“Yeryüzünde büyük insanlar var: Peygamberler, başkomutanlar, vatan kurtaranlar, insanlığa hizmet eden bilim adamları… Küçük insanlar da var: Fener bekçisi Affan gibi. Ama hepsi yataklarını kazarlarken, amaçlarına ulaşırken aynı emeği harcarlar. Tıpkı büyük ırmaklarla, küçük çaylar gibi. Hepsi de sonunda denize ulaşırlar.”
“Güz Gelmeden”, 4 Kasım 1999’da aramızdan ayrılan Selçuk Baran’ın çekmecesinde bulunan son romanı. Baran, bu romanında Yeşilçay’da, küçük bir çayın denize kavuştuğu bir sahil kasabasında yaşayan, oradan yolu geçen, birbirleriyle karşılaşan küçük insanları anlatıyor. Farklı kişilerin ağzından, aşktan kardeşliğe, dostluktan korkuya uzanan duyguları sürükleyici, özgün bir kurgu içerisinde dile getiriyor. Güz Gelmeden, aynı coğrafyada buluşmuş, yalnız kişilerin, birbirleriyle
kesişen öyküleri.
*
“Ben bizim ihtiyara fazla önem vermem de -bu çok doğal- ama onun bana aldırış etmemesine aklım ermiyor.
Ne de olsa onun geleceğiyim ben. Benim için değilse bile, kendi hesabına benimle ilgilenmeli. Ablam aracılığıyla bana sorular sorabilirdi. Belki ablamı bu konuda zorlamıştır da, ablam yanaşmamıştır. Hiç bana göre olmayan ana babaya karşılık, harika bir ablam olduğunu yadsıyamam. Üstelik annem vakitsiz ölerek, kendisiyle günün birinde hesaplaşma fırsatını da elimden aldı. Babam bu kadar kötülük etmedi hiç değilse… Bir gün, yani yeterince büyüyünce, karşısına çıkıp hesap sorabilirim. Ama belki de annem iyiliğinden ölmüştür. Kendisi gibi züppe, özentili birinin yerine ablam gibi sevgili birini bırakmak için. Valla şu anaların evlatları için yapamayacakları fedakârlık, katlanamayacakları cefa yoktur; iyi, doğru dürüst bir ana olmaktan başka.
Demek ki, bu, her şeyden zor. Bunca zorluğa katlanacağına ölür gidersin, yüklersin tüm bir evin sorumluluğunu ve on iki yaşında bir piç kurusunun analığını gencecik, çocuk kızının omuzlarına… Ve yallah! Babam hiç değilse yaşamak cesaretini gösterdi. Peh, peh, peh! Üniversiteye gideceğim sıralarda babam benimle en uzun konuşmasını yapmıştı (beni adam yerine koyup nefes tüketmeye pek meraklı değildir de). Ne olmak istediğimi sorup duruyordu.
Bense hiçbir şey olmak istemiyordum. Ne yapayım, daha çocuğum, yeryüzünde ne kadar yaşadım ki, hangi işe yatkın olduğumu, hevesim olduğunu bileyim? Gerçi bize pek söz düşmüyor; bilgisayar denen hayvan her şeyi bizden iyi biliyor.
Sözcüğün anlamını bile bilmediğin, üstelik dilin bile dönmediği koskoca paleoantropoloji diplomanla bir bankaya veznedar atanıveriyorsun. Oysa Türk parasını tanıyan ve sayı saymayı bilen ilkokul bitirmiş herkes veznedar olabilir. Bu işler böyle…”
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü Roman (Yerli)
- Kitap AdıGüz Gelmeden
- Sayfa Sayısı242
- YazarSelçuk Baran
- ISBN9789753638507
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Saklı Yürek ~ Ferzan Özpetek
Saklı Yürek
Ferzan Özpetek
İnsan yüreğini nereye saklar? Roma’nın merkezinde, anılarla dolu görkemli bir ev, yıllarca kilitli kalmış bir oda, şaşırtıcı bir tablo koleksiyonu, aniden kesilen tutkulu bir...
- Kölelik Dönemeci ~ Kemal Bilbaşar
Kölelik Dönemeci
Kemal Bilbaşar
Kölelik Dönemeci, 18. yüzyıl sonlarında ata yurtları Kafkasya’da Kırım hanlarına bağlı olarak özgür bir yaşam süren Abhaz ve Adıga Çerkeslerinin, romanda bütün renkleriyle dile...
- Zıpır Özgürlük Peşinde ~ Dilek Yardımcı
Zıpır Özgürlük Peşinde
Dilek Yardımcı
Özgürlüğünün peşinde koşan bir hayalperest Dilek Yardımcı, gerçek ile kurguyu harmanlayarak yarattığı Zıpır’da, delifişek bir köpeğin tutku dolu hikâyesini anlatıyor, bizi biz yapan değerlere sahip...