Gidiş ~ Arthur Koestler
Geliş ve Gidiş
Arthur Koestler
Arthur Koestler, savaşın tam ortasında ahlâki sorgulamalara yönelmek zorunda kalan bir direnişçinin, Peter Slavek’in hikâyesini anlatıyor. Peter ülkesinde gördüğü sert işkencelerden sağ çıkar ve...
- Sönmüş Hayaller I- İki Şair ~ Honore de Balzac
Sönmüş Hayaller I- İki Şair
Honore de Balzac
Büyük Fransız romancısı Honoré de Balzac, üç ciltlik Sönmüş Hayaller’in bu ilk kitabında taşralı bir ailenin hayatını ve acılarını işliyor.