Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Doğa Defteri – Gündönümleri, Fırtınalar, Uçanlar, Çiçek Açanlar
Doğa Defteri – Gündönümleri, Fırtınalar, Uçanlar, Çiçek Açanlar

Doğa Defteri – Gündönümleri, Fırtınalar, Uçanlar, Çiçek Açanlar

Deniz Gezgin

Bir zamanlar nasıl yaşanacağına, hareketli takvimler yön verirdi. Toprağın, ekinlerin, bolluk taşıyan su kaynaklarının mevsim geçişlerine uyumla giyinip soyunduğu, dolup boşaldığı bu zamanlarda, bir…

Bir zamanlar nasıl yaşanacağına, hareketli takvimler yön verirdi. Toprağın, ekinlerin, bolluk taşıyan su kaynaklarının mevsim geçişlerine uyumla giyinip soyunduğu, dolup boşaldığı bu zamanlarda, bir mevsimin süresi ve karakteri, toprağın, bitkilerin, takımyıldızların, yağmurların kararıyla biçimlenir, doğanın zaman kuşağı kendi halince salınırdı. Bu döngüsel seyir adeta değişken bir ritimle gezinen bütün bir canlılıktı.

Deniz Gezgin’in antropoloji, mitoloji, edebiyat, tarih, söylence gibi, çok çeşitli disiplinlere uğrayarak kaleme aldığı Doğa Defteri, çiçek tozlarını birbirine kavuşturan rüzgârların seyrinde, göçmen kuşları önüne katan fırtınalara karışarak, gündönümlerinin, mevsim çarklarının, çiy damlalarının, tohumların bahsini açıyor. İklimi ve mevsimleri doğanın geniş zamanıyla düşünerek her şeyi içine alan bir eş duyumu dile taşıyor.

İşte yabanıl bir hayvana kardeşim demenin tam zamanı, bağların gevşeyişiyle yakınlığın duyumsandığı başka bir kavrayış imkânı…

İçindekiler
İlkbahar • 11
Yaz • 31
Sonbahar • 45
Kış • 67
Sondeyiş • 83
Yerden Göğe Takvimi • 87

Ağır tohumları taşıyan kim, ökse otlarını ağzında yaşatan?

Ağaçları dünyada dolaştıran kanatlılar bütün canlılarla aynı sulardan doğmadılar mı?

Onların tarihi doğanın da tarihi, bulutların, rüzgârların ve mantarların, bütün yağmurların, denizlerin ve yürüyen otların, sesin ve ilk nidanın.

Takvim kuşu hüthüt, her gün yuvasına bir taş taşır, mevsimleri çevirmek için vakti başucuna koyar, ışığın boyunu taşın ağırlığında görür. Taşlar yuvayı doldurduğunda hüthüt de yola koyulur: Vaktidir turnaların yürüttüğü bulutlarla taşınan ilk yağmurların ama ondan da önce eğimlerde deliceler yeşerten sığırcık kuşlarının çekirdek sağanağı var. Ölmez ağaçlar böyle böyle köklenir. Ölülerin üstünü güz yapraklarıyla örten kızılgerdan, küçücük göğsünde dünyanın koca ateşini yaşatır.

Doğanın zamanı geçişlidir, kendiliğinden akar. Bazı gün fırtınalarla açılır göç yolları, bazı gün sessizlikle. Havada kuş geçimi rüzgârları eserken, denizler yalıçapkınları için gündönümünde durulur. Doğanın çitleri yoktur, sınır boyları ya da boy sıraları. Rüzgârlar verir denizlere hayat soluğunu ve derler ki akkuyruksallayan kuşudur dünyada yaşama yer açan, kuyruğuyla suları süpürüp yeri yamalayan.1 İşte ondan sonra boylanır eğreltiler, ormanlar sıklaşır, meyvelerin balından ipekkuyruk kuşları sarhoş gezinir. Zaman artık öyle bir zamandır ki ne sayılabilir ne de sahip çıkılır; sığmaz gün ışığına ses, geceye taşar. Yağarsa yulaf yağar, çıvgın damlar.

Takvimi başlatmak için kara bir kuş öter turuncu gagalı, onun şarkısı, üşüyen ne varsa bahara uğratır. Evsizler yelkovan kuşu3 kılığında dolaşırken yuvaları, baharın kuşların kanadında seyahat eden bir göçmen yolcu olduğu anlatılır. Yılan ağzındaki üçüncü taşı da çıkarmıştır demek: Dünyanın Karnı Isınmış.

Haşhaşlar çiçekte, fırtınalar baş döndürüyor. Yaz uykusu, etrafı dolaşarak canlıları unutuşa yatırıyor. Bu yüzden rüzgârları tozlu, yağmurları çamurlu. Ancak bundan sonra, öldü sandığımız ne varsa bir bir dirilecek.

İlkbahar
Florebo quocumque ferar
(Taşındığım her yerde çiçek açacağım)

Hayatın olanca coşkusuyla açıldığı mevsim ilkbahar. Yuvaların, tomurcukların, yeşermenin, çağlamanın zamanı. Rüzgârların taşıdığı çiçek tozlarıyla ve yaprak çıkaranlarla doğumun vakti. Toprağın kımıldandığı uyanış mevsimi. Sine sine, gırcı gırcı yağan yağmurlar gerek şimdi, tipsiyen yağmurlar, bulutların da baharla gevşeyip bir başına dolaşmaya çıktığı güneşli hafif sağanaklar, tilkilerin düğününe1 davet sayılan başına buyruk ışıklı çisentiler. İlkbahardaki her şey gibi bunlar da bir bakımlık geçişler, bu mevsim sanki her oluş bir an için, bir tür saçılma, serpilme hali. Çünkü birikmez bir huyu var ilkbaharın. Bitkilerin, hayvanların, suların, buzların hareketi ve canlılık hali ilkbaharı ölümün de en çok hatırlandığı mevsime dönüştürüyor, ölümün de bir başka dikim olduğunu gösterircesine.

Soğanlı bitkiler toprağı yarıp bir bir çiçeklenirken yerden kalkanların ve dönenlerin varlığı duyulur, sular aldığını şimdilerde geri getirecektir. Yangın görmüş ormanlar dahi ertesi baharda deniz gibi köpürür. Yeryüzünün buharından beslenen ölümsüzlük mantarı kadar olmasa da küllerin içinden bir baharlık, emsalsiz mantarlar uyanır. Mantarı görmek onu aramamakla mümkündür, bunu bilenler mantar toplamaya değil bakmaya çıkarlar ve ancak yürürken bir bütünün içinde parlayıveren o mantara rastlanır. Gitsen göremezsin derler, bir bilenle gezin…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıDoğa Defteri - Gündönümleri, Fırtınalar, Uçanlar, Çiçek Açanlar
  • Sayfa Sayısı96
  • YazarDeniz Gezgin
  • ISBN9789750863974
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. YerKuşAğı ~ Deniz GezginYerKuşAğı

    YerKuşAğı

    Deniz Gezgin

    “Aklında ne var Hagrin?” “Bir ağaç.” “Sözünü ettiğin bu ağaç nasıl bir ağaç?” “Sözü edilemeyecek bir ağaç Moy. Dinle, yaklaştığımızı duyuyor musun?” “Şimdi kulağıma...

  2. Ahraz ~ Deniz GezginAhraz

    Ahraz

    Deniz Gezgin

    Kocaman aynalı gözleri vardı İsrafil’in, yanaklarında oynaşan gamzeleri ve dudaklarının üstündeki küçücük çukurluk abgûn birer leke gibiydi. Teni ne esmer ne de sarışın, olsa...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Bir Yobazın Günlüğü ~ Ömer Faruk DönmezBir Yobazın Günlüğü

    Bir Yobazın Günlüğü

    Ömer Faruk Dönmez

    Bıyık altından gülerek kendisini “yobaz” diye vasıflandıran “keskin zekâlı ve sivri dilli” belki de “sivri zekâlı ve keskin dilli” bir yazar, günün birinde günlük...

  2. Aydınlar Üzerine ~ Jean Paul SartreAydınlar Üzerine

    Aydınlar Üzerine

    Jean Paul Sartre

    Bu konferansların ve söyleşinin –aralarında beş yıllık bir zaman ve 68 Mayısı olayları var– amacı, aydın kavramının günümüzde ne kadar tutarsız olduğunu göstermek. Japonya’da verdiğim konferanslarda, 68’den beri sık sık klasik aydın olarak adlandırılan şeyin ne olduğunu, adını koymadan tanımlamış ve aydının, Almanların deyişiyle, ne kadar da unselbständig1 göründüğünü –ama tam olarak farkına varmaksızın– daha o zaman ortaya koymuştum.

  3. Son Yüzler ~ Cezmi ErsözSon Yüzler

    Son Yüzler

    Cezmi Ersöz

    “Öylesine dolu dolu yaşadım ki inan, bazen, “Artık yeter!” diyorum. Doydum!” diyorum. Öyle bir an gelirse, yani bu duygunun sahiciliğine tamamen inanırsam, hayatıma kendi...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur