Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Kırdığın Yerden Kırıl
Kırdığın Yerden Kırıl

Kırdığın Yerden Kırıl

Zeus Kabadayı

Bazen gitmek gerek, hiç görmediğin yerleri görmek için… Bazen her şeyi unutmak gerek, en sevdiğin şarkıyı silip ilk defa duyuyormuş gibi dinlemek gerek. Sevmek…

Bazen gitmek gerek, hiç görmediğin yerleri görmek için… Bazen her şeyi unutmak gerek, en sevdiğin şarkıyı silip ilk defa duyuyormuş gibi dinlemek gerek. Sevmek gerek, sanki hiç o acıları tatmamış gibi yeniden tanışmak gerek. Yardım etmek gerek, bazen de yardım edilmesine izin vermek gerek. Yaraların derin de olsa dikiş atılmasına izin vermek gerek.

İçindeki merhamet seni sen yapan şey olsa da, bazen merhameti bir kenara bırakman gerek. Kalbini bazen kilitleyip saklamak gerek, bazen de gül bahçeleri sunmak gerek. En önemlisi “ah” almamak gerek. Gün gelecek, herkes buluşacak ya öbür tarafta. Ben sırf seni öte tarafta görmeyeyim diye hakkımı helal ediyorum. Ama sana tek bir cümle edeceksem, yüreğimden geçirerek şunu söylemek istiyorum: KIRDIĞIN YERDEN KIRIL! Kırdığın yerden kırıl sevgilim, kırdığın yerden kırıl.

*

Beni değiştirdiler, seni de değiştirdiler mi?
Bana yeri geldi acımadılar da.
Öylece suratıma bakıp güldüler.
Ben de bir karar aldım.
Hayatta cam gibi olacaktım, biri beni kırıyorsa ben de onları
kesecektim.
Ve kestim de.
Gözümü bile kırpmadan bana kim zarar vermeye kalktıysa
onu hayatımdan çıkardım.
Çünkü şunu anladım:
Seven taraf sadece benmişim. Ben değer veriyormuşum,
ben sahipleniyormuşum.
Ben savaşıyormuşum.
Aslında kimse için pek değerim yokmuş.
Tıpkı masallardaki gibi bir varmışım, bir yokmuşum.
Ne kadar acımasızca, değil mi? Mesela sen birinin seni sevmesi
için hiç savaş verdin mi?
Onun o kocaman gözlerinin içine bakıp
haykırırcasına, ‘‘Beni sev!’’ diye bağırdın mı?
İçinden…
Ben içimden çok bağırdım; ‘‘Allah aşkına beni sev!’’ diye…
Ama duyan olmadı.
Duysa ne fark edecekti ki? Kocaman bir hiç!

Hiçin içinde boşluk. Boşlukta sen, boşlukta ben.
Bizi neden anlamazlar biliyor musun? Çünkü onlar hiç yalnız
kalmadılar.
Yalnızlığın o koyu sularının içinde kaybolmayı bırak,
iskelenin ucuna kadar yürüyüp denizin içine bile bakmadılar.
Çünkü sadece cesareti olanlar boğulmayı göze alır.
Ben mutlu olmayı seçiyorum. Ve kim bana ne yaparsa yapsın
artık sadece O’na havale ediyorum.
O kim mi? Allah.
Ve Allah der ki:
‘‘Kulum,
Sen gün gelir sana yapılanı unutursun.
Ben unutmam!’’
Bana ne yapıldıysa hepsini O’na havale ettim. Artık benden çıktı.
Herkesin yolu açık olsun.
Çünkü onlar da beni bir hoşça kala sığdırmışlardı. Dün bana deliler gibi âşık olan kadının yarın benden hangi bahaneyle nasıl ayrılırım çabasını seyrettim. Bu benim için zor ama güzel bir sınavdı.
Ve biliyor musun, sınavı geçtim.
Umurumda bile olmadı, gelişine vurdum.
Kazanmak ya da kaybetmek sorun değildi.
Önemli olan yaşamaktı, güzel bir hikâyeydi, okudum bitti.
Ben kin tutan biri hiç olmadım. Bana ne yaptılarsa orada bıraktım
ve devam ettim.

Devam etmeseydim de yarı yolda mı kalsaydım? Ben kavga
ederken “Sana hakkımı helal etmiyorum!” diye bağırsam bile,
kendi içimden “Allah’ım helal ediyorum.” diyen biriyim.
Zaten hep bu içimizdeki merhametten kaybetmedik mi? Bize
bir tokat atsalar hemen diğer yanağımızı çevirirdik. Ne yaptılarsa affettik, affettim.
Her zaman derim; affet ama neyi affettiğini unutma, diye.
Ben de unutmadım. Kendimi topladım ve artık şunu diyorum,
eminim sen de öyle diyorsundur:
Biri gözünün içine bakıp yalan söylediğinde yalan söylediğini anlıyorsun… ya da aldattığında… ya da terk etmek üzere olduğunda…
Çünkü o kadar antrenmanlısın ki, o kadar biliyorsun ki bu duyguları, o filmi ben seyrettim diyorsun.
Diyorum. Diyoruz.
Bana ne yaptılarsa her şeyi affediyorum ama içten içe şunu
söylüyorum:
Seni Allah’a havale ediyorum ve ben ol istiyorum.
Kırdığın yerden kırıl!
Kırıl ki beni anla.
Kırıl ki ben ol.
Eyvallah.

Gücüm Olmadığından Değil,

Tenezzül Etmediğimden.

KÖPEK
Sen ve ben neden hemen âşık oluyoruz, biliyor musun?
Sevgisizlikten.
Sevgiye aç olduğumuzdan, çocukluğumuzda yeterince ailemiz tarafından sevilmemekten dolayı. Keşke ailem beni daha
fazla sevseydi ve daha fazla sahip çıksaydı. Eğer öyle olsaydı,
bu kadar çabuk âşık olmazdım. Bazen kendimi bir köpek gibi
hissediyorum. Sokak köpekleri nasıl olur? Onlar genellikle her
şeyden korkarlar, ufacık bir ses bile onları ürkütür. Yani, bizim
gibi yalnızdırlar. Ayrıca saldırgan olabilirler çünkü başka kimseleri olmadığı için kendilerini korumak zorundadırlar. Bizim
durumumuz da buna fazlasıyla benziyor. Ailemiz, dostlarımız
ve arkadaşlarımız dediğimiz insanlar bizi nasıl kandırıyorsa,
sokaktaki hayvanlar da kendilerine zarar verenlere karşı saldırgan olmak zorunda kalırlar. En çok da hangi yönümüzün
benzediğini biliyor musun?
Biraz sevgi verirsen,
Bir kafasını okşarsan,
Hemen seni sahiplenirler. Benim gibi.
Kim bana birazcık sevgi gösterirse,
Kim yüzüme gülümserse,
Kim artık benim yanımda olduğunu söylerse,
Ona canımı vermek isterim.

Ve biliyor musun?
Bu hayatta bir kere gönlümü alsalardı onlara canımı verirdim,
şimdi canlarını verseler gönlümü alamazlar.
Herkese kırgınım. Yağmur altında ıslanan o köpek gibi yalnız,
sinirli ve kimsesizim.
Önemli değil.
Sahte bir şekilde sevilmek yerine hiç sevilmem daha iyi.
Zaten hayatta her şeyin sahte olmasına kırgınım.
Arkadaşlıklar sahte.
Dostluklar sahte.
Sevgiler sahte.
Ben, benim elimi tutmak istemeyen birinin elini tutmak istemem.
Ben, ona “Seni seviyorum.” dediğimde, bana yarım ağızla “Ben de.”
diyen birini istemem.
Ben, ona sarıldığımda, bana istemeyerek sarılan birini istemem.
Sen ister misin? Ya da kim ister ki bu iğrenç durumu?
Şu anda bir ilişki içinde olanlar bir mucizeyi başarıyorlar, farkında
değiller.
Bu yüzden onlara senin ve benim adıma seslenmek istiyorum:
Sevginin değerini bilin.
Sevgi kaybedilecek ya da tekrar tekrar bulunacak bir şey değildir.
Eğer biri gerçekten gözlerinin içine bakarak sana “Seni seviyorum.”
derse, onu kaybetme.
Ancak içinde bir yerlerde bir soru işareti varsa, gerçekten seni
seven birini kandırma. Onun gitmesine izin ver.
Çünkü eğer o kişi senden ayrılırsa bir kez ölür ama sevgisizliğini
gördüğü her an, bin kez ölecek.

Bunu kimseye yapmayın.
Bana yaptılar.
Gözlerimin içine bakarak “Seni çok seviyorum.” dediler.
Ve ben inanmış gibi yaptım.
Beni sevmediğini biliyordum.
Beni istemediğini biliyordum.
Bir yara bandı olduğumu biliyordum.
Buna rağmen, umursamadan devam ettim.
O kemiği kırdım.
Tüm çatırdamalarını vücudumda hissettim.
İnsan sevgisizlikten neler yapabilir sorusunun cevabını bulmuş
olarak burada, önünüzde eğiliyorum.
Ayrıca en çok şuna üzülüyorum:
İnsanlar yanınıza gelip “İyi misin?” diyorlar, değil mi?
“İyiyim.” demek beni çok üzüyor.
Çünkü iyi değilim.
Uzun zamandır iyi değilim.
Çünkü sen ve ben sadece birbirimize “Kötüyüm.” diyebiliriz.
Dünyadaki herkes “İyi misin?” diye sorarken, ben sadece onun
sormasını isterim.
Çünkü ben sadece ona “Kötüyüm.” diyebilirim.
Neredeysen gel. Çünkü çok kötüyüm.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıKırdığın Yerden Kırıl
  • Sayfa Sayısı248
  • YazarZeus Kabadayı
  • ISBN9786258222890
  • Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviHayy Kitap / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

Beriahome Harf Kupa

Aynı Kategoriden

  1. Türkçenin Sol Anahtarı ~ Hüseyin FerhadTürkçenin Sol Anahtarı

    Türkçenin Sol Anahtarı

    Hüseyin Ferhad

    Türkçenin Sol Anahtarı Hüseyin Ferhad, şiirin iç sorunlarını, gelenekle bağlarını irdelerken içinde yaşadığı şiir ortamını, kültürel çevreyi gözlemleri ve anılarıyla ortaya koyuyor. Şiirimizin son...

  2. Kanatların Var Ruhunda ~ Nil KaraibrahimgilKanatların Var Ruhunda

    Kanatların Var Ruhunda

    Nil Karaibrahimgil

    Kaygılar, korkular, kuruntular hep k’yla başlar ardından yürür ve sürekli sana bir şey fısıldarlar nereye gitsen fare gibi peşindedirler ve yoktur susacakları anneni ararsın...

  3. Bu Kalem Un(Ufak) ~ Enis BaturBu Kalem Un(Ufak)

    Bu Kalem Un(Ufak)

    Enis Batur

    Çehov’un ünlü sözü “vaktim olsaydı daha kısa yazardım” kitabın çıkış noktası. Bu Kalem Un(Ufak)’ın her cümlesiyle Enis Batur okurun önüne bir ekran açıyor: Birinden...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur