BİRİNCİ BÖLÜM
Dil Yeteneği
Methuethuen Londra’da bulunduğu zamanların çoğunu kulübünde geçirmesine rağmen, barda ya da dumanlı sigara salonlarında nadiren görülürdü. Haziran ayının bu öğleden sonrasında bir istisna olarak, kapıcı kulübesinin yanından geçen mermer merdivenlerden çıkarak özel lobiye açılan kapıyı ittiğine kendisi de şaşırdı. Kendi kendine eğlenceli bir refakatçi aradığını söyledi, “Ve kim olduğu da önemli değil,” diye fısıldayarak ekledi. Malaya ormanlarında geçirdiği dört ayın sonunda kendi lisanını duymaya can atan Methuen, odanın bir köşesinde eski dostu dünyanın en can sıkıcı insanı Archdale’in bakışlarını yakaladığına memnun-evet, memnunoldu. “Çok uzun zamandır uzaklardaydın,” dedi Archdale altın çerçeveli monoklünün arkasından gizemle bakarak ve Methuen’i o tanıdık sıcak karşılamayla selamladı. “Kamp ateşine hoş geldin, eski dostum.”
Kamp ateşi aslında biraz daha zayıf yanıyordu ve bu, Archdale’in karşısındaki koltuğa gömülmeden önce bir yandan da garsona sipariş veren Methuen’in dikkatini çekti. Bir süre havadan sudan sohbet ettiler. Archdale, Methuen’in refakatinden duyduğu minnettarlık duygusunun karşılığını vermek için uzun hikâyelerinden birini anlatarak elinden geleni yapıyordu ki, Methuen birdenbire izlendiğini hissetti ve Dombey’in girişteki aynaya yansıyan görüntüsünü yakalamak için tam zamanında döndü. “Aman Tanrım,” dedi, “umarım Dombey beni aramıyordur.” Archdale, “Onun peşinde olduğu ben değilim,” diye kıkırdadı.
Methuen, içkisinden büyük bir yudum aldı ve adeta açıklama yapar gibi, “Onun yanından az önce ayrıldım. Raporumu verdim ve şu Uzakdoğu gösterisinden sonra süresiz izin aldım,” dedi.
Omzunun üzerinden sinirli sinirli tekrar baktı ve karincayiyen profili, yıpranmış eski Eton kravatı ve oldukça yaşlanmış görüntüsüyle şefi Dombey’in içeri girmesi için kapıların açıldığını gördü. Dombey, kapının içinde durdu ve uzun burnunu Methuen’in bulunduğu yöne çevirdi. Methuen üzüntüyle “Beni arıyor,” diye söylendi, yine de emin olmak için ellerini soru sorar gibi sallayarak parmağıyla kendisini işaret etti. Dombey gülümseyerek yavaşça başıyla onayladı ve ayaklarını sürüyerek odanın uzak köşesine yürüdü, adeta büyük bir kuş gibi bir sandalyeye oturdu ve elindeki dosyayı kapatan bir adam edasıyla kocaman ellerini önündeki maun masanın üzerinde kavuşturdu. Yarı kapalı gözleri onun sürekli uyukladığı izlenimini veriyor, yüzünde ise masum, baykuşvari bir gülümseme etkisi yaratıyordu. Methuen içkisinden bir yudum alırken “Kahretsin,” diye hırsla söylendi. “En iyisi gidip ne istediğini öğreneyim.” Archdale bir kez daha budalaca kıkırdadı ve “Siz Tuhafiyeci Dükkânı’ndaki çocukların nasıl bir hayatı var böyle? Tanrı’ya şükür ben hiç bu tür kılık değiştirme işleriyle ilgilenmedim. Basit bir topçuyum. Bana çok daha uygun,” dedi.
Topçu olmak o anda hemen herkes kadar Methuen’e de uygun olurdu; Malaya onun gerçekten midesini bulandırmıştı ve İrlanda’da bildiği bir nehirde iki haftalığına balık tutmaya gitmek için can atıyordu. Dombey bu planları bir gölge gibi tehdit ediyordu. “Hangi şeytana uydun da,” dedi Archdale huysuzlukla, (o öğleden sonrasını onunla geçirmeye kararlı görünen tek kişiyi de kaybetmek istemiyor olmanın verdiği hoşnutsuzlukla) “hangi şeytana uydun da,
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıSırbistan Üzerinde Beyaz Kartallar
- Sayfa Sayısı204
- YazarLawrence Durrell
- ISBN9789750707513
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2007
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Erkek Nedir Bilmezdim ~ Jacqueline Harpman
Erkek Nedir Bilmezdim
Jacqueline Harpman
“Yaptığımın cevapsız kalan bir sürü soruya yenisini eklemekten başka bir şey olmadığının farkındayım” diyor Erkek Nedir Bilmezdim’in gizemli kahramanı. “Sadece, o gün içinde yaşadığım,...
- Tüm Ruhlar ~ Javier Marías
Tüm Ruhlar
Javier Marías
“Tüm Ruhlar” anlatıcının, dünyanın ve zamanın dışındaki bir şehirde, Oxford Üniversitesi’nde geçirdiği sislerle kaplı, tuhaf iki yılın hikâyesidir. Bu romanın büyüleyici kahramanları da dünyanın...
- Hatırlayış ~ Hugh Conway
Hatırlayış
Hugh Conway
“Heyecan verici bir gizem romanı. Kahramanın kör olması fikri çok zekice. Başından sonuna kadar insanın ilgisini canlı tutuyor.” –OSCAR WILDE 19.yüzyıl polisiye edebiyatının önemli...