Birazoku

“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter!” III. Dünya Savaşı senaryosu çok önceden yazıldı, şimdi oynanıyor. Dünya, eşi benzeri görülmemiş bir kıyamete yaklaşıyor. Üstelik bu yolda yapılan bütün planlar tıkır tıkır işlemekte… Dünyanın şu durumdaki haline bakınca III. Dünya Savaşı senaryosuna ne kadar uzağız dersiniz? Aslında hiç uzak değiliz, kıyamete fazlasıyla yakınız. III. Dünya Savaşı öngörülere göre Müslümanların ya da Siyonizm’in sonunu getirecek deniyor ama doğru değil.

Bu savaş, yeryüzünde yaşayan altıncı neslin, günümüz insan ırkının sonunu getirecek. Dünya bugüne kadar beş büyük kitlesel yok oluş yaşadı. Canlı türlerinin yüzde sekseninin hatta yüzde doksan altısının soyu tükendi. Sekiz buçuk milyara ulaşan dünya nüfusunu iki milyar seviyesine düşürmek için çaresi olmayan salgın hastalıklar, kıtlık, susuzluk, gıda oyunları ve son olarak savaş planları kurgulanıyor. Dünya, yedinci bin yıla yani Kova Çağı’na, diğer bir deyişle Altın Çağ’a geçebilmek için neredeyse insanlığın yüzde seksenini kaybedecek… Oynanan açlık oyunlarını yaşayarak göreceğiz. Ancak elimizde hâlâ bir silah var: Uyanmak!

İÇİNDEKİLER

Önsöz………………………………………………………………………. 9
1. Bölüm
İnsan Soyu Tehlikede……………………………………………….. 11
Altıncı Büyük Kitlesel Yok Oluş Çoktan Başladı………. 12
Yedi (7) Sayısının Gizemi…………………………………………. 14
Değişik Dinlerde Yedi Sayısının Geçtiği Yerler…………. 16
Yahudilikte Yedi Rakamı………………………………………….. 19
Hıristiyanlıkta Yedi Rakamı …………………………………….. 19
Müslümanlıkta Yedi Rakamı……………………………………. 20
Yedi Akbaba Başlı Levhalar……………………………………… 21
Yedi Akbaba: Kıyametin Habercileri………………………… 22
Yedi Akbaba ile İlgili Bir Başka Anlatış ……………………. 27
2. Bölüm
III. Dünya Savaşı Senaryoları…………………………………… 32
İngilizlere Göre
III. Dünya Savaşı’nı Çıkaracak 4 Senaryo…………………. 40
III. Dünya Savaşı Nasıl Çıkacak?……………………………… 42
Tukidides Tuzağı ve III. Dünya Savaşı ……………………… 47
Birinci Senaryo………………………………………………………… 52
İkinci Senaryo …………………………………………………………. 52
Üçüncü Senaryo………………………………………………………. 52
Yaklaşan Tehlike: Rusya-Türkiye Savaşı……………………. 55
Birinci Senaryo………………………………………………………… 55
İkinci Senaryo …………………………………………………………. 55
Üçüncü Senaryo………………………………………………………. 56
3. Bölüm
III. Dünya Savaşı’nın Olası Gerekçeleri ……………………. 59
Ailenin Bir Sonraki Hamlesi Ne Olacak?…………………. 61
Leviathan Kavramı ve BOP: Büyük Savaş Olasılığı…… 64
Leviathan Adının Gizemi ………………………………………… 66
4. Bölüm………………………………………………………………….. 69
III. Dünya Savaşı ve İlluminati…………………………………. 69
Harut ve Marut’un Gizemi ………………………………………. 71
Zühre Yıldızı’nın İlginç Hikâyesi ……………………………… 74
Hermeciddun III. Dünya Savaşı mı?………………………… 81
Tek Dünya İmparatorluğu ve III. Dünya Savaşı………… 83
Hermeciddun Savaşı – İncil’deki İşaretler!………………… 84
Tek Dünya İmparatorluğu Yolunda Yapılan Planlar …. 90
İlluminati 3 Milyar İnsanı
Yok Etmeyi Nasıl Planlıyor?…………………………………….. 92
Tek Dünya İmparatorluğu’nun Kuklasıyız! ………………. 93
İlluminati Kart Oyunu’nun Sırrı………………………………. 99
5. Bölüm
Baltık Ülkeleri ve III. Dünya Savaşı………………………….. 105
Uyarılar: “Artık Savaş İmkânsız Değil!”……………………. 110
Büyük Kumar: Putin’ın Rusya’yı Yeniden Büyük
ve Mühim Bir Devlet Haline Getirme Planı……………… 114
İmkânsız Nasıl Mümkün Hale Geldi?………………………. 116
6. Bölüm
III. Dünya Savaşı’nın Tarafları………………………………….. 129
III. Dünya Savaşı’nın Kendine Has Özellikleri …………. 133
Diğer III. Dünya Savaşı Teorileri……………………………… 136
1. ABD, İngiltere-Rusya, AB…………………………………….. 137
2. Çin, Rusya-ABD, AB……………………………………………. 138
3. ABD, İngiltere, Japonya-Rusya, Çin, AB ………………. 138
Kraliçe’nin III. Dünya Savaşı Konuşması Hazırdı …….. 139
7. Bölüm
III. Dünya Savaşı’na Dair Kehanetler……………………….. 141
2022 Siyonistlerin Sonu! ………………………………………….. 141
Büyük İsrail Devleti,
III. Dünya Savaşı ile Kurulacak………………………………… 146
Ünlü Kâhinlerin III. Dünya Savaşı Tahminleri…………. 149
Alois Irlmaier…………………………………………………………… 149
Baba Vanga ……………………………………………………………… 151
Albert Pike………………………………………………………………. 155
Anton Johansson of Sweden (1858-1909) ………………… 156
Erna Stieglitz’in Kehanetleri (1894-1965) ………………… 157
Eilert (Jasper) Kehanetleri (1764-1833)……………………. 158
Veronica Lueken, Bayside,
New York, ABD (1923-1995) …………………………………… 159
John Titor’un Kehanetleri………………………………………… 160
Friedman Kehanetleri ……………………………………………… 162
2050-2052 III. Dünya Savaşı…………………………………….. 162
Aytunç Altındal’ın Kehanetleri ………………………………… 163
III. Dünya Savaşı Hakkındaki Kehanetlerin Özeti……. 1658. Bölüm
Dinlere Göre III. Dünya Savaşı………………………………… 168
Dini Âlimlere Göre
Türkiye III. Dünya Savaşı’na Girecek mi?…………………. 177
III. Dünya Savaşı ve Rusların İstanbul’u İşgali………….. 179
Mehdi’nin İstanbul’u Fethedeceği Rivayeti……………….. 181
Ayasofya Hakkında Sırlar Manzumesi……………………… 182
9. Bölüm
III. Dünya Savaşı ve Biyolojik Saldırılar…………………… 187
Kısır Yapan Tohumlardan Sperm Öldüren Mısırlara… 191
Gizli GDO Gündemi Ortaya Çıkıyor……………………….. 197
Biyolojik Saldırılar Çoktan Başladı…………………………… 199
Bitirirken…………………………………………………………………. 202
Dört Bir Taraf Ateş Altında ……………………………………… 208
Bölünebiliriz!…………………………………………………………… 208
Ay Tutulması ve Savaş……………………………………………… 210
Son Söz……………………………………………………………………. 214
KAYNAKÇA……………………………………………………………. 218
YAZAR HAKKINDA………………………………………………. 222

Önsöz

1756’dan bu yana modern devletler sistemi, toplam dört küresel savaş gördü: Yedi Yıl Savaşı, Fransız Devrim Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı. Bugün geldiğimiz noktada III. Dünya Savaşı’nın ise beş bölgede birden çıkma ihtimali yüksek. En büyük risk alanı ise şimdilik Suriye (Ortadoğu) gibi görünüyor. Aklıma Mustafa Kemal Atatürk geldi. Hatay meselesi ve Hatay ismini HAT-AY yani AY HATTI olarak kayda geçiren büyük stratejist…

Bugün için ise üzerinden geçen seksen yıla rağmen o günkü gibi taze bir paylaşım, ancak savaşı gözümüzün önünde görürsek cereyan ediyor. Her küresel savaş bir kıvılcıma gereksinim duyar. Herhangi bir yerde yaşanan bir uzlaşmazlık birden fazla büyük gücün çıkarını ateşler. Birinci Dünya Savaşı, Franz Ferdinand suikastıyla; Yedi Yıl Savaşı Fransızların ve İngilizlerin Mississipi Nehri boyunca gelişigüzel çatışmalarıyla başladı. Savaşan taraflar, kıvılcımların büyük yangınlara yol açabileceğini her zaman öngöremezler. Ancak bir noktadan sonra işler ciddiye biner. İşin içine başka ülkeler girer ve en başta savaşı başlatan neden, büyük güçlerin rekabetine dahil olur. Savaşın hedefi bir anda yeni bir küresel düzen kurmak olur ve bahiste el yükseltildikçe savaşan taraflarının aktardığı kaynak ve vatandaşlarının fedakârlıkları da artar. Bu bağlamda başlayabileceği muhtemel bir “III. Dünya Savaşı”, modern devlet sistemi tarihinde görülen beşinci Dünya Savaşı olacak.

Peki, böyle bir savaşın kıvılcımı nerden çakılır ve bu kıvılcım küresel bir çatışmaya nasıl döner? Amerika Birleşik Devletleri, bugüne kadar Güney Çin Denizi’nde Çin donanması ve hava unsurlarıyla birkaç kez tatsız biçimde karşı karşıya geldi. Halihazırda IŞİD, Fransa, Birleşik Devletler ve Rusya dahil olmak üzere, dünyanın en güçlü ülkelerinin dikkatini cezp etmiş durumda. Hindistan ve Pakistan herhangi bir sebepten ötürü yeniden savaşa tutuşabilirler. Daha onlarca kriz bölgesi mevcut!

Bana göre ise kilit Anadolu,
her şeyin başladığı
ve bittiği yer olarak yine tarihe geçecek.

En uzun küresel barış 1815 ile 1914 yılları arasında oldu. Bugün son savaştan bu yana yetmiş yıl geçti. Yazmış olduğum bu kitapta tüm yönleriyle devam etmekte olan III. Dünya Savaşı’nın önümüzdeki yıllarda nasıl küresel boyutta büyük bir savaşa dönüşeceğini tüm şifreleri ile ele aldım. Mustafa Kemal Atatürk, Maya Tapınakları’ndaki tabletlerden bizlere bu bilgiyi bıraktı: “Üç bin yıl sonra, üç tarafı denizlerle çevrili Anakara’da (Anka-Ra, Anakara, Ankara) olacak güneşin çocukları. Onlara hiç durmadan saldıracak kara elbiseli adamlar. Ta ki bir tepenin üzerinde, koyu gümüş renkli iki yıldız görünene kadar.” Atam bizi olacak olanlarla ilgili olarak uyarmıştı. Fakat bu mesajı, henüz toplumsal olarak anlama kabiliyetinden çok çok uzaktayız…

1. Bölüm
İnsan Soyu Tehlikede

Bilim insanları uyarıyor: Dünya 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş evresinde. Bu kitlesel yok oluşun temel nedeni ise insanoğlunun dünya üzerindeki faaliyetleri. Altıncı Büyük Kitlesel Yok Oluş adlı evre, insanoğlunun soyunun tükenmesine sebep olabilir. Dünya bugüne kadar beş büyük kitlesel yok oluş evresinden geçti.

Bu evrelerin her biri dünya üzerindeki canlı türlerinin büyük bir bölümünün (yaklaşık yüzde 80 ile yüzde 96’sının) soyunun tükenmesine neden oldu. “Örneğin Dinozorların Soyu, Beşinci Büyük Kitlesel Yok Oluş Evresi’nde tükendi.” Bitkiler, yanardağlar ve asteroitler gibi oldukça çeşitli nedenlerle gerçekleşen bu kitlesel yok oluşlardan en çok bilineni Palaojen Yok Olması. Beşinci Büyük Kitlesel Yok Oluş olan Palaojen’e, 65 milyon yıl önce 11 kilometre çapında dev bir asteroidin dünyaya çarpması neden oldu. Çarpmanın etkisiyle volkanlar patladı, yanardağlardan çıkan yoğun duman güneşi engelledi. Atmosferdeki karbondioksit ve denizlerdeki asit oranının önemli ölçüde artmasına sebebiyet veren bu hızlı değişimler, dinozorlar da dahil olmak üzere dünya üzerindeki canlıların yüzde 80’inin soyunun tükenmesiyle sonuçlandı.

Altıncı Büyük Kitlesel Yok Oluş Çoktan Başladı

Endüstri devriminden bu yana insan faaliyetlerinin, yerkürenin iklimini çok hızlı bir şekilde değiştirdiğine, canlıların yaşam alanlarının da buna paralel olarak yok olduğuna vurgu yapan bilim insanları Altıncı Büyük Kitlesel Yok Oluş’un çoktan başladığına dikkat çekiyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) kısa süre önce yayımladığı “Yaşayan Gezegen” raporu, yaşam alanları hızla küçülen hayvanların karşı karşıya olduğu tehlikeyi gözler önüne seriyor. Rapora göre son 40 yılda dünya üzerindeki vahşi hayvan nüfusu yüzde 60 oranında azaldı. Hayvan ve bitki türleri hızla yok olurken insanoğlu bu kitlesel soy tükenmesinden muaf değil. Amerikan Uzay Ajansı NASA’nın finanse ettiği ve 2014 yılında yayımlanan bir çalışma, küresel sanayi uygarlığının önümüzdeki birkaç on yıl içinde yok olabileceğine işaret ediyor. Bağımsız araştırma projesine göre, dünya üzerinde gelir dağılımındaki eşitsizlik her geçen gün artarken yerküre kaynaklarının kullanımı sürdürülebilir değil. Araştırma, gerekli önlemler alınmazsa bu iki koşulun sanayi medeniyetinin sonunu getireceğini açıklıyor.

“Yetmiş üç araştırmanın sonucunu bir araya getiren bilim insanları, korkutucu bir tablo ortaya koydu. Buna göre arılar dahil böcek türlerinin yüzde 40’ı birkaç on yıl içerisinde, tamamı ise 100 yıl içerisinde yok olabilir. İnsanlığın faaliyetleri, canlıları dünya tarihindeki Altıncı Kitlesel Yok Oluş’a sürüklüyor. Özellikle tarım ilaçları bu yok oluşa önemli katkıda bulunuyor.”

Meksikalı bilim insanlarının yaptığı araştırma, “Altıncı Kitlesel Yok Oluş” olarak bilinen dönemin bugün beklenenden daha hızlı yaşanıyor olabileceğini ortaya koydu. Sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan araştırma, Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi’nde görevli ekoloji profesörü Gerardo Ceballos Gonzalez liderliğindeki bir ekip tarafından yürütüldü. Araştırma, 2001-2014 yıllarında 173 türün neslinin tükendiğini gösterdi.1 Bu araştırmaya göre 7,6 milyar insan, yeryüzünde yaşayan bütün canlıların yüzde 0,01’ini oluşturuyor. Ancak buna rağmen ortaya çıktığı ilk günden beri insanlık, gezegendeki vahşi hayvanların yüzde 83’ünün, bitkilerin ise yarısının yok olmasına yol açtı.

Kısacası insanoğlu, yeryüzünün
çok küçük bir kısmını oluşturmasına rağmen,
çoğunluğu oluşturan canlıların
yok olmasına sebep oluyor.

Son savaşımızı ise yine insanın insanı, doğayı, mahlukatı yok etmek üzere planladığı bir savaş olarak görebilirsiniz. Muhtemelen Covid-19 salgını ile bu savaşı siz de ciddi ciddi fark etmeye başladınız. Küreselciler adı verilen karanlıklar prensleri, dünya ve insanlığı yok etmek üzere kurguladıkları senaryoları uygulamaya devam etmeye çalışıyorlar. Her salgının ardından kaos, iç çatışma, küresel ekonomik kriz ve paylaşım savaşları yaşandığı aşikâr. Elbet bu kez de aynı süreçler tek tek yaşanacak. Altıncı nesil yok olacak ve yedinci nesil doğacak. Peki yedi rakamının bir önemi var mı yoksa bu sadece bir tesadüf mü? Unutmayın, sayılara yani matematiğe hükmeden her şeyin sırrına ulaşabilir.

Yedi (7) Sayısının Gizemi

Söz, insan icadıdır; ancak rakamlar tanrısaldır. Matematik her ne kadar insan yapımı gibi dursa da aslında hep vardı, tıpkı rakamlar gibi… Bazı rakamlar diğerlerinden daha metafiziktir. Örneğin tüm dünyada şansın sembolü olarak bilinen 7 rakamı. 7 sayısının peşinden gittikçe birçok sırla karşılaşırsınız. 7, adeta bu dünyanın dışından gelmiş gibidir. Örneğin, ana rakamların hiçbiri 7’ye tam bölünemiyor, sonuç her zaman sonsuz tekrarlardan oluşan ondalık sayılar oluyor. 7’nin bölünememesi ve diğer rakamlarla herhangi bir işleme girememesi bakire halinin oluşumunu sağlayan nedenlerden sadece biri. 7 sayısı özellikle Yahudiler için çok önem taşıyor. Tam olarak Yahudi dininde olmasa da kabala dediğimiz Yahudi felsefesi için bu geçerli. 7 ile başlayan olaylar Yahudiler için çok önemlidir.

7 sayısının bir başka gizemi de
Tanrı’nın tüm evreni 6 günde yaratıp
7. gün tatil yapmasıdır.

Tarihte 7 sayısı Hitler için de çok önemliydi. Hitler, 7 sayısının uğurlu olduğuna inanıyordu. Hitler için 7 sayısı, şans ve talihi simgeliyordu.1 Doğaya baktığımızda da 7 sayısını bolca görebiliriz. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse:

Gökkuşağı yedi renktir.

Doğada yedi ana renk vardır.

Büyükayı yedi yıldızlıdır.
 Dünyada yedi kıta vardır.
 Bir haftada yedi gün vardır.
 Gökyüzü yedi kattır.
 En çok tanınan ve bilinen gül çeşidi “yediveren gülü”dür.
 Türkiye’nin yedi coğrafi bölgesi vardır.
 Rio, Roma ve İstanbul yedi tepe üzerine kurulmuştur.
 Kızılderililerde ve Avustralya’daki Aborijin ve
Kulinler’de yedi mevsim vardır.

Kültürel ve sosyal hayata baktığımızda da yedi sayısının ne kadar sık karşımıza çıktığını fark edebiliriz. Örnek vermek gerekirse:

 Dünyanın yedi harikası vardır.
 İstanbul’da Topkapı Sarayı’nın 7 büyük kapısı vardır.
 Müzikte yedi nota vardır.
 James Bond 007’dir.
 Hürmüz yedi kocalıdır.
 Pamuk Prenses’in yedi cücesi vardır.
 Romalılar yedinin kutsal ve uğurlu olduğuna inanırlardı. Roma’da yedi, gizemi ve gücü temsil ediyordu.
 Konstantin, adını verdiği şehirde (İstanbul) yaptırdığı
sarayındaki büyük salonun adını “Yedi Kandil” koymuştu ve
imparatoru korumakla görevli “Yedi Muhafız Alayı” vardı.
 Yedi Âlimler Hikâyesi: “Yedi Âlimler Hikâyesi”, kaynağını Sindbadname’den alan Türkçe masallar derlemesidir.
 Yedi Askı: Arap edebiyatında, İslam öncesinde yazılmış
yedi kasideden oluşan derlemedir.
 Yedi ile ilgili deyişler: Yedi bela, yedi canlı, yedi iklim
dört bucak, yedi kat el, yedi mahalle duydu, yediden yetmişe,
yedi düvel, yedi göbek, yedi delikli tokmak.
 Çocuklar okula yedi yaşında başlar.
 İnsanın yüzünde yedi delik vardır.

Değişik Dinlerde Yedi Sayısının Geçtiği Yerler 

Melek terapisinde yedi sayısı çok önemli bir yer tutar. Yedi tane baş melek vardır. Kuran-ı Kerim’de de bu melekler geçer. Kuran-ı Kerim’deki surelerin yedi ve katı okunması da önemlidir. Bu hem evrensel hem de ruhani duruma yakın olan bir sayı. Yedi sayısı ruhani ve mistik bir sayı. Kuran-ı Kerim’de de yedi sayısı kutsaldır. Örneğin; büyü bozma ritüellerinde bazı sureler yedi kez ya da yedinin katları olarak tekrarlanır. Yedinin büyük bir enerjisi vardır. Bazı duaları yedinin katı olarak okursunuz ve bu duaların enerjileri daha yüksek olur. Esma’ül Hüsna’da da Allah’ın isimleri zikredilir ve onların birçoğu yedinin katıdır.

Dünyanın var oluşundan günümüze kadar gelen zaman içinde ve kutsal dinlerin ortak sembolleri arasında yedi rakamının ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Bir inanışa göre, dünyanın görünen ve görünmeyen âlemler arasındaki rakamı yedidir (7). Yedi, aynı zamanda tamamlanmışların, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun, mükemmel düzenin sembolü olarak bilinir.

…