Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Uğultular
Uğultular

Uğultular

Gönül Kıvılcım

Yaşadığım büyük utancı bedenimden akıtacak daha keskin bir acı arıyordum. İğnenin battığı yerden sızıyordu ılık kan. Parmağımdan süzülen kan benim kanımdı. Yaşadığım korkular benim…

Yaşadığım büyük utancı bedenimden akıtacak daha keskin bir acı arıyordum. İğnenin battığı yerden sızıyordu ılık kan. Parmağımdan süzülen kan benim kanımdı. Yaşadığım korkular benim korkularım. Yaşadığım hayat benim hayatım değildi ama. Sabredersem ateş, kadınlığın ateşi döner miydi bana?

Bir rüyadan arta kalanlar, derinlerden, ta çocukluktan çınlayan hatıralar. Garip, güzel, korkunç… İstanbul’dan Antakya’ya uzanan, ormanda biten bir yolculuk. Neyi konuşsa hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilen erkekler.

Gönül Kıvılcım; Kader’in, Dolunay’ın, Melek’in ve ormandaki diğerlerinin hikâyesini anlatıyor… Tarihi olmayan zamanın, kadınların… Uğultular, hepsi görünen ve hiçbiri anlatılmayan küçük ve büyük sırların romanı. Neden peşinden gideriz geçmişimizin? Ejderha uyanır diye korkar mıyız?

İçindekiler
Beş Erkek……………………………………………………………………………………………………………..11
Kalbim Hopluyor……………………………………………………………………………………….19
Ölü Uğurböcekleri…………………………………………………………………………………….27
İlk Gece………………………………………………………………………………………………………………….33
Kaderin Atları………………………………………………………………………………………………39
Bal Hırsızı………………………………………………………………………………………………………….47
Korkuyorum Ama Yürüyorum………………………………………………….53
Yol Ver Çocukluğum Yol Ver………………………………………………………..61
Çukur’un Dibi……………………………………………………………………………………………….67
Dedemin Sırları…………………………………………………………………………………………..81
Günah Nehri……………………………………………………………………………………………………89
Taş Bedenler…………………………………………………………………………………………………….97
Aile Dili………………………………………………………………………………………………………………105
İnsanlar Suç İşliyor, Evler Cezalandırılıyor…………….115
Artakalan…………………………………………………………………………………………………………123
Kurban………………………………………………………………………………………………………………..131
Dedemin Sırları II…………………………………………………………………………………137
Yol Arkadaşı………………………………………………………………………………………………….145
Aralık…………………………………………………………………………………………………………………….163
Körebe Kim?………………………………………………………………………………………………….175
Kader’in Çiğnenen Onuru……………………………………………………………183
İçim Dışıma Çıkarken……………………………………………………………………….191
Düğün…………………………………………………………………………………………………………………..197
Tahra……………………………………………………………………………………………………………………..205
Kuvars Taşı…………………………………………………………………………………………………….211

Beş Erkek

Uyandığımda, yanımda sere serpe bir yabancı yatıyordu. Eğer bir gün yüreğim ısınırsa, yeniden oraya yerleşebilecek bir erkek. Ama şimdilik buz gibiyim. Onu kaybetmekten korktuğum kadar buzların çözülmesinden de korkarak çıkıyorum örtünün altından. Dişlerim takırdayarak bakıyorum yabancıya. Ne uykusu bu böyle? Sanki uyuyamadığı bütün uykuları bu yatakta uyuyacak. Sarsmalı, uyandırmalı, diyor içimdeki soğuk ses. Saat kaçı vuruyor kim bilir. Zaman durmuş olabilir mi? Dün gece yaşadıklarımız zamanı durdurmuş olabilir mi? Gözlerimi kapadığımda, bitmek bilmeyen gecenin özeti olan sahneler, usul usul odanın her yerini kaplıyor. Ter, altımızda toplanan çarşaf, çoğalan istek, kapanan ışıklar, kapanan bedenim. Eyvah, diyorum dudaklarımı açmadan. İçimde bir deniz yükseliyor, alçalıyor; midem gece olup biteni hatırlıyor. Gece boyunca kendi bedenime duyduğum o derin öfke, çırpınış, ne yaparsa yapsın korku dolu bu bedene onu yaklaştırmayışım, reddedilme nöbeti yaşayan Hazar; hah işte aklım başıma geliyor, ak gürgenler gibi upuzun bir adam yatağımdaki, hatırladıkça aramızdaki mesafe kapanıyor. Gürgen ağacına benzeyen adam ve ben adını henüz koyamadığım bir ülkedeyiz. Camı açıp havayı kokluyorum, taze simit kokuyor. Mis gibi susam. Birazdan güneş kokar; parkın yanından geçip Beşiktaş’a doğru yürürken vanilya, kahve; Boğaz’ı gören sırtlara yaklaşırken yosun kokar. Küçük bir esintinin taşıdığı deniz kokusudur bu. Sonra egzoz, çöp, kedi boku… Ve eve girene değin şehrin bilcümle kokuları peşimi bırakmaz. Sıcak ekmeğin ekşi mayalı rayihası, poğaça, yanık balata, asfalt, taze demlenmiş çay, limon kolonyası, ılık bir rüzgârla yüzümüze savrulan kavrulmuş leblebi, ondan kurtulamadan döner kebap, ter. Halbuki geçmiş çayır çimen kokardı. Defne yaprağı, reçine, kekik. Yakındır, gün ışığı kuvvetlenirken yatağımdaki çıplak erkek uyanacak, gece yaşadığımız kâbusu açıklamamı isteyecek benden. İşte bu yüzden acele etmeli, güneş dünyayı ısıtırken, masamdaki boş tablete kazıyacağım satırları bulup çıkarmalıyım. Altında kaskatı kalışımı açıklayacak satırlar. Antakya’da, avludaki mandalina ağacının altına oturur, mutsuzluğunu yumuşatmak gayretiyle dualar okuyan babaannemi seyrederdim. Sonra, yürüyerek başka bir âleme açılır; çocukluğumun meyvesi olan yabanmersini çalılıklarının, sıcak yelin kuruttuğu defne dallarının, Antakya’da, yüksekçe bir tepeye kurulu Harbiye’de pikniğe gidenlerin ve Arapça kelimelerin yankılandığı daracık sokakların resminde daha büyük bir dünyanın, yeryüzünün hikâyesini arardım. Taş beden. Hazar dün gelip yatakta beni altına aldığında rahmim kıpırdamıyordu. Kasıklarıma giden yollar, bacaklarımın arasındaki adını ne koyacağımı bilemediğim o inatçı şey kıpırdamıyordu. Bir savaştı bizimki, nasıl anlatmalı? Savaşsak da, teslim olsam da ona verebildiğim yegâne hediye taşa çevrilmiş bir bedendi. Acı çekiyordum. Haz ve acı ikisi bir aradaydı. Aklım bedenime hükmetmiyordu.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Tarihi Kırıntılar ~ Barış BıçakçıTarihi Kırıntılar

    Tarihi Kırıntılar

    Barış Bıçakçı

    Bir kaybın peşinde bir aile ve ailenin oğlu, Can… Can’ın peşinde şiir ve şiirin peşinde Can. Şiirle hayat arasındaki en kısa mesafe, nedir, nerededir?...

  2. Her Şeye İnat İkimiz ~ Mikail DurhatHer Şeye İnat İkimiz

    Her Şeye İnat İkimiz

    Mikail Durhat

    Ali sorularında ısrar edince dayanamadı Yağız ve bunca zamandır edindiği tecrübeyi aktardı: “Yalnızken duyuyorum çünkü kendimi. Hatta biliyor musun, her şeyi: kıyıma vuran hırçın...

  3. Mermer Köşk ~ Mehmet EroğluMermer Köşk

    Mermer Köşk

    Mehmet Eroğlu

    Demirler Köşkü’nün bahçesi, serası ve Öykü’sü… Neli’nin planları. Hisseler, büyük ortaklar, küçük ortaklar, atılan zarlar… Sonra başka türlü bir adamın gelişi… Paranın karşısında parasız...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur