Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Çiçeklenmeler
Çiçeklenmeler

Çiçeklenmeler

Melisa Kesmez

“Bütün yaşamımı birilerinin yanında durarak geçirmiştim. Birilerinin bana açtığı boşluklara sığmış, taşmamış, yükselmemiş bile ama kurumamış da, orada eski bir göl gibi durup beklemiştim….

“Bütün yaşamımı birilerinin yanında durarak geçirmiştim. Birilerinin bana açtığı boşluklara sığmış, taşmamış, yükselmemiş bile ama kurumamış da, orada eski bir göl gibi durup beklemiştim. (…) Hiç kendi kaderimi tayin edecek bir adım atmamış, ekseriyetle bana gösterilen yere ilişmiş, bundan şikâyet etmemiş ama şimdilerde yeni yeni ve epey sarsılarak fark ettiğim şekilde bu sınırları belirlenmiş hayattan sandığım kadar tatmin olmamıştım.”

Hayatın tekdüze akıp gidişi içinde hayallerini usul usul yitirdiğini fark etmeyen, aşkın neye benzediğini unutan, bir adada tek başınaymış gibi yaşamayı benliğinin parçası olarak kabullenen, neyi beklediğini tam olarak bilmeden yıllarca bekleyen bir kadının hikâyesi…

Melisa Kesmez, hayatı ıskalamış bir kadının kocasının ölümünün ardından yeni bir başlangıç yapmak için cesaret arayışını anlatıyor. Türkan’ın “her şey mümkün”lerle, yeşeren umutlarla “dünyaya doğru” attığı adımlarını takip ederek okuru çiçekli bir içsel yolculuğa davet ediyor.

Çiçeklenmeler, bir büyüme hikâyesi…

*

Tanrı’nın yarattığı ilk şey yolculuktur.
THEODOROS ANGELOPOULOS
“Ulis’in Bakışı”
Kişi oluşan varlıktır:
yani, henüz yoktur ama vardır (varlıktır);
öyleyse varoluşu, her adımdaki yokluğunu
varlığa çevirme uğraşısıdır.
ORUÇ ARUOBA
Yürüme
Aşk ki zamana çekilmiş çiziktir
yazıldıkça üstüne üstüne
ölüme benzer sözcükler silinir…
İRFAN ALIŞ
“Aşk ki”

I

Başucumdaki saat 04:30’u gösteriyordu. Güneşin eli kulağında, birazdan doğacaktı. Dün bitmiş, yarın ufukta görünmüştü. Yataktan çıkabilirdim artık. Yatak odasından başka odalarda da bulunabilirdim. Nevresimlerin arasında uykuyu kovalamaktan vazgeçebilirdim. Onay çıkmıştı nihayet. Gece bitmek üzereydi çünkü. Uyumuyor olmanın sorundan sayıldığı saatlerin sonuna geliyorduk. Bir an sonra ışık her odaya doluşacak, uyuyan herkesi uyandıracak, ben de nihayet herkesten biri olacaktım.

Gece boyu benimle güreş tutmaktan bitkin düşmüş yorganımı geride bırakıp kalktım, perdeyi açtım. Sokak henüz karanlıktı. Bir kedi aradı gözüm. Yaşamın alelade şekilde sürdüğüne dair bir hatırlatma olacaktı bir kedi. Herkes gitse de bir kedi kalırdı civarda mutlaka. Hiçbir şey olmamış gibi şuracıkta oturup dünyanın ıssızlığına aldırış etmeden öylece kuyruğunu yalayabilirdi. Ne insan ne kedi vardı dışarıda. Yukarı baktım sonra, gökyüzüne. Kısa boylu apartmanımızın etrafını saran boylu poslu binaların arasından görünen gökyüzü parçasından ay geçiyordu. Ayın bir karış kadar altında, siyahtan kobalt maviye dönen, az sonra kızarmaya başlayacak, yara izine benzeyen bir çizgi vardı. Hah, dedim, işte buldum seni. Dünyanın yeni güne gebe karnındaki küçük fasulye bugün sensin. Bir saat sonra gün, benim için tam oradan yırtılır gibi doğacak.

Günü başlatan o cılız çizgiyi seviyordum. Onun, gecenin siyah kumaşına hiç beklenmedik bir ihtimali gerçekleştirir gibi incecik bir kesik atışını seviyordum. Ben tam gecenin karanlık kuyusuna düşmek üzereyken son anda yetişip bana sabahı getiriyordu çünkü. Sabah nispeten kolaydı, sabah gelince ağrı azalıyordu, taşıması zor şeylerin taşıması kolaylaşıyordu. Düşünceler içlerinden gün ışığı geçince saydamlaşıyor, hayaletler deliklerine kaçışıyor, karanlıkta türlü türlü şeye benzettiğim eşyanın odanın içine dağılan aydınlıkla bir sandalye, bir ütü masası, dolabın kapağına asılmış bir hırka olduğunu idrak ediyordum. Sabah olunca kalkıp bir kahve yapmak için bahanem oluyordu. Kahve hazırlamak beni belli bir noktaya kadar yaşamsal faaliyetlerine devam eden biri yapıyordu. Gece dağılan parçalarımı bir araya getirip sıkıca yapıştırıyordu sanki. Bir süreliğine. Bunu sağlayanın kafein değil, kahve içen biri değildim hiç, bir makinenin düğmesine basmak, orada yanan kırmızı ışığı görmek, bir şeyleri çalıştırmak, bir şeyleri fokurdatmak, kahve partiküllerinin çözünüp karıştığı sıcak suyu bir bardağa doldurmak gibi sıradan bir eylemde bulunmak olduğunu biliyordum. Kahve yapmak bana hâlâ dünyaya etki ettiğimi hatırlatıyordu. Dokunduğum bir şeyi değiştirebildiğimi, yok olmadığımı, yeryüzünden gidenin ben olmadığımı, yaşamımın sürdüğünü anlatıyordu.

Önümdeki fincandan kahvenin buğusu yükselirken, gün ışığının boyadığı mutfak griden turuncuya dönmeye başladı. Etrafımdaki her şey yavaş yavaş uyandı, yeniden bilinç kazandı, karanlığın içinde sınırları birbirine karışmış ama güneş yükseldikçe bir biçime kavuşan şeylerin ismi kondu.

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Bazen Bahar ~ Melisa KesmezBazen Bahar

    Bazen Bahar

    Melisa Kesmez

    “Sen ne kadar kaçsan da, ıskalasan da, görmezden de gelsen, kafanı kuma da gömsen, kalbine kilit de vursan, hayatın sana bir diyeceği varsa, sinsi...

  2. Küçük Yuvarlak Taşlar ~ Melisa KesmezKüçük Yuvarlak Taşlar

    Küçük Yuvarlak Taşlar

    Melisa Kesmez

    “Toprak ayağımızın altında yumuşacık, kırmızı. Bacaklarımızı ısıran dikenlere aldırmıyoruz. Çalıların içinde bin bir çeşit hışırtı, kıpırtı, çıtırtı, vızıltı… Kuşlar, böcekler, taşlar… Uçanlar, koşanlar, sürünenler,...

  3. Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz ~ Melisa KesmezAtları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz

    Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz

    Melisa Kesmez

    “Çıt diye kırılıyor iki insan. Bir vakit kaynadıkları yerden. Kimse duymuyor. Arabalar geçiyor sokaktan. Çocuklar koşuyor. Küfrediyorbiri. Bir kadın camdan bağırıyor mahalle bakkalına: ‘Kadir,...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Belki Bir Gün Uçarız ~ Aylin BalboaBelki Bir Gün Uçarız

    Belki Bir Gün Uçarız

    Aylin Balboa

    O ağacın altında uzanmaya devam ettim. Yıldızlar aslında nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne sıktıkları kurşunların açtığı deliklerdir. Bilim adamları sürekli yenilerini...

  2. Hayat Seni Çok Seviyorum ~ İlhan Sami ÇomakHayat Seni Çok Seviyorum

    Hayat Seni Çok Seviyorum

    İlhan Sami Çomak

    “Mümkün olsa yaşardım, her haliyle, her duyguyla yaşardım. Olmadı, olmuyor. Ben de yaza yaza, kalemimi de, duygularımı da güzellikten ve iyilikten yana çalıştırarak hayattan...

  3. Anılarda Yumak Yumak ~ Abbas SayarAnılarda Yumak Yumak

    Anılarda Yumak Yumak

    Abbas Sayar

    Yedek Subaylığı sırasında muhafız komutanlığı vazifesiyle bir süreliğine Zile’ye gönderilen yazarın yola çıkışından yaşlı gözlerle trenden el sallayışına kadar yaşadıkları… Hayata yeni atılan bıçkın...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur