“Güzel bir kitap okumak ve ömrümün geri kalanını o kitabı okuduğum yerde geçirmek istiyorum,” demişti. Sonra da bana dönüp sormuştu: “İnsan güzel bir kitap okuduğu yerden nasıl ayrılabilir?”
Şehri ve insanları tanımak için mütevazı bir rehber.
İÇİNDEKİLER
Yaz Gecesi Gökyüzü…………………………………………………………………………………………………….7
Öğleyin Gelenler………………………………………………………………………………………………………….. 11
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 15
Berberde……………………………………………………………………………………………………………………………. 17
Dört Numaranın Yaptığı En İyi Şey……………………………………………………………… 21
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 25
Herkes Masum…………………………………………………………………………………………………………….. 27
Göl Kıyısında………………………………………………………………………………………………………………….. 31
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 35
Küçük Taşlar …………………………………………………………………………………………………………………. 37
Balkon Temizliği…………………………………………………………………………………………………………… 41
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 45
Demetevler İkilisi …………………………………………………………………………………………………………. 47
Baharda Yine Geliriz……………………………………………………………………………………………….. 51
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 55
Deli Eşeğin Akıllı Sıpası ………………………………………………………………………………………… 57
Ben Tedirgin……………………………………………………………………………………………………………………. 61
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 65
Anlamayan Kadınlar………………………………………………………………………………………………. 67
Pastanede………………………………………………………………………………………………………………………… 69
Her Şey Gün Gibi Ortada……………………………………………………………………………………. 73
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 77
İki Kişi Ölümden Korkuyoruz…………………………………………………………………………… 79
Duvar Saati……………………………………………………………………………………………………………………… 81
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 85
İyilikseverler ……………………………………………………………………………………………………………………. 87
Mithat İçin Kaygılanıyorlar ……………………………………………………………………………….. 91
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………… 95
Süprüntü……………………………………………………………………………………………………………………………. 97
Büyükbaba………………………………………………………………………………………………………………………. 99
Eve Dönerken……………………………………………………………………………………………………………..103
Şehir Rehberi ………………………………………………………………………………………………………………108
Yaz Gecesi Gökyüzü
Durakta Mahir’e rastladım. O da sarhoş. Son otobüsü kaçırmışız. Mahir, köprünün altındayken, otobüsün Adliye’nin önünden sağa döndüğünü görmüş.
“Niye bekliyorsun öyleyse?” diye sordum.
Kollarını iki yana açıp, “Bilmem!” dedi, başıyla durakta oturmuş bekleyen iki adamı gösterdi. İkisinin de ağzında sigara; dosdoğru karşıya, fakültenin karanlık bahçesine bakıyorlar. Hiçbir şey beklemiyor gibiler. Oturuyorlar.
Kaldırıma bir taksi yanaşmış; şoförü dışarıda sigara içiyor.
Bizden iş çıkmayacağını düşünüyor olsa gerek. Belki de pazarlık yapmaya kalkışmayalım diye ilgisiz davranıyor.
“Ulus’a doğru yürüyelim,” diyorum, “hem biraz açılırız.”
Mahir sadece sarhoş değil, sıkıntılı da sanki. Ben de içtim ama rahatlayamadım.
Yalpalayarak yürüyoruz. Yolun karşısındaki okulların bahçelerinden ıhlamur kokusu geliyor. Mahir’in burnu tıkalı, kokuyu almak için uğraşıyor. Hafifçe sırtına vuruyorum.
“Boş ver!”
Lunaparkın ışıkları sönmüş. Gar ışıklı, güzel görünüyor.
Uzaklarda gökyüzünün koyu laciverdine karışan tepeler sokak lambalarıyla benek benek. Ay iyice yükselmiş, ufalmış.
Kiminle içtiğimi sordu Mahir. Yalnız olduğumu söyleyince üzüldü, elini omzuma koydu. O, liseli arkadaşlarıyla birlikteymiş. Yılda birkaç kez toplanıyorlar, biliyorum.
“Taşkınlık yaptın mı?” diye soruyorum, “Olay çıkardın mı?”
Gülüyor. “Bu akşam sakindim,” diyor, ama bana, “Bu akşam canım çok sıkkındı,” demiş gibi geliyor. “İstediğim hayat bu değil. Böyle bir hayat için mi uğraştık onca yıl!”
Başımda pis bir ağrı.
Elimdeki naylon dosyayı gösteriyor Mahir, “Nedir bu, iş mi?”
Hafta sonu evde biraz çalışmam gerektiğini söylüyorum.
Başımı havaya kaldırıyorum. Ensemi ovuşturuyorum.
Mahir birden, “Otostop yapalım mı?” diye soruyor.
Opera’nın oradan Talat Paşa Caddesi’ne çıkıyoruz. Yıllar önce, uzaktan tanıdığımız biri bize, başparmağı kaldırarak değil, avuç yere bakacak biçimde eli aşağı yukarı sallayarak arabaların daha kolay durdurulacağını söylemişti. Mahir kolunu uzatıp onun söylediği gibi elini sallıyor. Bir yandan da bana bakıp gülümsüyor…
Ön tarafında üç kişinin sıkışmış oturduğu eski bir kamyonet duruyor. Mahir şoförle konuşurken kamyonetin arkasındaki büyük mavi bidonları, bidonlara yaslanmış oturan bir adam ile on yaşlarındaki çocuğu görüyorum. Baba oğullar galiba.
Kamyonetin kasasına tırmanıp selamlaşıyoruz. Biz oturunca adam kasaya vuruyor. Kamyonet sallana sallana hareket ederken rüzgâr bizi her yerimizden sarıp sarmalıyor. Başımızın üzerinden ağaçların yemyeşil dalları, sokak lambaları ve gökyüzü geçiyor.
Ferahlıyorum. Mahir de neşeleniyor.
“Yolculuk…” diyorum.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Anı - Anlatı
- Kitap AdıBaharda Yine Geliriz
- Sayfa Sayısı109
- YazarBarış Bıçakçı
- ISBN9789750503931
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Bir Nadir Kitapçının Talihsiz Serüvenleri ~ Oliver Darkshire

Bir Nadir Kitapçının Talihsiz Serüvenleri
Oliver Darkshire
Tuhaf mı tuhaf müdavimleri, şüpheli dolapları, hiçbir kilide uymayan anahtarları, zehirli kitapları, kitap bile olmayan birtakım nesneleri ve tüm bu keşmekeşin ortasındaki fazlasıyla eksantrik...
- Okumaz Yazmaz ~ Ágota Kristóf

Okumaz Yazmaz
Ágota Kristóf
Şifreli yazılarımı tuttuğum hatıra defterimi ve ilk şiirlerimi Macaristan’da bıraktım. Erkek kardeşlerimi, annemi babamı, haber bile vermeden, bir veda bile etmeden geride bıraktım. Ama...
- Bir Beyoğlu Düşü – Berlin’de Sanrı – Kanallar ~ Demir Özlü

Bir Beyoğlu Düşü – Berlin’de Sanrı – Kanallar
Demir Özlü
Demir Özlü’den üç anlatı bir arada… Demir Özlü’nün üç anlatısı “Bir Beyoğlu Düşü” (1985), “Berlin’de Sanrı” (1987) ve “Kanallar” (1991) YKY’de tek ciltte toplandı....



