Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Bir Dava Hikâyesi – Osman Kavala’nın Yedi Yılı
Bir Dava Hikâyesi – Osman Kavala’nın Yedi Yılı

Bir Dava Hikâyesi – Osman Kavala’nın Yedi Yılı

(Derleyen) Asena Günal, (Derleyen) Ayşe Buğra

Bu kitap, siyasi görüşleri ve toplum anlayışları farklı olan pek çok insana, davanın bir aşamasında, “Burada tuhaf bir şey, kabul edilmesi zor bir şey…

Bu kitap, siyasi görüşleri ve toplum anlayışları farklı olan pek çok insana, davanın bir aşamasında, “Burada tuhaf bir şey, kabul edilmesi zor bir şey oluyor” dedirten, bazen “Kafkaesk” diye tarif edilen bir dava sürecinin hikâyesi. Aynı zamanda, suç işlediğine dair kanıt olmadan tutuklanmış, hüküm giymiş ve kesintisiz yedi sene boyunca cezaevinde yaşamış bir insanın hayatının yedi senesinin hikâyesi.

Osman Kavala mülakatlarında Gezi davasının kendisini cezalandırmanın ötesinde siyasi amaçlara hizmet ettiğine, kendisiyle ilgili oluşturulan kurgunun Gezi protestolarını kriminalize etmek için kullanıldığına dikkat çekiyor. Bu yapılırken demokrasi değerlerine bağlılıkları, bunları savunuyor oldukları bilinen insanların, kendisi gibi, hukuksuz biçimde yargılandıklarını, delil olmadan mahkûm edildiklerini vurguluyor. Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve milletvekili seçilen Can Atalay, 2022 yılının Nisan ayından beri cezaevindeler. Kavala bu ağır hak ihlallerini siyasi gelişmelerle, insan haklarına ve insan hayatına değer vermeyen bir anlayışın yargıda yaygınlaşmasıyla ilişkilendiriyor.

Bir Dava Hikâyesi, okurlarını, sadece Osman Kavala’nın değil, özgürlükleri ellerinden alınan bütün suçsuz insanların yaşadıklarına daha duyarlı olmaya davet etmek amacıyla hazırlandı.

İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
Bir Dava Hikâyesi: Osman Kavala’nın Yedi Yılı
AYŞE BUĞRA …………………………………………………………………………………………………………………………7
SUNUŞ
Bir İnsan, Yedi Yıl ve Bir Kitap…
ERTUĞRUL GÜNAY…………………………………………………………………………………………………………..13
Osman Kavala’ya Yönelik Suçlamaların
ve Tutuklamaların Özeti……………………………………………………………………………………….. 17
Osman Kavala ile Yapılan Mülakatlardan…………………………………………….21
Yargı sürecinin aşamaları, iddialar……………………………………………………………….22
Soros, Sorosçuluk, fonlar……………………………………………………………………………………50
Gezi neydi? …………………………………………………………………………………………………………………….58
Osman Kavala: “Gezi’nin Ağaçları”………………………………………………………62
AİHM ve Avrupa Konseyi…………………………………………………………………………………….66
Sivil toplum faaliyetleri………………………………………………………………………………………..71
Kültür alanında çalışma……………………………………………………………………………………..71
Deprem ve sivil toplum……………………………………………………………………………………….75
Sivil toplum ve demokrasi…………………………………………………………………………………82
Osman Kavala: “Sivil Toplum Kavramı Üzerine”…………………………..86
Hapsedilmek…………………………………………………………………………………………………………………89
Hapishanede hayat…………………………………………………………………………………………………..94
Kitaplar……………………………………………………………………………………………………………………………99
Siyasi davalar, tarihten dersler…………………………………………………………………….104
Osman Kavala: “Yargının Önceliği”……………………………………………………116
Dünyanın hali…………………………………………………………………………………………………………….121
Ayşe Buğra ile Yapılan Mülakatlardan…………………………………………………129
45 Soruda Kavala ve Gezi Davası
G ÖKÇER TAHİNCİOĞLU ……………………………………………………………………………………………..159
Hükümete Karşı Suç
KÖKSAL BAYRAKTAR………………………………………………………………………………………………….183
“Türkiye Bu Tür Yargılamalara Layık Değil”
MERDAN YANARDAĞ’ IN SÖYLEŞİSİNDEN
DENİZ TOLGA AYTÖRE İLE OLAN KISIMLAR …………………………………………………197
AİHM Kararları Nasıl Uygulanmaz:
Osman Kavala Davası
R IZA T ÜRMEN …………………………………………………………………………………………………………………219
Osman Kavala’nın Ödül Mesajları…………………………………………………………….237
Osman Kavala’nın Basın Açıklamaları…………………………………………………251

ÖNSÖZ
Bir Dava Hikâyesi:
Osman Kavala’nın Yedi Yılı
AYŞE BUĞRA

Bu kitap siyasi bir davayla ilgili. Siyasi görüşleri, inançları, toplum anlayışları farklı olan pek çok insana, davanın bir aşamasında, “Burada tuhaf bir şey, kabul edilmesi zor bir şey oluyor” dedirten, bazen de “Kafkaesk” diye tarif edilen bir dava sürecinin hikâyesi. Ama hikâye sadece hukuki açıdan ele alınan bir yargı sürecinin hikâyesi değil. Daha çok, suç işlemiş olduğuna dair herhangi bir kanıt gösterilmeden tutuklanmış, hüküm giymiş ve kesintisiz yedi sene boyunca cezaevinde yaşamış bir insanın hayatının yedi senesinin hikâyesi. Bu kitap hazırlanırken kendisi hâlâ cezaevindeydi.

Osman Kavala, 17 Ekim 2017 akşamı, yazar ve sanatçıların yer aldığı kültür sanat etkinliklerini desteklemeye yönelik bir projeyle ilgili olarak büyükşehir belediyesiyle görüşmek üzere gittiği Gaziantep’ten dönüşünde, İstanbul havaalanında, uçaktan inmeden gözaltına alındı. Dar bir mekânda, farklı suçlamalarla gözaltına alınmış başka kimselerle birlikte çok zor koşullar altında iki hafta geçirdikten sonra, 1 Kasım’da tutuklanarak –şimdiki adı Marmara Cezaevi olan– Silivri Kapalı Cezaevi’ne götürüldü ve tek kişilik bir hücrede yaşamaya başladı. Kitabın başındaki kronoloji, yargı sürecinin önemli aşamalarını özetliyor. Burada aslında özetlemesi hiç kolay olmayan bir olaylar silsilesi buluyoruz. “Cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye teşebbüs”, “darbe teşebbüsüne destek”, bunların ardından “casusluk” gibi insanın tüylerini ürperten suçlamalarla tutuklamalar, suçlamaların birinden tahliye edilip sonra tekrar tutuklanmalar, birleştirilen ve ayrılan davalar, değiştirilen mahkeme heyetleri ve uygulanmayan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından oluşan bir süreç. İçinde bir de beraat kararı var: 18 Şubat 2020’de Osman Kavala, beraat ettikten sonra evine gidemeden gözaltına alındı ve ertesi gün tutuklanıp tekrar cezaevine götürüldü. 22 Nisan 2022’de ise, Osman Kavala, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti devirmeye teşebbüs etmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edildi. Bu karar 28 Eylül 2023 tarihinde Yargıtay tarafından onandı. Davayı başından itibaren takip etmiş olan Deniz Tolga Aytöre’nin 8 Ocak 2024 tarihinde Merdan Yanardağ’ın Tele 1’deki programında anlattıkları, profesör Köksal Bayraktar’ın ve Türkiye’nin AİHM’deki eski yargıçlarından Rıza Türmen’in yazıları, sürecin hukuk ve adaletle bağdaşmayan niteliğini ortaya koyuyor. Gökçer Tahincioğlu’nun bu kitaba aldığımız yazısı, bütün bunların neden tuhaf ve kabul edilmez olduğunu çok net bir şekilde anlatıyor. Kitabın merkezinde Osman Kavala’nın cezaevindeyken avukatları aracılığıyla gazetecilere verdiği mülakatlar, yargı sürecinin çeşitli aşamalarında yaptığı basın açıklamaları, ödül konuşmaları yer alıyor. Şirin Payzın’ın, fikri takip duyarlılığının gazeteciliğin olmazsa olmazı anlayışıyla Osman Kavala’yla farklı tarihlerde yaptığı dört röportaj ve Murat Sabuncu’nun, Ocak 2024’te, Yargıtay’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis kararını onamasından sonra yaptığı ve T24’te yayınlanan röportaj, yargı sürecinin bütün kritik aşamalarını yansıttığı için, davanın hikâyesini anlatmaya bunların biraz kısaltılmış halleriyle başlamanın uygun olduğunu düşündük. Osman Kavala’yla yapılan röportajların çoğunda tekrarlanan bazı sorular var. Bu tekrarlanan sorular ve onlara verilen cevaplar belirli temalar altında toplandı. Farklı röportajlardan seçilen bazı pasajlar, bu temalar altında ve her temanın içinde kronolojik bir sıra izlenerek kitaba alındı. Payzın ve Sabuncu röportajlarının bazı bölümleri de, bu temalar altında bulunuyor. Osman Kavala’nın Gezi, siyasi davalar ve sivil toplumla ilgili yayınlanmış üç yazısı da bu temaların olduğu bölümlerin hemen arkasında yer alıyor. Osman Kavala mülakatlarında Gezi davasının kendisini cezalandırmanın ötesinde siyasi amaçlara hizmet ettiğine, kendisiyle ilgili oluşturulan kurgunun Gezi protestolarını kriminalize etmek için kullanıldığına dikkat çekiyor. Bu yapılırken demokrasi değerlerine bağlılıkları, bunları savunuyor oldukları bilinen insanların, kendisi gibi hukuksuz biçimde yargılandıklarını, delil olmadan mahkûm edildiklerini vurguluyor. Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve milletvekili seçilen Can Atalay, 2022 yılının Nisan ayından beri cezaevindeler. Kavala bu ağır hak ihlallerini siyasi gelişmelerle, insan haklarına ve insan hayatına değer vermeyen bir anlayışın yargıda yaygınlaşmasıyla ilişkilendiriyor. Gazeteciler Osman Kavala’ya, üzerine atılı suçları nasıl karşıladığını, yaşadıklarını nasıl değerlendirdiğini, bir hücrede tek başına, özgürlüğünden yoksun yaşamaya nasıl dayandığını, cezaevinde günlerinin nasıl geçtiğini sordular. O bu sorulara serinkanlı cevaplar verdi. Yedi yıl boyunca, hiçbir noktada bu serinkanlılığı kaybetmedi. Yargının siyasileşmesinin, evrensel hukuk ilkelerinden sapmanın sorunlarından, sadece kendi durumunun sınırları içinde değil, adaleti herkes için isteyen biri olarak, kişi özgürlüğünün en temel insan hakkı olduğu anlayışıyla bahsetti. Adalet ve adaletsizlikle ilgili tartışmaların tarihiyle ilgilendi, adalet konusunu toplum içinde eşit bireyler olarak birlikte yaşamak konusuyla ve empati kavramıyla birlikte düşündü. Röportajlarda sivil toplum alanındaki çalışmalarıyla ilgili sorulara verdiği cevaplar, kültür ve sanat faaliyetlerinin, edebiyatın, birleştirici ve onarıcı gücüne olan inancını yansıtıyor. Bu cevaplarda onun sivil toplum faaliyetlerinin önemini belirttiğini, ama aynı zamanda hukuk kurumları düzgün çalışmadığı ve demokratik kurumların işleyişi sorunlu hale geldiğinde, sivil toplum kuruluşlarının, insanların kendilerini toplumun eşit bireyleri olarak hissederek yaşamalarını sağlamaya yönelik faaliyetlerinin etkisizleşebileceğine dikkat çektiğini görüyoruz. Mülakatlarda kitapların önemli bir yeri var. Osman Kavala cezaevinde kitaplarla yaşadı. Edebiyat onun en önemli desteği oldu. Çağdaş Türk ve yabancı yazarların eserleriyle birlikte büyük klasikleri de yeniden okudu. Express dergisinin sorularını yanıtlarken belirttiği gibi, Montaigne ve Shakespeare gibi yazarların insanlığa yaptıkları büyük katkıdan bir kere daha etkilendi. Yargının siyasileştiği, insanların kimlikleri ve fikirleri yüzünden büyük mağduriyetler yaşadığı dönemlerle ilgilendi, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nın öncesini daha iyi anlamaya çalıştı. Günümüzde pek çok toplumu etkileyen ekonomik ve sosyal adaletsizliklerle, endişe verici siyasi gelişmeler üzerine de okudu ve düşündü. Özellikle Express dergisinde 18 Ekim 2022’de yayınlanan röportaj ile İrfan Aktan’ın 15 Ocak 2024’te Artı Gerçek’te yayınlanan röportajında bu konulardaki düşüncelerini anlatıyor.

Osman Kavala’nın cezaevinde olduğu yedi yıl boyunca, eşi olarak bana da yaşadıklarımızla ilgili sorular soruldu, benimle de mülakatlar yapıldı. Konuştuğum gazetecilere, izlediğim duruşmaların hiçbirinde onun suç teşkil eden eylemlerinin ne olduğunun belirtilmediğini, onun hangi eyleminin suç teşkil ettiğini öğrenemediğimi, ama memleketimizin yerli ve yabancı düşmanları ve onların yerli destekçileri hakkında soyut söylemler duyduğumu söyledim. Kanıt gösterilmediği gibi, somut bir suç tanımı da yapılmayan bu çok karmaşık yargı sürecinin bir noktasında, “Artık bize yalan söylemeye bile tenezzül etmiyorlar” dedim ve “işkence” sözünü kullanmaya başladım. Bana “Eşiniz nasıl bir insandır?” diye sorulduğunda, kendisine yönelik berbat karalama kampanyalarına karşın onu tanıyan herkesin çok iyi bildiği bir şeyi, onun iyi bir insan olduğunu anlatmak durumunda kaldım. “Nasıl dayanıyorsunuz?” diye soranlara, “Bu yıllar bizim hayatımızdan çalındı, geçmişte yaşadıklarımızın ve ilerde yaşayacaklarımızın hayalini kuruyoruz” demedim. “Bugün, bu durumda, birlikteyiz ve kendimiz olarak yaşamaya devam ediyoruz” diye cevap verdim. Eşimin dosyanın gizliliği nedeniyle mektuplaşmasının yasaklanmış olduğu dönemde, Cumhuriyet gazetesi, yakınlarının ona yazdığı ve yollayamadığı bazı mektupları yayınladı. Bu güzel girişim sırasında, ben de kendisine gazetede okuyabileceği bir mektup ulaştırma imkânı buldum. Benimle yapılan bazı röportajlardan seçmelerle birlikte bu mektup da kitapta yer alıyor. Osman Kavala, 2 Kasım 2021 tarihinde, tutukluluğunun dördüncü yılında yaptığı basın açıklamasında şöyle diyordu: “…sadece cezaevinde olduğum için kendi hayatımı yaşama imkânımı kaybetmekle kalmadım, hedef gösterildiğim ve kamuoyunda hakkımda ‘karanlık’ ve ‘kötü’ bir insan izlenimi yaratılmaya çalışıldığı için, kendi gerçekliğim de tahrif edildi. Hayatımın dört yılını kaybettikten ve bir ‘memleket sorunu’ haline geldikten sonra, teselli bulabileceğim şey, yaşadıklarımın yargıdaki sorunlarla yüzleşilmesine katkıda bulunması ve benden sonra yargı karşısına çıkacak olanların daha adil bir muamele görmeleri ihtimalidir.” Bu kitabın amacı, okura bunları yaşayan insanın sesini duyurmak, onun yedi yıl boyunca yaşadığı ağır mağduriyete rağmen nasıl tahrif edilen gerçekliğine sahip çıktığını, nasıl kendisi olarak kalmayı, dünyadan kopmamayı, bütün adaletsizliklere ve kötülüklere karşı herkes için daha adil ve daha insani bir hayat üzerine düşünmeye devam etmeyi başardığını biraz olsun yansıtabilmek. Ama bir amacı daha var: Yargının siyasileştiği, Türkiye’nin bir hukuk devleti olmaktan uzaklaştığını gözlemleyerek bu yaşananları normalleştirip kanıksamak eğilimine karşı insanları uyarmak. Onları sadece Osman Kavala’nın değil, özgürlükleri ellerinden alınan bütün suçsuz insanların yaşadıklarına daha duyarlı olmaya davet etmek. Kitap sonuç yerine Osman Kavala’nın yedinci yıl açıklamasıyla bitiyor.

Bu kitabı birlikte derlediğimiz Asena Günal ve ben, böyle bir kitap hazırlanması fikrini geliştiren, takip eden ve sunuş yazan Ertuğrul Günay’a, mülakatların yayınlanmasına izin veren gazetecilere ve yayın organlarına, kitaba katkı sunan hukukçulara, kitabın malzemesinin hazırlanmasında emeği geçen Ayşe Nur Yüceland’a, Osman Kavala’nın yazı ve mülakatlarının iletişimi ve çevirisinde emeği geçen Yasemin Bektaş, Tamar Nalcı ve Gökşin Uğur’a büyük teşekkür borçluyuz.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Politika Siyaset
  • Kitap AdıBir Dava Hikâyesi - Osman Kavala'nın Yedi Yılı
  • Sayfa Sayısı271
  • Yazar(Derleyen) Ayşe Buğra, (Derleyen) Asena Günal
  • ISBN9789750537806
  • Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
  • Yayıneviİletişim Yayınları / 2025

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur