Arkakapak Yazıları çokluk Mustafa Kutlu’nun Dergâh dergisinin arka kapağında yayımlanan hikâyelerinden oluşur. Bu küçük hikâyeler kıssa geleneğinin yeniden üretilme çabasını yansıtıyor.
*
GÜZEL BİR GÜN NASIL OLUR?
Lodosun canı sağ olsun. Gerçi pek makbul sayılmayan bir rüzgârdır, denizi kabartır, balıkları ve insani serseme çevirir ama olsun, havayı temizliyor işte. Poyrazla el ele verip İstanbul’u zehir solumaktan kurtarıyor.
Bugün lodoslu hava, üstüne üstlük güneşli. Serçeler cıvıldıyor ağaçlarda.
Beklediğim vasıta zamanında geliyor, işte güzel bir gün dedik ya, yer bulup oturuyorum.
Yanımdaki vatandaş teklifsiz; “Yahu her önüne gelen yorumcu oldu”, diye gündemi açıyor. “Bir de bu meseleleri vatandaşa sorsalar ya” diyerek yüzüme bakıyor. Eh, muhabbeti başlatalım bari. “Soruyorlar efendim, siz hiç tivi seyretmiyor musunuz” diyorum. “Hah, ha..” diye kısa metrajlı bir kahkaha atıyor. Sevimli adam doğrusu.
Soruyorlar abicim, sormazlar mı…
Şimdi vatandaşın bu konudaki fikirlerini alalım, diyerek sokaktan geçen adamlara mikrofonu uzatıyor. lar. Ne güzel değil mi? Ver ulan şunu şöyle bir güzel❞ konuşayım diyeceksin. Vermezler ki.. Öylesine bir iki laf atıyoruz. O da şansına. Adam senin sözlerini makaslıyor, ötekinin sözlerini veriyor. Bu mu adalet.. Siz galiba yorum değil adalet peşindesiniz..
Elbette..
Acaba lafı uzatıp, memlekette adalet mekanizmasının yavaş işlediğini mi anlatsam.
Altı yedi yaşlarında bir çocuk beni bu fikirden caydırıyor.
Ayaklarında yırtık lastik çizmeler, başında bir Fenerbahçe beresi…
Ceket çamur içinde, gömleğin yakası-bağrı açık.
Kopul bir oğlan, bütün bunlar hiç umurunda değil. Koltuğunun altına bir alüminyum tepsi sıkıştırmış, kolu kavramaya yetmiyor. Tepsinin içinde naylonlara sarılı koz helvalar, susamlı helvalar..
Helva alın abilerim, helva alın teyzelerim, diye bülbül gibi şakımaya başlıyor.
Yolcuların gözü yanakları kıpkırmızı oğlanda. Olağanüstü düzgün ve beyaz dişlerini parlatarak gülümsüyor.
Yazık ki kimse oralı olmuyor. Ama oğlan tecrübeli. Bu yolların adamı olmaya ahdetmiş.
Helva alana bir türkü bedava, demez mi
Eh, gel de dayan şimdi. Bıçkın bir delikanlı sesliyor yanina.
Önce türküyü söyle, sonra alayım helvanı diyor.. Herkes bu pazarlığın nasıl sonuçlanacağını merak ediyor. Satıcı çocuk ilgi uyandırmayı becerdi işte.. Bundan gerisi kolay…
Bir süre ileri, geri tartışıyorlar.
Çocuk helvayı garantilediğini anlayınca türküye başliyor…
Caney, caney, caney.. İşte meydan ey…
Delikanlı cim-bom,
Nerdesin haney? Nerdesin haney….
Vatandaşın gülmez yüzünü güldürmek için yetmez mi bu…
Ah benim yufka yürekli halkım.. Ah, benim merhametli insanlarım..
Hemen herkes – cimbomcular dahil sevgi ile bakıyorlar küçüğe..
‘Bıçkın delikanlı iki helva alıp, ceplerine sokuşturuyor. Paranın üzeri kalsın diyor.
Küçük satıcı, etraftan uzanan ellere yetişmeye çabalıyor. Göz açıp kapayıncaya kadar tepsideki helvalar bitiyor..
Ohhhh…
Sanki koalisyon hükümeti bir çırpıda iç ve dış borçlarımızı temizledi. Sanki terör sona erdi,
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Hikaye
- Kitap AdıArkakapak Yazıları
- Sayfa Sayısı104
- YazarMustafa Kutlu
- ISBN9789759954895
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviDergah Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi ~ Murathan Mungan
Murathan Mungan’ın Seçtikleriyle; Bir Dersim Hikâyesi
Murathan Mungan
“Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün...
- Comemadre ~ Roque Larraquy
Comemadre
Roque Larraquy
Burnu ve gözü yok ama ağzı var. 1907’de Temperley Kliniği’ne iyileşmek umuduyla yatan, başına geleceklerden habersiz birçok hastadan birinin son sözü. O yıl klinikteki...
- Curcunabazlar ~ Mehmet Anıl
Curcunabazlar
Mehmet Anıl
“Kardeşler arasına para pul, mal mülk girmesin, büyük büyüklüğünü, küçük küçüklüğünü bilsin.” Curcunabazlar’da, babaları İshak artık işgöremez duruma düşünce şirketin başına kimin geçeceği üzerine...