New York Times Yılın Kitapları · Amerika Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü Adaylığı · New York Times Book Review Yılın Kitapları · Washington Post Yılın Kitapları · Time Yılın Kitapları Seçkisi · NPR Yılın En İyi Kitapları · Slate Yılın En İyi Kitapları · Boston Globe Yılın En İyi Kitapları · Vulture Yılın En İyi Kitapları · New York Times Eleştirmenlere Göre Yılın En İyi Kitapları
Çifte Pulitzer ödüllü Colson Whitehead’den göz kamaştırıcı yeni bir roman: Harlem Ritmi.
Belâya bulaşmadan sakin bir hayat sürmeye çalışan sıradan bir adamın, Harlem’in en önemli önemsiz karakteri Ray Carney’nin serüveni bu romanla başlıyor. Düzenbaz bir babanın oğlu olan Carney, kendi güvenli sınırları içinde kalmayı ve basamakları adım adım tırmanmayı deniyor, fakat hayat, onu beklediğinden farklı olaylarla, farklı seçimlerle karşı karşıya bırakıyor. Yaşamın ve zamanın akışı kahramanları kendilerine özgü bir hava tutturarak savuruyor, kimilerini en yükseklere kimilerini de dibin dibine yolluyor.
Colson Whitehead bu romanda yine “Bir Zamanlar Amerika” tablosunu -bazen yumruk gibi sert bazen de tüy gibi hafif darbelerle- çizmeye devam ediyor. Okur ve eleştirmenlerden tam not alan, yayımlandığı yılın tüm kitap seçkilerinde baş sıralarda bulunan ve Amerikan Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü’ne aday olan Harlem Ritmi, 1960’ların heyecan verici arka planıyla Harlem’e ve burada kendilerine yer açmaya çalışan küçük çaplı düzenbazlarla saygın üçkâğıtçıların yaşamlarına odaklanan heyecan verici bir suç romanı, aynı zamanda da ırkçılığın ve sınıf ayrımının yakın tarihine tutulan bir ayna. Harlem Ritmi, yüksek temposu ve capcanlı anlatımıyla soluk soluğa bir okuma deneyimi sunuyor okura… Bir de soru bırakıyor:
Geldiği yeri değiştiremez insan, peki gideceği yeri kendi belirleyebilir mi?
*
BİR
Kuzeni Freddie onu soygun planına dahil ettiğinde haziran başında sıcak bir gündü. Ray Carney koşturmacalı günlerinden birindeydi semtin yukarısından merkezine, bir ucundan diğer ucuna. Motoru soğutmamalıydı. İkisi RCA, biri Magnavox marka üç konsol radyoyu elden çıkarmak ve bıraktığı televizyonu almak için önce Radyo Yolu’na gitti. Fiyatı ne kadar indirip ne kadar dil dökse de bir buçuk yıldır birini bile satamadığı radyolardan umudu kesmişti. Gelecek hafta Argent’tan sevk edilecek yeni moda yatar koltukları ve ölen hanımın apartman dairesinden o gün öğleden sonra alacağı ikinci el eşyayı koyması gereken bodrumda yer kaplamaktan başka işe yaramıyorlardı. Üç yıl öncesinin en üst modeli radyolar şimdi deri kayışlarla kamyonetin arkasına sabitlenmiş, parlak maun ağacından konsolları kapitone battaniyelere sarılmış bekliyordu. Kamyonet Batı Yakası Otobanı’nın berbat zemininde sarsılarak ilerledi.
Daha o sabah Tribune’de belediyenin bu köprüyolu yıkacağına dair bir haber daha görmüştü. Aldırışsızca kaldırım taşı döşenmiş daracık yol ta en başta beceriksizce inşa edilmişti. En iyi günlerde kornalar, küfürler, kavgalar arasında tampon tampona ilerlenir, yağmurda yoldaki çukurlar tehlikeli göllere dönüşür, zemini vicik vicık çamur kaplardı. Geçen hafta dükkâna gelen, başı mumya gibi sarılmış müşteri altında yürürken batasıca şeyden kopup düşen bir trabzan parçası yüzünden yaralanmıştı. Adam dava açacağını söyleyince Carney ona “Hakkın var,” demişti. 23. Cadde civarında lastiği çukura girince RCA’lardan biri kamyonetin arkasından fırlayıp Hudson Nehri’ne uçacak diye korktu. Başına bir iş gelmeden Duane Caddesi’ne kıvrılmayı başarınca rahatladı.
Carney’nin Radyo Yolu’ndaki adamı Cortlandt’in Greenwich yakasının ortasında, mevzunun tam merkezindeydi. Samuel’in Muhteşem Radyosu’nun -HER MARKA TAMİR EDİLİR- önüne park etmeyi başarınca hemen kamyonetten inip Aronowitz’i bulmaya gitti. Geçen yıl iki kez onca yolu tepip buralara geldikten sonra dükkânın gün ortasında kapalı olduğunu görmüştü.
Radyo Yolu’nun tıklım tıkhm vitrinleri önünden yürümek birkaç yıl öncesine dek bir radyo kadranını çevirmeye benzerdi dükkânların birinden hunili hoparlörlerle sokağa bangir bangir caz yayını yapılır, bir sonrakinde Alman senfonileri, bir başkasında ragtime çalar, bu böyle devam ederdi. S&S Elektronik, Landy’nin Birinci Sınıf Ürünleri, Radyo Kralı Steinway. Artık yeniyetmeleri cezbetme umuduyla son ses açılan rock & roll şarkılarını işitmek daha muhtemeldi, vitrinlere DuMont ve Motorola gibi markaların son harikası televizyonlar yığılmıştı. Huş ağacı konsollar, pırıl pırıl yeni portatif cihazlar ve görüntü lambası, radyo alıcısı, pikap platformuyla üçü bir arada hi fi komboları özellikle şıktı. Değişmeyen tek şey Carney’nin bitişik üç eyaletin dört bir köşesindeki tamir meraklılarını çeken radyo lambası, ses dönüştürücü ve kondenser dolu kovalar arasından ilerlediği dolambaçlı kaldırımdı. Her marka ve modelin ihtiyaç duyduğunuz her türlü yedek parçasını burada makul fiyata bulabilirdiniz.
9.Bulvar’daki tren hattı köprüsünden geriye havada asılı bir boşluk kalmıştı. Tren yok olmuştu. Küçükken babası şaibeli işler peşinde bir yerlere giderken Carney’yi de birkaç kez trene bindirmişti. Caddedeki müzik ve pazarlık sesleri arkasında kimi zaman hâlâ trenin gümbürtüsünü işittiğini zannederdi Carney.
Aronowitz gözüne tutturduğu saatçi büyüteciyle cam tezgahın üstüne eğilmiş bir zamazingoyu kurcalıyordu. “Bay Carney,” dedi. Öksürdü.
Ona bu şekilde hitap eden beyazların sayısı fazla değildi. En azından şehir merkezinde. İş için Radyo Yolu’na ilk gelişinde beyaz tezgahtarlar Carney’yi görmezden gelip arkasından içeri giren beyaz amatörlerle ilgilenmişti. Boğazını temizleyip el kol işaretleri yapmasına rağmen girdiği dükkanların hepsinde siyah bir hayalet muamelesi görerek her zamanki aşağılamalara maruz kalmış, fakat en sonunda Aronowitz & Ogulları’nın siyah demir basamaklarını tırmandığında dükkan sahibi tarafından “Yardimer olabilir miyim beyefendi?” diye karşılanmıştı. Size yardım edebilir miyim anlamında kullanmıştı yardımcı olabilir miyim sözcüklerini adam. Burada ne arıyorsun? anlamında değil. Ray Carney ikisi arasındaki ayrımı yıllar içinde öğrenmişti.
O ilk gün, Carney ona tamir edilmesi gereken bir radyosu olduğunu söylemişti; ek iş olarak temiz kullanılmış elektronik aletler alım satımına yeni başladığı dönemdi. Radyonun sorununu anlatmaya çalıştığı sırada Aronowitz sözünü kesip cihazin vidalarını açmaya koyulmuştu. Sonraki ziyaretlerinde boşuna nefes tüketmeyen Carney radyoları üstadın önüne bırakıp bildiğini okumasını beklemişti. Genelde şöyle olurdu: Aronowitz gümüş alet edevatını ışıldatarak bıkkın iç çekişler ve homurtular eşliğinde sorunu inceler, diyagnometresiyle fünyeleri ve rezistansları test eder, voltaj ayarı yapar, kasvetli dükkânın duvarları boyunca dizilmiş çelik dosya dolaplarındaki işaretsiz tepsileri karıştırırdı. Sorun büyükse dönen sandalyesini çevirir, yine homurtular eşliğinde aceleyle arka taraftaki atölyesine giderdi. Carney onu kaybolan kabuklu yemişlerinin peşinde telaşla parkta koşturan bir sincaba benzetirdi. Radyo Yolu’ndaki diğer sincaplara anlaşılır gelebilecek davranışları, meslekten…
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıHarlem Ritmi
- Sayfa Sayısı368
- YazarColson Whitehead
- ISBN9786057260161
- Boyutlar, Kapak13.5 x 19.5 cm, Karton Kapak
- YayıneviSiren Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yatak Odasında Felsefe ~ Marquis De Sade
Yatak Odasında Felsefe
Marquis De Sade
“Evet, ben bir libertenim, itiraf ediyorum, bu konuda akla gelebilecek her şeyi düşündüm; ama düşündüğüm, tasarladığım şeyleri elbette yapmadım ve kesinlikle de yapmayacağım. Ben...
- Kayıp Zamanlar ~ Peter Hobbs
Kayıp Zamanlar
Peter Hobbs
Charles Wenmoth, İngiltere’nin güneybatısında hem vaaz veriyor hem de demirci olarak çalışıyor. Olay 1870’li yıllarda geçiyor ve o zamanlar Wenmoth gibi vaizler haftanın her...
- Medusa ~ Rosie Hewlett
Medusa
Rosie Hewlett
Zamanı geldi. Ben Medusa, sonunda kendi hikâyemi anlatacağım. Bana inanmak zorunda değilsiniz, sizden tek istediğim dinlemeniz. Bu dünya bunu bana borçlu. Sanıyorum adımı duyduğunuzda...